PTT 1.Lig’den Süper Lig’e yükselen iki takım belli oldu. Üçüncü takım için ise play-off oynanacak. Oğuz Çetin, Kasım sayısı için Kutay Ersöz’e verdiği röportaj sırasında alt liglerin sorunlarından ve eksiklerinden de bahsetmişti. O cümleleri hatırlama vakti.
İkinci kademe olan PTT 1.Lig’i soralım, siz orada da çalıştınız. Süper Lig ile arasında çok uçurum var mı?
Futbolcu havuzu çok daraldı. Ben 7 sezon Sakaryaspor’da oynadıktan sonra, 25 yaşında Fenerbahçe’ye gittim. Milli takıma 25-26 yaşında girdim. Her takımda 5-6 tane üst düzey oyuncu vardı. Şimdi bu sayı çok azaldı. Bunu oyuncular yanlış anlamasın ama bizim dönemdeki alt lig kadroları artık Süper Lig’de. Kaliteler düşmeye başladı. Bunun birçok sebebi var. Kulüpler doğru yönetilmiyor. Nesiller kırıldı. Özellikle milli takımda. Normalde geçişler olmalı. 2003 yılında Fenerbahçe 5 tane U-21 oyuncusunu transfer etmişti. Bu geçişlerin olması lazımdı. Olmayınca, futbolcu tek tek geliyor. Süper Lig’de organizasyon doğru yürümedikçe alt liglerde kulüpler oyuncuları nasıl ortaya çıkaracak? Bir tane örnek çıkıyor, hep onu konuşuyoruz. Bucaspor’un başkanı Seyit Mehmet Özkan, onun oradaki çalışmalarını överken bir anda ayrıldı. Sonra Altınordu’ya gitti, müthiş yatırımlar yaptı. Türkiye’de bu tip şeyler çok kalmadıkça yeteneklerin çoğalması zor oluyor. Bugün hala isim ararken aklımıza Arda geliyor. Arda önemli yerlere gitti tamam ama ikinci bir ismi sayamıyoruz.
İkinci ligde teknik direktörler için ne tip zorluklar var?
Orada 1-2 takımı belki ayırabilirsin. Ama genel olarak 18 takım da şampiyonluk parolasıyla sezona giriyor; girdiği an da bu iş bitiyor zaten. Bunun en güzel örneği benim çalıştığım Boluspor. Boluspor’da plan program yok, her şey şampiyonluğa endeksli. Diğer 17 takımda olduğu gibi. Ben o kısa sürede oynadığım her rakipte Boluspor’da daha önce oynamış 3-4 futbolcu görüyordum. Bu kadar çok sirkülasyon olursa, devamlı sil baştan denirse böyle olur. İki yıllık plan program yapsalar, ertesi sezon şampiyon olurlar. Oradaki sorun daha büyük. O şampiyonluk psikolojisiyle taraftarları stada çağırıyorlar. Olamayınca de her sene sıfırdan başlıyorlar. Ben gittiğimde Boluspor’un o ligdeki sekizinci sezonuydu. Sekiz sene boyunca sil baştan yapmışlar. Sekiz sene boyunca yılda 5 milyon-6 milyon harcama yapıyorlar. Sekiz yıldan toplam 40 milyon yapar. Ellerinde hiçbir şey yok. Ama 40 milyon gitmiş. Küçük bir planlama yapacaksın. Bir yıl değil, iki yıl.. O kadar.
Peki yukarıdan düşen takımların yayın gelirleriyle gelmesi fark yaratıyor mu? Asansör takımlar çoğaldı sanki.
O dediğin çok önemli bir şey. Ama yine de organizasyon daha önemli. İki yıl niye veremiyorsun. İki yıl versen ikinci sene şampiyon olursun. Bir kere o ligde oynayan oyuncuların aidyet duygusu yok. Tamamen maddiyata dönmüş. ‘Olmazsa giderim’ deniyor. Bir bakıyorsun orada, sonra bakıyorsun diğer takımda. Bu kadar olamaz. Gelen gidiyor. Kulüplerin ayakta kalması lazım. Oyuncuların kulüplerine karşı sorumluluk duyması mümkün değil. Hepsi organizasyon olayı…
