Üç yaşlı İngiliz atlarının, kariyerlerinde sadece bir kez koşabildiği prestijli Gazi Koşusu, tarihi boyunca büyük şampiyonlar çıkarttı. Onlardan birisi de Özdemir Atman’ın Bold Pilot’ıydı. İşte unutulmaz safkanın, Türk atçılığının en büyük kahramanlarından birisine dönüşürken geçirdiği üç yaş yolculuğu;
Atahan Zilcioğlu (Gazeteci): Bold Pilot’ın üç yaşı inanılmazdı. Muazzam bir şeydi o sene. Zaten üç yaş önemlidir, çünkü Gazi Koşusu’na girilir.
Emir Alkaş (At yetiştiricisi): O sezon önce Erkek Tay Deneme koştu ve Triple Crown’un ilk ayağını aldı. Üç hafta sonra 2200 metrelik meşhur Sait Akson yarışını da kazandı.
Süleyman Akdı (Jokey): Bold Pilot her mesafeyi iyi koşan bir at olduğunu gösteriyordu. 1600, 1800, 2000, 2400…
Emir Alkaş: Bence iki yarışına ayrı ayrı bakmak lazım… Biri Gazi Koşusu’dur, Halis Karataş’ın kazandığı ilk Gazi olması açısından kıymetlidir. Ayrıca, 2.26.22 ile bugüne kadar koşulmuş en iyi derecedir.
Mehmet Ayan (Gazeteci): Bold Pilot’ın Gazi kazanacağını herkes biliyordu ama rekoru koşabileceğini kimse tahmin edemiyordu. Ekürisi Nedym tempoyu hızlandırınca olanlar oldu.
Reşat Köstem (Gazeteci): Yurt dışında daha iyi dereceler yakalanıyor ama bizim Veliefendi’nin koşullarında bu zordur. Özdemir Bey atının gücünü bilirdi. Eküriyi önden salar, koşunun temposunu yükseltirdi. Bold Pilot da bu tip koşularda ikinci veya üçüncü gider, ekürinin tükenmeye başladığı noktalarda atağa kalkar ve işi bitirirdi. Özdemir Bey bunu, ‘’Biz atımızın ne kadar potansiyeli varsa onu kullanmasını istiyoruz. Bizden daha iyi rakip varsa gelir bizi geçer” diye anlatırdı. Ama tabii ki Türkiye’de böyle bir at yoktu. Özdemir Bey, Abbas’ı da Gazi Koşusu’na aynı taktikle hazırlamıştı. Zaten son 40-50 senede Gazi Koşuşu’nu en farklı kazanan iki at, Abbas ve Bold Pilot’tır. İkisinin de sahibi aynıdır.
Ali Kayakıt (Spiker): Koşudan bir gün önce sesim kısılmıştı. Ertesi gün ilk kez Gazi Koşusu anlatacaktım ama ses yok! Yarış sabahı uyandığımda sesimde yüzde 20 civarı bir iyileşme vardı. Rejideki arkadaşlardan tonu iyi ayarlamaları için ekstra ihtimam istedim. Yarış çok büyük, Bold Pilot favori! Daha önce taylığında da anlattığım için, onu çok iyi tanıyordum. O gün hiç zorlanmadan kazandı. Ben de yaşadığım sıkıntıya rağmen anlatımımı yaptım. Çıkışında da hep birlikte kutlamaya gittik.
Emir Alkaş: Bold Pilot’ın ikinci önemli koşusu da meşhur Enternasyonel Boğaziçi Yarışı’dır. O dönem Türkiye’de yeni yeni uluslararası yarışlar düzenleniyordu. Yurt dışından atlar davet ediliyordu. Tam o noktada bu yarış koşuldu.
Lale Atman (Bold Pilot’un sahibi Özdemir Atman’ın kızı): Bold Pilot’ın kariyerinde unutamadığım yarış, tabii ki Gazi Koşusu’dur fakat Enternasyonel’in başka bir anlamı da vardır ve çok önemserim. Babam o yarışa girme cesaretini gösterdi, yarışseverlerin isteğine kulak verdi.
Ali Kayakıt: Neyse ki o gün sesim kısık değildi… Bold Pilot’ın hiç sevmeyeceği şekilde hava yağmurluydu. Rakibi Galtee bir Alman atıydı. Yılın büyük çoğunluğunu yağmurda, çamurlaşmış çimde koşan ve bu duruma aşina bir safkan. Endişeliydim yani. Atmosfer de milli maç havasındaydı. Kendi atımız gelsin istiyorduk. Şanslıydık ki yarışa az süre kala yağmur durdu da pist hafif toparladı.
Reşat Köstem: Koşunun en can alıcı yerinde Galtee bir dokundu, Bold Pilot da o dokunmanın etkisiyle sallandı. Orada Galtee bir avantaj yakaladı. Bitime çok bir şey kalmamıştı. “Eyvah, koşu gitti!” derken Bold Pilot uçuşa geçti ve fotoda o atı geçti. Bu yetenektir. Bold Pilot’ın uluslararası rüştünü ispat ettiği ve kahramanlaştığı bir yarıştı.
Mehmet Ayan: İnsanlar zanneder ki Bold Pilot orada sadece bir yarış kazandı. Hayır, o aslında bir milli maçtı. Kazanan son ana kadar belli değildi. İddia ediyorum; Halis kolundan aldığı güç kadar, maneviyatından da güç aldı.
Enver Aslan (Televizyoncu): Hepimiz “Allah’ım, ne olur pist ıslak olmasın!“ diye dua etmiştik. Çünkü Bold Pilot, ıslak pistte gerçek performansının altında koşardı. O şartlarda, Galtee ile 400 metre boyunca kafa kafaya bir mücadele! Atlar belki güçleri ve kalpleriyle koşarlar ama karakterleriyle kazanırlar. O gün tribünde olan herkes yarış boyunca dua, enerji, destek göndermiştir. Ben herhangi bir milli maçta bile Bold Pilot-Galtee finişi kadar heyecanlanmış bir seyirci görmedim. At yarışında kimse at tutmaz, çünkü işin ucunda müşterek bahis vardır. Ama o gün, başka atlara oynayanların bile bir noktada kuponlarını unuttuklarını düşünüyorum. Halis Karataş’ın kazandıktan sonra elini kaldırdığı an oluşan atmosfer, bana Paolo Maldini’ye atfedilen “Kimse, beni burada 20 bin kişi olduğuna inandıramaz” cümlesini hatırlatır. O gün de kimse, beni Veliefendi’de 20 bin kişi olduğunu inandıramazdı.
Lale Atman: Bold Pilot, o yarıştan bir kahraman olarak çıktı. Artık bir milli atlet olmuştu. Onu sevenleri, ona inananları haklı çıkarmıştı. Yarışçılıkla ilgisi olmayan insanlar Bold Pilot ismini duydu, at sevgisi gelişti. Bu artık, bir başarı hikâyesiydi.
Reşat Köstem: Uzun mesafede nitelik ve yetenek farkları ortaya çıkar. Bold Pilot da bunu her yarışta ortaya koymaya çalışırdı. Ama ağır pisti sevmediği kesindi. En zor kazandığı koşu, Triple Crown’ın son ayağı olan Ankara Koşusu’dur. O kadar parlak bir yarış değildi. Ama kaybettiği koşulara bedel bir yarıştı.
Emir Alkaş: Triple Crown yaptı ki bu da çok önemli bir şeydir. Ondan beş sene sonra Grand Ekinoks yaptı, bir daha da bunu başaran olmadı zaten. Bold Pilot hem oradaki üç yarışı hem de bir sene önceki Sakarya ile Çaldıran koşularını kazanarak beşte beş yaptı ki bu inanılmaz bir başarıdır. Geçen sene Graystorm, Bold Pilot’tan sonra dörtte dört yapan ilk at oldu, o da beşi kıl payı kaçırdı.
*Kutay Ersöz ve Aras Yetiş’in hazırladığı sözlü tarih dosyasının tamamını, Socrates‘in Nisan 2017 sayısında bulabilirsiniz. Bütün sayılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.