Melike Pekel, henüz 22 yaşında ama kadın futbolunun son yıllardaki önemli kulüplerinden Paris Saint-Germain’i yeteneklerine ikna etmeyi başardı bile. Bayern Münih altyapısından yetişen, geçtiğimiz yıl devre arasında Metz’in yolunu tutan Pekel, gol kısırlığı çeken takımı hücum yollarında rahatlatmayı başardı ve attığı gollerle katkı sağladığı galibiyetler, ligin büyüklerinin dikkatini çekmeye yetti. Beş aylık Metz macerasının ardından geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi finali oynayan Paris Saint-Germain’e transfer olan Pekel’e üç soruda transfer sürecini sorduk. İşte Türkiye formasını giydiği 15 maçta 6 gole imza atan Pekel’in Paris yolculuğuna dair görüşleri…
Almanya, kadın futbolunda Avrupa’nın en önemli ülkesi. 1995’ten beri Avrupa Şampiyonası’nda kupayı kimselere bırakmıyor. Kulüp futbolu anlamında da Frankfurt ve Wolfsburg gibi önemli takımlar var. Almanya’dan ayrılma kararını vermek zor muydu?
Çok ani bir karar oldu aslında. İki günde Fransa’ya gitme kararı aldığımı söyleyebilirim. Bugün baktığımda iyi ki gelmişim diyorum. Metz kulübü beni çok iyi ağırladı, takım arkadaşlarımı ve Metz şehrini çok sevdim. Almanya kadın futbolunda uzun yıllardır bir kültüre sahip ama Fransa da en önemli liglerden bir tanesi. Ben iki ligi denk görüyorum açıkçası, kaliteleri aynı bence, bu yüzden de Almanya’dan ayrılma kararını vermem çok zor olmadı. İlk hedefim daha fazla forma şansı bulmak ve profesyonelliğe adıma atmaktı.
Geçtiğimiz sezonun devre arasında Fransa’ya Metz formasıyla adım atmıştınız. Kısa sürede kendinizi kanıtlama fırsatı buldunuz. O beş ay nasıl geçti?
Metz’e yarım sezonluğuna gitmiştim geçen sezon, öncesinde Bayern Münih’teydim. Takıma katıldığım Ocak ayına kadar, ligde yalnızca bir gol atabilmişti 1o maçta Metz. İkinci yarıda benim de forma giydiğim bölümde üç maç kazandık. Bu noktada attığım gollerle dikkat çektiğimi düşünüyorum.
Paris Saint-Germain’in sizinle ilgilendiği haberini ilk olarak ne zaman aldınız? Transfer süreci nasıl gelişti?
İlk olarak haberi duyduğumda çok mutlu oldum. Onlara karşı oynadığımız lig maçının ardından Paris Saint-Germain antrenörleri benimle ilgilendiklerini söylediler ve bu da beni gururlandırdı. Sadece şahsım adına değil Türkiye Kadın Futbolu adına da mutluluk verici bir durumdu. Sezon sonunda da menajerimle birlikte Paris’e geldik. Sözleşme sürecinde hukuki tarafı konuşuldu anlaşmanın, saha içine dair detaylı bir konuşmamız olmadı henüz.
Son yıllarda kadın futbolunda çok fazla adından söz ettiren bir takım haline geldi Paris Saint-Germain. Şu anda da kadın futbolunda dünyanın en iyi takımlarından biri. Zaten bu sezon da Şampiyonlar Ligi finali oynadılar. Takımdaki herkes çok iyi futbolcular, sadece kendim için demiyorum aynı zamanda futbol oynayan genç kızlarımız açısından da örnek alınacak isimler.
