“Tebrikler”
Houston Rockets genel menajeri Daryl Morey, dün gece Golden State Warriors’a kaybettikleri Batı Konferansı finali yedinci maçı sonrasında rakiplerinin hesabını etiketleyerek bu tweet’i attı. 99 maçlık bir sezonun, rekor sayıda üçlük attıkları (ve kaçırdıkları) yedi ayın sonuna tek kelimelik bir nokta koymayı seçti. Medyanın soruları vardı. Morey’nin ise söyleyecekleri sınırlıydı: “Bu gece kazanmalıydık. Söyleyeceğim başka bir şey yok.”
Rockets için sezon Warriors karşısında son buldu. Davut, Golyat’ı salladı ama yıkamadı. Yine de Daryl Morey takdir görmeyi hak ediyor. Geçtiğimiz yazı hatırlamak, bunun için bize yeterince sebep veriyor.
Golden State, 73 galibiyetle kapattığı sezonun ardından bir de ligin en özel yıldızlarından Kevin Durant’i Oakland’a getirdiğinde birçok takım planlarını uzun vadeli yapmaya hazırdı. Durant’in ilk sezonu, bu düşünceyi paylaşanlara haklı olduklarını hissettirdi. Tek mağlubiyet aldıkları play-off yürüyüşü, henüz ilk sezonunda böylesi bir canavara dönüşmüş Durant-Curry-Klay-Draymond çekirdeğinin yenilmez olduğunu gösteriyordu. Beyhude hayaller kurmak yersizdi, vites düşürüp yaşı 30 civarında seyreden yıldızlar yerine draft hakları toplayarak birkaç yıl sonrasına mevzilenmek gerekiyordu.
Daryl Morey, bu fikre karşı çıktı. Warriors’ın tam da defosuz görüldüğü günlerde “Yenilmez değiller” dedi. “Spor tarihinde daha büyük sürprizler yaşandı. Kadromuzu geliştirmeye devam edeceğiz. Beklentilerin ötesine geçmeye alışığız.”
Bu açıklamaları okuyan birçok mevkidaşı Morey’nin boşa uğraştığını düşünmüş olmalı. Morey’nin ise onların düşüncelerini öğrenmekle kaybedecek vakti yoktu. Bolca excel sayfası ve telefon mesaisi sonrasında Chris Paul’u Teksas’a getirdi. Tam da Harden’ın temel top dağıtıcı olarak en iyi sezonunu geçirdiği günlerin ardından bu riskli bir karardı. Paul, ligdeki 12 sezonunu topu domine ederek geçirmişti ve en önemli şut tehdidi, MoreyBall’un düşmanı orta mesafelerdi. Morey, ondan topu daha az elinde tutmasını mı isteyecekti? Yoksa NBA tarihinin en iyi orta mesafecilerinden birine şut tercihlerini değiştirmesini mi söyleyecekti? Cevap, birkaç ay sonra yine Morey’nin twitter hesabından, bir Steve Jobs alıntısıyla geldi: “Zeki insanları işe alıp onlara ne yapacaklarını söylemek mantıklı değil. Biz, zeki insanları ne yapmamız gerektiğini söylemeleri için işe alıyoruz.”
Evet, Paul gerçekten de yeri geldiğinde ne yapmaları gerektiğini söyledi. Rockets molalarında Mike D’Antoni kadar Paul’un uyarılar sıraladığını görmek mümkündü. Sezon boyunca hem Harden’ın yükünü hafifletti hem de play-off’ta en sıkıştıkları anlarda sahneye çıktı. Batı finalinin dördüncü ve beşinci maçında Rockets, Warriors’ın üçüncü çeyrek darbelerinde dağılmadıysa bunun baş mimarı Chris Paul’du.
Morey’nin geçtiğimiz yazı, Paul’dan ibaret değildi. Harden’ı savunmayı daha da zor kılabilmek için etrafı şutörlerle donatılmalıydı ve hedefte Warriors varsa, o şutörler adam değişme savunmasına yatkın, iyi savunmacılar olmalıydı. Maaş defteri hayli kabarık olsa da Morey bir yolunu buldu; PJ Tucker, GSW serisinde dağılsa da sezonu iyi geçiren Luc Mbah a Moute ve Aralık ayına dek evinin bahçesinde köpeğiyle antrenman yapan Gerald Green’le rotasyonu tamamladı.
Morey, (Ryan Anderson’a iki sezon önce verdiği yıllık 20 milyon doları bir kenara bırakırsak) hemen hemen her şeyi doğru yaptı. Kafasındaki strateji açıktı: “Şampiyon olmak istiyorsak, bir noktada Warriors’ı yenmeliyiz. Bunun tek yolu onları üçlük yağmuruna tutmak.” Üst üste iki sezon ligin üç sayı isabet rekorlarını kırdıktan sonra, dün gece tek bir maçta daha o üçlüklere ihtiyaç vardı. Öyle sağanak yağmurluk bir durum da yoktu hani, çiselese yetecek gibiydi. Ama olmadı. Rockets, üst üste 27 üçlük kaçırdı. Houston’ın üçüncü çeyrekteki şut grafiğinde yayın gerisindeki boş halkalar, ellerinden kayıp giden yüzük hayallerinin göstergesiydi sanki.
FiveThirtyEight’te çıkan bir makaleye göre Rockets’ın üst üste bu kadar üçlük kaçırma ihtimali 72,000’de 1’di. İşin ironik tarafı da buydu: Bütün planlarını sayılara göre yapan Morey ve ekibi için, o tek gecede tüm rakamların anlamı kayboldu. İstatistik böyledir; geniş bir veri kümesine göre hesaplamalarınızı yaparak uzun vadede çıkacak sonucu tahmin edebilirsiniz. Öte yandan o geniş kümeden tek bir maç seçtiğinizde, yaklaşık her üç şutunuzdan birinde isabet sağlayacağınızı garanti edemezsiniz. Ve eğer kötü senaryo sizi ilk günden beri karşısına dikilmeyi beklediğiniz takımla oynadığınız bir yedinci maçta yakalarsa, üstelik bir de en iyi ikinci oyuncunuz sakatlanmışsa, söyleyecek çok da bir şeyiniz kalmaz. Tek kelimelik bir cevaptan başka…
Daryl Morey, muhtemelen kaçan üçlüklerin bir kısmını gözleriyle göremedi. Kazandıkları dördüncü maçın da son bölümünde koltuğunu terk etmiş, maçın gidişatını eşinin mesajlarından öğrenmişti. O günkü mesajlar bir galibiyetin habercisiydi; dünküler ise ona birkaç uykusuz gece vadediyordu.
Morey muhtemelen çok gecikmeden yeniden çalışmaya başlayacak. Kontratı sona eren Chris Paul, Clint Capela ve Trevor Ariza’yı nasıl takımda tutabileceğini tasarlayacak. LeBron James’i şehre getirmek için Eric Gordon ya da Capela’dan vazgeçip vazgeçmemesi gerektiğini sorgulayacak. Yüksek ihtimalle Ryan Anderson’ın kontratını yollayacak bir adres için telefonuna sarılacak. O tüm bunları yapmadan önceyse, bizim ona söyleyecek bir çift sözümüz olmalı. Birkaç gün sonra yine Warriors-Cavaliers konuşacağız nasılsa, bugünü Morey’ye ayırmakta bir beis yok. Git gide daha da tahmin edilebilir hâle gelen NBA play-off’larında, bölüm sonu canavarını eve erken yollamaya birkaç üçlük ve sağlıklı bir hamstring kadar yakın olduğunu düşünerek ona teşekkür etmeliyiz. Ya da sezon başında kimsenin ihtimal vermediği şekilde Warriors’ı uçurumun kenarına getirdiği için ona en azından tek bir kelimeyi layık görmeliyiz:
“Tebrikler”