Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

BasketbolNBA Başlıyor: Güneybatı Grubu

NBA'de yeni sezon başlıyor! Hasan Al, Güneybatı Grubu'nda yer alan Dallas Mavericks, Houston Rockets, Memphis Grizzlies, New Orleans Pelicans ve San Antonio Spurs'ü mercek altına aldı.

DALLAS MAVERICKS

Dallas Mavericks, son dönemde Batı Konferansı’nın en istikrarlı takımlarından biriydi. Öyle ki, milenyumun başından beri geçen 18 sezonun 15’inde playoffa girmeyi başardılar ve bu sürede bir de şampiyonluk yaşadılar. Ancak Mavericks, 2016 yazıyla birlikte bir yeniden yapılanma sürecine girdi ve playoff yapamadıkları üç sezonun ikisi, geçtiğimiz iki sezonda geldi. 2017 Draftı’nda kadrosuna Dennis Smith Jr.’ı katan Mavericks, 2018 Draftı’nda ise harika bir iş becererek yaptığı takasla beşinci sıradan üçüncü sıraya yükseldi ve Luka Doncic’i draft etti. Mavs, tüm NBA’de yaz dönemini en iyi geçiren takımlardan biriydi ve ligin önemli pivotlarından DeAndre Jordan ile sözleşme imzalayarak uzun rotasyonun kalitesini bir seviye yukarı taşıdı.

Geçtiğimiz sezon maç başına bulduğu 38.8 boyalı alan sayısı ile bu alanda lig sonuncusu olan Mavericks’te DeAndre Jordan’ın gelişi boyalı alandan sayı üretimini arttıracaktır. Bu sezon, Dennis Smith Jr. ve Luka Doncic’in topu yönlendirdiği ve topu daha çok paylaşarak ikili oyunlar üzerinden etkili olmaya çalışan bir Dallas hücumu izleyebiliriz. Son iki sezonda takımın skor yükünü çeken Harrison Barnes’ın ise hücumda yine birinci opsiyon olmasını beklenebilir. Bu yaz takımla bir senelik sözleşme imzalayan Dallas efsanesi Dirk Nowitzki’yi de unutmamak gerek. Seneler ilerledikçe dakikaları ve ortalamalarının düştüğünü görsek de 40 yaşındaki Alman, hala her maç çift hanelerde skor üretebilecek seviyede.

Son on sezondur takımın başında olan koç Rick Carlisle’ın elinde geçen seneye oranla çok daha iyi bir kadro var. Carlisle’ın kadrosu geçen sezon olduğu gibi ligin dibinde yer almayacaktır ama 2018-2019 sezonu için güçlü Batı Konferansı’nda playoff yapmaya yeterli olmayabilir. Doncic ve Smith’in üzerine kurulan yapının, meyvelerini birkaç sezon sonra vermeye başlaması oldukça muhtemel. Ancak takım sahibi Mark Cuban’ın pek de sabırlı olmadığını ve serbest oyuncu statüsündeki yıldızları ısrarla kovaladığını biliyoruz. Özellikle 2019 ve 2020 yazında yapılacak serbest yıldız oyuncu takviyeleri bu takımı bir anda Batı Konferansı’nın en güçlü kadrolarından biri haline getirebilir.

Yıldız Oyuncu: Dennis Smith Jr.

Dallas Mavericks, net bir yıldız oyuncusu olmayan ve aslında tek bir oyuncuyu öne çıkarmanın zor olduğu takımlardan biri. Son iki sezonda takımın en skorer ismi olan Harrison Barnes, bu yaz takıma katılan DeAndre Jordan ve hatta NBA’de tek bir maç dahi oynamayan Luka Doncic bile burada düşünülebilirdi. Ancak geçen sezon beklentileri aşan performansı ve potansiyeli nedeniyle Dennis Smith’i buraya yazmak daha uygun. Dennis Smith, Draft’ta kendisinden önde seçilen dört oyun kurucudan da daha iyi bir çaylak sezonunu geride bıraktı. Kaybeden ve hücumda pek bir planı olmayan takımın birinci guard’ı olarak sezon boyunca çok düşük şut yüzdeleriyle oynadı fakat bu sezon etrafındaki yetenek seviyesinin artmasıyla hem yüzdeleri hem de istatistikleri artacaktır. Geçen sezon olduğu gibi bu sezon da müthiş patlayıcılığı ve atletizmi sayesinde yaptığı smaçlarla sosyal medya zaman akışınızda sık sık karşınıza çıkmasını bekleyebilirsiniz. NBA’de ikinci sezonuna girecek olan Smith, dış şutunu istikrarlı hale getirebilir ve top kaybı sayılarını azaltabilirse önümüzdeki sezondan itibaren ligin önemli guard’larından biri olmaya aday.

Dikkatle İzlemek Lazım: Luka Doncic

Kaç tane EuroLeague, EuroBasket ve İspanya Ligi (ACB) şampiyonluğu yaşamış ve bunların yanına EuroLeague, ACB, EuroLeague normal sezon ve Final Four MVP’si ödülü eklemiş oyuncu sayabilirsiniz? Peki bu başarıları daha 19 yaşındayken yaşamış kaç oyuncu sayabilirsiniz? Luka Doncic, yukarıda sayılanların hepsini gerçekleştirmiş ve Avrupa basketbolunun deyim yerindeyse tozunu attırmış bir oyuncu. Öyle ki, ikişer kez kazandığı Euroleague ve ACB en iyi genç oyuncu ödülleri diğerlerinin yanında önemsiz kalıyor. Avrupa basketbolu daha önce de NBA’e Pau Gasol, Dirk Nowitzki ve Andrea Bargnani(!) gibi yetenekler sundu. Fakat bahsedilen oyuncuların hiçbiri Doncic’in o yaşta elde ettiği başarıları elde edememişti ve onun kadar büyük beklentilerle lige girmemişti. Dallas Mavericks, Doncic’i seçebilmek için Atlanta’ya bir adet birinci tur draft hakkı yolladı ve yaptıkları bu seçimin, yıllar sonra dönüp bakıldığında ödenen çok küçük bir bedel olarak görülmesi çok yüksek bir ihtimal. Doncic kusursuza yakın oyun bilgisi, elit seviyedeki saha görüşü ve pozisyonuna göre üst düzey fiziğiyle birden fazla pozisyonu iyi oynayabilen çok yönlü bir oyuncu. Bunların yanı sıra yaşının ötesindeki olgunluğuyla sahada ne yaptığını çok iyi bilen bir izlenim ortaya koyuyor. Doncic’in oyunuyla ilgili söylenebilecek tek zayıf yön ise NBA standartlarının altında kalan atletizmi. Luka Doncic, ilerleyen yıllarda NBA’in en iyi 10 oyuncusundan biri olabilecek bir süper yıldız adayı ve onun kariyer yolculuğunu yakından takip etmek bütün basketbol severleri şimdiden heyecanlandırıyor olmalı.

HOUSTON ROCKETS

Houston Rockets, geçtiğimiz sezonu 65 galibiyetle ligin tepesinde bitirdi ve belki de şampiyonluğa sağlıklı bir Chris Paul kadar uzaktalardı. Batı Konferansı Finali’nde Golden State Warriors’a karşı 3-2 öne geçmelerine rağmen, beşinci maçta sakatlanan Paul’dan yoksun çıktıkları iki maçı da kaybettiler ve yedi maç sonunda son şampiyona elenerek sezonu kapattılar. Şampiyonluğa bu kadar yaklaştıkları bir yazda kadrolarını güçlendirmek için yoğun bir yaz geçirmeleri bekleniyordu ve öyle de oldu. Kontratı sona eren Chris Paul ile 4 yıllık maksimum kontrat imzalandı. 2022’de 37 yaşındaki Paul’a yıllık 44 milyon ödeyecekleri bu sözleşme kâğıt üstünde olumsuz gözüküyor ancak tepede kalmak için yapmak zorunda oldukları bir hamleydi. Harika bir sezon geçirerek NBA’de pozisyonunun en önemli oyuncularından biri haline gelen Clint Capela ile 5 yıl için 90 milyon dolarlık yeni sözleşme imzalandı. Kontratları sona eren Trevor Ariza ve Luc Mbah a Moute gibi iki önemli savunma silahını takımda tutamayan Rockets, bu iki oyuncunun ayrılmasıyla kanat rotasyonunda oluşan boşluğu Carmelo Anthony ve James Ennis’i kadroya katarak doldurmaya çalıştı. Rockets adına yazın son hamlesi ise sezon başında takımın önemli bir parçası olan ancak playoff’lar ile birlikte iyice rotasyonun dışına düşen Ryan Anderson’ı Phoenix Suns’a takaslayarak karşılığında Brandon Knight ve Marquese Chriss’i almak oldu.

Son iki sezondur takımı çalıştıran Mike D’Antoni’nin takımın başına geçmesiyle ezberleri bozan bir basketbol oynayan Rockets, geçtiğimiz sezonlarda dış atış rekorlarını adeta alt üst etti. Rockets, 2017-2018 sezonunda maç başına 42.3 üç sayılık atış denemesi ile bu alanda açık ara lig lideriydi. Geçtiğimiz sezon Houston Rockets’ın denediği atışların %50.2’sini üç sayılık atışlar oluşturdu. Bu, sezon boyunca Rockets’ın 2 sayılık atışlardan daha fazla 3 sayılık atış denediği anlamına geliyor ve NBA tarihinde böyle bir oranla normal sezonu bitiren ilk takım oldular. Koç Mike D’Antoni’nin elindeki personele baktığımızda bu oyun anlayışı bu sezon da sürecek gibi ve hatta yeni rekorlar bile görebiliriz. Ancak Trevor Ariza ve Luc Mbah a Moute’nin yerine kadroya katılan oyuncuların hiçbiri onlar kadar iyi savunmacılar değil ve Rockets, oyunun savunma yönünde bir adım geriye gidecek gibi duruyor.

Geçtiğimiz sezonun MVP’si James Harden ve Chris Paul’ün liderlik ettiği Houston Rockets, bu sezon daha derin bir kadroya sahip ve yine mutlak hedef şampiyonluk. Normal sezonu yine en tepede bitirerek eşleşmelerde saha avantajını elde etmek isteyeceklerdir ve derin bir kadroya sahip olmaları, bunu başarma ihtimallerini kuvvetlendiriyor. Şampiyonluk yolunda önlerindeki en büyük engel tabii ki Golden State Warriors olacak. İşler yolunda gider ve Batı Finali’nde karşılaştıkları Warriors’ı elemeyi bu sezon başarabilirlerse, Doğu’dan gelecek rakiplerini daha rahat devirerek 1995 yılından sonra kazanacakları ilk şampiyonluğu kutlayabilirler.

Yıldız Oyuncu: James Harden

James Harden, geçtiğimiz sezonu 30.4 sayı, 5.4 ribaund, 8.8 asist ve 1.8 top çalma ortalamalarıyla sayı kralı olarak tamamladı ve kariyerinde ilk kez MVP seçildi. Houston Rockets’a gelişiyle beraber NBA’in en özel oyuncularından birine dönüşen Harden, bu sezon da MVP ödülünün en büyük adaylarından. Normal sezonun en çok galibiyet alan takımının lideri ve kuşkusuz NBA’in en önemli hücum silahlarından biri. Etrafında kurulan, oyun stiline uygun kadroyla geçtiğimiz sezon savunmaları çaresiz bıraktı ve sezonun birçok bölümünde durdurulamaz gözüktü. Kariyerindeki bir sonraki hedef şampiyonluk olan ve bunu açıklamalarında sık sık dile getiren Harden; Chris Paul ve Carmelo Anthony gibi henüz şampiyonluğu olmayan iki yıldızla yüzüğün peşinde koşacak. Bu müthiş kariyerini bir yüzükle taçlandırabilecek mi, yoksa adını Allen Iverson, Steve Nash, Charles Barkley ve Karl Malone gibi şampiyonluk yüzüğü olmayan süper yıldızlarla beraber anmaya devam mı edeceğiz, hep birlikte göreceğiz.

Dikkatle İzlemek Lazım: Carmelo Anthony

Carmelo Anthony’nin NBA’in en önemli hücum silahı olduğu, düzenli olarak All-Star seçildiği ve All-NBA takımlarında kendine yer bulduğu günler çok eskilerde kalmış gibi geliyor değil mi? Eğer böyle düşünüyorsanız pek haksız sayılmazsınız çünkü o günler gerçekten de uzakta kaldı. Denver ve New York’ta büyük umutlarla girilen ancak hüsranla sonuçlanan sezonlar ve ilerleyen yaşıyla birlikte ortalamalarının düşmesi, Carmelo’yu spot ışıklarından epey uzaklaştırdı. Ancak unutmamak gerekir ki, bir kez sayı kralı olmuş (2013), 10 kez All-Star ve 6 kez All-NBA takımlarına seçilmiş bir oyuncudan bahsediyoruz. Carmelo, geçtiğimiz sezonun başına kadar kariyerinde oynadığı her sezonu 20 sayı ortalamanın üstünde tamamladı. Bunu başarabilen sadece iki aktif oyuncu var ve onların da LeBron James ve Kevin Durant olduğunu düşünürsek Carmelo’nun elit bir skorer sınıfının üyesi olduğunu söyleyebiliriz. Anthony, geçtiğimiz sezon Oklahoma City Thunder’da kenardan gelmeyi kabul etmedi ve %40 ile şut atarak kariyerinin en kötü sezonunu geçirdi. Bu kötü sezonun etkisi ve şampiyonluğa ulaşma motivasyonuyla Rockets ile bir yıllık minimum kontrat imzalayan Carmelo’nun hâlâ verecek bir şeyleri var. Şampiyonluğa oynayan Houston Rockets’ta rol beğenmeme lüksü yok ve son haberlere bakılırsa kenardan gelme rolünü kabul etmiş gözüküyor. NBA yönetimi, maç içinde kapüşonlu giymeye izin vermediği sürece bu sezon, 34 yaşındaki Carmelo’nun şampiyonluk için son şansı olabilir. Sınırlı rolünü kabul eder ve topla daha az oynayarak Harden ve Paul’un hazırladığı pozisyonları yüksek yüzdeyle bitirebilirse çok verimli bir üçüncü opsiyona dönüşebilir. Çift hanelerde bir ortalamayla skor üreten ve savunmaya katkı veren bir Carmelo Anthony, Rockets’ın şampiyonluk yolunda tamamlayıcı parçası olabilir ve kovaladığı şampiyonluk yüzüğüne sonunda ulaşabilir.

MEMPHIS GRIZZLIES

Memphis Grizzlies, 2010’lu yıllarda sert, mücadeleci ve savunmacı kimliğiyle başarılı olan ve geçtiğimiz sezona kadar her sezon playoff yapmayı başarmış bir organizasyondu. Ancak geçtiğimiz sezonla beraber bu playoff serisi son buldu ve Grizzlies, sezon boyunca yalnızca 22 maç kazanarak ligin en az galibiyet elde eden ikinci takımı oldu. Sezona kötü bir başlangıç yapan Grizzlies’te sezon başında koç David Fizdale’ın görevine son verildi ve sakatlığı sebebiyle yalnızca 12 maç forma giyebilen Mike Conley’nin de eksikliğiyle hatırlamak istemeyecekleri bir sezonu geride bıraktılar. Geride bırakılan yaz dönemi de göz önüne alındığında, Grizzlies’in bu sezona da pek parlak girmediğini söylemek mümkün. Geçtiğimiz sezon sürpriz şekilde takımın en iyi ismi olan Tyreke Evans’ı kadroda tutmayı başaramadılar. Kadroya yapılan en önemli eklemeler ise Draft’ta 4. sıradan seçtikleri Jaren Jackson Jr. ve serbest oyuncu olarak takıma imza atan eski Spurs’lü Kyle Anderson’dı.

Geçtiğimiz sezonun 20. maçında takımı devralan ve bu sezon da takımın başında yer alacak olan J.B Bickerstaff’in kadrosu, Marc Gasol ve Mike Conley gibi iki All-Star seviyesindeki oyuncuyu barındırıyor. Ancak yaşlanan Gasol’ün düşen performansı ve Conley’nin sağlık durumu soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Sakatlıkları sebebiyle son iki sezonda toplam 70 maça çıkabilen Chandler Parsons, muhtemelen bu sezon da Memphis’in 2016 yazında ona verdiği devasa kontratın hakkını veremeyecek ve NBA’in en kötü kontratlarından biri olarak anılmaya devam edecek. Ancak sağlıklı kalmayı başarabilirse geçen sezonun küçük bir bölümünde olduğu gibi önemli katkılar verebilir. Çaylak Jackson, umut vaad eden bir yetenek ancak Grizzlies’in kanat rotasyonunun NBA’in en zayıflarından biri olduğunu söylemek mümkün ve bu durum sezon boyunca başlarını ağrıtabilir.

Memphis, yıllardır savunma kimliğiyle öne çıkan ve tempoyu düşürerek rakiplerine üstünlük sağlamaya çalışan bir takım görünümündeydi. Geçtiğimiz sezon 95.7 PACE istatistiği ile ligde 28. sırada yer almaları, yine NBA’in en düşük tempoyla oynayan takımlarından biri olduklarını kanıtlar nitelikteydi. Bunun yanı sıra 103.4 “offensive rating” ile 27. sırada yer alan Grizzlies, ligin en kötü hücum takımlarından biriydi. Sağlığına kavuşmuş bir Mike Conley’nin takıma dönüşünün, hücumdaki verimliliği arttırmasını bekleyebiliriz. Conley aynı zamanda ligin en iyi dış savunmacılarından biri ve çok iyi bir çember savunucusu olan çaylak Jackson ile savunma kısmında da bir kalite artışı olası.
Grizzlies, Conley sağlıklı kaldığı sürece geçen sezon olduğu gibi ligin dibinde yer almayacaktır ancak mevcut kadroyla Batı Konferansı’nda play-off yarışı içinde yer almaları oldukça zor. Marc Gasol ve Mike Conley birçok takımda bulunmayan bir kaliteyi beraberinde getiriyor fakat iki oyuncu da kariyerlerinin sonlarına yaklaşıyor ve kadronun geri kalanı da kısa vadede başarı için pek bir şey vaad etmiyor. Bu sezonun da başarıya ulaşmadığını anladıklarında yeniden yapılanma düğmesine bastıklarını ve sezon ortasında Gasol-Conley-Parsons üçlüsünden birini takas ederek gelecek sezonlara yatırım yapmaya başladıklarını görebiliriz.

Yıldız Oyuncu: Marc Gasol

Memphis Grizzlies formasıyla on birinci sezonuna girecek olan Marc Gasol, geçtiğimiz sezon belki de kariyerinin en kötü sezonunu geride bıraktı. Etrafındaki yetenek düzeyinin ve planı olmayan bir takımda oluşunun bunda etkili olduğunu söyleyebiliriz ama Gasol, sezonu bir pivot için felaket sayılabilecek %42 şut yüzdesiyle bitirdi. İlerleyen yaşı da, zaten hiçbir zaman NBA standartlarında olmayan atletizmine pek iyi davranmıyor. Ancak 2012-2013 yılında Yılın Savunma Oyuncusu ödülünü alan Gasol, hala çok özel bir yetenek setine sahip. Eski All-Star formundan uzak olduğu aşikâr fakat tepeye oynayan takımlarda önemli roller alabilecek ve hem hücumda hem savunmada fark yaratabilecek bir oyuncu. Gasol için bu sezon, Memphis Grizzlies formasıyla geçirdiği son sezon olabilir. Nitekim, Gasol’ün kontratı sezon sonunda sona eriyor ve eğer kariyeri sona ermeden bir şampiyonluk kovalamak ve iddialı bir takıma gitmek isterse 2019-2020 sezonu için olan oyuncu opsiyonunu kullanmayıp sezon sonunda serbest kalabilir.

Dikkatle İzlemek Lazım: Jaren Jackson Jr.

2018 Draft’ında 4. sıradan seçilen ve 19 yaşına henüz yeni adım atan Jaren Jackson, ligin en potansiyelli oyuncularından biri olarak gösteriliyor ve büyük beklentilerle lige giriş yapıyor. Jackson, birçok scout’a genç Kevin Garnett’i anımsatıyor ve modern basketbolun bir uzundan talep ettiği hemen hemen her şeyi yetenek repertuarında barındırıyor. 2.11’lik boyu ve 2.24’lük kulaç uzunluğu ile müthiş bir çember savunmacısı olan Jackson, aynı zamanda kısaların karşısında kalabilecek ayak çabukluğuna ve savunma bilgisine sahip. Oyunun hücum tarafında ise üç sayı çizgisinin gerisine uzanan menzili ile ortalama üstü bir şutör ve gelişmeye açık sırtı dönük oyunu gelecek vaad ediyor. Jackson’ın henüz keskinleştirmediği yetenekleri ve çelimsiz fiziği sebebiyle potansiyeline ulaşmak için zamana ve tecrübeye ihtiyacı var. Memphis Grizzlies’in de acelesi yok ve zaten çok alternatifin bulunmadığı uzun rotasyonunda bol bol oynama süresi bularak iyi bir çaylak sezonu geçirmesini bekleyebiliriz. Jackson, Gasol-Conley sonrası dönemde Grizzlies’in bir numaralı ismi olabilir ve ilerleyen yıllarda NBA’in en önemli pota altı oyuncularından birine dönüşebilir.

NEW ORLEANS PELICANS

Geçtiğimiz sezonun ikinci yarısını en iyi geçiren takımlardan biri olan ve normal sezonu 48 galibiyetle Batı’da 6. sırada tamamlayan New Orleans Pelicans, playoff ilk turunda Portland Trail Blazers’ı maç vermeden elemeyi başardı. Konferans Yarı Finali’ne geldiklerinde ise karşılarında Golden State Warriors’ı buldular ve 5 maç sonunda elenmekten kurtulamadılar. Bu sezon da en azından yarı final başarısını tekrar etmek isteyen Pelicans’ta, yaz dönemi boyunca önemli değişiklikler oldu. Sezon ortasında sakatlanan ve kontratı sona eren DeMarcus Cousins ile yeni sözleşme imzalanmadı ve takımın birinci guard’ı Rajon Rondo da kontratının bitmesinin ardından Lakers’la sözleşme imzaladı. Pelicans, bu iki oyuncudan boşalan yerlere Julius Randle ve Elfrid Payton eklemelerini yaptı. Serbest oyuncu olarak takıma katılan Jahlil Okafor ise bir diğer önemli eklemeydi.

Yaz döneminde kontratı uzatılan koç Alvin Gentry, son üç sezondur olduğu gibi bu sezon da takımın başında olacak. NBA’in en önemli oyuncularından biri olan Anthony Davis etrafında şekillenen Pelicans kadrosu, Batı Konferansı’nın güçlü takımlarından biri olarak gözüküyor. Cousins ve Rondo’nun gidişi kâğıt üstünde takımı güçsüzleştirmiş gibi gözükse de Cousins’ın sakatlığının ardından takımın daha iyi bir oyun ortaya koyması, koç Gentry’yi umutlandırıyor olmalı. Geçtiğimiz sezonu oldukça iyi geçiren Jrue Holiday ve Anthony Davis ile iyi bir uzun ikilisi oluşturan Nikola Mirotic, takımın hücumdaki önemli isimleri. Yaz döneminde takıma katılan Randle-Payton ikilisi de takıma derinlik katıyor ve kenardan gelerek önemli katkılar verebilirler. Ancak kanat rotasyonunda fazla güvenilir opsiyona sahip olmamaları en zayıf karınları olarak gözüküyor ve bu zayıflık sezon boyunca canlarını sıkabilir.

Geçtiğimiz sezon ligin iyi hücum takımlarından biri olan Pelicans, boyalı alan sayıları ve pace istatistiklerinde lig lideriydi. Aynı zamanda maç başına %48.3 ile şut kullanarak bu alanda da ligi 2. sırada bitirdiler. DeMarcus Cousins’ın gidişi ve Anthony Davis’in 5 numarada daha fazla vakit geçirmesiyle boyalı alandan geçen yıla göre daha az sayı bulan ve daha fazla dış şut kullanan bir Pelicans izlememiz mümkün.
Pelicans, güçlü ve Batı’da playoff yapabilecek kalitede bir kadroya sahip ancak Warriors ve Rockets’ın birkaç seviye altında gözüküyorlar. Bu yüzden sezona başlarken şampiyonluk adaylarından biri olduklarını söylemek oldukça güç ve geçtiğimiz yıla benzer bir senaryo ile ilk tur veya konferans yarı finalinde sezonlarının sona ermesi oldukça olası.

Yıldız Oyuncu: Anthony Davis

Şu sıralar birçok NBA takipçisinin “NBA’in en iyi uzunu kim ?” sorusuna tereddütsüz olarak verdiği cevap Anthony Davis ve bu durum önümüzdeki birkaç sezon da böyle devam edecek gibi gözüküyor. Çaylak sezonu hariç, ligde oynadığı her sezonda All-Star seçilen ve 3 kez de kendine All-NBA takımlarında yer bulan Davis, özellikle son iki sezonda performansını bambaşka bir seviyeye taşıdı. Davis, geçtiğimiz sezonu 28.1 sayı, 11.1 ribaund, 2.3 asist, 1.5 top çalma ve 2.6 blok ortalamalarıyla ligin blok kralı olarak tamamladı ve MVP oylamasını 3. sırada bitirdi. 25 yaşındaki oyuncu, artık NBA’in en büyük süper yıldızlarından biri ve bu sezona da MVP ödülünün en büyük adaylarından biri olarak giriyor. Davis’in New Orleans Pelicans ile iki sezon daha kontratı bulunuyor ve açıklamalarında takımda mutlu olduğunu söylese de bu yaz çıkan haberler kontratı sona erdiğinde şampiyonluğa oynayan bir takımla anlaşabileceği yönündeydi. Anhony Davis, sağlıklı kaldığı sürece bu sezon da ligin en dominant oyuncularından biri olmaya devam edecektir ve eğer Pelicans MVP performansı veren Davis’i kaybetmek istemiyorsa elini çabuk tutmalı ve onun etrafına iddialı bir kadro kurmalı.

Dikkatle İzlemek Lazım: Julius Randle

Julius Randle, 2014 NBA Draft’ında 7. sırada seçildiğinde, ilerleyen yıllarda Lakers’ın önemli parçalarından birisi olması bekleniyordu. Randle, Lakers ile fena olmayan sezonlar geçirse de sezon sonunda kontratı bittiğinde Lakers’tan yeni bir kontrat teklifi almadı ve serbest oyuncu olarak Pelicans’a imza attı. Geçtiğimiz sezonun bazı bölümlerinde oldukça iyi gözüken Randle, sahaya girdiğinde takıma hücum anlamında birçok ekstra getiren bir isim. Uzun forvet pozisyonunda topla oynayarak hücuma yön verebilmesi ve boyalı alandaki sert oyunu ile skor bulabilmesinin yanı sıra çok da iyi bir ribaundcu. Dış şutunun istenen seviyeye bir türlü gelmemesi ise oyunundaki en büyük eksiklik olarak göze çarpıyor. Randle, kâğıt üstünde Anthony Davis ile iyi bir uzun ikilisi olarak gözüküyor ve özellikle Davis’in pivot pozisyonunda oynadığı beşlerde ribauntlara ve top paylaşımına yaptığı katkıyı kendi standartlarında tutabilirse, yaz başında imzaladığı 2 yıl-17 milyon dolarlık kontratı ligin avantajlı kontratlarından birine dönüşebilir.

SAN ANTONIO SPURS

NBA tarihinin en istikrarlı ve başarılı organizasyonlarından biri olan San Antonio Spurs, ligin son 20 yılına damgasını vurdu. Spurs, 1997 yılından beri her sezon playoff yapmayı başardı ve bu süre içerisinde 5 kez de şampiyonluk yaşadı. Gregg Popovich-Tim Duncan-Manu Ginobili-Tony Parker çekirdeğiyle bir hanedan oluşturan Spurs, 98-99 sezonunda lokavt sebebiyle 50 maç üzerinden oynanan normal sezonu saymazsak, her sezon 50 galibiyeti geçmeyi başardı. Ancak Duncan’ın 2016’da emekli oluşuyla başlayan yaprak dökümü, geçtiğimiz sezon devam etti ve Spurs yıllar sonra ilk kez sezonu 47 galibiyetle bu barajın altında tamamladı. İlk turda Warriors’a elenerek playoff’a veda eden Spurs’te yaz dönemi oldukça hareketli geçti. Sakatlığı bir mite dönüşen ve takımdan ayrılmak istediğini söyleyerek geçtiğimiz sezon NBA’in en büyük gündemlerinden biri haline gelen Kawhi Leonard, DeMar DeRozan karşılığında Toronto Raptors’a takaslandı. Emekliliğini açıklayan Manu Ginobili ve sözleşmesinin sona ermesiyle takımdan ayrılan Tony Parker’ın gelecek sezon kadroda olmayacak oluşu ise bir dönemin sona erdiğine işaret ediyor. Geçtiğimiz sezon takımda önemli roller üstlenen Kyle Anderson ve Danny Green ise takımdan ayrılan diğer isimlerdi.

Gregg Popovich, ligde en uzun süredir takımının başında bulunan koç ve Spurs ile yirmi ikinci sezonuna girmeye hazırlanıyor. Geçtiğimiz sezona oranla büyük ölçüde kan kaybetmiş gözüken kadronun en önemli isimleri LaMarcus Aldridge ve DeMar DeRozan. Pau Gasol, Rudy Gay ve Marco Belinelli gibi tecrübeli isimler ile Davis Bertans, Lonnie Walker ve Jakob Poeltl gibi genç oyuncular derinlikli bir kadro oluşturuyor. Geçtiğimiz sezon ligin en iyi dış savunmacılarından birine dönüşerek takımın birinci guard’ı haline gelen Dejounte Murray’nin sakatlanarak sezonu kapatması ise sezon başlarken Popovich’in epey canını sıkıyor olmalı.

Geçtiğimiz sezon ligin en düşük tempolu takımlarından biri olan Spurs, 95.7 pace istatistiği ile bu alanda ligde 29. sırada yer aldı. Sezon boyunca bulduğu sayıların %16.9’unu orta mesafeli şutlardan üreten Spurs, bu alanda da lig üçüncüsüydü. Orta mesafeli şutların gittikçe daha az tercih edildiği modern basketbolda, Aldridge ve DeRozan gibi oyunlarının büyük bölümünü bu şutlar üstünden kuran iki oyuncunun nasıl beraber oynayacağını görmek oldukça ilginç olacak. Spurs aynı zamanda üç sayı çizgisinin gerisinden maç başına bulduğu %35.2 isabet yüzdesiyle bu alanda ligin en kötü beşinci takımıydı ve hücumu keskinleştirmek için bu departmanda da bir verim artışı şart.

Yaz döneminde oldukça büyük bir kabuk değişimi geçiren Spurs, yeni sezona son yıllarda hiç olmadığı kadar büyük bir belirsizlikle giriyor. Takımın başında Gregg Popovich gibi bir basketbol dehasının oluşu ve kadro kalitesi playoff yapmak için yeterli gözüküyor. Ancak kıran kırana geçecek Batı Konferansı playoff mücadelesinde yarış dışı kalmaları hiç de sürpriz olmaz. Spurs’ün olmadığı bir playoff düşüncesi birçok NBA takipçisi için tuhaf gelebilir ancak bu sezon, yıllar sonra buna şahit olduğumuz ilk sezon olabilir.

Yıldız Oyuncu: LaMarcus Aldridge

San Antonio Spurs ile ilk iki sezonunda Portland Trail Blazers’ta sergilediği performansın altında kalan LaMarcus Aldridge, geçtiğimiz sezonu 23.1 sayı, 8.5 ribaund ve %51 şut yüzdesiyle tamamlayarak çok iyi bir sezon geçirdi ve yılın en iyi ikinci beşinde kendine yer buldu. 33 yaşındaki oyuncu, yıllar ilerledikçe pivot pozisyonunda daha çok vakit geçirmeye başladı ve bu sezon da kısa beşlerde pivot oynadığını ve takımın pota altındaki en önemli hücum silahı olduğunu görebiliriz. Geçtiğimiz sezonun büyük bölümünde takımın bir numaralı skoreri olan Aldridge’in üsütündeki yük, bu sezon DeRozan’ın takıma katılmasıyla azalacaktır. Aldridge, hala ligin en önemli orta mesafe tehditlerinden birisi ve geçen sezonki ortalamalarına ulaşamasa bile All-Star seviyesinde performans vermeye devam edecektir.

Dikkatle İzlemek Lazım: Derrick White

2017 Draftı’nda Spurs tarafından 29. sırada seçilen Derrick White, ligdeki ilk sezonunda yalnızca 17 maçta forma giydi ve çok kısıtlı süreler aldı. Her iki guard pozisyonunu da oynayabilen 24 yaşındaki oyun kurucu, oynadığı bölümlerde üst düzey oyun bilgisi, olgunluğu ve yüksek şut yüzdeleriyle dikkat çekti. 1.96’lık boyuyla bir guard için çok iyi bir fiziğe sahip olan White’ın zayıf yönü ise NBA standartlarının altındaki atletizmi olarak gözüküyor. Dejounte Murray’nin sakatlanarak sezonu kapatmasıyla guard rotasyonunda bu sezon çok daha fazla süre almasını ve rotasyonun önemli bir parçası olmasını bekleyebiliriz. San Antonio Spurs’ün düşük sıralardan seçtiği oyuncuları parlatmada ne kadar iyi olduğunu biliyoruz ve sıradaki isim White olabilir.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Umut Işığı

Umut Işığı

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

3 sene önce