Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

EURO 2016YorumYaşandı Bitti Saygısızca

Avusturya-Macaristan maçı üzerine retrospektif bir deneme...

Bir metin üstünde Avusturya ve Macaristan yan yana geldiğinde, bir de buna biraz tarih bilgisi eşlik ediyorsa, yapılacak muhabbetin kıvamı bellidir. O meşhur Avusturya-Macaristan imparatorluğu günleri… Aslen bir Habsburg performansı olan bu birliğin kuruluşu öyle pek sükseli olmasa da, yıkılışı çok ses getirmişti. Zira, Avrupa’nın insaniyet namına biriktirdiği sürü sepet birikimi heder edecek “Dünya” savaşınlardan ilkine “yardım ve yataklık” edip, arşidükü ile beraber imparatorluğu da tarih sahnesinden silmiş oldu. Özetle; yaşandı bitti saygısızca.

Saygısızlık berdevam. Zira, iki ülkenin de sağcılığa ve ırkçılığa doyamayan partileri -ki hiç de az tabanları yok- göçmen krizine kıtanın en vicdansız, en küstah cevaplarından birini verdiler, vermeye devam ediyorlar. Geçmiş hatalarını yine bizzat kendileri “retweet” ediyorlar. Belki de uzun yıllar Avrupa ve Dünya futbolunu (ne futbolu, kültür sanat hayatını da) domine edecekken çok kimlilikten, çok kültürlülükten doğan o birikimlerini savaşların ve Nazizmin içine gömmüş oluyorlar.

Nasıl mı, şöyle; savaş ve ayrılık sonrası -ki hâlâ daha entelektüel dünyada ortak muhabbetler devam ediyordu- özellikle Budapeşte ve biraz da Viyana’da “kahvehane”lerde başlayan futbol sohbetleri, daha sonra Macaristan futbol tarihinde çok büyük parantez açacaktı. Belki de “total futbolun” kokusunu havaya ilk salan bu altın kuşak, 1930’larda parlayarak, müthiş futbol zekalarını kendi ülkelerine değil, başka diyarlara zerk etmek durumunda kaldı. Dori Kürschner ve Arpad Weiss ile Brezilya, Egri Erbstein ile Torino, Imre Hirsch’le Arjantin, Brezilya, hatta Uruguay, Bela Guttmann ile Benfica’ya kadar gittiler. Istvan Toth ülkede kaldı ama anti-faşist faaliyetleri nedeniyle Macar faşistleri tarafından kuruşuna dizildi. Marton Bukovi ve Gustztav Sebes ile savaş sonrası o meşhur Macaristan futbolunu inşa etti. Tam bitti denirken, bu sefer de Sovyet işgali sonrası Macar futbol efsaneleri Puskas, Bozsik ve Czibor ülkelerini terk etti. Ve sonrasında ne Macaristan ekolü ne de takımı kaldı. Anti-semitizm ve kesif ırkçılık ülkenin verimli ovalarını yakıp kavurdu.

Neyse, Salı günü oynanan maçı izlediğimizde aklımızdan bunlar geçiyordu işte. “Zorun mu var, otur maçı izle” denebilir, ama yapamıyoruz, zira futbolu hikâyeleriyle seviyoruz. Hatta iyice abartıyor ve garip bir istatistiğe bile koşuyoruz. Avusturya kişi başı bira tüketiminde, yıllık 104.8 litre ile dünya üçüncüsüyken, Macaristan 63.3 litre ile dünya 31.cisi (2014 rakamları). Öte yandan Macarlar şarap tüketimleri ile daha çok ön plana çıkıyor. Beyaz ve tatlı bir şarap olan Tokay’ları var misal, pek ünlüdür. Diyeceğimiz şu; eğer birleşik kalaydılar, muhtemel o futbol muhabbetleri pub’larda ve şarap evlerinde sürüp gidecek, biz de çok acayip bir Avusturya-Macaristan takımı izliyor olacaktık. Ama olmadı, sonuç “Bira 0-Şarap 2” şeklinde vuku buldu. Hani bir de buradan bakın diye…

kiraly

Macar baba, Sırp evlat

E biraz daha zorlasalar, makul bir baba-oğul yaş aralığına sığacaklardı. Biri 40 diğeri 25 yaşında olan iki futbolcudan bahsediyoruz. Adeta Kusturica fimlerinden fırlamış kostümü ile sahada poz veren Gabor Kiraly’yi Hertha Berlin zamanlarından hatırlayanlar olacaktır. 1997-2004 yılları arasında Hertha’nın kalesini korurken, Galatasaray’ın o meşhur “yükseliş devri”yle de temas etmişti 2000 UEFA şampiyonluğuna giden yolda.

Diğeri de 66. dakikada kırmızı kart görüp takımını yalnız bırakan 25 yaşındaki Avusturyalı topçu Aleksandar Dragoviç. Belgrad kökenli Sırp bir ailenin çocuğu olan, (eline koluna daha önce de hakim olamayan; İsviçreli politikacı Ueli Maurer’e yaptığı garip hareketlere bakılabilir), gördüğü iki sarı kartta da, olası “birleşme” girişimine yine “trip” atacağını göstermiş oldu. Zira akıl bu işte, durmuyor. Hani şu Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yıkılışına neden olan “arşidük suikastı” vardı ya, orada da yine bir Sırpla temas ediyoruz. Bosnalı Gavrilo Princip. Abartmanın alemi yok, yoksa Sırp camiada bitmek tükenmez bir Avusturya gıcıklığı yer ettiğine vakıf olacağız ki takımın diğer Sırp kökenli topçularına da haksızlık… Hem bu çocukların da Avusturya’ya göçme nedenleri yine savaş…

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sıfır

Sıfır

3 sene önce
Kardeşlik ve Birlik

Kardeşlik ve Birlik

6 sene önce