Bir dönem Türkiye futbolunda jübile geleneği vardı. Yaz aylarının alışkanlıkları çok fazlaydı; eğlenceli sezon açılışları ve kıran kırana geçen TSYD turnuvası gibi bir de duygusal atmosfer oynanan jübile maçları yapılırdı. 1991 yazının en önemli jübilelerinden biri ise Cüneyt Tanman için organize edildi. Ertesi gün İzmir’de Toni Schumacher için yapılan Fenerbahçe – BayernMünih maçı da o senenin unutulmazları arasındaydı.
26 Temmuz 1991, ‘Cüneyt’in vedası’ anlamındaydı. Galatasaray’ın altyapısında başlayan kariyer, kiralık olarak gidilen kısa bir Giresunspor dönemi dışında, kaptanlıkla sona erdi. Uzun futbol yaşantısı tek bir mevkiye sabit kalmadı. Sanrfor da oynadı libero da… Santrfor olduğu sezon 9 gol attı. Bu gollerin çoğunu, direkten dönen topları tamamlayarak kaydetti. Bu nedenle kendisine “lodosçu santrfor” lakabını taktı. Bir başka jübile maçında, 1977 yılında, Caner Tarhancı’nın son maçında, 40 metreden çektiği şutla fileleri havalandırdı. Henüz 21 yaşındaydı ama bu golle dikkat çekti ve milli takıma seçildi. Neuchatel, Monaco maçları, 14 sene aradan sonra gelen şampiyonluk, Dünya Karması maçı ve 13 kupa. Artık yolun sonu gelmişti; artık sahanın dışına çıkması gerekiyordu.
Galatasaray’da altı sene kaptanlık yapan Cüneyt Tanman, 1990-1991 sezonunun sonuna kadar 535 resmi maçta Galatasaray formasını giydi. O zaman için rekordu ve bunun kolay kolay geçilebileceği tahmin edilemiyordu. Jübilesine onun yerini doldurmaya çalışan genç saunmacı Bülent Korkmaz’a kadar!
Galatasaray 1991 yazında ise sadece futbolu bırakacak Cüneyt Tanman’ı konuşmuyordu. Daha önemli problemler vardı. Mesela Tanju Çolak’ın Fenerbahçe’ye gidişi gibi.. Galatasaray’ın sarsıcı dönemlerinden biriydi. Taraftar memnuniyetsiz, hatta öfkeliydi. Üstelik bir sezon önceki lig yarışı da oldukça rahatsız edici şekilde sonlanmıştı. Sezonun ilk yarısında lider olan sarı-kırmızılılar, ligin sonunda Beşiktaş’ın beş puan gerisinde kalmıştı.
Ama yine de her şeye rağmen, kaçan şampiyonluğa rağmen gündem Tanju… Tanju Çolak olmadan ne yapılacağı merak konusuydu ve çözüm için tek bir alternatif vardı: Roman Kosecki. 1991 yazında transfer edilen Selçuk Yula’ya ise Kosecki kadar güven duyulmuyordu. Hatta, bazı yöneticiler Yula’nın transferine bile karşı çıkmıştı. Mustafa Denizli’nin isteğiyle takıma katılan Yula, Kosecki’nin gölgesindeydi. Bir önceki sezonun devre arasında Galatasaray’a gelen Polonyalı golcü, yeni sezonda Tanju Çolak olmadan takımını sırtlamak zorundaydı. Bunu yapabilir miydi? Mustafa Denizli “evet” diyenlerdendi. Onun 25 gol atacağına inandığını söyledi. Kosecki’nin taraftarla bunu inandırması için ilk ciddi sınavını Cüneyt Tanman’ın jübile maçında verecekti.
Hücum bölgesinde bunlar yaşanıyordu ama Cüneyt Tanman bir savunmacıydı. Savunmada onun yerini kim dolduracaktı? Mustafa Denizli’nin kafasında ‘Papaz’ lakablı Erhan Önal vardı. Bu noktada bir spoiler verelim; Erhan Önal o sezon Denizli’nin beklentisini karşılayamadı, sadece 16 maça çıkabildi. 23 yaşındaki Bülent Korkmaz ise sadece üç maç kaçırarak savunmanın en önemli dişlisi oldu. Belki Cüneyt Tanman ile Bülent Korkmaz’ın tarzları birbirine benzemiyordu ama bir nöbet değişiminin yaşandığı seneler sonra anlaşılmıştı. Cüneyt Tanman, 1974-1991 arasını Galatasaray savunmasında geçirmişti, Bülent Korkmaz da 2005 yılına kadar o bayrağı taşıdı. Altyapıdan çıkan iki savunmacı, yaklaşık 30 sene boyunca aynı yerdeydi!
Bu arada Cüneyt Tanman’ın futbolu bırakmasının ardından bir de kaptanlık sorunu ortaya çıkmıştı. Kimin kaptan olacağı üzerine yapılan tartışmalar vardı. Erhan Önal, Yusuf Altıntaş, Erdal Keser ve İsmail Demiriz ilk akla gelenlerdi. Fakat Mustafa Denizli’nin ilk tercihi Ioisif Rotariu olmuştu. Bunu maçlar başlamadan önce basının önünde dillendirmişti. Cüneyt Tanman’ın Trabzonspor ile oynanacak jübile maçında pazubandı kime vereceği merak konusuydu.
Karşılaşmanın bilet fiyatları 25 bin liradan satışa çıktı. İnönü Sadı’nda oynanacak maçın biletleri Ali Sami Yen’in avlusunda satıldı. Cüneyt Tanman, maçtan bir gün önce satışa çıkan biletlerini kendisi sattı. Aynı zamanda bilet almaya çalışan taraftarlarla sohbet etti. 32.000’e yakın bilet satıldı. Tanman toplam 2 milyar hasılat elde etti.
İnönü Stadı’ndaki organizasyona Galatasaray’ın ezeli rakipleri ve dönemin siyasiler de ilgi gösterdi. Başbakan Mesut Yılmaz ve bakan İlhan Aküzüm, Kaptan’a plaket verdiler. Rıdvan Dilmen ve Rıza Çalımbay ise milli takımda kaptanlıklarını yapan Cüneyt Tanman’a takımlarının bir formalarını hediye etti. Bu, bir gösteriş değildi. Tanman rakipleri tarafından büyük bir saygı ve sevgi gören özel bir isimdi. Rıdvan Dilmen, seneler sonra “Ben kaptanlığın ne olduğunu Cüneyt Tanman’dan gördüm” diyerek saygısını gösterecekti.
Dolmabahçe’deki maç; bir jübile gibi başlasa da ardından ilginç olaylar yaşandı. Cüneyt Tanman 15 dakika forma giydi. Daha sonra yerini Tugay Kerimoğlu’na bıraktı. Oyundan çıkarken, formasını Tugay’a verdi. Pazubandı ise formanın üzerinde bıraktı. Yani kaptanlık Tugay’a geçti. Tugay da maçın sonunda kadar pazubandı koluna taşıdı. Galatasaray’ın yeni kaptanının Tugay olma ihtimali belirdi fakat bu olasılık uzun da sürmedi. İki hafta sonra oynanan TSYD maçları ile birlikte Galatasaray’ın yeni kaptanı Erdal Keser oldu.
Tribünleri dolduran Galatasaraylı taraftarların önünde Trabzonspor rüzgarı esti. Maçın yıldızı Ünal Karaman’dı ama bunda attığı golün etkisi azdı. Golün dışında da muhteşem bir oyun sergiledi. Karşılaşma 1-0 sona erdi ama Trabzonspor’un teknik direktörü Urbain Breams oynanan oyuna göre skoru az buldu. Haklı sayılabilirdi; Galatasaray’ın en iyilerinden biri kaleci Nezihi olmuştu. Cüneyt Tanman’ın ayrılığının ardından Galatasaray savunması alarm vermeye başlamıştı. Bunda, maçın bir saatlik bölümünü 10 kişi oynamalarının etkisi vardı.
Mustafa Denizli’nin yeni sezon için en çok güvendiği oyuncu olan Roman Kosecki, maçın 32. dakikasında kırmızı kart gördü. Nedeni ise; hakeme tekmeliğini atmasıydı. Sinirlerine hakim olamayan Kosecki, formasını çıkararak sahadan ayrıldı. Futbol veda eden Cüneyt Tanman ise henüz kaptanlığı bırakmamıştı! Bu kırmızı kartın ardından şeref tribününe çıkarak, TFF Başkanı Şenes Erzik’e maçın hakemi Argun Darıcı’yı şikayet etti.
Kosecki’nin bu hareketinden sonra ise saha içinde Galatasaray’ı genç bir oyuncu sırtlamaya çalıştı. Bu isteğinde çok başarılı olamadı ama saha içindeki görüntüsü geleceğe umut verdi. Bu oyuncunun adı Arif Erdem’di. Girdiği pozisyonları değerlendiremese de, Galatasaray formasıyla çıktığı ilk maçta binlerce taraftarın önünde Trabzonspor savunmasına zor anlar yaşattı. 75 dakika sahada kalan Arif, yerini çok tartışılan Selçuk Yula’ya bıraktı.
Cüneyt Tanman o gün futbolu bırakırken, Galatasaray yeni bir çağın ilk oluşumlarını kuruyordu. Tanman’ın mevkisi Bülent Korkmaz’a emanetti. Formasını verdiği isim Tugay Kerimoğlu’ydu. Maçın yıldızı ise Arif Erdem’di. Galatasaray’ın Avrupa’da yarı final oynayan kadrosunun kaptanı sahayı terk ederken, çıtayı daha yukarıya çekecek olanlar yerlerini sağlamlaştırıyordu. Üstelik takımda yer alan tüm o şöhretli ve görkemli isimlere rağmen…