Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

BisikletSuçlar ve Kabahatler

Bir kaza ve karar sonucunda Mark Cavendish ile Peter Sagan, 2017 Fransa Bisiklet Turu'nun dışında kaldı. Olaylı günden notlar.

Lance Armstrong, birkaç gün önce yeni başladığı bisiklet podcast’inde karşısındaki sunucuya dönmüş ve birdenbire “Bunu nasıl yapıyorlar, anlamıyorum” demişti. Bahsettiği, sprinterlerdi. Her ne kadar günahların en büyüklerini işlemiş olsa da, pelotona neredeyse 20 yıl boyunca emek veren biri olarak Lance bile toplu sprint finişlerindeki hız, korkusuzluk, risk düzeyini anlayamıyordu. Genelde bu finişleri arkada izleyen bir bisikletçi olarak, çoğu zaman otele döndüklerinde Eurosport’taki tekrarı yakaladığını ve orada bu manyaklığı bir seyirci gibi izlediğini söylüyordu. Garip bulduğu bir şey de vardı. Bu kadar çok risk alınan bir disiplinde nasıl daha fazla kaza olmadığını ya da nasıl kimsenin bundan korkmadığını merak ediyordu. Cevabını kısa bir süre sonra alacaktı. Programı dinleyen aktif bisikletçilerden Lawson Craddock, Lance’e şöyle bir mesaj yollayacaktı: “Sprinterler korkmaz.” Kısa ve net.

Sprinterler gerçekten korkmaz mı? Bu, eskiden beri merak ettiğim bir konu. Cycle Sport dergisinde yıllar önce çıkan bir Tom Boonen portresinde eskiden bir sprinter olan Belçikalı bisikletçinin baba olduktan sonra nasıl hızının düştüğü ve toplu sprintlerde bir faktör olmaktan vazgeçtiği yazılıyordu. Bunu aklımda tutmuştum ve fırsatı geldiğinde sporculara bunu sormayı aklıma yerleştirmiştim. O fırsat, 2015 Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun son etabından sonra, İstanbul’daki bir otel koltuğunda geldi. O gün dünyanın en büyük sprinterini karşımızda bulmuştuk. Ve Caner Eler ile birlikte ilk sorularımızdan biri bu olmuştu: “Bir baba olarak korkmuyor musun, daha yavaşlıyor musun?” Cav, bunu duymaya alışkın bir adam olarak çok rahat ve net bir şekilde şunu söylemişti. “Hayır.” Sonuçta bunun onun mesleği olduğunu, ailesinin de bunun bilincinde olduğunu belirtmiş, eskisi kadar hızlı olduğunu ifade etmişti. Ona göre ailesine dair daha zor olan şey, özlemdi. Korku değil, özlem onu kavuruyordu. Çocuklarıyla ve eşiyle daha fazla zaman geçirmek istiyor ama profesyonel bisikletin yoğun takvimi yüzünden bunu başaramıyordu.

O Cavendish, Fransa Bisiklet Turu’nun dördüncü etabında, Peter Sagan’ın da etkisiyle büyük bir kaza yaptı ve kürek kemiğini kırdı. Bu, zaten Epstein-Barr virüsüyle boğuştuğu ve çok az çalışarak geldiği Le Tour’a devam edememesi anlamına geliyor. Lâkin öte yandan bu kaza, benzerlerinden daha fazla tartışılıyor zira Peter Sagan, Cavendish’in hastanede olduğu dakikalarda yarış komiserleri tarafından kazaya sebebiyet veren “düzensiz sprinti” yüzünden Fransa Bisiklet Turu’ndan diskalifiye edildi. Yarışın finişiyle birlikte başlayan tartışmalar da bu karardan sonra iyiden iyiye arttı. O yüzden, dilerseniz, sırasıyla gelişmelere bakalım. Benim penceremden 2017 Fransa Bisiklet Turu’nun en olaylı akşamına dair birkaç not:

1- Bu tartışmayı hangi düzlemde yaparsak yapalım, ilk önce düşünmemiz gereken şey bisikletçilerin sağlığı. Bu yüzden ne olursa olsun, Cavendish’in durumu herkes için akşamın en önemli konularından biriydi. Saatte 70 kilometre hızda finişe giderken önce kenardaki bariyerlere, sonra yere çarpması herkesin yüreğini ağzına getirdi. İlk sonuçlarda herhangi bir kırığının çıkmaması sevindiriciydi ama daha sonra yapılan tetkiklerde yukarıda belirttiğim gibi kürek kemiğinin kırıldığını öğrendik. Bundan sonra nasıl bir iyileşme süreci olacağını, bu sezon bir daha yarışıp yarışmayacağını göreceğiz elbette. Fakat onu biraz tanıyorsak, Eddy Merkcx’in 34 etap rekorunu kırmak adına seneye Fransa Bisiklet Turu’nda olacağını tahmin edebiliriz.

2- Kazaya girmeden tartışma kültürümüze dair bir şeyler söyleyelim. Herhangi bir kazada, eğer ortada çok belirgin bir art niyet yoksa, bisikletçileri şeytanlaştırmamak çok önemli. Dün, Sagan-Cavendish çarpışmasının ardından Slovak bisikletçinin çizgisini değiştirmesini ya da dirseğini çıkarmasını görenler ilk elden “Allah senin belanı versin Sagan” tepkisi verdi. Cavendish’in takımı Dimension Data’nın yöneticileri Roger Hammond ve Rolf Aldag da anın sıcaklığı ve en iyi bisikletçilerini kaybetmenin siniriyle sert açıklamalar yaptı, Aldag “Bu yarış kazası değildir, şiddettir” dedi. Bütün bu hengamede en sakin olan kişi ise Cavendish’in kendisiydi. “Kaza kazadır” dedi Cav ve ekledi: “Ben Sagan’la çok iyi geçiniyorum, çizgisini bozması sorun değil ama dirsek konusunda daha fazla şey bilmek isterim.”

Britanyalı, her zamanki soğukkanlılığıyla, çok sakin bir şekilde değerlendiriyordu olayı. Bu da normaldi çünkü o, 2007’den beri bu sprintlerin en önemli aktörüydü ve büyük yarış zaferleri kadar çok büyük kazalar da görmüştü. Bunların bazılarında kendisi hatalıydı, bazılarında değildi. Ama şu çok net ki böyle kriz anlarında sporcuların kendisi taraftarlardan ve medyadan çok daha sakin kalıyor. Çünkü onlar bu işin iç dünyasını en iyi bilen insanlar. Ne kadar rakip olsalar da rekabetin bir sınırı olduğunun en çok onlar farkında ve çoğu zaman art niyetli olunmadığını da anlayabiliyorlar. Kaza dediğin de şey bu işin bir parçası ve burada kimse şeytan değil. Suçlar var, kabahatler var, sonuçları var. Art niyet, bambaşka bir mesele.

3- Şimdi incelemeye başlayabiliriz. Önce sıcağı sıcağına o ana dönelim. Kazadan hemen sonra neler yaşandı? İlk olarak herkes Sagan’a etap içi bir ceza verileceğini, sıralamada düşürüleceğini ve o gün kazandığı sprint puanlarının elinden alınacağını (relegation) ifade ediyordu. Fakat o an hem Hammond hem Aldag’ın açıklamaları, arkasından Andre Greipel’in sonra özür dileyeceği “Sagan artık benim arkadaşım değil” ifadesi bir kamuoyu baskısı yarattı. Bunların karara etkisi ne kadardı? Elbette bilmiyoruz.

O gergin bekleyiş arasında en başta Sagan’a tahmin edilen tarzda bir relegation cezası verildiği konuşuldu. Yaklaşık bir saat sonra ise Uluslararası Bisiklet Birliği (UCI) jürisi esas kararını belirledi ve Slovak bisikletçiyi yarıştan diskalifiye etti. Jüri başkanı Philippe Marien yaptığı açıklamada bu kararı çok uzun bir sürede alabildiklerini belirtti. Bu kadar mesai harcamalarının sebebi olayın aktörünün dünya şampiyonu bir bisikletçi olması değildi elbette, müdahalenin kendisiydi tartışma yaratan. Marien’in ağzından duyduğumuza göre, jürinin kararı diskalifiye olmuştu zira Sagan “başkalarını tehlikeye atmıştı.” Başkan, yarıştan önce sprinterleri uyardıklarını ve her sprinte çok dikkatle bakacaklarını onlara söylediklerini ifade etti.

Merak edenler için, konunun teknik açıklaması ise şöyle. UCI’ın sadece yol yarışları için hazırladığı 202 sayfalık bir kural kitapçığı var. O kitapçığın 12.1.040 numaralı maddesi kuralların çiğnenmesi hâlinde jürinin bir bisikletçiyi evine yollayabileceğini ifade ediyor. Burada Sagan’ın yarıştan yollanmasına sebebiyet veren hareket ise sprintte çizgisini değiştirerek Cavendish’i yere düşüren sıkıştırmayı yapması. Jürinin tabiriyle, düzensiz sprinti, 12.1.040’ın devreye girmesine yol açıyor. Peki kural kitapçığının sprint konusundaki en önemli maddesi ne?

  1. 3.036: “Riders shall be strictly forbidden to deviate from the lane they selected when launching into the sprint and, in so doing, endangering others.”

Nasıl çevirebiliriz kabaca? “Yarışçılar sprint başladıktan sonra, sprint atmaya başladıkları çizgiyi değiştirmemeli ve başkalarını tehlikeye atmamalı.”

Bu diskalifiye kararının benzeri Fransa Bisiklet Turu tarihinde var mı? Yakın zamanda yaşanan iki örnekten bahsedelim. Birincisi, 2010 Fransa Bisiklet Turu’ndan 11. etabın finişinde rakibine kafa attığı gerekçesiyle atılan Mark Renshaw. Görüntüsü de bu.

İkincisi ve biraz daha eskisi ise Tom Steels’in yarıştan atılmasına neden 1997 Fransa Bisiklet Turu altıncı etabı:

4- Kitapçığı gördük, örnekleri izledik ve şimdi sıra, kararı tartışmaya geldi. Kişisel olarak neden Peter Sagan’ın atılmasının yanlış olduğunu düşünüyorum? Çünkü bir kural varsa o herkes için vardır. Eğer Sagan’ın çizgisini değiştirmesi ve başkalarını tehlikeye atması yarıştan diskalifiye edilmesine sebep olduysa mesela neden Arnaud Demare yarışta kalıyor? Fransız bisikletçi, dün etabı kazandı ve bunu yaparken de önce Sagan’ın sağına doğru çizgisini değiştirdi, sonra bisikletini vatandaşı ve rakibi Nacer Bouhanni’nin önüne doğru sola kırdı ve öyle zafere ulaştı. Eğer çizgi değiştirmek meseleyse, en başta Demare atılmamalı mı?

Eski bisikletçi, şimdilerin yorumcusu Jens Voigt da bu yüzden yarıştan sonra “Önce Peter ve Cav’i unutun. Demare’a dikkat edin.” şeklinde bir tweet attı. Eğer bir düzensizlik varsa orada başlamıştı. Bırakın genel olarak tüm bisiklet dünyasını, bir kural, aynı yarışın içerisinde aralarında birkaç metre olan iki adama bile farklı uygulanıyorsa bunun sağlıklı bir uygulama olduğundan bahsedilebilir mi?

5- Jüri kararında dirseğe vurgu yapmadı, cezanın sebebinin de Sagan’ın agresif bir şekilde çizgi değiştirmesi olduğunu belirtti. Peki, ilk bakışta kazayı izleyen birinin söyleyebileceği gibi, Sagan gerçekten de Mark Cavendish’e dirsek attı mı? Bu da şüpheli. Jürinin kararının yanlış olduğunu açıkça ifade eden Caley Fretz, dün akşamki yazısında farklı perspektiflerden kazayı inceledi ve delil yetersizliğine hükmetti. Zira, ona göre, araya giren ağaç yüzünden helikopter kamerası tam olarak dirseğin atılıp atılmadığını göstermiyor. Ağır çekimde bakıldığında ise Cavendish’in dengesini kaybetmesinden sonra Sagan’ın dirseğinin çıktığı, bunu da muhtemelen bisiklet üzerinde dengesini korumak adına yaptığı anlaşılıyor. Fretz’in bahsettiği şey şu. Elimizde o kadar az kanıt var ki ve görüntüler o kadar muallak ki buralardan yola çıkarak ani bir karara varmak ve Sagan’ı atmak çok acımasızca. Beraber bakalım:

Burada Magnus Backstedt gibi eski bisikletçiler Mark Cavendish’in aslında var olmayan bir açıdan geçmeye çalıştığı için hata yaptığını da belirtiyor ama o başka mesele. Sorun, gerçekten şunu izledikten sonra Sagan’ın bilinçli bir şekilde dirsek attığına inanabiliyor musunuz? Ben inanmıyorum. Ayrıca bu hızda finişe doğru giderken, her hareketin büyük sonuçlar doğurabileceği bir anda, herhangi bir insanın “Şuna bir dirsek atayım da düşsün” diye arkadan gelenleri avladığına da inanmıyorum. Voigt’un dediği gibi bu çok tehlikeli bir spor ve kendine has kaideleri var. O an sprinterlerin kafasındaki tek düşünce muhtemelen “Durursam ya da yavaşlarsam, yarış benim için biter” oluyor. Bu yüzden de boşlukları arıyorlar, ufak müdahaleler yapıyorlar, bazen kendilerine yer açmak için omuz ya da dirsek çıkarıyorlar, bazen de sadece bisiklet üzerinde kalmaya çalışıyorlar. Ve bütün bu kararları da saatte 70 kilometre hızla giderken yapıyorlar. Bu yüzden Peter Sagan hatalı mı? Evet. Neden hatalı? Agresif bir şekilde çizgisini değiştirdiği için. Peki bilinçli bir şekilde Cavendish’i mi düşürüyor? Hayır.

6-Temelde bu çok sert bir kaza. Başta da konuştuğumuz gibi sprint izleyen herhangi bir insanın, anlatıcı da yazar da eski bisikletçi de olsa, gözünü kapamaması ve yaşanan mücadeleden korkmaması imkânsız. Teknoloji gelişiyor, mayolar inceliyor, bisikletler değişiyor, sporcular daha hızlanıyor ve her geçen gün bisikletçiler daha tehlikeli bir dünyanın parçası oluyor. Eğer UCI ya da yarış jürileri buradaki riski minimize etmek istiyorlarsa ne yapmalılar? Çok basit: Adaleti herkes için ve her şartta tesis etmeliler. Eğer Peter Sagan’ı atıyorlarsa etabın Fransız galibi ve L’Equipe’in bugünkü manşeti Arnaud Demare’ı da yarıştan yollamalılar. Ve eğer riski bundan sonra da azaltmaya çalışıyorlarsa bu standartı her yarışa getirmeliler. Zira arşive girmeye gerek yok, sadece son beş yılın Fransa Bisiklet Turu sprintlerini beraber incelediğimizde, Cavendish’ten Sagan’a; Kittel’den Greipel’e birçok ismin benzer hatalar, çizgi değiştirmeleri, agresif müdahaleler yaptığını bulabiliriz.

Bir de şeffaf olmalılar. Geçen sene Mont Ventoux etabından sonra da fırtınalar kopmuştu, bu yıl da aynısı yaşandı. İki karar da -hangi tarafta yer alırsanız alın- televizyonda veya yerinde izlediğiniz ve çok sevdiğiniz bu sporun masa başında hamlelerle döndüğü hissini uyandırıyor insanda. Ya da zaten bildiğimiz ama görmezden geldiğimiz bu gerçeği yüzümüze vuruyor. Bu kararı veren jüriyi birkaç saniyeliğine görüyor, onların teknik açıklamalarını okuyoruz. Ama asla sorularımıza cevap bulamıyoruz.

7-Bir de belki de değiştirilmesi gereken temel şey jüri mantığıdır. Bu tartışma her sporda yapılıyor, bir sporu yorumlamak ya da yönetmek için illa o spordan gelmeniz gerekmiyor. Ama sprint bence çok istisnai bir şey ve burada verilecek kararlarda danışılması gereken bir eski sprinter grubu olması lâzım. Motorola ve Mercury-Viatel gibi takımlarda bir dönem sprinter olarak görev alan, şu an Silber Pro Cycling’in sportif direktörü olan Gord Fraser’ın söyledikleri bu yüzden mühim. Fraser, Facebook hesabına yazdığı mesajda yarış jürisinin bu tip krizlerde danışması gereken bir eski bisikletçi paneli olması gerektiğini ifade ediyor. Ona göre, düz etaplar için eski sprinterlerden, dağ etapları için de eski tırmanışçılardan yardım alınabilir.

Sonuç

İki açıdan da berbat bir akşam oldu. Elbette, Fransa Bisiklet Turu “Reklamın iyisi kötüsü olmaz” mantığıyla çalışan bir yarış. Cavendish’in düşüşü ve Sagan’ın atılması dün Britanya’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne, İtalya’dan Belçika’ya her yerde birinci spor haberiydi ve sosyal medyada da tartışma rekorları kırdı. Ama yine çok can sıkıcı, birçok açıdan berbat bir geceydi. Öncelikle 2017 Fransa Bisiklet Turu, Alejandro Valverde’den sonra bir başka büyük yıldızını, Mark Cavendish’i sakatlığa kurban verdi. İkincisi, Peter Sagan adaletin tam olarak teslim edilmediği ve kamuoyunda şüpheler yaratan bir karar sonucunda yarış dışı bırakıldı. Sagan ve Cav muhtemelen bu yarışın en büyük, en parlak, en karizma iki yüzü ve şu an dünyanın en çok tanınan bisikletçileri arasında. Ve talihsiz bir kazanın ve tartışmalı bir kararın sonucunda artık yarışta olmayacaklar. Eğer bu kötü tablodan kendimize bir umut ışığı çıkarmak istiyorsak, David Walsh’un da altını çizdiği gibi, Fransa Bisiklet Turu çok hızlı yaşayan ve hareket eden bir organizasyon olduğunu hatırlayabiliriz. Bugün yeni bir gün ve merakla beklenen bir dağ etabıyla yola devam edeceğiz. Yarış sakatlığa ve adalete kurbanlar verse de yoluna devam ediyor. Şov devam etmeli, ediyor ve edecek.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

1159 Gün

1159 Gün

3 sene önce
İstasyon

İstasyon

4 sene önce
Rüya Gibi

Rüya Gibi

4 sene önce