Longines Uluslararası Yarış Festivali’nin ikincisi geçtiğimiz haftasonu, İstanbul Veliefendi Hipodromu’ndaydı. Bayram tatiline denk gelmesi sebebiyle İstanbul halkına çifte bayram sevinci yaşatan yarışlarda, ülkenin en iyi atlarından bazıları; Halis Karataş, Selim Kaya ve Ahmet Çelik gibi usta jokeyleriyle mücadele ettiler. Üstelik kendilerini yurt dışında kanıtlamış, güçlü rakiplere karşı…
Tabii, Türkiye’nin şampiyonları da enternasyonal yarışlar geçmişinde önemli zaferlere imza atmıştı. Bold Pilot, Grand Ekinoks, Ribella ve Turbo gibi safkanlar, geride kalan yıllarda yabancı rakiplerini geçmeyi başardılar. Fakat son dönemde artan ikramiyeler ve Godolphin başta olmak üzere dünyanın büyük ekürilerinin İstanbul’a gösterdiği ilgi işlerin akışını biraz değiştirdi.
Ne olursa olsun, bu büyük ekürilerin atlarını izlemek çok büyük bir şans. Festivalde sohbet imkanı bulduğum yerli yetişiricilerin birçoğu da bundan bahsetti. Hatta, Uluslararası Trakya Koşusu’nda, Bayezid isimli iki yaşlı safkanıyla dördüncülük kazanan Emir Alkaş’a göre bu yarışlarda ‘boyumuzun ölçüsünü almamız’ gelişimi biraz daha hızlandıracak. Yani, Longines Uluslararası Yarış Festivali’nin bu anlamda da çok kritik bir önemi var.
Peki geride kalan festivalin uluslararası yarış programında neler olup bitti? İki gün boyunca bir tanesi Grup 1, dört tanesi Grup 2 ve iki tanesi Grup 3 kategorisinde; tam yedi birbirinden heyecanlı yarış izledik. İki günlük atçılık bayramının en değerli koşusu, ikinci günde koşulan Longines Uluslararası Topkapı Koşusu’ydu. Burada Alman safkan Wonnemond, jokeyi Daniel Porcu’yla birinciliğe gitti. 1800’lü yıllardan itibaren dünyada atçılık sporunun lokomotiflerinden biri olan Longines, tıpkı tüm festivalin olduğu gibi, 270.000 Euro galibiyetli bu koşunun da ana sponsoruydu. Kârlı bir gün geçiren şampiyon safkan Wonnemond’un ilgilileri, kazandıkları yüklü meblağın yanında bir de göz alıcı Longines Conquest Classic saatlerle ödüllendirildiler.
Bir diğer önemli mücadele Uluslararası Boğaziçi Koşusu’nu 2012 yılından beri Türkiye’den bir katılımcı kazanamıyordu. Son olarak, bundan beş yıl önce Necati Demirkol’un Mitico adlı safkanı, jokeyi Selim Kaya’yla zafere gitmişti. Ancak o günden beri yabancı atların hakimiyeti kırılamadı. 2017’de de sonuç değişmedi. Godolphin’e ait yedi yaşlı Secret Number koşunun galibi olurken, ekürisine de bu yarıştaki toplam üçüncü zaferini getirdi.
Uluslararası Trakya Koşusu’nda ise iki yaşlı İngiliz atları, geleceğin şampiyonları olma yolunda ilk önemli sınavlarına çıktılar. Koşuyu, İngiliz futbolcu Charlie Austin’e ait Another Batt isimli safkan kazandı. Fakat koşunun İngiltere Premier Ligi’nden bir konuğu daha vardı! Manchester United’ın efsanevi teknik direktörüne ait olan Chess Move, sahibinin şöhreti ve yarattığı büyük heyecana rağmen sekizinci sırada kaldı. Birinci olan Another Batt’in arkasından gelen Armondo, Yele ve Bayezid, koşunun dikkat çekici yerli safkanlarıydı.
1999 yılında kurulan IFAHR (Uluslararası Arap At Yetiştiriciliği Otoriteleri Federasyonu), adına düzenlenen G2 koşuda geçtiğimiz iki yılın galibi Handassa’ydı. Daha önce bu koşuyu beş kez kazanmış Hamdan Al Maktoum’a ait Handassa, İstanbul’a bir kez daha döndü ve IFAHR Koşusu’ndaki zafer sayısını üçe çıkarttı.
İstanbul’da, bir Arap atının kazandığı son enternasyonal mücadele Uluslararası Malazgirt Koşusu’ydu. 2008’de Ayabakan, 2009’da Turbo’nun kazandığı zaferlerden uzun bir süre sonra geçen yıl Gümbürgümbür birinci sırayı almıştı. Yedi yaşlı safkan bir kez daha aynısını tekrarlamak için piste çıktı. Fakat bu kez rakipleri 2016’da olduğundan çok daha çetindi. Hamdan Al Maktoum’un güçlü Araplarından Muraaqib birinci, Al Shaqab Racing’e ait Jabal Kassyoun ikinci sırayı aldı. Engin Alagöz’e ait Gümbürgümbür ise artan seviyeye rağmen üçüncü olarak tabela yapmayı başardı ve festivalin başarılı Türk atlarından oldu.
Longines Uluslararası Yarış Festivali’nin ikincisini, yukardaki önemli anlarla geride bıraktık. Şimdi önümüzde hazırlanmak için koca bir yıl var. En önemli motivasyon ise bu yıl hiçbir yarışta galip gelemeyen yerli safkanların şanssızlığını kırmak. Şu kesin ki artan rekabet seviyesi, Türk atçılığının seviyesini de yukarı çekecek!