Avrupalı futbolseverler bu yazı futboldan uzak geçiriyor. Ama tamamen de futbolsuz değiller. Göz ucuyla Copa America’ya bakıp, saat farkına aldırmadan Yeni Zelanda’daki U-20 Dünya Kupası’nı takip ettiler. Kıta içinde düzenlenen en ilgi çekici turnuva ise şu anda Çek Cumhuriyeti’nde düzenlenen U-21 Avrupa Şampiyonası. Turnuva tüm hızıyla devam ederken biz biraz geçmişe göz atalım…
2007 yılında Hollanda’da düzenlenen turnuvada birçok genç futbolcu hünerlerini sergiledi. Aralarından Şampiyonlar Ligi’ni kazanan, Premier Lig’de şampiyon olan futbolcular çıktı, fakat o turnuvanın merkezi bir süre sonra Süper Lig oldu! Turnuvada oynayan birçok futbolcu zaman içinde Süper Lig’de top koşturdu.
Finalin adamı ve turnuvanın adamı
Turnuvada şampiyonluğa ev sahibi Hollanda ulaştı. Takım hâline zirveye çıkan ‘Portakallar’ bireysel ödülleri de topladı. Turnuvanın en iyi oyuncusu Royston Drenthe seçildi. Turnuva sonunda Real Madrid’e transfer olması da şaşırtmadı. Fakat o bu sezonu Kayseri Erciyesspor’da geçirdi. Fena da değildi ama kariyer çizgisindeki eğimi düşününce üzülmemek elde değil.
Aynı Hollanda’nın bir diğer yıldızı Ryan Babel’di. Babel, final maçının MVP’si seçildi. O da o yaz Hollanda Ligi’nden dışarıya açıldı ve Liverpool’a transfer oldu. 2013 yazında ise Kasımpaşa’ya geldi. Şimdilerde adı Beşiktaş ile anılıyor, Süper Lig’den ayrılacak gibi gözükmüyor.
Babel’in Kasımpaşa’dan takım arkadaşı Ryan Donk, o Hollanda takımının en önemli savunma oyuncularından biriydi. Kariyeri Babel ve Drenthe kadar parlak değildi ama yine de Kasımpaşa’ya transferi şaşırtıcıydı. Başarıyla geçen iki senenin ardından, Galatasaray’a transfer söylentileri çıktı. Daha da önemlisi Türkiye Milli Takımı’nın savunma problemini çözmek için önerildi. Evet; şampiyon bir takımın kilit bir oyuncusuydu ama hiçbir zaman Hollanda A Milli Takımı’nın formasını giyemedi.
Hollanda şampiyonluğa giderken oynadığı maçların biri hariç hepsinde gol yedi. Belki de kaleci Boy Waterman’ın A takım düzeyine çıkamamasının işareti burada saklıdır. Waterman, 2013 yılında Karabükspor’a transfer oldu. Bu sezon sık sık yabancı sınırına takıldı ve yedek kaldı. Sezon sonunda ise takımı küme düştü.
Finalistler
Hollanda, finalde Sırbistan’ı yendi. Sırbistan’ın sağ bekinde şimdilerde Chelsea ile izlediğimiz Branislav Ivanovic vardı. Sol bek ise biraz daha tanıdık; Dusko Tosic. Üç sene boyunca Gençlerbirliği’nde oynayan Tosic, sezon bitiminde Beşiktaş ile sözleşme imzaladı. Tosic’in 2007’den Süper Lig’e uzanan kariyeri de oldukça renkli. Fransa’da Sochaux, Bundesliga’da Werder Bremen, İngiltere’de QPR, La Liga’da Real Betis, ülkesinde Kızılyıldız… Geze geze geçen güzel bir kariyer…
Nikola Petkovic o Sırbistan takımında pek fazla oynamadı ama yine de turnuvada yer aldı. Ve o da Gençlerbirliği’nde top koşturdu. Turnuvanın ardından Ankara’ya gelen Petkovic, ilk yurt dışı deneyimini Süper Lig’de yaşadı. Sezonun ilk yarısını Gençlerbirliği’nde, ikinci yarısını Gençlerbirliği Oftaş’ta geçirdi. Almanya, Rusya, Suudi Arabistan, İsrail ve ardından Avustralya… Bu kariyerle kitap yazsa bestseller olabilir!
Ağabeyleri gibi olamayanlar!
Portekiz”in 90’larda yarattığı ve Euro 2004’de hüzünlü bir finalle ortamlara veda eden kuşağını bilirsiniz. Ardından gelen nesil, Ronaldo’yu bir kenara bırakırsak, Avrupa futbolunda çok fazla iz bırakamadı. Fakat Süper Lig’de kendilerine ayrı bir parantez açtılar. Bu isimlerin en çok konuşulanı Manuel Fernandes… Beşiktaş’ta 2010-11 sezonunun devre arasında gelen Fernandes, o günlerde vatandaşları Quaresma, Almeida ve Simao’nun gölgesinde kalmıştı. Fakat oynadığı futbolla kısa süre içinde Beşiktaşlı taraftarlarda adeta bir çılgınlık yarattı. Özellikle, 2011-12 sezonunda takımın en büyük yıldızı olmakla kalmadı, ligin altını üstüne getirdi. Fakat sonrası; İstanbul’da yaşayan hemen her yıldızın başına gelenlere benzerdi… Gece hayatı, kavgalar, formdan düşme, ıslıklar ve ilk transfer teklifi ile ülkeden çıkış. Yine de bu küs ayrılığa rağmen Fernandes’in Süper Lig’e renk kattığını söylememek haksızlık olur. Fernandes’in 2007 ‘deki turnuvada İtalya karşısında penaltı kaçırdığını ve takımının elenmesine neden olduğunu ekleyelim.
Fernandes’in asistleriye beslediği ama kaçırdığı gollerle Beşiktaşlı taraftarların saçını başını yoldurtan Hugo Almeida, 2007’deki turnuvayı gol atamadan geçirdi. Genç Almeida, Portekiz’in takım kaptanıydı. Werder Bremen’de geçen yılların ardından Beşiktaş’a geldi. Beşiktaş’ta kariyer rekorunu kırdı ve bir sezonu 14 golle tamamladı. Beşiktaş sonrası ise sıkıntılıydı, Cesena’da tutunamadı, sezonu Rusya’da Kuban takımında tamamladı.
Manuel da Costa, Avrupa’nın en önemli liglerinde başaltı takımlarda oynadı. PSV Eindhoven, Fiorentina, Sampdoria, West Ham United günlerinden sonra Rusya’da L. Moskova’ya geçti. Ve en sonunda Sivasspor… İki sezon boyunca kırmızı-beyazlı takımda oynayan başarılı savunmacı, attığı gollerle de dikkat çekti.
2007’deki Portekiz’den Süper Lig’e gelen son isim Ricardo Vaz Te oldu. Geçtiğimiz sezonun devre arasında Akhisar Belediyespor’a transfer olan Vaz Te, sezonu 5 gol- 5 asist ile tamamladı. En akılda kalanı ise Fenerbahçe’ye Kadıköy’de attığı gol oldu.
Diğerleri….
Fenerbahçe’nin yüksek bonservis bedeliyle transfer ettiği ama fazla verim alamadığı Michal Kadlec, 2007’deki turnuvada sadece 90 dakika forma giydi. Zaten Çek Cumhuriyeti de galibiyet alamadığı turnuvayı grubunda son sırada bitirdi. İngiltere ise yarı finale kadar yükseldi. Ama 13-12 sona eren penaltılarda Hollanda’ya yenildi. O İngiltere’nin kalecisi Scott Carson, daha sonra Bursaspor’da forma giydi. Carson’un birinci kaleci olduğu İngiltere’nin yedek kalecisi şimdilerde Manchester City formasıyla zirveye çıkan Joe Hart’tı.