Yazan: Mert Büberoğlu
NBA Fantasy’de başarının altında yatan kilit unsurlardan biri de basketbol yazarları tarafından ‘sleeper’ olarak adlandırılan oyuncuların tespit edilmesidir. Fantasy draft’ındaki süreç şöyledir: 10-12 takımlı bir ligde ilk iki tur süper yıldızlar seçilir, daha sonra süper yıldızın bir tık altı olarak tanımlayacağımız oyuncular tercih edilir, beşinci ve altıncı turdan sonra ise yetenek havuzu daralır ve bir kuraklık başlar. Bu turlarda oyunun her alanına etki edecek kalitede oyuncu bulmanız zorlaşır ve daha çok tek yönü güçlü oyuncular seçilir. Son üç turda ise genellikle süre alma şansı düşük olan veya sakat/sakatlıktan dönen oyuncular tercih edilir ve draft son bulur. Sene sonunda geriye dönüp baktığınızda son tur veya sondan önceki iki tur içerisinde takıma katkı veren bir oyuncu bulduysanız eğer bununla övünebilirsiniz, kimi zaman ise son turlardan yıldız draft edebilecek derecede şanslı (veya iyi analiz gücüne sahip diyelim) genel menajerler vardır. İşte onlar yıl içerisinde hep bir adım önde olurlar. Bu noktada bir önceki sezon gelişme göstereceğine dair sinyaller veren oyuncular, yeni bir takıma giden oyuncular veya fazla süre alabilecek çaylak oyuncuların iyice analiz edilmesi gerekir. Takımlar arasındaki dengeyi bozan sleeper’ların bulunması bu yoldan geçecektir.
Geçmiş yıllardan iyi sleeper örneği düşündüğümde aklıma Rajon Rondo ve Tyler Johnson geliyor.
Rajon Rondo’nun kariyerini düşündüğümüzde onu kuşkusuz Boston Celtics formasıyla hatırlayacağız. Ancak her zaman söylediğimiz gibi fantasy başka bir dünya. Onun fantasy açısından en verimli olduğu dönemlerden biri Sacramento Kings’te oynadığı 2015-2016 sezonuydu. Bu noktada koç George Karl’ın ondan memnun olmayışı gerçek hayatta ne kadar iyi bir sezon geçirdiğini sorgulatabilir ama fantasy anlamında Rondo muazzam bir sezon geçirdi. Kimileri onun Dallas Mavericks macerasından sonra bir daha hiçbir takımda rotasyonun parçası olamayacağını düşünüyordu. O yaz kontrat bulmakta da zorlanan Rondo en sonunda Kings’ten 1 yıllık kontrat aldı. Tüm bu süreç onun değerini düşürdü ve Rondo fantasy draftlarında üst sıralarda tercih edilmedi. Ancak sezon sonunda Rondo ligin asist kralı olacak ve sezonu 11.9 sayı, 11.7 ast, 6.0 reb, 2 top çalma ortalamalarıyla bitirecekti. Maç başına 11.7 asist yapıp 2 top çalan ve bir uzun gibi ribaund alan bir oyuncuyu draft’ın sonlarına doğru takıma katmak ne muazzam bir duygudur değil mi?
Tyler Johnson ise geçen sezonun en güzel sürprizlerinden biriydi. NBA’deki ilk iki sezonunda ortalama 22 dakika süre alarak sırasıyla 5.9 ve 8.7 sayı ortalama tutturan Tyler Johnson yazın aldığı 4 yıl 50 milyon dolarlık kontrat ile dikkatleri çekmişti. ‘’Pat Riley bu kontratı verdiyse bir bildiği vardır’’ diye düşünüp onu son sıralarda draft edenler ise turnayı gözünden vurdu. Nitekim Johnson maç başına 1.3 üçlük ve 1.2 top çalma ortalamaları tuttururken aynı zamanda sayı, ribaund ve asist katkısı da verdi, sezon sonuna doğru liglerde sahip olma oranı (own rate) birçok bildiğimiz oyuncunun üstündeydi.
Bu sene ise aşağıdaki listeye dikkat etmekte yarar var. Elbette sleeper bulmak zor bir iş ve bu oyuncuların sleeper olmalarının sebebi taşıdıkları risk ancak listelediğimiz oyuncular taşıdıkları riski almaya değer gözüküyor.
1- Nikola Mirotic
Mirotic ilk defa bu tarz bir listede yer almıyor. İki sezon önce de kendisinden beklentiler çok yüksekti. Hatta 2015-2016 sezonuna ilk beşte başlamış ve ilk hafta muazzam iş çıkarmıştı ancak daha sonra aynı performansı sürdürememişti:
O sebeple geçen sezon haklı bir şekilde tercih edilmemişti. Ancak Mirotic’in yetenekleri baki; sayı atabilirken aynı zamanda ribaund alabiliyor, blok koyabiliyor ve üçlük sokabiliyor. Onu yakından takip eden herkesin bildiği problemleri var: odaklanma ve istikrar. Bu sezon NBA’de dördüncü yılına girecek olan Mirotic en önemli üç oyuncusunu kaybeden Bulls’ta önemli bir sorumluluk üstlenmek zorunda. Mirotic bazı şeyleri rayına sokabilir ve fantasy anlamında güzel bir geri dönüş yapabilir. Her şey onun elinde.
2- Allen Crabbe
Allen Crabbe 2016 yazında Brooklyn Nets’ten 4 yıl 75 milyon dolar değerinde bir kontrat almış ancak Blazers bu kontratı match ederek onu takımda tutmuştu. Tam bir sezon sonra Blazers, aynı oyuncuyu nerdeyse bir hiç pahasına Nets’e trade etti. Olay başladığı yere geri döndü. Crabbe yeni takımının ilk beş oyuncusu olabilir. Skor gücü yüksek ve iyi bir şütör, aynı zamanda asist de yapabiliyor ve artık CJ McCollum veya Damian Lillard’ın yedeği olmayacak. D’Angelo Russell ve Jeremy Lin ile uyumunu takip etmek gerekecek ancak son sıralarda görürseniz bir şans vermenizi öneririm.
3- Buddy Hield
Başarılı bir kolej kariyerinden sonra New Orleans Pelicans tarafından 6. sırada draft edilen Hield sezon ortasında DeMarcus Cousins takasında Sacremento Kings’e gönderilmişti. Yaşı sebebiyle gelişime ne kadar açık olduğu tartışma konusu olan Hield, Kings’te hiç de fena olmayan maçlar çıkardı. İyi bir şütör ve skorer olan Hield’in Sacramento Kings’in kadrosu düşünüldüğünde bu sene çıkışına devam etmesi muhtemel. Maç başına 2.5 üçlük ile 15-18 sayı ortalamaları tutturma potansiyeline sahip bir oyuncuyu draft’ın son turlarında kim seçmek istemez ki?
4- Ish Smith
Ish Smith, Detroit Pistons değil de başka herhangi bir takımda olsaydı bu listeye giremezdi. Ancak konu Reggie Jackson olunca işler değişiyor. Jackson, Pistons’a geldiğinde ondan beklenti Harden’ın Rockets’a gittiğinde yaptığı etkiye benzer bir etki yapmasıydı. Evet, belki abartılı bir beklenti olabilir ama bu kadar kötüsünü de kimsenin hayal etmediği aşikar. Bu sebeple her sene Jackson’ın yedeği olan oyun kurucu, sleeper olarak listelerde yer alıyor. Zira bir süre sonra rotasyondan kopma ihtimali olan Jackson’ın yerini alarak maç başına 30+ dakika alacak bir isimden söz ediyoruz. Ish Smith de bu sebeple bu listede. R. Jax yine kötü bir sezon geçirirse Smith beklentilerin çok üzerinde bir performans sergileyebilir.
5- Kyle Kuzma
Kyle Kuzma aslında sleeper sayılmaz zira son 1 aydır herkes onu konuşuyor. Şu aşamada koç Luke Walton onun ilk beş başlamayacağını ve kenardan geleceğini ifade etti. Kuzma eğer iyi vakit alırsa istatistik kağıdını rahatlıkla doldurabilecek bir oyuncu ama bugüne kadar yaz sezonunda çok iyi performans gösterip bunu çeşitli sebeplerle normal sezona aktaramayan çok oyuncu gördüğümüzden Kuzma’ya dikkatli yaklaşmanızı öneririm. Bekleyip göreceğiz. Gerçek performans göstereceği dönem gelecek sezon olabilir ama son turlardaki herhangi bir draft hakkınızı ona harcamanızdan çok zarar görmezsiniz.
6- Malik Monk
Kentucky’nin yıldızı Malik draft’ta tahmin edilenin biraz aşağılarında kalarak 11. sıradan Charlotte Hornets tarafından seçildi. Muazzam bir skorer ama oyunun diğer alanlarına ne kadar katkı yapacağı meçhul. Her halükarda son turlara girerken üçlük ve sayı ihtiyacı olan bir takımınız varsa Monk’u tercih edebilirsiniz. Eğer düzenli süre alırsa sayı ve üçlük bulmakta hiç zorlanmayacaktır.
7- Taurean Prince
Prince’ın bu listeye girmesini sağlayan iki önemli unsur var; bunlardan ilki geçen sene playoff ilk turunda Washington Wizards karşısında gösterdiği umut verici performans, ikincisi ise 2014-2015 sezonunu 60 galibiyet ile tamamlayan Atlanta Hawks kadrosunun bu yaz itibariyle tamamen erozyona uğraması. Bu sene ligdeki ikinci sezonuna girecek olan Prince daha çok süre alacak ve ondan ‘Otto Porter lite’ performansı bekleyebilirsiniz.
8- Jonathan Simmons
Orlando Magic ile 3 yıl 20 milyon dolar karşılığında anlaşan The Juice yaz sezonunda yaptığı hamleyle şampiyonluk yarışı olan bir takımdan yenilenen genç bir kadroya geçiş yapmış oldu. Spurs’te edindiği tecrübeyi Magic kadrosuna aktarırken maç başına aldığı süre ve sorumluluk da artacak. Çok iyi bir savunmacı olan Simmons’ın artan süre ile hücumda ne yapacağı konusunda bir öngörü yürütmek zor. Bugüne kadar aldığı sürenin her saniyesinin hakkını veren Simmons, Magic’te artan rolün de üstesinden gelebilir. Şu aşamada kara kutu olarak gözüküyor ama son sıralarda halen seçilmemiş ise denemekten zarar gelmez.
Plaseler: Dwayne Dedmon, Josh Richardson, Donovan Mitchell, Jeremy Lin, T.J Warren, Milos Teodosic
