Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolTaliban’dan Kaçış

Afganistan Kadın Futbol Takımı, Taliban'dan kalan kötü izleri bir kenara bırakıp ülkedeki kadınların ilham alabilecekleri birer örnek teşkil etmeye çabalıyor.

*Bu yazı ilk olarak Goaldentimes.com websitesinde, “Escape from Taliban: The Past, Present and Future of Afghan Women’s Football” başlığıyla yayımlanmıştır.

Futbol stadyumunun görünüşü Afganlar için pek memnun edici değil. Taliban hükümeti boyunca, Kabil’deki Gazi Stadyumu infazlar ve sistemli işkenceler için bir gösteri alanı olmuştu. Futbolun Gabriel Batistuta ya da Dennis Bergkamp’ın ceza sahasındaki sihriyle meşgul olduğu 1990’ların son döneminde, Afganlar, kurbanların binlerce insanın önünde elleri arkadan bağlı, yere çömeltilmiş bir şekilde Kabil futbol stadyumunun ışıklarının altında vahşi ve rahatsız edici bir hâlde, Kuran’dan alıntılar eşliğinde idam edilmelerini izliyorlardı. Kalabalığa, idamları izlemeye katılmanın erdemli bir davranış olduğu söylenmişti.

Taliban rejimi yıkıldıktan sonra bile bu durum hala normal görülüyordu. Rejim, geriye ayrımcılık ve şiddettin kurumsallaştığı bir devletle, toplumda derin izler ve neredeyse bitmiş bir ekonomi bıraktı.

Stadyumun girişinde nöbet tutan genç Nabeel Qari 2008’de Reuters’a konuştuğunda, “Akşamüzerleri artık kimse buraya gelmiyor, biz bile içeri girmiyoruz. Herkes ölü insanların ruhunun şu an bile bir türlü huzur bulamadığına ve buraya sindiğine inanıyor.”

Dökülen kanların futbol sahasının altındaki toprağa sızdığı ve orda o yüzden hiç ot büyümediği yönünde yaygın bir inanış var. Bundan dolayı, Afgan hükümeti stadyumu tekrar yapılandırdı, toprak yarım metre kadar kazılarak yeni toprakla değiştirildi.

Zemin sorumlusu Muhammad Nasim, bu değişimi medyaya “Yeni bir toprak katmanı koyduk ki oyuncular birçok kişinin kanına basarak oynamasın” diye açıklıyor.

Bütün bunların dışında, kadınların Afganistan’daki yaşam koşulları acınası durumda. Yeni dönem başladıktan sonra bile kadınlar için çok şey değişmedi. Ayrımcılık hâlâ çok fazla. İnsanlık hâlâ baskıcı rejimlerin lanetini arkada bırakmakta güçlük çekiyor. Genel olarak spor da bu konudan nasibini çokça aldı, kadınların durumuysa bahsedilemeyecek kadar berbat bir hâlde.

Afganistan kadın takımının eski kaptanı Khalida Popal, Afganistan kadın futbolunun durumu hakkında Goalden Times’a konuştu. Khalida Popal ayrıca kadın futbol komitesinin de eski başkanı, Afgan Futbol Federasyonu finans komitesinin başında, Girl Power Organization vakfının kurucusu ve Afganistan kadın futbol komitesinin program direktörü. Tüm bunların yanında, Danimarka’da Hummel için de proje koordinatörlüğü yapıyor. Buraya gelmek Khalida için hiç kolay olmadı.

2007’de Afgan kadın milli takımını diğer dört takım arkadaşıyla birlikte geri getiren Khalida, futbol oynamaya başladığında daha küçüktü. Taliban hükümeti kadınların spor aktivitelerine katılmasını ve oyunlarda bulunmasını yasaklamıştı. Milli takımı geri getirmek çok da kolay bir iş olmadı, herhangi bir spor branşıyla ilgilenmek toplumda hala bir tabu olarak görülüyordu ve radikallerin ağır gözetimi altında ciddi cezalara sebebiyet verebiliyordu. Khalida da aynı engellerle karşılaştı ama annesi sayesinde sevdiği oyunu gizlice oynayabildi. Spor öğretmeni olan annesi, bu sert koşullarda bile onu futbol oynaması için cesaretlendirdi ve motive etti.

Khalida Goalden Times’a annesi hakkında, “Afganistan gibi erkeklerin domine ettiği bir ülkede kızlara motivasyon veren oydu. Bütün kadınların eşit ve aktif olmasını isterdi” diyor. “Annem her zaman diğer ailelere kızlarının spor yapmalarına destek olmaları konusunda örnek olmuştur. Eğer futbol oynamak riskli ve tehlikeli bir durum olsaydı kendi kızlarının da oynamasına izin vermezdi. Diğer ailelerle tartışır ve onları futbol oynamanın kültüre ve dine karşı bir şey olmadığı konusunda ikna ederdi.”

Afganistan, sadece erkeklerin, kadınların özgürlüğüne karşı olduğu bir ülke değil; kadınların büyük çoğunluğu da buna karşı.  Afganistan’da yıllar boyunca kadınların dışarıda spor yapmalarına izin verilmemişti. Khalida da futbol oynamaya başladığı okul yıllarında çok fazla engelle karşılaşmıştı. Bir keresinde bir grup adam oyunlarını bölüp onları rahatsız etmiş ve eteklerini çekiştirerek tehditler savurmuşlardı. Şu anki milli takımın bir diğer futbolcusu Madina Azizi, aynı sebeplerden okuldaki spor öğretmeni tarafından birçok aşağılamaya maruz kalmış ve fahişe olarak etiketlenmiş. Futbol oynamayı bir kenara bırakın, Afgan toplumunda bir kadın olmak zaten yeterince zor.

“Bu arada, futbol oynamaya başlayıp milli takımın kaptanı olduğumda ve kadınları, haklarını korumaları konusunda cesaretlendirmeye çalıştığımda, tabii ki erkeklerin baskın olduğu bir ülkede bu hiçbir zaman iyiye işaret olarak algılanmadı. Bir kadının diğer kadınların hakları hakkında konuşmasını istemezler, kadınların güçlü olmasını istemezler” diyor Khalida. “Bu yüzden birçok problemle, ölüm tehditleriyle karşılaştım ve sesimi çıkarabilmeye devam etmek için ülkemden kaçmak zorunda kaldım. Sesimin kısılmaması çok önemli, ancak bu yolla başkaları için de direnmeye devam edebilirim.”

Khalida, hayatını kurtarmak için ülkesini 2010 Nisan’ında terk etti. Mülteci olarak yaşamak Khalida için hiç kolay değildi. Ülkesini birkaç iyi insanın yardımıyla terk edebildi ve ondan sonra bir süre Hindistan’da ve daha sonra Danimarka’da bir sığınak buldu. Danimarka’ya ulaştıktan sonra kendini iltica merkezinde ağır bir depresyonun içinde buldu. Neyse ki, Danimarkalı bir aile onun elinden tuttu ve bu depresyonu aşmasında ona yardımcı oldu.

Bu tarz korkunç krizler atlatan bir tek Khalida değildi. Şu anki milli takım oyuncularından, Hosna Korishi, Kabil’den kaçmak zorunda kalmıştı, çünkü babası bir ressamdı ve resim Taliban rejiminde çok kesin bir şekilde yasaktı. Hayatları çok tehlikeli olmaya başlamıştı ve birçok zorluktan sonra ailesiyle birlikte Hollanda’ya gitti. Roya Noori, bir diğer yirmi yaşındaki oyuncu, yetimlere spor eğitmenliği yapıyordu ve aynı şekilde genellikle kendi ailesinden gelen ölüm tehditleriyle karşı karşıya kalmıştı. İsveç’e kaçtı ve 2011 yılından beri orda mülteci olarak yaşıyor.

“Mülteci olmak hiçbir zaman mutlu olabileceğin bir şey değil, oldukça stresli. Sadece ülkenden uzakta değilsin, bir ülken yok. İnsanlar geleceklerinin nasıl olacağını bilmiyor. Tamamen her şey yepyeni yeni bir kültürle ve dille karşı karşıyasınız. Kimliğimizi kaybettik.” “Kimliğini kaybetmek çok büyük bir şey. Çok acı verici. Bunlar çok iyi ve kadınların özgür olabildiği ülkeler olmasına rağmen evini, aileni, her şeyi özlemeye başlıyorsun. Futbol, kaybettiğim kimliğimi tekrar kazanmam konusunda beni tekrar savaşmaya teşvik etti.”

Danimarka merkezli spor giyim markası Hummel da dahil olunca bu durumdan çıkmaları için süreç işlemeye başladı.

“Bu benim için bir şirketten çok daha fazlası, kavgamı, aktivitelerimi bilen ve bana bunun için destek olan insanlar.” Afganistan Kadın Milli Takımının son zamanlardaki sponsoru olan Hummel International, savaştan perişan olmuş ülkelerde kadın futbolunun gelişimi için yatırım yaptı. Aynı zamanda kadınların yeteneklerini organik olarak geliştirebilmeleri ve onları profesyonel futbol oynamaya teşvik etmek için Kadınlar Futbol Ligi’nin oluşmasında büyük yardımları oldu. Kültürel açıdan muhafazakâr ve mazlum bir ülke olan Afganistan’da, kadınlar için bir futbol ligi çığır açan bir fikirdi.

Afgan kadın takımının kaleci antrenörü olan Haley Carter, “Bu, her Milli Takım için bir hedeftir. Afganistan burada bir istisna değil” diyor.

Eski bir denizci olan Haley, ABD’nin Houston kentinde büyüdü. Houston Dash için profesyonel bir futbolcu oldu ve emeklilikten sonra Afganistan’daki kadın milli takımına kaleci antrenörü olarak katıldı. 2016’da Hindistan’da düzenlenecek SAFF (Güney Asya Futbol Federasyonu) Kadınlar Şampiyonası’na hazırlanan takımı hakkında çok emin konuştu. Takımı çok dikkatli seçtiler ve büyük bir başarı hedefleyerek turnuvadan önce ABD’de sıkı çalıştılar.

“Oyuncular seçmelerden bu yana inanılmaz derecede çok çalıştılar, bu yılın en önemli olayıdır ve aynı zamanda projeyi yenilemenin ve dünya çapında daha çok etkileşim almanın bir tür başlangıcıdır. Bu bir çeşitlilik programıdır. Dünyanın her yerinden gelen ve 8 farklı dilden konuşabilen oyuncularımız var. Sıkı şekilde koçluk yapıyoruz, buna bağlı olarak zorluklar yaşanabiliyor. Her şeyi bir araya koyabilecek kaynaklarımız yok. Rekabetçi olarak tek avantajımız bizi kimsenin bilmemesi.”

Tesadüfen, Afgan takımı daha sert bir grup olan Hindistan ve Bangladeş ile aynı gruba düştü.

Haley ekledi, “Kelly (Kelly Lindsey, Afganistan kadın milli takımının baş antrenörü) ve benim asıl hedefimiz kadınlarımızın oyun esnasında kendilerinden emin olmalarını sağlamak. Nasıl oynayacağımız ve rekabet edeceğimizi görmek için sabırsızlanıyorum. Hiçbir anlamda kendime fazla güvenen biri olmak istemiyorum ama belirgin bir amaç doğrultusunda rekabet içinde olmak istiyorum.”

“SAFF’de başarılı olmak Afganistan’da büyük bir marifet. Milliyetçilik, cinsiyetçilikten daha baskındır. Hiçbir şey uluslararası başarıdan daha önemli değildir. Eğer başarılara ulaşırsak insanlar ‘Neden kadınlar bir erkek oyunu oynuyor?’ sorusunu sormayacak ve bizi yavaş yavaş kabul edecekler. Bu da programın başarısı için hayati önem taşıyor.” Mevcut Afgan kadrosu, Afganistan dışında 7 farklı ülkeden -ABD, Kanada, Danimarka, İsveç, Norveç, Hollanda, Almanya- Afgan kökenli oyuncular barındırıyor. Afganistan mültecileri olan bu oyuncular, kimlikleri ve baskı altında kalan kadınları cesaretlendirmek için savaşıyorlar.

Khalida’nın kararlılığı, toplumun yavaş da olsa dönüşümüne önayak oldu. “Şimdi bir kadınla ya da erkekle konuşursanız, kadın futbolunun geleceği hakkında oldukça olumlu şeyler söylüyorlar. Daha fazla teşvik ve daha fazla destek bulmayı umuyoruz ve bu da sonunda doğrudan doğruya kadınların ortak refahında kalıcı bir değişim yaratacak.” Bu kalkınma Khalida tarafından yaratıldı ve takım da ülkedeki değişime önemli katkılarda bulundu. Savaş ve baskı çok yıkıcı oldu ama bu bir grup cesur kadın futbola sahip olabilmek için kültürün tamamını değil de bir parçasını değiştirmek istedi. Khalida’nın asıl odak noktası bu ülkeye gurur getirmek ve kadınların da aynısını yapabileceğine inanıyor. Asıl fikir, kadınların gerçek sesi olarak onlara karanlık çağlardan çıkmaları için güç vermek. Farklı geçmişlerden ve farklı ülkelerden gelen Afgan kökenli oyuncular barındıran milli takım, ülke içinde bulunan kadınlara yalnız olmadıkları mesajını vererek bir ses oluşturma üzerine şekillenmiş.

Kaptan, Shabnam Mobarez liderliğindeki Afgan Kadın Milli Takımı, 26 Aralık tarihinde başlayacak olan SAFF şampiyonasında Asya’nın ağır sıklet takımlarıyla karşılaşmaya hazırlar. 27 Aralık’ta güçlü Hindistan’la ve 29 Aralık’ta Siliguri’ de Bangladeş ile karşılaşacaklar. Turnuvada büyük zaferler beklemiyoruz ancak burada, hedeflerine ulaşmak için birçok engeli aşmış cesur kadınlardan kusursuz bir mücadele bekleyebiliriz. Takıma başarılar ve iyi şanslar.

*Bu yazının orijinali, ilk olarak 26 Aralık 2016 tarihinde yayımlanmıştı. Yazının ardından Afganistan’ın çıktığı SAFF grup karşılaşmalarında boyun eğdiği Hindistan ve Bangladeş, turnuvada final oynadı ve Hindistan, kupayı alan takım oldu.

Çeviren: Gizem Denizcioğlu & İzel Eler

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce