Socrates üçüncü senesini yeni kapak tasarımıyla kutluyor. Nisan sayısında ana konu ev. Kapakta ise NBA’in bu yılki ‘En Değerli Oyuncu’ yarışının başrolleri James Harden ve Russell Westbrook var.
Bir zamanlar Oklahoma City Thunder’da aynı ‘evin’ üç çocuğu olan James Harden, Russell Westbrook ve Kevin Durant artık kendi yollarında ilerliyor. Durant sakatlıkların da etkisiyle biraz gölgede kalırken, Harden ve Westbrook kıyasıya bir yarışta. Biz de bu yarışı, Jason Concepcion, Ben Golliver ve ‘Free Darko’ sitesiyle de tanınan Nathaniel Friedman gibi yazarlara sorduk.
“En değerli oyunu kim? sorusu, en geniş tanımıyla ‘değerli’ kelimesinin anlamı hakkında felsefi bir tartışma. Westbrook ve Harden da birbirinden farklı iki oyuncu ve tam anlamıyla zıt anlayışları temsil ediyorlar.” –Jason Concepcion
“Oklahoma’da şimdi nasıl bir ortam var? Ben tek, siz hepiniz. Tüm dünyaya karşı tek bir adam.” –Ben Golliver
“Westbrook’un yaptığı, kaos yaratmak değil. Ama önümüzde çok düzenli, organize edilmemiş bir planı olmadığı da ortada.” –Nathaniel Friedman
Yine Kaan Kural ve Yiğiter Uluğ’un ikili hakkında yaptığı tartışmayı Nisan sayfalarında bulabilirsiniz.
“Kevin Durant Golden State Warriors’a gitmeseydi, böyle bir Russell Westbrook izleyemezdik.” -Yiğiter Uluğ
“Ben oyumu Harden’a veririm. Houston’da her şey Harden üzerinden kurgulanıyor ve Thunder’dan daha başarılılar” –Kaan Kural.
Oynadıkları kulüpleri evi belleyen iki adam; Steven Gerrard ve Francesco Totti… İngiliz yazar Simon Hughes, Kırmızılar’ın efsanesini kaleme alırken; Oliver Birkner de Roma’da geçen efsane kariyere göz attı. Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’nı evi belleyen Birsel Vardarlı röportajı da son sayıda yer alan içeriklerden.
“Nevriye’nin ayrılışı ve Esmeral’in de basketbolu bırakmasıyla birlikte o çekirdek üçlüden sadece ben kaldım. Hep o jenerasyonun parçası gibi görüldüm. Ama onlarla aramda üç-dört yaş fark vardı. Benim jenerasyonum da artık bitiyor.” –Birsel Vardarlı
Tabii bir de onlar kadar şanslı olamayanlar var. NBA’de bir türlü kendine yuva bulamayan Cenk Akyol ve evinden kilometrelerce uzakta yepyeni bir snooker kariyerine başlayan Neil Robertson röportajlarını, raflardaki sayımızda bulabilirsiniz.
“Geçenlerde Naz’a ‘Bak yine takas olmuşum, şu takım beni almış’ dedim. ‘Hee öyle mi?’ deyip geçti. Eski tadı kalmadı vallahi artık.” –Cenk Akyol
“Benim hedefim belli. Tarihte bu oyunu oynamış en iyilerden biri olarak kariyerimi tamamlamak. Britanya dışında snooker oynayanlara ilham vermek; başarılı olmak için İngiliz, İskoç ya da İrlandalı olmanın gerekmediğini anlatmak.” –Neil Robertson
Sayının ‘yıldız’ içeriklerinden biri ise Türkiye’de bir döneme damgasını vurmuş Bold Pilot hakkındaki sözlü tarih. Kutay Ersöz ve Aras Yetiş, Gazi Koşusu’nun çok daha ilgi gördüğü yıllara dönemin tanıklarıyla konuşarak ışık tuttu.
İlk olarak Socrates’in Almanya edisyonunda yayımlanan efsane Alman kaleci Oliver Kahn’ın röportajını yine bu sayfalarda bulabilirsiniz. Türkiye Kupası’nı kazanarak sükse yapan Banvit’in başındaki Saso Filipovski ve son dönemin yükselen yıldızı kaptan Melih Mahmutoğlu’nun röportajları da Nisan sayısında!
“Yenilgilerden çok şey öğrendiğimiz yönündeki inanış, tamamıyla yanlış. Bizler, yenilgilerimizden çok başarılarımızdan bir şeyler öğreniriz.” –Oliver Kahn
“En iyilere karşı oynamak düşüncesi beni motive ediyor. Bu yüzden Türkiye’deyim. Zeljko Obradovic… Zirve. En iyisi. David Blatt, bir dehâ. Onlardan bir şeyler öğrenebilmeliyim.” –Saso Filipovski
“Milli takımdan yeni dönmüştüm. Bir süre izin yapacaktım ama önce Obradovic’le bire bir toplantı için buraya geldim. “Bu sene sen kaptan olacaksın” dedi. Haberi duyduğum anı unutamıyorum. Özel bir his.” –Melih Mahmutoğlu
Bu sayıda, 2017 Dünya Atletizm Şampiyonası’ndan kalanları Belgrad’da Darya Klishina ve Laura Muir’e sorduk. Hayatını kaybeden Fransız efsane futbolcu Raymond Kopa’ya saygı duruşu da yine Socrates’in 25. sayısında.
