Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Futbol1983’ün En Uzun Gecesi: İspanya – Malta

Hollandalılar, Çekler'e mail yolladı mı? Onu bilmiyoruz ama son kırk senede katılamadıkları tek Avrupa Şampiyonası macerasında şike tartışmaları sonlanmadı.

Türkiye yine bir milli maç haftasına girdi. Avrupa’da futbol gündemine ara olarak görülen bu haftalar, Türkiye’de her defasında tartışmaların ve iddiaların havada uçuşmasına neden olan bir dönem olarak yaşanıyor. Üstelik bu sefer bir final haftasındayız. Herkesin gözü gruplarda oynanacak son iki maçın üzerinde. Haliyle tartışmalar da erkenden başladı.

Önceki gün Türkiye basınında yer alan haberlere göre, Türkiye’nin play-off’a katılmak için çekiştiği Hollanda’nın teknik direktörü Danny Blind, Türkiye’nin hafta sonu karşılaşacağı Çek Cumhuriyeti Teknik Direktörü Pavel Vrba’ya e-mail yolladı. Gerçi Blind, bu iddiayı doğruladı ama mail’in içeriğinin masum bir tebrik mesajı olduğunu eklemeyi ihmal etmedi. Fakat olayın Türkiye’ye yansıması farklı oldu. ‘Şike’, ‘teşvik’, ‘hatır’ gibi kavramları zenginleştirmeyi seven Türkiye basını bu iddialara kayıtsız kalmadı.

Biz tam bu noktada bu iddialara dahil olmayacağız. Fakat işin saha içinden bakınca bile trajik boyutu var. O boyut da Hollanda tarafına düşüyor. Avrupa’nın en önemli futbol ülkelerinden biri olan ‘Portakallar’, 24 takımın katılacağı ‘şişirilmiş’ Avrupa Şampiyonası’na katılamama tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Üstelik her zaman ‘güzel oyun’ kültürü üzerinden ilerleyen ülke, 3 Temmuz 2011’de başlayan şike soruşturmasını nihayete erdirmek için cuma gününü (5 Ekim 2015) bekleyen bir ülkenin ithamlarıyla karşı karşıya kaldı. Belki onlar, yaşadıkları çöküşe bu taraftan bakmayacaklar ama yine de sinir bozucu bir durumla karşı karşıya oldukları bir gerçek.

Hollanda bunu daha önce de yaşadı; şike iddiaları ve Avrupa Şampiyonası’na gidememe… Biz de güncel iddiaları diğer kalemlere bırakıp, 32 yıl öncesine geri dönelim.

70’li yılların fırtınası ve gönüllerin şampiyonu Hollanda , Cruyff kuşağının yaşlanıp sahneden çekilmesi ile bir geçiş dönemine girdi. O dönemi de olabilecek en kötü şekilde kapattı. Cruyff, Neeskens, Haan gibi isimler yerlerini Gullit, Van Basten ve Rijkaard’a tam olarak devredene kadar tam üç turnuvayı ıskalamak zorunda kaldılar. 1982 ve 1986 Dünya Kupası’na gidemediler ve eleme aşamasında karşılarına hep aynı takım çıktı; komşuları Belçika.

1984 Avrupa Şampiyonası elemelerinde yaşananlar ise diğer iki eleme macerasından daha çok hatırlanıyor. Hollanda, son kırk senede sadece bir kez Avrupa Şampiyonası finallerinde yer alamadı. Bunun tek nedeni ise atamadıkları, daha doğrusu rakipleri İspanya’nın attığı iki golden kaynaklanıyordu.

Avrupa’daki ülkelerin henüz bölünmediği ve 32 takımın UEFA çatısı altında yer aldığı yıllarda Avrupa Şampiyonası finallerine gitmek için 7 takıma bilet veriliyordu. Bir de ev sahibi eklenince 8 takım, yaz aylarında futbolseverlerin karşısına çıkıyordu. Takım sayısı bu kadar az olunca eleme grupları da oldukça zorlaşıyordu. Şimdiki gibi üçüncü takımın bilet alması düşünülecek bir durum dahi değildi. Tek bir ihtimal vardı; o da grubu lider bitirmek.. 1984’te dışarıda kalan takımlar arasından ayrı bir turnuva bile çıkabilirdi. SSCB, İngiltere, İtalya ve bu yazının konusu Hollanda… Fakat Hollanda turnuvaya gidemeseydi, dışarıda kalacak takım bu sefer İspanya olacaktı. 7. grup oldukça çetin bir mücadeleye sahne olmuştu. Gruptaki diğer üç takım; İrlanda, İzlanda ve Malta ise grubun figüranları olarak yer aldı. Grup sonuncusu Malta’nın figürandan başrole çıkması ise 1983 yılının Aralık ayına rastladı.

Cornelius ”Kees” Rijvers önderliğinde elemelere giren Hollanda beklenmedik bir kayıpla başladı. İzlanda deplasmanından bir puanla döndüler. 3 hafta sonra İrlanda’yı Rotterdam’da 2-1 yenerek bu kaybı telafi ettiler. İspanya da benzer sonuçlarla başladı. İzlanda’yı Malaga’da 1-0 yendiler ama 3-1 öne geçtikleri maçta deplasmanda İrlanda ile 3-3 berabere kalarak fırsat teptiler.

Grubun kilit maçlarından biri 16 Şubat 1983’te Sevilla’da oynandı. İspanya, Hollanda’yı Senor’un penaltı golüyle 1-0 mağlup etti ve liderlik koltuğuna geçti. Malta deplasmanında ise koltuğu kaptırma tehlikesini hissettiler. Soyunma odasına 2-1 geride girdiler ama Carrasco ve Gordillo’nun golleriyle galibiyeti yakaladılar. Üstüne bir de deplasmanda İzlanda galibiyeti gelince, Akdeniz ülkesinde güneşli günler kendini hissettirdi.

Hamle sırası Hollanda’ya geçmişti. Koeman, Gullit ve Houtman 20 dakika içinde İzlanda’nın işini bitirdi. İspanyolların Malta galibiyeti gibi bir epik zafer eksikliğini İrlanda’da tamamladılar. Atak bile yapamadıkları ilk yarı sona erdiğinde 2-0 gerideydiler. Henüz kısa saçlarıyla boy gösteren Gullit’in iki ve ‘kafasını’ kullanan Marco van Basten’in golleriyle 3-2’yi yakaladılar. Kritik bir galibiyetti ve gruptaki işlerin devam etmesini sağladı.

16 Kasım 1983 günü ise gerçek bir final maçı oynandı. Rotterdam’da 57.000 kişinin izlediği maçta Hollanda, İspanya’yı konuk etti. Houtman’ın golüne, boşa çıkan kaleci Schrijvers’in hatasını değerlendiren  ‘King’ Santillana cevap verdi. İlk yarı 1-1 sona erdi. İspanya’nın deplasmandan alacağı her puan işi bitirmesini sağlayabilirdi. Fakat Gullit buna izin vermedi. Ceza sahası dışından fileleri havalandırdı. Hollanda, karşılaşmayı 2-1 kazanarak durumu eşitledi.

Puanlar eşitti averajlar eşitti ve her iki takımın da oynayacağı bir son maç vardı. O dönemki statü gereği ilginç bir fikstür ortaya çıkmıştı. Günümüzde son maçların -hatta ilk maçların bile- aynı gün ve saatte oynanmasına alıştık. 1984 elemelerinde ise bu mümkün değildi. Çünkü her iki takım da son maçlarını Malta’ya karşı oynayacaktı.

İlk atış sırası Hollanda’nın olacaktı. ‘Portakallar’ daha rahattı çünkü son maçlar öncesinde İspanya’nın 6 averaj önündeydi. Malta’ya 5 gol daha atınca İspanya’nın işi zorlaştı. İspanyolların Malta’ya en az 11 gol atması gerekiyordu. Diğer 7 maçta sadece 12 gol attıklarını düşününce işleri imkansıza yakın görünüyordu. Hollanda bile Malta’ya iki maçta 11 gol atabilmişti.

Karşılaşmanın Türkiye açısından merakla beklenen bir önemi vardı. 90 dakikayı UEFA’nın parlayan hakemlerinden Erkan Göksel yönetecekti. Göksel, üç ay öncesinde UEFA’nın radarına girmişti ve deneme maçı kimliğinde basit geçmesi bir mücadeleye atanması bekleniyordu. Kağıt üzerinde güçlü İspanya ile zayıf Malta arasında oynanacak bir maç bulunmaz fırsattı. Fakat karşılaşma, Avrupa futbolunu en çok tartışılan maçlarından biri arasına girdi.

21 Aralık’ta Sevilla’da oynanacak maç öncesi iki takım da farklı havadaydı. İspanyollar, maçın 10 gün öncesinden kampa girdi. Maltalı futbolcular ise oldukça rahat, hatta hafif küçümseyici tavırlara sahiptiler. Kaleci John Bonello ”İspanya çocuklardan kurulu bir takıma bile 11 gol atamaz” derken, teknik direktör Victor Scerri ”Buraya İspanya için işleri zorlaştırmak için geldik” ifadelerini kullandı. Maç da Scerri’nin sözlerini doğrular bir şekilde beklenenden de zor başladı.

İspanya henüz ikinci dakikada kazandığı penaltı atışını değerlendiremedi. 16. dakikada Santillana golünü attı ve İspanyol oyuncular topu hemen kapıp saantraya koşmak istedi. Maltalılar ise buna izin vermedi. Kale içinde çıkan kavga İspanya’nın sert bir takımla karşılaştığının habercisiydi. Üstelik zayıf Malta, 24’te attığı golle beraberliği de sağladı. İspanya yine başa dönmüştü. Artık 11-0, yerine 12-1 gerekiyordu. Santillana devre bitmeden iki gol saha attı ama yeterli olacak gibi gözükmüyordu. Soyunma odasına 3-1 önde giren İspanya’nın morali bozuktu. Kalan 45 dakikada 9 gol daha atmaları gerekiyordu.

Attılar! Hem de tam istedikleri kadar; 9 tane. Poli Rincon 47 ve 57’de skoru 5-1’e getirdi. Fakat 10 dakikada bir gol atmak yeterli olmazdı, biraz daha hızlanmaları gerekliyordu. 62 ve 63’te Maceda, 64’te bir daha Rincon; 8-1 oldu bile. 76 ve 78’de Santillana ile Rincon… 10 oldu. Maçı tribünden takip eden Malta Futbol Federasyonu Başkanı George Albela (daha sonra ülkesinin cumhurbaşkanlığını da yapacaktı) stadı terk etmek zorunda kaldı. Ülkesine dönüşte de maçı araştırmak için bir soruşturma başlattı. O nedenle Albela, maçın sonuna kalan iki golü göremedi. Karşılaşma bu havaya büründükten sonra 10 dakikada iki gol atmak zor olmazdı, İspanyollar o iki golü 4 dakikaya sığdırdılar. Senor’un 83’te attığı gol, bitime daha 7 dakika kalmasına rağmen muhtaç olunan skoru sağlamıştı. Yılın en uzun gecesine İspanya 12 gol sığdırmıştı. 12-1 kazandılar ve dengeler değişti. Puanlar eşitlendi, averajlar eşitlendi. Atılan gol sayılarına bakıldı ve İspanya Hollanda’ya 24-22’lik bir üstünlük sağladı.

Maçın ardından Avrupa’da gündem de rekorlar da değişti. İngiltere, Lüksemburg’u 9-o yenerek elemeler tarihinin rekorunu kırmıştı. Ama klasik bir İngiliz futbolu talihsizliği o rekorun Ada’da sadece 5 gün kalmasına neden oldu. Yine de rekorlar gündemin ilk maddesi değildi. Özellikle de Hollanda basınında. Basının UEFA’yı İspanyolları ve hatta hakem Erkan Göksel’i eleştirileri arka arkaya gelirken teknik direktör Rijvers Kees saha sakinidi ve ”Futbolda mucizeler mümkün” demişti.

Tartışmalar uzun süre devam etse de gerçeği değiştirmek mümkün değildi. Sonuç belliydi, Euro 84’e İspanya gitti, Hollanda gidemedi. Üstelik o İspanya, turnuvada final oynadı. Fransa’daki grupta da şanslıydılar. İlk iki maçı berabere bitirdiler, son maçın son dakikasında Almanya’yı Maceda’nın golüykle 1-0 mağlup ettiler. Bu gol İspanya’yı yarı finale çıkartırken Almanya’yı kupanın dışına itti. Jupp Derwall görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Erkan Göksel’in yönettiği maçın devamında yaşananlar Derwall’in Türkiye’ye gelmesine yol açtı. Bu açıdan da ilginç bir çakışmaydı. İspanya yarı finalde de penaltılarla turladı. Yani bir galibiyetle final oynamayı başardı. Malta’da atılan iki gol hem İspanya futbolunu hem de Hollanda futbolunu değiştirdi. Gerçi Hollanda bir sonraki Avrupa Şampiyonası’nda kupayı kazanarak tarihinin en önemli başarısını elde etse de 1984 kötü bir yıl olarak hafızalarda kaldı. Hollanda 32 yıl aradan sonra benzer bir tehlikeyi bir kez daha yaşayabilir. Üstelik bu sefer son maçlar öncesinde avantaj onlarda da değil!

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Başka Bir Yol

Başka Bir Yol

4 sene önce
Hayal Albümü

Hayal Albümü

4 sene önce