Stephon Marbury, bir dönem NBA’in kötü çocuklarının başında geliyordu. Sahip olduğu saf yetenek ve saha dışındaki tartışma yaratan karakteriyle 1996 sınıfının en önemli yıldız adaylarından biriydi. NBA’de dokuz sezon 20’nin üzerinde sayı ortalaması tutturması, skorer içgüdülerini uzun vadeye yayabildiğinin de kanıtı niteliğindeydi. Ancak oyun kurucuların NBA’de iyi yaşlanmadıkları teorisi Stephon Marbury için de geçerliydi ve ‘Starbury’ 31 yaşında artık o seviyede tutunamayacağını anladı. Bir karar vermesi gerekiyordu ve dümeni Pasifik’in öte yakasına kırdı.
NBA ya da Avrupa’da iyi kontrat bulamayan oyuncuların Çin piyasasına göçmesi bugün alışılagelmiş bir durum belki ama 2009 yılında durum böyle değildi. Bu akımın öncülerinden biri olan Marbury, Shanxi Zhongyu ve Foshan Drallions’da geçen kısa süreli birlikteliklerin ardından 2011’de adım attığı Beijing Ducks’ta bir efsane haline gelmesi uzun sürmedi. Takımı tarihinde ilk kez Çin Basketbol Ligi(CBA) finaline çıkaran Marbury, orada da yedi kez şampiyon Guangdong Southern Tigers’ı devirip kupayı Beijing’e getirdi. 2008 Olimpiyat Oyunları’nda basketbol maçlarına ev sahipliği yapan Ducks’ın salonunun önüne Marbury’nin heykeli dahi dikildi. Takip eden yıllarda iki şampiyonluk daha yaşadığı Ducks’la olan sözleşmesi bu yılın sonunda sona erse de Marbury emekli olmadan bir yıl daha basketbol oynamak istediğini söylüyor.
Marbury’nin Çin’de yarattığı etki sadece parkeyle sınırlı değil. Ülkede en sevilen yabancı oyunculardan biri olan 40 yaşındaki oyuncunun hayat hikayesini anlatan Larry Yang ve Zi Yang imzalı ‘My Other Home’ filmi, Temmuz ayında Güneydoğu Asya ülkesinde beyaz perdedeki yerini alıyor. Uzaktaki hayranları ise şimdilik yukarıdaki fragman ile yetinmek zorunda…
