Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

GündemTarihin en iyi 11’i

UEFA, U-21 Avrupa Şampiyonası'nda oynamış oyuncular arasından en iyi 11'i belirledi. Listede Dünya Kupası kazanan 7 isim var.

Bu yaz Dünya Kupası veya Avrupa Şampiyonası yok ama futbolseverler izlenecek turnuva bakımından zengin bir dönem geçiriyorlar. Hâlen devam eden Copa America ve Kadınlar Dünya Kupası gibi üst seviye turnuvaların yanında U-21 Avrupa Şampiyonası gibi ‘gençlik’ organizasyonları da takvimde yer alıyor. Polonya’daki turnuva bugün başlayacak. Önümüzdeki yıllarda Avrupa futboluna damga vurması beklenen isimler, iki hafta boyunca sahne alacak. UEFA.com ise 20. defa düzenlenen bu turnuvanın geçmişine ışık tutarak, turnuva tarihinin en iyi 11’ini seçti. Kadroda Dünya Kupası kazanmış 7 efsane isim yer alıyor.

Manuel Neuer: Almanya’nın altın jenerasyonu geçen yaz Brezilya’da Dünya Kupası’nı kaldırdı ama bunun ışığını  çok önceden vermişti. 2009’da İsveç’te düzenlenen turnuvada yer alan isimlerin bir kısmı şu an Alman futboluna yön veriyor. Yön veren isimlerin en arkasında ise Manuel Neuer var! Kalecilik tarihinde ayrı bir sayfa açan başarılı oyuncu, 2009’daki turnuvada oynadığı 5 maçta sadece 1 gol yemişti.

Giorgio Chiellini: İtalya savunmasının son dönemdeki temsilcilerinden Chiellini ,gençliğinde hem bek hem stoper olarak oynayabiliyordu. 2006’daki U-21 turnuvasında sol bek olarak şans bulan genç oyuncu, İtalya’nın henüz grup aşamasında elenmesini engelleyemedi. Fakat Ukrayna maçının son dakikasında attığı golle Gök Mavililer’e heyecan getirdi ama sonu iyi olmadı.

Alessandro Nesta: Dünya futbolunun gelmiş geçmiş en iyi stoperlerinden biri olan Nesta, kupalar kazanmaya 20 yaşında başladı.  İspanya’da düzenlenen turnuvanın yıldızlarından biri olan Nesta, daha sonra İtalya futbolunda kendine yer açarak takım arkadaşlarıyla beraber 1996 yılında kupaya uzandı. İtalya, üst üste üçüncü kez turnuvayı kazanırken,  2006’da Dünya Kupası’nı kaldıran kadronun temelleri atıldı. Nesta’nın o turnuvada savunmadaki partnerinin Cannavaro, arkalarındaki kalecinin de Buffon olduğunu ekleyelim.

Branislav Ivanovic: Şu an Chelsea’da oynayan sağ bek Ivanovic, 20 yaşındayken Sırbistan formasıyla final heyecanı yaşıyordu. 2007’de Hollanda’da düzenlenen turnuvada takımının kaptanlığını yapan Ivanovic, turnuvanın en iyi kadrosuna da seçilmişti. Fakat finalde ev sahibi Hollanda’ya 4-1 yenilmekten kurtulamadılar. Öte yandan o Sırbistan’ın sağ bekinde Ivanovic yer alırken sol bekinde bu sezon Beşiktaş formasıyla izleyeceğimiz Dusko Tosic mücadele ediyordu.

Matts Hummels: Dortmund’un kaptanı, İsveç’teki turnuvada adeta yeniden doğdu. 21 yaşındaki bir oyuncu için ‘yeniden doğmak’ biraz şaşırtıcı fakat Hummels kariyerine erken başlayan isimlerden. Bir önceki sezonun ikinci yarısında sarı-siyahlı formayı sırtına geçiren başarılı stoper, 2008-09’un ilk yarısında da 12 Bundesliga karşılaşmasında ter döktü. Sezonun ikinci kısmında ise sakatlığı nedeniyle oynayamadı. İsveç’te yeniden oynamaya başladı. İlk maçlarda yedek kulübesinde yer aldı ama finaldeki İngiltere maçında 90 dakika sahada kaldı. 4-0 kazanılan karşılaşmada Walcott, Milner, Muamba gibi hızlı isimlerin karşısındaki duruşuyla şampiyonluğu getiren isim oldu.

Xavi: İspanya futbolu son dönemde hem alt yaş kategorilerinde hem üst yapıda dünya futbolunun zirvesinde yer alıyor. Fakat 2000’lerin başında böyle değildi. Her daim güzel oynayan ama sonuca gidemeyen İspanya, 2000 yılında Slovakya’da oynanan turnuvada üçüncü olabildi. Takımın öne çıkan isimi ise 10 numaralı formasıyla sahne alan Xavi’ydi. Kadroda, Capdevilla, Marchena,Jose Mari, Puyol, Albelda, Raul Tamudo, Albert Luque gibi isimler vardı. İspanya’nın kabuğunu kıran nesil, o dönemde yavaş yavaş ortaya çıkıyordu.

Andrea Pirlo: İtalya, Euro 2000’de finale yükselirken, aynı yaz gençleri de Avrupa’nın zirvesine çıktı. Takımı sırtlayan isim ise geçtiğimiz günlerde Şampiyonlar Ligi finalinde Juventus’u saha içinde yöneten Pirlo’ydu. İtalya futbolunun son dönemine damgasını vuran yıldız isim, Slovakya’da düzenlenen turnuvayı gol kralı olarak tamamladı. Gollerden ikisini ise final maçında Çek Cumhuriyeti’ne attı.

Frank Lampard: İngilizler her zaman genç isimleri parlatır ve yeni kurtarıcıları olarak görür. Frank Lampard bunlardan biri değil. Kendi ülkesinde göz ardı edilen genç oyuncu, alt yaş kategorilerinde oynanan milli maçlarda farkını ortaya koyuyordu. Lampard, 2000 yılındaki turnuvada takımına final oynatamadı ama turnuva tarihinde ismi geçenlerden biri oldu. Lampard, turnuvadaki tek golünü ise Türkiye kalecisi Metin Aktaş’a attı.

Mesut Özil: Türkiye ile Almanya arasında ufak çaplı bir krize sebep olan Mesut Özil, 2009’da ilk adımlarını duyurdu.Final maçında da 1 gol kaydeden Özil, iki golün de pasını verdi. Final maçının adamı seçilen yıldız oyuncu, bir yaz sonra Güney Afrika’da Dünya Kupası için ter döktü.

Francesco Totti: 1996 yılında kupayı kaldıran İtalya takımında bu listeye dahil olan bir diğer isim de Francesco Totti oldu. Olmaması mümkün değildi. Roma formasıyla iki sezondur devamlı şans buluyordu. Serie A’nın yüksek seviyesine alışan genç biri için U-21 turnuvası zor olmasa gerek…

Raul Gonzales: Aynı turnuva bir efsaneye daha şahit oldu. İspanya’nın 7 numaralı formasını giyen genç Raul, belki  İspanya’nın altın dönemine dahil olamadı ama kariyerinin en başından beri dünyanın zirvesinde yer aldı. Raul ve Morientes’in yer aldığı kadro Barcelona’daki finalde İtalya’ya yenildi. Zaten o kuşağın milli takım düzeyindeki en büyük problemi de her zaman aynıydı; sonunu getirememek.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

3 sene önce
Sıfır

Sıfır

3 sene önce