Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

GenelSaha DışıOFİSTEN ÖNERİLER #3

Socrates ofisinde ne okunuyor, ne izleniyor ve ne bekleniyor? Her pazar bir editör kendi seçkisini yapıyor. İnan Özdemir seçimlerini yaptı.

Artık her pazar günü, Socrates ofisinden bir editör, o dönem dinlediği, izlediği, okuduğu şeylerden oluşturduğu seçkiyi, merakla beklediği bir spor etkinliği ile birleştirerek sunacak. Yeni serimizin açılışını Ali Çolak yapmıştı, Onur Erdem ise geçen haftaki seçimlerin sahibiydi. Bu hafta görevi ben devraldım. 

Ne okudum?

Moneyball, Brad Pitt’in de başrolünde olduğu film uyarlaması sayesinde, çok popüler bir eser. Michael Lewis’in 2003’te çıkan kitabı, kalıplaşmış yargıların yerine ileri istatistikleri ve modern yöntemleri koyan; sayılara dayalı yeni bir yaklaşım biçimini sürdüren Billy Beane yönetimindeki Oakland Athletics’in öyküsünü anlatıyordu. Lewis’in akıcı tarzıyla daha da berraklaşan yeni metotlar, böylece daha da popülerleşti ve NBA’den Premier Lig’e birçok ligde moda oldu.

Fakat her şey gibi, bunun da aslında bir geçmişi vardı. Michael Lewis de Billy Beane de bu yaklaşım konusunda öncü isim olarak Bill James’i kabul ediyorlardı. Seksenlerde gündelik işinden boş kalan vakitlerinde beyzbola kafayı takan James, gazetelerde ve televizyonlarda oyuncuların seviyeleri hakkında yapılan değerlendirmelerin yanlış, kullanılan istatistiklerin demode olduğunu görmüş ve kendi yaklaşımını geliştirmişti. Ama aslında onun da, çok farklı alanda eser veren, ilham perileri vardı. 1960’larda İsrail’de aynı üniversitede çalışırken tanışan Daniel Kahneman ve Amos Tversky’nin çalışmaları esasında bütün bu nehrin başlangıcında duruyordu. İkili, ordudan matematiğe, tıptan ekonomiye birçok alanda verdiğimiz kararların aslında nasıl hatalarla, önyargılarla, eksiklerle dolu olduğunu fark etmiş ve hayatlarının sonraki dönemlerini bu konuya adamışlardı. Ve aslında bugün birçok spor takımının ve liginin kullandığı metotlar, Kahneman ve Tversky’nin eleştirdiği eski kalıpların yıkılmasıyla gelişmişti. İkili, insanların karar verirken matematiksel verilere değil, hikâyelere inanmayı seçtiğini görmüş, aslında tam tersi olması gerektiğini kanıtlarıyla anlatmıştı.

Tversky Kahneman
Amos Tversky ve Daniel Kahneman

Michael Lewis de Moneyball’dan sonra bunun farkına vardı ve ikilinin çalışmalarını okumaya başladı. ABD’li yazarın geçen senenin sonunda çıkardığı The Undoing Project: A Friendship That Changed Our Minds, Kahneman ve Tversky’nin dostluğunun düşünce tarihimizi nasıl değiştirdiğini anlatıyor. Kitaplarının çoğu Scala Yayıncılık tarafından dilimize çevrilen Lewis’in bu eserini henüz edinmiş değilim ama kitaptan alınan iki büyük makaleyi okumak bile iştahımı kabarttı. Vanity Fair’de yayımlanan önsözde Lewis kitabın temelindeki fikri anlatıyor, Slate’te yayımlanan uzun metinde ise Houston Rockets genel menajeri Daryl Morey’nin NBA’de yarattığı sancılı zihinsel değişimi ifade ediyor. İki yazıyı da tavsiye ederim.

Ve eğer Kahneman ile Tversky’nin fikirlerini merak ediyorsanız, daha önce de muhtemelen duyduğunuz, bizde de Varlık Yayınları’ndan çıkan ve ciddi bir okuyucu kitlesi edinen Hızlı ve Yavaş Düşünme kitabını öneririm.

Daniel Kahneman

Ne izledim?

Klasik bir tercihte bulundum bu hafta. Vertigo’yu yeniden izledim. (Biliyorsunuz, edebiyatta ve sinemada, klasikler hiçbir zaman ilk kez izlenmez. Hep yeniden izlenir.)

Sight and Sound’ın 10 yılda bir düzenlendiği ve sinema dünyasının en prestijli listesi olarak bilinen “Gelmiş Geçmiş En İyi Filmler“de 2012’de zirveye çıkan Vertigo, gösterime girdiği ilk günlerde eleştiriler almış, sonrasında ise aradan geçen yarım asırda milyonlarca hayran edinmişti. Bunda Alfred Hitchcock’un döneminde tam olarak anlaşılamayan ve sadece “Master of Suspense” etiketinin altına sıkıştırılan dehasının da payı var. Fakat Vertigo, birden fazla okumaya ve yüzlerce farklı incelemeye konu olmuş, büyük bir sinema anıtı. Ben, Youtube’daki video denemelerini beğenerek izlediğim The Nerdwriter1’ın bu konuda bir videosunu öneriyorum:

Ne dinledim?

Sporla bir ilgileri yok -yani galiba- ama Ohio çıkışlı Sports’un All of Something albümü ilgimi çekiyor bu sıralar. Parçaların toplam süresi 20 dakikayı aşmıyor ve hemen hepsi, aynı membağdan geldiğini gösteriyor. Yani, aslında bütün albüm aynı şarkıdan oluşuyor. Oradan bir parça:

Ne bekliyorum?

2017 Avustralya Açık’taki olası bir Roger Federer-Rafael Nadal finali herkesi heyecanlandırıyor ama kesinliğinden şu an için çok emin değiliz. Yine de, spor yazan ve okuyan hemen herkes için, bundan daha iyi bir senaryo yok gibi. Varsa da, ben yeterince araştırmamışımdır muhtemelen.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Hayal Kuran Herkese

Hayal Kuran Herkese

3 sene önce
Neno

Neno

3 sene önce
Sözlü

Sözlü

3 sene önce