Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Diğer SporlarNFL Rehberi: Yeni Manzara

Play-off yaklaşırken NFL'de farklı takımlar öne çıkıyor ve birbirinden ilginç sonuçlar yaşanmayı sürdürüyor. Yeni NFL Rehberi karşınızda.
Burak Tekin7 sene önce

Bu haftaki yazımın girizgâhını, hatta bizzat kendisini elimde olmayan sebeplerden ötürü biraz kısa tutacağım müsaadenizle. Şöyle bir sebep uydursam belki inandırıcı olur: Şükran Günü’nde kesmeye çalıştığımız hindiyi elimizden kaçırdık, ortalık karıştı. İlginç bir sezon geçiriyoruz. Sezona 10 maçta 10 mağlubiyet ile başlayan Cleveland Browns’ın play-off’lara katılma şansı matematiksel olarak hâlâ sürüyor. Normalde süper bir rekabete sahne olan, kağıt üzerinde harika ofansif ve defansıf oyunculara sahip AFC Batı Konferansı, sezona zımba gibi başlayan Kansas City Chiefs’in de düşüşe geçmesiyle balona dönüştü. İki hafta önce “bunlar bitmiş yahu” denen takımlar birden play-off’lar için iddialı hâle gelebiliyor (bkz: Baltimore Ravens, Detroit Lions) Manzara ya Philadelphia Eagles’ın Super Bowl 39’un rövanşını New England Patriots’tan almaya çalışacağını ya da Minnesota Vikings’in 42 sene sonra ilk defa, tarihinde 5. kez Super Bowl oynayacağını ve bu sefer kupayı müzesine götürmeye çalışacağını gösteriyor. Haftaya bambaşka şeyler konuşabiliriz ama.

HAFTANIN EN GÜZEL HAREKETLERİ

Paslar/tutuşlar: Rishard Matthews (çifte vücut çalımı), Antonio Brown (kask tutuşu), Mike Wallace (“bir elin nesi var?” touchdown’ı), Tom Savage (Tom Savage? en güzel paslarda?!?), Case Keenum (rakip sıradan bir takım değil Rams), Jarvis Landry (kardeş o tuttuğun frizbi değil futbol topu), Roger Lewis (bu nasıl bir konsantrasyon?), Josh Doctson, Mike Williams (Matrix?), Kenjon Barner (nasıl saha içinde kaldın?), Julio Jones (hadi Barner’ı anladık, sen ne yaptın?)

Koşular: Mitch Trubisky, Mark Ingram, Russell Wilson (arka arkaya yaptığı bu iki koşu).

Savunma oyunları: Patrick Peterson (ribaunt alır gibi pas kapma), Nickell Robey-Coleman, Justin Evans, Korey Toomer, Dre Fitzpatrick (önce iyi zoru, sonra kötü daha zoru, sonra iyi en zoru başarma)

En iyi hücum oyunu: Bu kategoride bazen üst üste yapılmış hareketlere iltimas geçiyorum, ama bu degaj kandırmacası ile başlayan Redskins akınında üst üste güzel paslar gerçekleşiyor, akıl dolu bir seri yakalanıyor, bu da özel bir anmayı hak ediyor.

En iyi savunma oyunu: Maçın en kritik anlarından birinde, rakip touchdown’a 1 yarda kadar uzakken müthiş bir konsantrasyon ve takip sonucu gelen bu top çalmayı gerçekleştiren Anthony Harris’i özellikle tebrik etmeli:

HAFTANIN SABRİ BEYLERİ

Geçen hafta Delaine Walker’ın rahat tuttuğu touchdown pasını elinden kaçırmasına, Deshone Kizer’ın elinde kaçırdığı topla takımına 6 puana mal olmaktan ucuz yırttıktan sonra aynı hatayı tekrar yapmasına, Nathan Peterman’ın 30 dakikaya 5 pas kaptırma sığdırmasına ve de Seth Roberts’ın çelme yerken topu korumak yerine Mevlevi gibi kollarını açıp dönmesine şahit olduk, hepsi birbirinden saçma hareketlerdi fakat öyle bir kolektif aptallık yaşandı ki bu ödüllük hareketlerin hepsi geride kaldı.

Sevgili Chiefs ve Giants. Rakibi kandırmak için fantastik hücum oyunları deneme istek ve arzunuzu anlıyorum. Fakat bu nedir? Shane Vereen kardeşim, futbol pası mı veriyorsun, dans rutini mi icra ediyorsun yoksa arkadaşın rahat tutsun/eli acımasın diye evin anahtarlarını mı atıyorsun? Çıka çıka bu çıkmışsa bu oyunu niye yapıyorsunuz yahu?

https://www.youtube.com/watch?v=rgcPztoIB_o

Peki ya Chiefs, ilk çeyrekte Giants’ın başına geleni gördükten sonra aynı şeyi niye deniyorsunuz yahu? Hadi deneyeceksiniz illa, değme oyun kurucular kolay kolay 50+ yarda pas atamazken bunu takımın dış açığı Travis Kelce’ye denettirmenin ne manası var?

Neyse, takımlarınızın işleri ligde epey kötü gidiyor olabilir ama en azından Sabri Bey ödüllerini topluyorsunuz, övünün.

HAFTANIN TAHMİNLERİ

Son üç haftaki yazılarımda Pazar günü gündüz maçı tahminlerindeki seçimimin zıttını, Pazar ve Pazartesi akşam maçlarında ise seçimimi tercih edenlerin başarı oranı 35’te 29 oldu. Diğer bir deyişle bildiğim ve bilemediğim maç tiplerinde ciddi bir istikrar yakalamış durumdayım, gündüz maçlarının gidişatını yanlış öngörmem neredeyse garanti gibi. Bu tahmin edilebilirlik de bir amme hizmeti sayılabilir sanki son tahlilde.

Öncelikle geride bıraktığımız üç Şükran Günü maçını kısaca özetleyip haftanın geri kalan maçlarına bakalım. (Bu üç maç epey Sabri Bey adayı çıkardı aslında ama onların ödülünü haftaya vereceğim.)

Detroit Lions – Minnesota Vikings (-2.5): (Ön analiz) Maçın sonucunun yakın olması aldatmasın, Minnesota ekibi alev aldı gidiyor. Aleyhlerinde facia hakem kararlarının yaşandığı bir maçta (şu bir, şu iki, şu üç) Detroit ekibini gerek savunmaları (1 pas kapma, 3 yere çalma), gerekse hücum güçleri (Adam Thielen 89 pas yardası, Stefon Diggs 9 koşu 66 pas yardası, Latavius Murray 84 koşu yardası) ile geçtiler ve 1 kere bile top kaybı yapmadılar. Case Keenum bir yedek oyun kurucudan çok daha fazlası olduğunu göstermeye devam ediyor. Detroit’in ana sıkıntısı ise belli: Koşu oyunları. Zamanının flaş isimlerinden Ameer Abdullah’ın 6 denemede 14 koşu yardasından daha fazlasını yapması gerekiyor.

Dallas Cowboys – Los Angeles Chargers (-1): Dallas ekibinin bug’ını geçen haftaki yazımda şu şekilde özetlemiştim: “Cowboys başantrenörü Jason Garrett, takımdan önemli bir eleman eksildiğinde gerekli ayarlamaları yapamayacağını tekrar tekrar kanıtlamış durumda.” Maçtan yüksek skor beklentimin boşa çıkmasının en büyük sebebi, Los Angeles temsilcisinin ilk yarıda 3 defa tehlikeli bölgeye gelip buradan ancak 3 sayı çıkarabilmesiydi (3-0 biten ilk yarıdan sonra utanıp 28-6’ya çıktılar en azından). Chargers’ın vuruşçuları gerek 4 ekstra sayı, gerekse 2 saha golü girişimlerinde sadece 1’er defa muvaffak olabildiler. Sene başından beri bir tane bile vasat üstü vuruşçu bulamayan bu organizasyonu tüm kalbimle tebrik ediyorum, zoru başardılar cidden. Neticede Dallas için işler kötü, Chargers hasbelkader play-off’lara kalırsa onların geleceği de pek parlak değil.

Washington Redskins (-7) – New York Giants: Maçın en yakın skorunun 30-20 civarı olmasını bekliyordum, fakat hindileri yedikten sonra üzerine ağırlık çöken ABD hanehalklarına uyum sağlayarak 20-10 bahşetti bize bu iki takım. Redskins’in ucuz Japon yapıştırıcısı ile bir arada tutulmaya çalışılan yaralı hücum koruma hattı, Giants karşısında 3 günlük kısa dinlenme süresinin de etkisiyle iflas etti ve QB Kirk Cousins tam 6 defa yere çalındı. Washington ekibinin bu seneki en büyük sıkıntılarından birisi performanslarını 60 dakikaya yayamamaları, nitekim geçen hafta Saints karşısında da maçın bitimine 3 dakika kala 31-16 öndeyken kaybetmişlerdi. Etkileyici bir savunmaları var (D. J. Swearinger pas kapma makinesine dönüşmüştü bundan önceki 3 maçta) fakat çıtaları maalesef düşük. Yine de kendilerinden daha düşük klasmandaki takımlara karşı maçlarını kazanarak play-off yolunu tutma ihtimalleri mevcut. Giants’a gelirsek… Gelmesek daha iyi. 86 pas yardası giderek pek fazla bir şey beceremiyorsunuz.

Cincinnati Bengals – Cleveland Browns (+8): Sene sonuna kadar Cleveland ekibi en az bir maç kazanacak, bundan eminim. Geçen hafta Jaguars’a karşı handikapı kurtaracaklardı eğer Kizer üst üste zorla iki top kaybı yapmasaydı. Cleveland’ın bu, eee, yükselişindeki(?) en büyük etken savunmaları. Jaguars koşucusu Leonard Fournette’i bir 29 yardalık oyun haricinde epey sınırlı tutmaları gayet etkileyiciydi. Pas savunmalarının hâlen daha vasat altı olması ve de Bengals’ın A. J. Green gibi bir silaha sahip olması iyi haber değil, fakat Kizer da Jaguars’ın pas baskısındaki lig lideri savunma ön yedilisine karşı değil ortalama bir Bengals hattına karşı oynayacak. Cleveland’ın nihayet olumlu bir skor alacağına inanıyorum (meşhur son sözler). (%58 Cincinnati kazanır)

Philadelpha Eagles (-14) – Chicago Bears: Chicago bildiğimiz Chicago. Geçen hafta koşucuları Jordan Howard ve Tarik Cohen ile 2 touchdown yaptılar, fakat ortalamanın az üstü bir pas savunmasına karşı tavanları oyun kurucu Mitch Trubisky’nin 18/30 pas isabeti, 179 yarda, 1 touchdown’ı oluyor. Chicago için iyi haber, hücumlarının gene de gelişme sinyalleri veriyor olması. Fakat Eagles’ı yenecek bir performans sergilemeleri mümkün değil. Hele Philadelphia temsilcisinin yıldız açık savunmacısı Ronald Darby de sahalara geri dönmüşken Chicago ancak koşu oyunuyla bir şeyler yapabilir. Maçın iki anahtarı var: i) Howard ve Cohen ne kadar skor katkısı yapabilir ve ii) Chicago’nun tehlikeli bölge savunması, çok kollu Eagles hücumunu ne kadar durdurabilir? Bears’in 14 sayılık handikapı koruması şaşırtıcı olmaz esasen ama bir Eagles gerçeği var. (%72 Philadelphia kazanır)

New England Patriots – Miami Dolphins (+16.5): Başantrenör Bill Belichick ve QB Tom Brady önderliğinde Patriots yine kendinden bekleneni yaptı ve de haftalar ilerledikçe AFC’nin net favorisi hâline gelmeyi başardı. Verilen yardalara bakınca, ve de DVOA sıralamasına göre hâlâ ligin en kötü 2. defansına sahip gibi gözükmekte, fakat son 6 maçta ortalama 12.5 sayı yediler sadece. Bunda hem hücumun seviyesinin, rakibin topu skor yapmaya pek de elverişli olmayan yerlerde almasına sebep olması, hem de Patriots’ın klasik olarak iyi tehlikeli bölge savunması pay sahibi. Neticede hücumda da dış açık Cooks’un derin top tehdidi olarak yükselen grafiği ve de bu ekibin çeşitliliği sürdükçe Patriots hücum gücü açısından sahaya ekstra bir şey koyamayan rakiplerine karşı maçları farklı kazanmaya devam edecektir. Miami Dolphins öyle bir takım mı? Bence as oyun kurucu Jay Cutler’dan daha iyi olan Matt Moore, bu sene ilk 11’de başlama şansı bulduğu ilk maçta Ravens karşısında rezil bir performans sergilemişti. Öte yandan oyuna sonradan girdiği Jets ve Buccaneers maçlarında da %60 üzerinde bir pas isabeti, 3 touchdown ve sadece 1 pas kaptırma yaptı. Geçen hafta oyunda olduğu sürede Dolphins maçı kazandı hatta. Bu sezon oynadığı en kötü maçtaki rakibinin savunma ön hattının pas baskısında 5. sırada yer alan Ravens olması şüphesiz o performansta önemli bir etkendi ve de Patriots’ın muadil hattının pas baskısı performansı hiç etkileyici değil bu sene. Kısacası Patriots farklı da kazanabilir, Dolphins farkı daha düşük çift haneli sayılarda da tutabilir; her iki senaryo için de geçerli varsayımlar mümkün. Miami 20 sayı civarına çıkabildiği takdirde New England temsilcisi maçın sonlarında skor peşinde koşacak bir hüviyette olmadığı için farkın 14-17 civarında kalacağını düşünüyorum son tahlilde. (%84 New England kazanır)

“Alex Smith önderliğindeki hücum hattı sakatlıklardan kurtulmuş durumda.”

Kansas City Chiefs (-9.5) – Buffalo Bills: Sezona beklentilerin çok üstünde bir performansla girdikten sonra kendilerine gelemeyen iki takımın mücadelesi. Bu anlamda bir derbi. Savunması 3 haftadır açık arttırma usulü sırasıyla 34, 47, ve 54 sayı yemiş Buffalo’yu mu alırdınız, yoksa sezona 5’te 5 yaparak girdikten sonra hücumu ciddi bir duraklama yaşayan, savunması tepetaklak olan ve geçen hafta New York Giants’a ancak 9 sayı atabilen Kansas City Chiefs’i mi? İki takımın sorunlarını teşhis etmeye çalışarak bu soruya cevap arayalım: Bills’in pas savunması halen daha DVOA’ya göre 13. sırada, fakat savunma ön hattının yaratabildiği pas baskısına bakarsak ligde 29.lar. Zaten parlak olmayan hücum hatlarını da düşünürsek –ki bu hafta flaş takasları WR Kelvin Benjamin de sakatlığı sebebiyle oynamayacak- işleri iyice zorlaşıyor. En azından bir maç kötü oynadı diye sattıkları QB Tyrod Taylor, geçen hafta yedek oyun kurucu Peterman’ın efsane kötü performansından sonra formasını geri alacak ama takımın durumu iyi değil. Chiefs açısından baktığımızda daha iyi işaretler görüyoruz. QB Alex Smith’in önündeki hücum koruma hattı, yaşadıkları sakatlıklardan kurtulmuş durumda, ve de düşük skor üretkenliklerine karşın kaybettikleri 4 maçın üçünde 320+ yarda ilerlemiş durumdalar. (Bu sene 320 yardayı aşan takımların 118’i maçı kazanmış, 70’i kaybetmiş. Yani bu kadar yarda kazanmak yarı yarıdan daha iyi bir galibiyet ihtimali sunmalı istatistiksel olarak) Özetle, Bills’in savunma ve hücumdaki çift yönlü düşüşünden en az birinin süreceğini düşünürsek, Chiefs hücumunun üzerindeki laneti atması için bundan daha iyi bir maç düşünemiyorum. Tabii madalyonun öteki yüzünde Bills savunmasının diriliş gösterme ihtimali var ama 24-10 gibi bir Kansas galibiyeti bekliyorum. (%59 Kansas City kazanır)

Atlanta Falcons (-10) – Tampa Bay Buccaneers: Son iki maçını kazanan iki ekibin mücadelesinde handikapın 10 sayı olması garip gelebilir kulağa ama Tampa Bay temsilcisinin galibiyetleri Dolphins ve Jets’e, Atlanta temsilcisinin galibiyetleri ise Cowboys ve Seahawks’a karşıydı, öyle temel bir fark var arada. Her ne kadar hem Cowboys, hem de Seahawks savunması ciddi eksiklere sahip olarak çıkmış olsa da Falcons karşısına, bu iki takıma karşı ortalama 30.5 sayı bulmak, belki de Atlanta hücumunun geri geldiği anlamına geliyor. Öyle olmasa bile Atlanta, karşısında NFL’in en kötü 5. pas savunmasını buluyor bu hafta. Falcons için en güzel gelişme ise geçen hafta Seahawks karşısında 5 derin top denemesinin 4’ünde isabet bulmalarıydı herhalde. Evet, Kam Chancellor ve Richard Sherman’sız bir Seahawks pas savunmasının iyi olması beklenemez ama mukayese yaptığımız ekip Tampa Bay. Atlanta 30+ sayıyı yine bulacaktır, Tampa Bay hücumunun ise yedek QB Ryan Fitzpatrick önderliğinde Atlanta’ya karşı 20+ sayı yapma ihtimali fazla yüksek gelmiyor. (%63 Atlanta kazanır)

New York Jets – Carolina Panthers (-5.5): Carolina ekibi için iyi bir haber var; iç açık Greg Olsen, nam-ı diğer QB Cam Newton’ın hücumdaki emniyet supabı sahalara geri dönüyor. Zaten sağlam bir savunmaya bu hücum gücü katkısının ekleneceğini düşünürsek, Jets’in ise iki hafta önce en son oynadığı maçta ligin en kötü pas savunmalarından birine pas kaptırabildiğini hesaba katarsak ibre gayet kuvvetle Panthers’dan yana bu maçta. (%71 Carolina kazanır)

Indianapolis Colts – Tennessee Titans (-3.5): İlginç biçimde iki takım da ligdeki son maçını Pittsburgh Steelers’a karşı oynamış durumda. Colts 17-20 mağlup olurken Titans 17-40 gibi bir farklı yenilgiyle ayrılmıştı sahadan. Tabii bu skorlara bakıp Colts’un durumunun daha iyi olduğunu düşünmek mümkün lâkin kazın ayağı pek öyle değil. Titans geçen hafta QB Marcus Mariota’nın kaptırdığı berbat paslara rağmen son çeyreğe kadar maçın içinde kalmayı başarmıştı. Öte yandan Colts iki hafta önce, Steelers’ın bu seneki “zayıf takımları zar zor yenme (1. hafta Cleveland, 3. hafta Chicago), güçlü takımları ise rahat geçme” trendinden istifade etmişti diyebiliriz. Titans, biraz da fikstür avantajı sebebiyle sahip olduğu 10 maçta 6 galibiyetin ifade ettiği kadar iyi bir takım değil, fakat Colts deplasmanında bu kadar düşük bir handikap için güvenilmeyecek takım da değil. Öte yandan maçı sadece 3 sayı farkla kazanmaları da hiç ama hiç şaşırtıcı olmaz, o yüzden kendilerine çok güvendiğimi söyleyemem. Ama herhalde Mariota 1 touchdown, 4 pas kaptırma, 5 yere çalınma gibi gayet berbat bir performansı tekrar etmeyecektir, ki ortalama bir performansı bile Colts’u geçmeye yeter. (%57 Tennessee kazanır)

San Francisco 49ers – Seattle Seahawks (-6.5): Garip bir maç. San Francisco temsilcisinin 10. haftada New York Giants’ı 31-21 yenmesi (3. haftadan beri ulaştıkları en yüksek skor, hele ki ilk 9 hafta ortalamalarının 15.9 olduğunu düşünürsek), Giants’ın sonrasında Kansas City ve Washington’dan toplam 29 sayı yediğini de hesaba katarsak ilk bıraktığı intibadan daha etkileyici bir galibiyete dönüşüyor. Öte yandan maça gene oyun kurucu C. J. Beathard ile başlayacakları gerçeği de başka bir gariplik olarak duruyor önümüzde. Bu seneki ikinci tur draft hakları karşılığında takas ettikleri ve sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan Jimmy Garoppolo’yu elbet bir noktada oynatmaları gerekiyor ama o günleri daha göremedik. Seahawks ise savunmadaki eksiklikleri ve hücumda Russell Wilson’ın eline ve gözüne mahkûm hâllerine rağmen play-off yolunda ilerliyorlar. Geçen hafta Atlanta temsilcisi karşısında Wilson’ın daha ilk akında berbat bir şekilde kaptırdığı pasa, 3. akında yaptığı top kaybına ve de yedikleri derin toplara rağmen maçı sadece 3 sayıyla kaybettiler. Wilson’ın ligin en kötü 4. savunması olan 49ers karşısında 2 touchdown pası, 1 pas kaptırma, 3 yere çalınma ve 1 top düşürmeden daha iyi bir performans sergileyeceğini düşünürsek maçı Seattle rahat kazanmalı ama 49ers’ın bir çiçeği bahar habercisi miydi şimdiden kestirmek güç. (%63 Seattle kazanır)

“Mark Ingram ligi kasıp kavurmaya devam ediyor.”

Los Angeles Rams (-2) – New Orleans Saints: Haftanın tartışmasız en iyi maçı, fakat bu “üç ihtimalli maç” niteliğine karşın ben Los Angeles ekibinin beklenenden çok daha rahat kazanacağını düşünüyorum. Saints’in aleyhinde birçok faktör var: Üst üste 9. galibiyetlerini almaya çalışacaklar, ve galibiyet serisi uzadıkça sürdürmek zorlaşır. Her ne kadar etkileyici bir savunma ve hücum performansı sergilemiş olsalar da, rakiplerini hep en kötü zamanlarında yakaladıklarını düşünürsek güç endeksinde ilk 10’da yer alan bir takımla hiç oynamadılar bu 9 haftada. İlk iki haftada oynadıkları ve kaybettikleri Vikings ve Patriots maçları, bu sene oynadıkları en zorlu maçlar hâlen. Geçen hafta Redskins karşısında gösterdikleri mental direnç -son 3 dakikada 15 sayı kaydedip maçı uzatmaya götürmek ve sonrasında almak kolay iş değil- ziyadesiyle etkileyiciydi, koşucuları Mark Ingram ve Alvin Kamara ligi kasıp kavurmaya devam ediyorlar ama savunmalarının en flaş ismi dış açık savunucusu Marshon Lattimore da bu hafta sakatlığı sebebiyle forma giyemeyecek. İki takımın da bol bol koşu yardası alacağı, etkileyici hücum akınlarının yaşanacağı bir maç olacak ama geçen hafta Vikings’e karşı kaybedip üzerindeki galibiyet baskısından kurtulmuş olan Los Angeles ekibi bence galibiyete çok daha yakın. Rams özel timlerinden de bu maçta özet görüntülere girecek nitelikte oyun yahut oyunlar bekliyorum ayrıca. (%56 Los Angeles kazanır)

Arizona Cardinals – Jacksonville Jaguars (-5): Jaguars’ın geçen hafta Browns karşısında galibiyeti ancak son saniyelerde garantileyebilmesi kötü bir işaret gibi gözükebilir; öte yandan tamam, Cleveland ahım şahım bir takım değil ama onlardan sadece 7 sayı yiyip onları sezonlarının en düşük sayısını egale eder bir pozisyona sokmak da defansif olarak az iş değil. Cardinals’da yedeğin yedeği QB Blaine Gabbert aslında ilk 3 çeyrek boyunca fena bir performans ortaya koymamıştı (belki de geçen hafta koçunun dediği gibi o kadar da boktan bir QB değildir?) ama bu hafta diz sakatlığına rağmen yedek QB Drew Stanton geri dönüyor. Tabii Jaguars’ın insan yiyen pas baskısına karşı %100 iyileşip iyileşmediği şüpheli bir Stanton ne yapar, o ciddi bir soru işareti. (%58 Jacksonville kazanır)

Oakland Raiders – Denver Broncos (+4): Bu da sezonun hayal kırıklığı derbisi olsa gerek. 3. haftadan beri derinlikli hücum hattı 20 sayı barajını ancak iki defa geçebilmiş Oakland, 3. haftadan beri son yıllara damga vurmuş savunması rakibini sadece iki defa 20 sayı veya altında tutabilmiş Denver’a karşı. Raiders savunmasını en son Patriots QB’si Brady’den, aynı maçta bir değil iki defa 50+ yardalık touchdown pasları yerken izlemiştik. Brady’nin bu sezon bu kritere uyan sadece iki pası daha var, durum öyle böyle vahim değil. Broncos’un aldığı kontrat ve hak ettiği maaş farkı efsane olmuş QB’si Brock Osweiler ise aslında fena paslar atmadı, hatta 3. hak denemelerinde 12/21 oranında bir isabet sağladı. Özetle demek istediğim, Denver’da en azından biraz düzelme emareleri var fakat Raiders hem savunma hem hücum olarak epey garip bir hâlde. Bu maçtan beklediğim maksimum skor herhangi bir takım adına maksimum 23-20 olur, bu durumda da her hâlükârda Denver’ın handikapını seçmek makul oluyor. (%52 Denver kazanır)

Pittsburgh Steelers – Green Bay Packers (+14): Bir açıdan bakınca, Green Bay’in tecrübesiz oyun kurucusu Brett Hundley’nin çelikten Steelers savunmasına karşı hiçbir şansı olmaması gerekiyor. Öte yandansa Pittsburgh temsilcisinin hangi takıma karşı ciddi bir performans ortaya koyacağı, hangi takıma karşı rölantide oynayacağı da tam bir muamma bu sene. O yüzden teknik taktik faktörlerden ziyade Pittsburgh psikolojisini irdelemek elzem. Geçen Perşembe fena bir takım olmayan Titans karşısında 23 sayı farklı bir galibiyet almış, tam 10 gündür maç oynamamış, play-off’lara kalması neredeyse garanti olan ve de WR Juju Smith-Schuster haricinde ciddi bir sakatlığı bulunmayan bir Steelers takımının her mevkide sakatlıkla boğuşan rakibi karşısında maçı ciddiye alacağını düşünemiyorum. Elbet kazanacaklardır, fakat 14 sayı farka ulaşmak biraz zor olabilir onlar adına. 21-10, 24-13 vs. gibi bir skor görebiliriz. (%67 Pittsburgh kazanır)

Baltimore Ravens (-7) – Houston Texans: Bu maçı Ravens’ın rahat kazanması için birden fazla sebep düşünebiliyorum: Geçen hafta sakatlıktan dönen koşucu Danny Woodhead, pas yakalama yeteneğiyle Ravens hücumuna ayrı bir derinlik kattı; Ravens ligin en iyi savunmasına ve en iyi 5. pas baskısına sahip; karşısında her hafta pas kaptırma, topu elinden kaybetme ve de yere çalınma kategorilerini es geçmeyen bir QB Tom Savage’u bulacak; Texans’ın sene başından beri yaşadığı sakatlıklar yetmezmiş gibi geçen hafta koşucuları D’Onta Freeman’ı kaybettiler, savunmalarının belkemiklerinden Jadeveon Clowney’nin durumu şüpheli, dış açık Will Fuller bu hafta gene oynamayacak. Eğer Baltimore ekibi play-off’lara kalmak konusunda ciddiyse bir zahmet bu maçı farklı kazansın. (%57 Baltimore kazanır)

Geçen haftanın handikaplı tahminleri: 6-6-1

Sezon toplamı: 69-84-4

Geçen haftanın kim kazanır tahminleri: 11-5

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sessizliği Kırmak

Sessizliği Kırmak

3 sene önce
Kazanmak

Kazanmak

4 sene önce
Dönemler Üstü

Dönemler Üstü

4 sene önce