Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Diğer SporlarNFL Rehberi: Altıncı Haftada Neler Yaşanır?

Mike Pence'in protestosu, Aaron Rodgers'ın müthiş pası, geçen haftanın en iyi hareketleri, bu haftanın tahminleri.... NFL Rehberi karşınızda...
Burak Tekin7 sene önce

NBA’in saha dışı gündemi ne kadar eğlenceliyse, oyuncular ve hatta koçlar, takım sahipleri ne kadar sempatik figürlerse NFL bir o kadar zıt yönde ilerleme hususunda iddialı ve istikrarlı. Tamam işin NBA tarafında Gregg Popovich, Steve Kerr, Mark Cuban, Adam Silver falan çıtayı çok yükseğe çıkarıyorlar ama yani NFL’de bir haftayı saçma sapan skandalsız geçirebilsek dişimi kıracağım. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in maçtan önce gazetecilere açık ettiği üzere siyasi şov amaçlı stadı terk etmesi, daha önceki hafta dayanışma şovu yapmış NFL’in tabiri caizse tırtlamasına sebep oldu. Dallas Cowboys’un sahibi Jerry Jones millî marşı protesto ederlerse maçı oynamayacaklarını açıkladı ve de oyuncuları da kadro dışı bırakacağını belirtti. Bunun üzerine NFL’in oyuncuların millî marş esnasında ayakta durmasını zorunlu tutacağı söylentileri dolaşmaya başladı.

“Sporu siyasete karıştırmayın” diye aktivizmi lanetleyenlerin bütün bu hareketlerin de bizzat siyaset olduğunu idrak etmesini beklemek nafile gibi duruyor. Üzerine geçen haftaki yazımda çekimser bir şekilde özrünü övdüğüm Cam Newton’ın “Ben sarkazm yapıyordum zaten ya hadi bitti o konu” tadında konuşması da samimiyetini tekrar sorgulattı. Dallas Cowboys koşucusu Ezekiel Elliott’ın cezası da temyizden döndü ve Tom Brady’nin Deflategate sürecinde yaşadıklarının aynısı tekrar yaşanacak gibi duruyor. Öte yandan Miami Dolphins’in hücum hattı antrenörü Chris Foerster’ın kokain kullanılırken çekilen videosu ortaya çıktı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi NFL’in seyir zevkinin önemli elemanları olan Texans oyuncusu J.J.Watt ve Giants’tan Odell Beckham Jr. da hassas midelerin izlememesi gereken sakatlıklar geçirip sezonu kapattılar.

Hadi biraz da iyi şeylerden bahsedelim. Takımlar sezona ısındıkça futbol zevkli hâle geliyor. Yaşlı oyun kurucuların (QB) çöküşünü ve yeni bir neslin yükselişini izliyoruz. İlginç takım hüviyetleri teşkil oluyor, Jaguars ve Jets gibi. Aaron Rodgers saçma sapan işler yapıp Packers’a maç kazandırarak Metin Türel’in “Hagi sana 40 metreden bir çakar” sözünü NFL’e uyarlamayı sürdürüyor. Her hafta daha önce ismini duymadığımız bir koşucu (RB) yahut iç açık bitiveriyor ve “Bu kimdi yahu?” sorusunu sorduruyor izlerken. Mini test: Bu hafta spektaküler performanslara imza atmış bu oyuncuların kaçını geride bıraktığımız haftadan önce tanıyordunuz, kaçının oynadığı takımı hâlâ daha bilmiyorsunuz? Ed Dickson, Darren Fells, Marlin Mack, Phillip Supernaw, Orleans Darkwa, Roger Lewis Jr. bahsettiğim isimler. %50’yi bulursanız tebrikler.

Bir de eğer New York Giants taraftarı değilseniz yaşadıkları çöküşe dair bir schadenfreude (başkasının mutsuzluğundan keyif alma) hissi içinde bulabilirsiniz kendinizi. Gerçi yaşadıkları artık trajedi boyutuna geldi. Sadece Odell Beckham Jr. sakatlığı ile atlatsalar haftayı gene bir derece olurdu. Çekişmeli maçları son dakikada kaybetmesiyle nam salmış San Diego Chargers’a yenilmelerinin yanı sıra Brandon Marshall, Sterling Shepard ve Dwayne Harris’in eklenmesiyle birlikte sakatlık listelerinde tam altı tane dış açığa (WR) sahip olmuş oldular. Craigslist’e ilan verip dış açık arasalar yeri. Onunla da kalmadı talihsizlikleri, zira Pazar gününden bu yana bu hafta oynamayacak duruma gelen oyuncu sayıları 12. Bunların birinin sebebi sakatlık değil bu arada, ünlü dış açık savunucuları (CB) Dominique Rodgers-Cromartie kadro dışı bırakıldı. Hücum gurusu olarak bilinen koçları Ben McAdoo’nun geleceği tartışılıyor; keza oyun kurucuları Eli Manning’in de…

Bu sezonu maç kazanmadan kapatıp en azından birinci sıradan bir oyuncu seçmeye çalışmaları şu anda yapacakları en mantıklı hamle gibi. Sene başında Super Bowl oynama bahis oranının ima ettiği olasılık %4.3 gibi hiç hafife alınmayacak bir sayı olan New York Giants sezonu resmen olmasa bile pratikte kapatmış durumda.

Eli Manning

Neyse ağzımızın tadı kaçmasın Eli Rıza Bey.

HAFTANIN EN GÜZEL BEŞ HAREKETİ

Beşinci sırada Colts oyun kurucusu Jacoby Brissett’in güzel pasını, üzerine binen ve yerde lastik top gibi sekmesini sağlayan rakip defans oyuncusuna rağmen yakalayan T.Y. Hilton var.

Dördüncü sırayı Ravens QB’si Joe Flacco’nun Jeremy Maclin’e birkaç defa düşe kalka verdiği başarılı pasa ayırıyorum.

Üçüncü sırayı Texans’ın yükselen yıldız QB’si Deshaun Watson’ın peşi sıra yaradana sığınarak verdiği iki pas (Hail Mary pass) paylaşıyor. Önce DeAndre Hopkins’in tuttuğu bu touchdown pası, sonra da Stephen Anderson’ın tuttuğu bu neredeyse touchdown olan pas.

İkinci sırada gene ayırt etmesi zor iki hareket birlikte yer alıyor. Chicago Bears’in iki kandırıkçı oyununun hem uygulaması, hem de seyir zevki üst düzey. Önce degaj fake’i ile aldıkları touchdown, sonra da adeta “bul karayı al parayı” oynadıkları başarılı ekstra 2 sayı denemesi (two-point conversion).

İlk sırada ise Philadelphia Eagles dış açığı Nelson Agholor’un teknik, artistik, zorluk her kategoride neredeyse tam puan aldığı harika gösteri var. Sanki canlı futbol maçı değil de koreografisi yapılmış, tam tadında gerçekçi bir film sekansı izliyoruz.

“Yürek Yemiş Sanki Mübarek” Özel Ödülü: Leonard Fournette’in rakip takım oyuncusunu “Gel Gel” diyerek üzerine çağırdığı an.

“Sabri Bey Ne Yapıyorsunuz” Özel Ödülü: San Diego Chargers’ın daha maçın başlarında yaptığı bu hata sonucu rakibine hediye ettiği iki puan.

BU HAFTANIN TAHMİNLERİ

San Diego Chargers ile sezon başından beri mütemadiyen dalga geçiyordum yakın maçları kazanamıyorlar diye. Eh, ne demişler, karma ağlatır (aslında tam öyle dememişler ama bilenler bilmeyenlere anlatsın). Geçen hafta belirlenen handikapın en fazla 1.5 sayı civarında sonuçlanan 4 maçın 4’ünü de yanlış tahmin etmeyi başardım. Tampa Bay (1), Buffalo (1), San Francisco (1.5) ve Chicago (0.5) temsilcilerine buradan sevgilerimi yolluyorum. San Diego’nun geçen hafta makus talihini yenmesiyle birlikte ben de günahlarımdan arınmışımdır umarım.

Carolina Panthers – Philadelphia Eagles (+3) müsabakasında Eagles tercihimi Carolina temsilcisinin son üç haftaya kıyasla daha zor bir savunmaya karşı oynayacak olmasıyla açıklamış, Panthers’ın koşu oyununa da güvenmediğimi belirtmiştim. Newton’ın koşu denemeleri haricindeki 14 top taşıma girişimlerinde toplam 9 yarda gidebilerek güvensizliğimi boşa çıkarmadılar. Lakin Newton’ın artık 2015 seviyesinde bir form tuttuğunu söylemek mümkün sanki bütün bu koşu oyunsuzluklarına rağmen. Evet, 3 pas kaptırma kötü fakat zaten risk alması gereken sonuncusu hariç bunlar kendi suçu diyemeyiz. Eagles’a gelirsek, gerçekten komple bir takım olma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar. Oyun kurucuları Carson Wentz’in artık kısa ve orta mesafenin yanı sıra derin paslar da atabiliyor olması şüphesiz onlar için önemli bir gelişme.

Houston Texans (-9.5) – Cleveland Browns: Normal şartlarda ligin en iyi 10 takımından birisi ligin tartışmasız en kötü takımıyla oynuyorsa insanın handikapa bakmadan gözü kapalı favoriyi seçmesi gerekir. Fakat bu hafta yaşanan iki gelişme insanı mütereddit bırakıyor. Texans cephesinden bakarsak hem uç savunmacısı (DE) Watt’ın, hem de hat destekçisi (LB) Whitney Mercilus’un sakatlanmış olması Houston ekibinin savunmasına epey darbe vuracakmış gibi gözükmekte ilk bakışta. Fakat Watt’ın bu sene 0 yere çalmayla oynuyor olması ve de geçen sezonu da erken kapatmasına rağmen Houston defansının DVOA’ya göre sezonu ilk 10’da bitirmiş olması kaybın boyutunu hafifsetir nitelikte veriler. Cleveland cephesinde ise işler karışık. Geçen hafta QB Deshone Kizer kenara alındı (ki hak etmedi diyemeyiz) ve yerine giren Kevin Hogan 19’da 16 pas isabetini 2 touchdown ile süsledi (1 de pas kaptırdı ama Kizer yarısı kadar yarda gidemeyip de pas kaptırmış olduğu için onu göz ardı edebiliriz). İlk defa forma şansı bulan çaylakları Myles Garrett da kariyerine 2 yere çalmayla başladı ki hiç fena değil. Bu oyuncuların önderliğinde Browns takı… Neyse aşırı tepki vermeye gerek yok, gene el mahkûm Texans seçeceğim ama şaşırtıcı sonuç olursa bahanelerimi hazır tutmuş olayım istedim.

New York Jets – New England Patriots (-9.5): Jets sezona zıpkın gibi, fişek gibi başlamış gibi gözükse de şimdiye kadar kazandıkları üç maçın üçünde de rakip takımın oyun kurucusuna vasat demek bile övgü sayılır (Jay Cutler, Blake Bortles, Kizer/Hogan ikilisi). Çok sağlam bir savunması olmasına rağmen hücumda arada tekleyen Buffalo Bills’den 9 sayı fark yediler. Şimdiye kadar oynadıkları en ciddi hücum takımı olan Raiders’dan 25 sayı fark yedikten sonra Raiders’ın yaşadığı gerileme de Jets savunmasının esas potansiyeli adına pek iyi bir haber değil. En son maçından bu yana 10 gün dinlenme fırsatı bulmuş New England ekibi, hakkındaki soru işaretlerini gidermek için bundan iyi bir eşleşme bulamazdı (olduğundan daha güçlü duran bir rakip, sakatlıklardan arınma fırsatı, maç hazırlığı için uzun bir süre vs.) Fakat şunu gene de unutmamalı: Jets – Patriots maçlarının en umulmadık zamanlarda bile yakın geçme ihtimali hep mevcut. Ayrıca Brady’nin sol omzundan sakatlığı olduğu haberleri de Patriots adına senenin türküsünün devamı niteliğinde oldu. Gene bir üstteki maç gibi özetleyebiliriz bunu da: Şaşırtıcı sonuç aslında şaşırtmaz ama favori maçı farklı kazanamazsa sezonunun geri kalanı için haberler epey kötü demek olur.

Atlanta Falcons (-13) – Miami Dolphins: Miami ekibi lehine 9.5 handikapla açılan bahis, kamuoyunun Atlanta’ya muhtemelen evi arabayı basması üzerine 13 sayılık bir handikapa ulaştı haftanın sonuna geldiğimizde. Neden? Atlanta temsilcisi bay geçtiği haftayı, iki haftalık dinlenmenin üzerine savunmasının önemli elemanlarından Vic Beasley’nin geri dönecek olması sebebiyle epey kârda kapattı. Şu an ligin DVOA’ya göre 24. defansına sahip olan Falcons, bu eklemeyle birlikte pas savunmasında daha üst sıralara tırmanacaktır. Miami’nin oyun kurucusu (kuramayacısı?) Jay Cutler da 657’ye tabi memur muamelesi gördüğü için bütün hatalarına rağmen (bu nasıl saçma bir pas kaptırmadır yahu?) hücum ilk 11’indeki yerini kaybetmiyor. Eğer Miami topu Jay Ajayi’a verip koşarsa 10 sayı barajını aşabilir bu maç fakat Cutler’ın birkaç hata yapacağı neredeyse kesin. Şu noktada soru Atlanta ekibinin 24 yahut daha fazla sayı yapabilecek olup olmaması. Pas savunmasında 29. sırada yer alan Dolphins’e karşı QB Matt Ryan’la, dış açıklar Julio Jones ve sakat Mohamed Sanu’nun yerini alacak Taylor Gabriel ile pas olup yağmazlarsa bir daha hiç yağamazlar. Handikap 9.5’ta kalmış olsa çok rahat Atlanta derdim, 13 biraz ürkütüyor ama gene de Miami’yi seçip 30 sayı fark yemelerini izlerken iç geçirmektense kamuoyuyla beraber hareket edip olursa sürprize şaşırmak daha makul bir tercih.

New Orleans Saints – Detroit Lions (+4): New Orleans ekibini en son iki hafta önce izlediğimizde, Panthers’a karşı aldıkları 34-13’lük net galibiyeti Dolphins karşısında 20-0’a uzanarak taçlandırmışlardı. Bu yüzden ev sahibi oldukları bu maçta favori olmaları da normal. Ligin en iyi hücumlarından birine sahipler fakat savunmaları konusunda o kadar emin değilim son iki maçlarında ortalama 6.5 sayı vermiş olmalarına rağmen. Öte yandan Detroit ekibinin QB’si Matthew Stafford iki maçtır tabiri caizse dayak yiyor ve tam 12 defa yere çalınmış durumda. Bunun neticesinde ayak bileğinden bir sakatlık geçirdi ve geçen hafta maçı sekerek tamamladı. Sakat sakat ve gene pas baskısı konusunda Carolina ve Minnesota’dan aşağı kalır bir yanı olmayan New Orleans karşısında maçı tamamlayabilir mi? Zor soru. Gene de “denk güçler mücadele ediyorsa favoriyi seçmen için bariz bir sebep yoksa handikapa güven” prensibi gereği Detroit’i seçiyorum ama hiçbir sonuç şaşırtıcı olmaz bu maç için.

Green Bay Packers

Minnesota Vikings – Green Bay Packers (-3): Benjamin Franklin’in de dediği gibi hayatta kesin olan üç şey vardır: Ölüm, vergiler ve de Aaron Rodgers’ın son hücumda şapkadan çıkaracağı bir touchdown. Minnesota temsilcisinin oyun kurucu mevkiinde yaşadığı sıkıntıların trajikliği, Sam Bradford’ın muhtemelen tam iyileşmeden oynadığı maçta diz sakatlığının nüksetmesiyle artık Kemalettin Tuğcu romanlarını zorlar hâle geldi. Case Keenum ekseriyetle idare eder bir performans sergiledi şu ana kadar, hakkını yemeyelim; Vikings savunması da hiç hafife alınası bir grup değil ama bir Aaron Rodgers gerçeği var. Minnesota temsilcisinin zayıf olduğu bir alan varsa o da pas savunması ve bunu en iyi değerlendirecek QB’lerden birisi Rodgers. Üç hafta üst üste kendisinin rakibini seçip kaybetmektense Rodgers’ın kaptanlığını yaptığı gemide batmayı tercih ederim şu noktada.

Baltimore Ravens – Chicago Bears (+6.5): Eğer sene başında olduğu gibi Bears bu maça oyun kurucu Mike Glennon ile başlıyor olsaydı gözüm kapalı Baltimore ekibini seçerdim zira kendisinin maçı en az 2’şer pas kaptırma ve top düşürme ile tamamlayacağı kesin olurdu. Fakat nihayet forma şansı bulan çaylak Trubisky ilk maçında fena olmayan sinyaller verdi. Evet, adı üstünde daha çaylak ama yukarıda en güzel hareketlerde de değindiğim üzere spektaküler işler yapma potansiyeli epey yüksek kendisinin. Yani Glennon o kadar kötüydü ki dört maç boyunca kendisinin veremediği uzunlukta yardalık pası degaj oyuncusu Pat O’Donnell bir denemede vermeyi başardı! Evet, Bears’ın bu sezonki en uzun pası vuruşçularından geldi! Uzun lâfın kısası, Glennon’ın ağızlarda bıraktığı kötü tat insanların Chicago ekibine güvenememesi anlamına geliyor ama ben Trubisky’nin Houston’lı Watson gibi bir çizgi izleyebileceğine inanıyorum. İşe bir de Ravens açısından bakalım: Sezon başından beri yokları oynayan QB Joe Flacco, karşısında İsviçre peyniri kıvamındaki Oakland Raiders savunmasını bulunca birden eski günlerine (yani üç yıl önceki falan) dönmüş gibi gözüktü ama Chicago gibi ortalama bir savunma kendisini tekrar tekletecektir. Ravens’ın maçı farklı kazanmak için tek şansı koşucuları Javorius Allen ve Alex Collins’in toplam 120-150 yarda civarı top taşıyabilmeleri. İmkânsız değil, fakat Flacco’nun 1-2 pas kaptırıp Ravens’ın ritmini bozacağına dair itimatım daha fazla.

Alex Collins

Washington Redskins (-11) – San Francisco 49ers: San Francisco’nun hakkını verelim, üst üste dört hafta çok yakın maçlar çıkarmayı başardılar. Öte yandan bu maçların dördünü de kaybetmeyi de başardılar tabii. Fakat bu sene karşılaşacakları en komple hücum grubu karşısında maçı o kadar çekişmeli hâlde götürebileceklerine kendimi inandıramıyorum. Evet, Redskins’in dış açık savunmacısı Josh Norman’ın sakat olması o dişli savunmalarından biraz eksiltecektir fakat Brian Hoyer’ın oyun kurduğu bir takıma karşı bu o kadar da büyük bir eksik olmasa gerek. Washington temsilcisi, bay geçtikleri haftadan önce ligin en iyi takımlarından biriydi ve de geçen haftayı dinlenerek geçirdikten sonra kendi evlerinde rahat bir galibiyet alacaklardır. Tabii bunları derken koçları Jay Gruden’ın Kansas City karşısındaki zaman yönetme skandalını da unutmamak lâzım. Maçın son 8 saniyesine 20-20 berabere girip maçı 9 sayıyla kaybedebilmiş bir takım aleyhine olan handikapı seçmek daha güvenli bir tercih olur belki de ama ben Gruden’ın hatalarından ders çıkardığına inanmayı tercih ediyorum (çıkarmadı).

Jacksonville Jaguars – Los Angeles Rams (+2.5): Uzun uzadıya analiz yapmadan tekerleme söyleyerek yaklaşmak mümkün bu maça zira Jacksonville ekibi bir hafta beklenmedik bir galibiyet alıp bunu beklenmedik bir mağlubiyetle takip etme hususunda tarihî bir performans sergiliyor bu sene. Sıra yenilgide. Bunun sebebi hem savunmada, hem hücumda tek yönlü bir takım olmaları. Pas savunmaları ne kadar iyiyse koşu savunmaları o kadar kötü. Koşu hücumları ne kadar iyiyse de pas hücumları o kadar kötü. Fournette yarın başkanın odasını basıp “takımı benim üzerime yapıyorsunuz” dese takımdan kovmak yerine gönlünü almaya çalışırlar, o derece. Hâl böyleyken, biraz akıllı bir oyun planı hazırlayacak ve de vasat performans sergileyen QB’lerine 5 tane pas kaptırtmak yerine koşu oyunu deneyecek kalibrede bir hoca (evet burada Steelers başantrenörü Mike Tomlin’e lâf atıyorum ve kendisine söyleyeceklerim henüz bitmedi) bu zaaftan kolayca istifade eder. Tabii aklıma iki sene önceki Denver Broncos da gelmiyor değil; “Yok artık bu hâldeki Peyton Manning’le Super Bowl mu kazanacaklar” diye diye kazanmışlardı. Model aynı model; pas atamayan bir QB, Broncos seviyesinde olmasa da sağlam bir defans.

Arizona Cardinals – Tampa Bay Buccaneers (-1.5): Bu hafta hâlâ daha “kesin böyle biter” diyebildiğim bir maç olmadı, bu müsabaka da bir istisna değil açıkçası. Arizona’nın iyi savunma-kötü hücumu, Tampa Bay’in iyi hücum-kötü savunmasına karşı. Aslında böyle eşleşmelerde mantıklı olan ev sahibi olup da favori olmayan takımı seçmek ama daha bu hafta sanki play-off’larda ses getireceklermiş ve başka sorunları yokmuş gibi ahı gitmiş vahı kalmış Adrian Peterson’ı takas yoluyla takıma katan Cardinals’ı mükafatlandırmak etik bir tercih olmaz. Daha 10 gün önce Brady’yi epey hırpalamış Tampa Bay savunma hattı (defensive line), vasatın epey altındaki Arizona hücum hattını aşarak Palmer’a epey darbe indirecektir. Bu durumda Arizona’nın skor yapmak için tek çaresi koşu hücumu olacak ki yani Adrian Peterson bu haftayı Rocky antrenman montajını taklit ederek geçirmediyse böyle bir şey söz konusu olamaz. Ha, tabii 10 gün önce Tampa Bay’in alabileceği maçı New England’a nasıl hediye ettiğini de unutmamak lâzım. O hikâyenin baş kahramanı vuruşçu Nick Folk’ı takımdan kesip Pat Murray’yi kadroya kattılar fakat Florida temsilcisinin Roberto Aguayo’ya kadar uzanan bir vuruşçu bulma beceriksizliği malumken o alandaki sorunlarını çözdüler diyebilmek zor.

Kansas City Chiefs (-4) – Pittsburgh Steelers: Başlıyorum. Sevgili Tomlin, Jacksonville Jaguars’ın güçlü ve güçsüz yönleri apaçık ortadayken, elinde Le’Veon Bell gibi efsane bir koşucu varken, topu sadece 20 defa taşımaya yeltenip Ben Roethlisberger’a 55 defa pas attırmak ne demek yahu? Hadi maça iyi hazırlanmadın, sahada olup biteni de mi okumlayamadın? Big Ben’in ikinci, hadi üçüncü kaptırdığı pastan sonra da mı idrak edemedin ne olup bittiğini de sayının 5’e ulaşmasını çekirdek çitleyerek izledin? Jaguars’ın koşmak harici bir şey yapamayacağı belliyken o koşu alanlarını nasıl bıraktın öylece? Maça hazırlanmak için ne yapıyorsun? İnternetin mi kesik evde de datalara ulaşamıyorsun yani nedir derdin? Roethlisberger emeklilik sinyalleri verirken, ve de sene başından beri hâli ortadayken… Neyse, susuyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=g5okmhaB4xo

Kansas City temsilcisi cayır cayır ilerliyor. Evet, kağıt üstünde Pittsburgh ekibi de ligin iyi takımlarından ama Roethlisberger’ın sezon boyu performansının üzerine Fournette’in ettiklerinin aynısını Kareem Hunt’ın da tekrarlayabileceğini göz önünde bulundurunca Pittsburgh’i seçmeyi insan aklının ucundan dahi geçiremiyor.

Oakland Raiders – Los Angeles Chargers (+3.5): Raiders QB’si Derek Carr’ın sahalara geri dönecek olması, Raiders aleyhine olan handikapa 1.5 puan ekledi. Fakat Carr’ın sakatlığının tamamen iyileştiğine inanmak epey güç, bununla birlikte Raiders’ın sıkıntısı zaten savunmada ve geride bıraktığımız maçtan sonra dış açık savunmacısı mevkiinde daha da fazla sakatlık vermiş hâldeler. Evet, Oakland ekibinin o kıvılcımlı hücumuna tekrar kavuşması belki de bir maça bakar ama savunmaları bu hâldeyken “kazanırlar” diyebilmek epey zorlaşıyor. Bir de Chargers’ın zar zor ve sakatlıklarla dolu bir maçtan sonra da olsa New York Giants’ı yenmiş olmaları onlar adına iyiye işaret. Bu maçı kaybedeceklerse bile kendilerine yakışanı yaparlar ve farkı 3 sayının altında tutarlar diye düşünüyorum. Tabii bu sezon ilk defa maç kazandıkları haftada bile ‘Sabri Bey Özel Ödülü’nü kapabilmiş bir takımdan bahsettiğimizi de unutmamalı.

Denver Broncos (-12) – New York Giants: Yukarıda Giants’a uzunca bir paragraf ayırmıştım zaten. Bu maç handikap 20 olsa gene Giants’ın rakibini seçerdim ki rakip 14 gün dinlenme şansı bulmuş, ligin en iyi savunmalarından birine sahip Denver ekibi. Giants dış açığı kalmadığı için hadi koşu oyununa yüklensin desen karşılarında Ezekiel Eliiott, LeSean McCoy, Marshawn Lynch kombinasyonuna top taşıma başına ortalama 1.28 yarda vermiş bir koşu savunması olacak.

Tennessee Titans – Indianapolis Colts: Marcus Mariota’nın sakatlık durumu belli olmadığı için Vegas üst aklı bu maçın oranlarını henüz belirlemiş değil. Oran belli olunca Twitter’da gene mini bir analiz yapacağım. Öte yandan Tennessee Titans’a bir çift lâf etmezsem olmaz. Colin Kaepernick gibi ligden sadece politik sebeplerden ötürü uzak tutulduğunu herkesin bildiği ama kimsenin kabullenmediği bariz yetenekli bir oyun kurucu varken, hem de takımınızda oynamak istediğini açık açık söylemişken gidip Brandon Weeden’ı kadroya kattınız ya iki yakanız bir araya gelmez umarım. Hadi ben susayım sayılar konuşsun.

Weeden’ın kariyer ortalaması:  34 maçta %57.9 pas isabeti, 6462 pas yardası, 201 koşu yardası, 30 touchdown, 31 pas kaptırma.

Kaepernick’in kariyer ortalaması: 69 maçta %59.8 pas isabeti, 12271 pas yardası, 2300 koşu yardası, 72 touchdown, 30 pas kaptırma.

Mariota’nın kariyer ortalaması: 31 maçta %61.4 pas isabeti, 7036 pas yardası, 717 koşu yardası, 48 touchdown, 22 pas kaptırma.

Kimin Mariota’nın yerini daha iyi dolduracağı gayet aşikâr sanki.

Geçen haftanın tahminleri: 5-9-0

Sezon toplamı: 33-43-1

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sessizliği Kırmak

Sessizliği Kırmak

3 sene önce
Kazanmak

Kazanmak

4 sene önce
Dönemler Üstü

Dönemler Üstü

4 sene önce