Soğuk, buzlu ve donuk… Joseph Stalin’in yaklaşık 80 yıl önce kurulmasını istediği proje şehir Magnitogorsk, dışarıdan bakan gözler için böyle. Dünyanın en büyük çelik kaynaklarına sahip Ural Dağları’nın eteklerindeki kasabada, insanların kaderleri de bu çerçevede çiziliyor. Farklı kuşaklar, genellikle madenlerde ve çıkarılan hammaddenin işlendiği fabrikalarda kendileri için çizilen yollarda yürüyor. Şehrin kurucuları yurt dışından gelen uzmanlardan eğitim aldığı gibi, aralarında Chicago ve Pittsburgh gibi çelik sanayisinin geliştiği Amerikan şehirlerine ziyaretler yapanlar da var. Bu hikâye de ileride bu şehirlerden birine uğrayacak ama başlangıç noktamız, Magnitogorsk.
Hayatları buradan çok uzağa sapmamış bir çiftin küçük oğlu Evgeni, patenlerle henüz üç yaşında evinin önünde tanışıyor. Bu tanışma ve puck’la buluşmadan sonra ise onu durdurmak zor. Beş yaşındayken Metallurg Magnitogorsk Hokey Okulu’na başlıyor ve kendinden yaşça büyüklerle aynı takıma giriyor.
Kısa sürede o takımın kaptanı oluyor. İşini yenilgilerden sonra ağlayacak kadar ciddiye alması, koçunun da yaş farkını göz ardı etmesini beraberinde getiriyor. Burada basamakları çıkıp kısa sürede A takıma kadar yükseliyor ve dünyanın da ilgisini çekiyor. 2004 NHL Draftı’nda Pittsburgh Penguins tarafından ikinci sırasında seçilen Evgeni Malkin’in gideceği şehir, doğduğu topraklar için tanıdık. Ayrıca her ne kadar ikinci sırada seçilse de takıma bir yıldız olarak katılmayacağı aşikâr. Metallurg ile oynadığı üç sezonda attığı gol sayısı toplamı 100 bile değil. Ancak bir yıl sonra draft’ın ilk sırasından Sidney Crosby’yi kapan Pittsburgh Penguins için parlak geleceğin sinyalleri hiç olmadığı kadar kuvvetle geliyor.
Bu ikili önderliğindeki ilk Stanley Cup zaferini 2009’da elde eden Penguins devamını da getiriyor; önce 2016 finalinde San Jose Sharks’ı 4-2 ile geçiyorlar, ardından bu yıl aynı tarifeyi Nashville Predators’a uyguluyorlar. NHL’de maaşlara belli bir sınır getiren salary cap (maaş sınırı) uygulamasının ardından ilk kez bir takım, iki kez üst üste şampiyon oluyor. Malkin de bu yılın play-off’larında en golcü isim. Finallerde 10 gol, 18 asistle yıldızlaşıyor. Penguins önümüzdeki yılın şampiyonluğuna da şimdiden aday. O ise “Uzunca bir süredir bu grupla birlikte oynuyoruz ve hâlâ kazanmaya açız” diyor. Atalarından farklı bir amaçla bir çelik şehrinden diğerine giden Malkin, Magnitogorsk’un çocuklarına yeni bir hayal bırakmayı da başarıyor.
*Bu yazı ilk olarak Socrates’in Temmuz 2017 sayısında yayımlanmıştır. Tüm sayılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.