NBA’de son anlarına kadar pek heyecanlı geçmesi beklenmeyen fakat son 4 saatte bombaların patladığı bir Trade Deadline’ı geride bıraktık. 2018 serbest oyuncu piyasası için elini güçlendiren de var, şampiyonluk adına son kurşununu atan da. O hâlde Trade Deadline’da öne çıkan takasları ve takasların takımlara yapabileceği etkiyi konuşmaya başlayalım.
Takas #1
Isaiah Thomas, Channing Frye & Cavs 2018 1. tur draft hakkı –> Los Angeles Lakers
Jordan Clarkson & Larry Nance Jr. –> Cleveland Cavaliers
Takas #2
Rodney Hood & George Hill –> Cleveland Cavaliers
Jae Crowder & Derrick Rose –> Utah Jazz
Joe Johnson & Iman Shumpert –> Sacramento Kings
Cleveland Cavaliers
Normal şartlarda yazıya takasları tekil olarak değerlendirerek başlamam daha mantıklı olurdu fakat Trade Deadline gecesinin en aktif takımı Cleveland Cavaliers takıma tabir-i caizse reset atınca tümdengelim yapmak daha uygun oldu.
Cleveland’ın Lakers ile yaptığı takas saha içinde ve saha dışında büyük sıkıntı yarattığı iddia edilen Isaiah Thomas’ı elden çıkarmak adına önemliydi. Hatta bu sıkıntı öyle büyük çaplıydı ki muhtemelen kendi draft haklarını da bu yüzden yolladılar Lakers’a. Aldıkları parçalara bakacak olursak sorun çözümü adına çok doğru tahliller yapıldığı söylenemez ama eldeki en iyi opsiyonun da bu takas olduğunu düşünüyorum. Jordan Clarkson iyi bir bench skoreri ve bu özelliğini Boston Celtics karşısında da gösterdi. Cleveland’ın yüksek yüzdeli şut isabeti bularak kazandığı maçta çok göze çarpmadı fakat Clarkson driplingle üretmeyi becerebilen bir oyuncu değil, bu konuda kendini geliştirememesinin belki de en önemli sebebi topu soluna vuramıyor oluşu. Savunma konusunda da Cleveland’a pek sınıf atlatacak düzeyde değil. Bunun yanında, eğer Cleveland finale kadar ilerlemek istiyorsa Clarkson ve LeBron’u olabildiğince farklı beşlerde oynatmalı, aksi takdirde Wade & Isaiah ikilisinin saha içinden soyunma odasına yansıttığı problemler yeniden ortaya çıkabilir.
Larry Nance Jr.’ın da çok doğru çözüm olduğu söylenemez fakat takımdaki aktif olma ve enerji katan oyuncu eksikliği konusunda katkı verecektir. Özellikle Kevin Love ve Tristan Thompson’ın olduğu ortamda atletizm sıkıntısı çeken Cleveland’ın ilacı olabilir Larry Nance. Hele ki yardım savunmasındaki kabiliyeti ve hücum ribaundu tehditi Cleveland’ı bir adım öne taşıyacaktır. En büyük defoları ise pozisyonuna göre biraz undersized kalması ve orta mesafe dahil herhangi bir şut tehdidinin olmaması. Bu da 2018 yılında hedefi şampiyonluk olan bir takımın hanesine eksi yazabilecek bir şey. Hele ki takımınızda LeBron gibi etrafına mutlak suretle şutörler yerleştirmeniz gereken bir süperstar varsa.
Trade Deadline akşamının en önemli hamlesini üçlü takas sonucunda yapan Cleveland, sezon başından bu yana düzenli katkı alamadığı Rose ve Shumpert’tan kurtularak Hill ve Hood’u kadrosuna kattı ve belki de bu takasta yer alan 6 oyuncudan en iyi 2’sini kapmış oldu. Burada önemli nokta, yukarıda Lakers takası sonrasında yaşanması muhtemel olan “yanlış tahlil” mevzusunun burada tam tersinin işlenmiş olması. Keza Hill biraz yüklü bir kontrata sahip olmasına rağmen LeBron’un yanında isteyeceği türden bir guard. Ortalama üstü savunmacı, bu sezon %45’le üç sayı isabeti buluyor -kariyerinin en iyi yüzdesi- ve usage percentage olarak tabir edilen top kullanma yüzdesi de %16.9. Kısacası topu çok fazla elinde isteyen bir guard değil.
Rodney Hood ise 97.4 pace ile ligin en yavaş oynayan 6. takımı olan Utah’ta yaklaşık 17 sayı ortalaması tutturdu benchten gelerek. Sezon sonu kontratı bitiyor fakat Cleveland, LeBron James’in takımdan ayrılma ihtimalinin olduğu ortamda çaylak kontratlı Hood’un bird haklarını da almış oldu. Savunmada katabilecekleri biraz soru işareti ve %27.5’luk top kullanma yüzdesiyle de anlaşılacağı üzere topu eline yapıştıran bir isim. Ama hem final yolunu hem de sonraki sezonları düşünen bir takımın atmaktan çekinmeyeceği bir zardı Hood, öyle de oldu.
Ezcümle, Cleveland hem finale ulaşmak adına son kurşununu attı hem de olası bir yeniden yapılanmada şu ankinden daha fazla değer görecek olan Brooklyn Nets pick’ini de kaybetmemiş oldu. Kağıt üzerinde takımın kanserli hücrelerini temizleyerek yaş ortalaması eskiye göre daha düşük olan enerjik bir takım oluşturdu. Geri kalanını ise zaman gösterecek.
Los Angeles Lakers
Büyük pazar ve/veya büyük şehir klişeleri her ne kadar serbest oyuncu piyasasında oyuncuların pek umrunda olmasa da takım yöneticileri halen bu sıfatlara değer veriyor ve planlamalarını da buna göre yapıyor. Hâlihazırda NBA’in en değerli ikinci takımı olan Lakers da bunlardan biri. Mitch Kupchak dönemindeki yönetimsel sıkıntıları atlatan Lakers, mevcut durumda arka sıralardan gayet iyi draft seçimleri yapıyor ve tüm kadro planlamasını 2018 ve 2019 serbest oyuncu dönemine göre yapıyor. Evi olan Lakers’a gitmek istediğini daha önce açıklayan Paul George ve Cleveland’da kalma sözü vermeyen LeBron James bu dönemde serbest oyuncu piyasasında yer alacak isimlerden.
Sezonun geri kalanı için Lakers adına sportif bir başarı beklendiğini söylemek güç. Tabii Lonzo, Ingram ve Kuzma başta olmak üzere gençlerin yeniden tepeye oynamaya aday bir takımda yer almak için oyun repertuarlarını geliştirmeleri gerektiği çok açık. Ama takasla kadroya katılan Isaiah Thomas ve Channing Frye’ın yanı sıra Brook Lopez, Kentavious Caldwell-Pope, Corey Brewer gibi isimlerin kontratları sene sonu bitiyor ve bu da cap space’te yaklaşık 70 milyon dolar’lık bir yerin olması anlamına geliyor. Bunun yanında Cleveland’tan aldıkları ve ilk turun son sıralarına tekabül etmesi beklenen draft hakkı da cabası. Kısacası ilerleyen yıllarda başarıya ulaşmak adına kendisine yardımcı olamayacak olan oyuncuları takımdan yollayan ve Magic Johnson’ın da söylediği gibi süperstarları ikna etme ihtimali hayli yüksek olan Lakers’ın önü oldukça açık.
Utah Jazz
Trade Deadline akşamının en gereksiz hamlesini yapan takımın Utah Jazz olmaması için hiçbir sebep yok. Takas sonucunda elde ettiği Crowder ve serbest bıraktıkları Rose’dan daha iyi parçalar elde etme şansları vardı. Tanking yapan takımların birinden alacağı kötü kontratlı bir oyuncuyla beraber korumalı bir pick ile yapılandırmasını devam ettirme şansı elde edebilirdi Jazz. Tabii bu takasa dahil olmalarında Jae Crowder’a duydukları özel ilgi de rol oynamış olabilir, keza Crowder’ın Boston Celtics döneminde de sign&trade dedikoduları çıkmıştı.
Sonuç olarak Utah Jazz’in neden bu takasta yer aldığını pek anlayabilmiş değilim. Rodney Hood, koç Snyder’ın sistemine pek uymuyordu fakat Utah, Jae Crowder’ı elde ettiği bu hamle sonrası Batı Konferansı’nda playoff şansına balta vurmuş olabilir.
Sacramento Kings
Açıkçası Sacramento Kings’e dair satırları nasıl dolduracağıma dair hiçbir fikrim yok çünkü Orlando Magic’le beraber NBA’in en kötü yönetilen takımı söz konusu. Takımın mevcut durumda %100 bir sahibi yok, hisse senedi misali belli kişilerin takımdan payları var ve en büyük pay sahibi ise 2013’te %65’lik kısmı eline alan Vivek Ranadive. Tabii Ranadive öncesi de başarısızlık hikayesi dolu. Yeniden yapılanma sürecinde Sacramento Kings’in yaptığı son 10 draft seçimi de lotaryadan, seçimler ise şu şekilde:
De’Aaron Fox
Georgios Papagiannis
Willie Cauley-Stein
Nik Stauskas
Ben McLemore
Thomas Robinson
Jimmer Fredette
DeMarcus Cousins
Tyreke Evans
Jason Thompson
NBA’in mevcut sistemi belli takımların 5-6 yıl boyunca tepeye oynarken belli takımların da draft sistemi sayesinde tekrardan tepeye oynayacak kadroyu kurabilmesi üzerine. Fakat Sacramento Kings, Philadelphia 76ers ile yaptığı efsanevi takas olsun, takım sahibi Vivek Ranadive’in Cousins ile yaşadığı sıkıntılar ve Cousins gibi bir yeteneği sadece draft öncesi şut antrenmanını izlediği Buddy Hield karşılığında takas etmesi olsun, yönetim bazında hep sıkıntılar yaşayan ve bir türlü tepeye çıkamayan bir takım. Geçtiğimiz günlerde de 2016 Draft’ının 13 numaralı Georgios Papagiannis’i serbest bıraktılar. Kings’in bu saatten sonra yapacağı en iyi hamle ise geçmişe bir sünger çekip takımı sıfırlamak.
Takas #3
Dwyane Wade –> Miami Heat
Korumalı 2. tur draft hakkı –> Cleveland Cavaliers
Yukarıda fotoğrafta da belli olduğu gibi, Dwyane Wade tekrardan evi Miami Heat’e geri döndü. Takasta Cleveland Cavaliers’a giden 2. tur draft hakkı ise “ağır korumalı” halde. Yani muhtemelen draft hakkı Miami Heat’te kalacak. Dwyane Wade’in kariyerini Miami Heat’te bitirmek istediği NBA otoritelerince bilinen bir gerçekti ve Cleveland Cavaliers da bu yolda Wade’e bir jest yapmış oldu. Dönüşünün ardından çıktığı ilk maçta da oldukça güzel görüntüler ortaya çıktı.
Dwyane Wade, yeniden Miami Heat formasıyla parkede. pic.twitter.com/gY6RwjJHUU
— Socrates (@SocratesDergi) 10 Şubat 2018
Takas #4
Elfrid Payton –> Phoenix Suns
2. tur draft hakkı (via Memphis Grizzlies) –> Orlando Magic
Yukarıda da belirttiğim gibi NBA’in kötü yönetilen takımlarından biri Orlando Magic. Yıllardır onlar da draft’tan aldıkları oyuncular ile genç bir çekirdek yakalamaya çalışıyorlar fakat bu yolda pek başarılı oldukları söylenemez. 2014 NBA Draft’inin 10. sırasında seçtikleri Elfrid Payton’ı 2. tur draft hakkına karşılık takasladılar ve aynı yıl 4. sıradan seçtikleri Aaron Gordon ile de yeni bir kontrat imzalamaları pek muhtemel değil. Aynı şekilde 2015 NBA Draft’inin 5 numaralı seçimi Mario Hezonja’dan da beklenen verimi alabilmiş değiller. Haliyle onlar da normal şartlarda yenilenme aşamasında olan takıma bir nevi reset atmaya karar verdiler.
Elfrid Payton içinse her şeyin bittiğini söylemek acımasız bir yorum olur. Zira kendisi henüz 24 yaşında ve Tobias Harris’in Detroit Pistons’ta yaşadığı evrimi yaşamaması için bir sebep yok. Orlando Magic’in yaptığı gibi Phoenix Suns da bir yenilenme aşamasında ve Payton’ın gelişimi sezon sonunda Phoenix Suns’ın kontrattaki takım opsiyonunu kullanıp kullanmayacağını belirleyecektir.