Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun WorldTour(WT) yarışı olma ihtimali az da olsa senelerdir gündemdeydi. Her iyi organizasyon sonrası gerek sporcular gerek de basından gelen olumlu tepkiler bu ihtimalin tekrar konuşulmasını neden oldu. TUR da organizasyonun başarısı ve gelen takımların seviyesiyle WorldTour hedefine her sene daha da çok yaklaştı.
Uluslararası Bisiklet Federasyonu’nun (UCI) Eylül 2015’te onayladığı WorldTour reformları da TUR’un bir sonraki seviyeye ulaşmasını sağlayabilir. Bu reformlara göre WT takviminde olan yarışlar da ilk üç yıllık dönemde yerlerini koruyacak. 2016’dan itibaren ise alt kategorilerdeki yarışlar arasında bir değerlendirme yapılacak ve bunun sonucunda UCI’ın kriterlerine uygun olanlar 2017’de WorldTour takvimine katılma şansı elde edecek.
Ancak Fransa Bisiklet Turu ve bisikletin diğer birçok önemli yarışını organize eden ASO, bu yeniliklere karşı. ASO’nun 2017’den itibaren uygulamaya konulacak reformlara tepki olarak Fransa Bisiklet Turu, Paris-Roubaix, Liege-Bastogne-Liege ve İspanya Bisiklet Turu gibi yarışlarını WorldTour takviminden çekeceğini açıklamasıyla da takvimde çok büyük bir boşluk oluşacak.
Bu boşluğu doldurma konusunda en büyük adaylardan biri Türkiye Bisiklet Turu. Yarışa katılan takımların seviyesi son yıllara göre düşüş gösterse de UCI Başkanı Brian Cookson hâlâ TUR’un WT yarışı olabilecek bir yarış olduğu ilk etapta ifade etmişti.
Daha ilk günde İstanbul etabında yaşanan sorunlar organizasyona biraz gölge düşürdü ve organizasyonun ihalesinin yarıştan iki ay gibi kısa süre önce ve tek senelik olarak yapılması WorldTour’da yolunda engel olabilir. Türkiye’de yakın zamanda yaşanan terör olayları da UCI’ın kararını etkileyebilir. Yine de organizasyon sonuna kadar önemli bir aksilik yaşanmazsa Türkiye Turu’nu WorldTour takviminde görebiliriz.
