Süper Lig, 1. Lig, Premier Lig, La Liga, Ligue 1, Serie A… Bu hafta sonu da televizyon ekranımızda yeşil, diğer renkleri bastıracak. Ve onlarca maçın hepsini izleyemeyeceğimize göre, içlerinden seçim yapmamız gerekecek. Socrates editörleri, 28-29 Ekim hafta sonunda oynanacak karşılaşmalar arasından öne çıkanları işaret etti. İşte haftanın maçları…
Premier Lig: Tottenham Hotspur – Manchester United // Buğra Balaban
Premier Lig’de haftanın en dikkat çeken mücadelesi, Manchester United ile Tottenham Hotspur arasında oynanacak. ManU, sezonun ilk bölümünde fikstür avantajını da iyi kullanıp şehrin diğer gücü City’nin hızına yetişmeyi başarmıştı. Ancak tablonun üst yarısındaki rakiplerle sahayı paylaşmaya başladıklarından beri puan kayıpları da kırmızıların yakasını bırakmıyor. Ceza alanına otobüsü çektikleri Liverpool mücadelesini -ki Mourinho o maçın ardından “medya iyi savunma yapmayı suçmuş gibi gösteriyor” açıklaması yapmıştı- golsüz kapamayı başaran United, Huddersfield deplasmanında ise sahadan 2-1’lik sonuçla boynu bükük ayrılmıştı. İki puan kaybının ardından Old Trafford’a dönüş maçında United için hedef bu kez galibiyet olmalı. Zira Guardiola’nın City’si, farkı şimdiden beşe çıkardı bile!
Tottenham cephesinde ise haftanın haberi, son haftalarda tozu dumana katan Harry Kane’in sakatlığı sebebiyle United’a karşı sahaya çıkamayacak oluşu. Ligdeki galibiyet serilerini dört maça çıkaran mücadelede Liverpool’a karşı çok ağır basan Tottenham, son iki sezonda olduğu gibi yine zirve yarışının içinde kalacağını müjdeliyor. Gol yollarında bir çilingir edasıyla her türlü kilidi açmayı başaran Kane’in yokluğunda Pochettino’nun B planının nasıl işleyeceği, ev sahibi takım için önemli bir soru işareti olacak.
28 Ekim Cumartesi | 14.30 | S Sport
Süper Lig: Medipol Başakşehir – Akhisarspor // Atahan Altınordu
Lider Galatasaray’ın, yeni teknik direktörü Rıza Çalımbay’la çıkış arayan Trabzonspor’a konuk olacağı haftada, ligin 17 puanlı dört takımından ikisi karşı karşıya geliyor.
Bu sezon birbiri ardına aldığı flaş sonuçlarla ikinci sıraya yerleşen Akhisarspor, daha önce Fenerbahçe ve Trabzonspor gibi iddialı takımları mağlup etmeyi başarmıştı. Şimdi zirveyi hedefleyen bir başka ekip karşısındalar. Bugün de bir sürprize imza atmaları, bundan sonra alacakları hiçbir sonucun sürpriz sayılmamasını beraberinde getirir; hatta belki o çizgi çoktan aşılmıştır bile. Zira Akhisarspor, Okan Buruk takımın başına geçtiğinden bu yana ligde geride kalan 18 maçta en çok puan toplayan ikinci, en çok gol atan birinci takım durumunda. Süper Lig’e ilk çıktığında, geldiği gibi düşecek sempatik bir semt takımı olarak görülen Akhisar’ın, kadro ve teknik ekip değişimlerine rağmen sistemini sürdüren planlı bir takım hâline gelmesi gerçekten özel bir başarı hikâyesi. Bu sezon da mütevazı kadrolarıyla gösterdikleri performans, takım olabilmenin ne demek olduğunu çok iyi gösteriyor.
Başakşehir içinse söylenecek çok fazla yeni söz yok. Geçen sezon da dâhil olmak üzere son birkaç yıldaki Başakşehir de tıpkı Akhisarspor gibi ligin flaş takımıydı. Bu sezon işler farklı; bir ‘büyük takım’ hüviyetindeler. Liderin hemen arkasındaki dört takımdan biri olmaları onlar için bir başarı değil, bilakis altı puan geride kaldıkları için başarısızlar. “Başakşehir rüzgârı dindi” yorumları yapılıyor ki bu bile geldikleri noktanın aynası. Avrupa Ligi’ne ayak uydurmaya çalışırken rotasyonla kaybettikleri puanları, kötü oynadıkları maçlarda bireysel yeteneklerle gelen galibiyetlerle telafi ettiler ve artık tekrar lige odaklanmış durumdalar. Büyük ihtimalle sezon sonuna kadar, puan tablosunda şu anda bulundukları noktadan daha aşağıda olmayacaklar.
Bol gollü, bol keyifli bir maç bekliyorum.
28 Ekim Cumartesi | 16.30 | beIN Sports 1
Serie A: Milan – Juventus // İlhan Özgen
Milan, geçtiğimiz sezonun ilk yarısında Locatelli’nin şık golü ile Juventus’u mağlup ettiğinde, kısa süreli de olsa ülke futbol aleminde dikkatler San Siro’ya çevrilmişti. “Genç Milan’ın zaferi” ya da “Eski Milan dönüyor” minvalindeki başlıklar gazetelere taşındı. Milan’ın devre arasındaki İtalya Süper Kupası zaferi ise dozu daha da arttırdı. Ama bu yükü kaldıramadılar ve ikinci yarıda kötü bir performansla Avrupa Ligi’ne fit oldular. Juventus ise hem ligin zirvesini hem de Şampiyonlar Ligi finalini gördü…
Geçtiğimiz sezon canlanmaya başlayan rekabet, bu sezonun başında bambaşka bir boyut kazandı. Bonucci transferi ile Milan taraftarı, eski günlere dönme ümitlerini arttırırken Juventus tarafında ise şaşkınlık ve kızgınlık vardı. Ne Bonucci’li Milan ne de Bonucci’siz Juve, yeni sezona istedikleri gibi giremediler. Sezon başında Bonucci mevzusu ile sezonun en beklenen maçlarından biri olan mücadele, özellikle Milan açısından çıkış yollarından biri olarak görülebilir. Geçtiğimiz haftaki Chievo galibiyeti ile ufak bir soluk alsalar da henüz sezona büyük maç galibiyeti sığdıramayan Montella için Juventus mücadelesi, geçtiğimiz yılki coşkuyu yaratabilecek bir sınav.
Son iki maçında Udinede ve SPAL karşısında gollü galibiyetler alan Juventus’ta ise son zamanda dakikaları artan Bernardeschi’nin forma şansı bulması halinde neler yapacağı şahsi merak alanıma ayrıca giriyor. Bu arada söylemeyi unutmayayım, ‘olay adam’ Bonucci, Genoa karşısında gördüğü kart nedeniyle bu maçta yerini alamayacak. Yine de son iki sezondur saha içi ve dışında yükselen Milan-Juve rekabetinin bu randevusu, bu haftanın ‘izlenesi’ maçı listemde en üst sırada.
28 Ekim Cumartesi | 19.00 | TiViBu Spor 2
La Liga: Athletic Bilbao – Barcelona // Kutay Ersöz
Tarihsel rekabette İspanya’nın en önemli kapışmalarından biri olan Athletic Bilbao – Barcelona mücadelesi bir kez daha sahnelenecek. Bask ekibi ile Katalan temsilcisini karşı karşıya getirecek mücadelede favori kuşkusuz bir şekilde lider Barcelona. Son 4 sezondur Athletic Bilbao’yu çalıştıran Ernesto Valverde, bu sezon Barcelona’nın başında ve lige de çok iyi başladı. Takımın henüz yenilgisi yok, tek beraberliğini de Atletico Madrid deplasmanında yaşadı. Bilbao ise bu sezonun en sönük takımlarından biri. Valverde’nin gidişinden sonra kendini bulmayan Bask ekibi, ligde son 6 haftada sadece bir kez kazanabildi. Öte yandan Valverde de kariyeri boyunca Bilbao’yu sadece iki kez devirebilirdi. Sonuç olarak önümüzdeki iki ihtimal var: Ya geleneksel rekabet sayesinde kıran kırana bir maç olacak ya da Barcelona zayıf rakibi karşısında futbol resitali sunacak. Her iki ihtimal de izlemeye değer…
28 Ekim Cumartesi | 21.45 | beIN Sports 2
1. Lig: Adana Demirspor – Giresunspor // Kutay Ersöz
Lige fırtına gibi Giresunspor, son haftalarda galibiyetlerden uzak kaldı. Son olarak ligin düşme hattında bulunan Manisaspor’a 1-0 mağlup olan Çotanaklar, artık yeniden çıkışa geçmek zorunda ama işleri bu hafta da çok zor olacak. Adana Demirspor deplasmanı, ligin en zor yerlerinden biri. Her ne kadar Güney ekibi, istikrarsız bir görüntü çizse de kendi sahasında oynadığı son üç maçı da kazandı. Giresunspor da deplasmanlarda henüz yenilgi görmedi. İki takımın çetin mücadelesinde dengenin bozulması kolay olmayabilir, fakat futbolseverler kıran kırana bir maç izlemek için bu 90 dakikayı seçebilirler.
29 Ekim Pazar | 15.30 | beIN Sports Max 1
Ligue 1: Lille – Marsilya // Ozan Can Sülüm
“Fransa’nın Leicester’ı Nice olur mu” sorusu vardı geçen sene. Maalesef oldu. İkisi de şampiyonluğa oynanan dönemin feci şekilde uzağındalar ki aslında herkes Nice’in kulüp yapısı ve kadrosu itibariyle daha sürdürülebilir bir başarıya sahip olduğunu düşünüyordu. Olmadı. PSG’nin Neymar’sız dahi bu maçtan rahat çıkması gerek. Geçen sene yılın eşleşmesiyken, bence PSG-Nice bu haftanın maçı dahi değil.
Haftanın maçı Lille-Marsilya. Bielsa, eski takımına, Fransa’da kendisine hayran olunmasına sebep olan kulübe ve tabii kendisine hayran taraftara karşı oynayacak bu maçı. Özellikle ilk sezon kontratı sona erdikten sonra takımdan birçok yıldızla birlikte ayrılınca taraftarın kulüp binasını basması sonrasında yeniden imza attırılması, sanıyorum Bielsa’nın Marsilya taraftarı için ne anlama geldiğini anlatıyordur. Lille’leyse korkunç durumda, yalan yok. Ligde rezalet gidiyorlar, hafta içinde ikinci lig takımı Valenciennes’a karşı tam kadro oynadıkları Lig Kupası maçını penaltılarla kazanabildiler ve iyiye dönük hiçbir işaret çakmadılar. Marsilya ise aksine, PSG’ye karşı son saniyelerde Cavani’nin attığı frikik yüzünden City ve Napoli ile birlikte bu sezonun en dominant takımı PSG’ye karşı 1 puana razı oldu. Yine de bence deplasman oyununda hala problem mevcut ve bunu tam anlamıyla geliştirmiş değiller, ki Lille tribünleri bu maçta “çılgın atacaktır”.
Ben maçta çok fazla gol, oyun içi ve oyun dışı birçok saçmalık, kart, Twitter’a koyulacak tonlarca vidyo malzemesi ve eğlenceli bir karşılaşma bekliyorum. Marsilya PSG’den aldığı puanın gazıyla “Şampiyonluk olabilir” düşüncesine girdi, Bielsa’nın ise yenilgi halinde takımdan gitmesi çok olası. Ortası olmayacak bir maç. Aşırılık içerecek.
29 Ekim Pazar | 23.00 | beIn Sports 2