Bu yazı, Michu – Real Oviedo birlikteliğinin yeniden başladığı ay yazılmış ve Socrates’in 23. sayısında yayımlanmıştı. Dergimizin tüm sayılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Kasım 2012. İspanya’da sergilediği performansla çocukluk idolü Michael Laudrup’un dikkatini çeken ve sezon başında Swansea City’ye transfer olan Michu, Premier Lig’e flaş bir başlangıç yapmış, kendini Robin van Persie ve Luis Suarez’le birlikte gol krallığı yarışının içinde bulmuştu. Altyapısından yetiştiği Real Oviedo ise aynı günlerde iflasın eşiğindeydi. Kepenk kapatmak üzere olan üçüncü lig kulübünün yardımına üç eski oyuncusu koştu. Üç eski takım arkadaşı; Santi Cazorla, Juan Mata ve Michu, kulübün ciddi miktarda hissesini satın alarak borcun ödenmesini sağladılar.
Premier Lig’de ilk yarı sona erdiğinde, Michu gol krallığının zirvesindeydi. Üstelik bunu çoğunlukla forvetin arkasında oynayarak başarmıştı. Sezonu, 18’i ligde olmak üzere toplam 22 golle tamamladı. Artık milli takımdan davet bekliyordu ve o davet, 2013’ün Ekim ayında geldi. İspanyol futbolcu, Dünya Kupası elemelerindeki Belarus maçında milli formayı ilk ve son kez sırtına geçirdi. İlk kez; çünkü takım son iki büyük turnuvanın şampiyonuydu ve yıldızlarla doluydu. Son kez; çünkü o günden sonra Michu, büyük sorunlarla karşılaştı.
Sağ bileğinde ortaya çıkan sakatlık, o dönem 27 yaşında olan oyuncuyu defalarca ameliyat masasına götürdü. Ancak hiçbiri sorunu tam olarak çözemedi. Yarısını kaçırdığı sezonun ardından Michu, Napoli’ye kiralandı. Rafael Benitez’le çalışmanın heyecanını taşıyordu fakat bütün bir sezonu sakat geçirdi. Rüya bitmişti. Döndüğünde, Swansea tarafından serbest bırakıldı. Hayatı boyunca bu sakatlıkla yaşayacağını kabullenmesi gerekiyordu. Öyle yaptı. Yine de, futbolu bırakmaktansa, şartların izin verdiği ölçüde oynayabileceği en üst seviyede oynamak istedi.
O seviye, İspanya futbol sisteminin dördüncü basamağıydı. 18 bölgesel gruptaki 360’tan fazla takımdan oluşan Tercera Ligi’ndeki Langreo, Michu’nun yeni takımıydı. Abisi ise yeni teknik direktörü. Takımla gittiği her yerde yıldız muamelesi gördü; kuvvetle muhtemel ligde fotoğraf çektirilen, imza alınan tek futbolcuydu. Formunu bulmak için günde iki idman yapıyor, sağlığına kavuşmak için doktorla çalışıyordu. İlk maçına ocak ayında çıktığı sezonu 12 golle tamamladı. Düştüğü yer, Michu’ya hem fiziksel hem de mental olarak iyi gelmişti.
Twitter’daki kullanıcı adı dahi ‘@michuoviedo’ olan Michu, İngiltere’de fırtına estirdiği günlerde eski takımını iflastan kurtarırken “Real Oviedo benim kalbimdeki kulüp. Umarım bir gün o formayı tekrar giyerim” demişti. O gün için imkânsız görünen bu birliktelik, bu sezon başında gerçeğe dönüştü. Zor günde yardım elini uzatma sırası bu defa Oviedo’daydı. 8 Eylül akşamı Michu, 686 günlük aradan sonra profesyonel seviyede bir maça çıktı ve son 7 dakikada attığı iki golle maçı uzatmaya götürdü. Şu anda 30 yaşında. 2. Lig’de, taraftarı olduğu kulüpte oynuyor. Sonrası ne olur? İki yılda Premier Lig gol krallığının zirvesinden İspanya 4. Ligi’ne uzanan bir hikâyenin kahramanı için tahmin etmek zor gibi.