Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

EditoLogo

Socrates'in Nisan 2019 sayısı bayilerde! Girişte, Caner Eler'in kaleminden Jerry West yer alıyor...

 

Doğduğumuz dünya çok acımasız ama aynı zamanda ilahi bir güzelliği var. Anlamlı oluşunun mu yoksa anlamsızlığının mı ağır bastığına karar vermek insanın yapısına bağlı.”  – Carl Jung

Dönemin NBA Başkanı Walter Kennedy, 1969 yılında lig için yeni ve etkili bir logo yaratmanın peşindeydi. Bunun için de bir yıl önce MLB’nin logosunu tasarlayan kurumsal kimlik danışmanı Alan Siegel’ın kapısını çalmıştı. Kennedy, Siegel’dan MLB logosundaki gibi kırmızı, beyaz ve mavi renklerine bezenmiş, oyuncu siluetine benzer bir logo talep ediyordu. Siegel hemen yakın arkadaşı spor gazetecisi Dick Schaap’tan NBA’de oynayan basketbolcuların fotoğraflarını rica etmişti. Bunlardan esinlenip logoyu tasarlaması gerekiyordu. Kareem Abdul-Jabbar, Wilt Chamberlain, Bill Russell, John Havlicek, Tom Gola derken bir kare onun çok ilgisini çekmişti. Wen Roberts’ın çektiği bu fotoğrafta Los Angeles Lakers’ın yıldız oyun kurucusu Jerry West sol eliyle hafif sağına yatarak dripling yapıyordu. “Etkilenmiştim çünkü hem zarif hem de dikey bir pozdu. Uzanarak dripling yapıyordu. Hareket küçük ama güçlüydü. Üstelik West çok başarılı ve özel bir basketbolcuydu. Bir semboldü. Dokuz veya on farklı versiyonunu tasarladım, NBA de hemen kabul etti önerimi. Basit ve güçlüydü. Dinamik olmalıydı. Grafiksel olarak bu kadar statik ama bir yandan böylesine tansiyon, hareket ve zarafet taşıyan bir spor sembolü yapmak çok zor. O nedenle bir daha da değiştirmenin kolay olmadığını düşünüyorum” diyordu yakın zamanda The Undefeated’a verdiği söyleşide. Basketbol sürekli değişiyordu ama NBA’in artık dünyada en fazla bilinen sembollerden biri olan logosunun etkisi hiç azalmıyordu. “Evet, basketbol çok değişti ama West bir oyun kurucuydu ve basketbol artık eskisinden de daha fazla guard’ların oyunu oldu. Fizikler gelişmiş olsa da” diyordu Siegel, son dönemde tekrar alevlenen logo tartışmaları üzerine… Aslında logonun değişmesi gerektiğini söyleyenlerin en başında Bay Logo yani Jerry West geliyor. Geçen yıl ESPN’e verdiği röportajda “Keşke hiçbir zaman benim logo olduğum ortaya çıkmasaydı. Logoyu değiştirmek istiyorlarsa bunu kesinlikle çok arzu ederim” demişti. Hukuki ve finansal bazı sebeplerden ötürü aslında NBA hiçbir zaman resmi olarak Jerry West’in logodaki silüet olduğunu açıklamadı. Ama herkesin bildiği bir gerçekti bu. West’in 2011’de çıkan West by West: My Charmed, Tormented Life adlı otobiyografisinin gölge yazarı Jonathan Coleman, yaptıkları imza turu sırasında yaşadıklarını şöyle anlatıyordu:

“Nereye gidersek gidelim, onu hayatında izlememiş gençler, çocuklar bile ‘Hey, işte logo’ diyorlardı Jerry’yi gördüklerinde. Onu izlemeyenler için o hep logo olarak tanınıyordu.”

Aslında West’in ligin logosu olması sadece Siegel’ın seçtiği bir kareden ibaret değildi. NBA’in son 60 yılına basketbolcu, antrenör, yönetici ve danışman kimlikleriyle farklı büyük izler bırakmış bir figürden bahsediyoruz. Basketbolun Johan Cruyff’u desek çok abartmış olmayız belki de. West de oyuncu olarak çıktığı 9 NBA finalinden sadece birini kazanmıştı. Yönetici kimliğiyle ise sekiz NBA şampiyonluğu elde etti. NBA tarihinin mihenk taşı takımlarının mimarı oldu. 1969 final serisini Boston Celtics’e kaybettiklerinde, tarihte kaybeden takımdan finallerin en değerli oyuncusu seçilen tek isim olmayı başarmıştı. Ancak kaybetmeye tahammülü yoktu. O zamanlardan takım arkadaşı bir başka efsane Elgin Baylor, West’in hayatında beraber veya karşılıklı oynarken rastladığı en rekabetçi oyuncu olduğunu söylüyor zaten. Hatta bir kere uçakta Bill Russell ile kim önce uyuyakalacak yarışması yaptığı ve bunu kazandığı söylenir.

Logodan ve sahadan yansıyan bu güçlü imgenin ardında görünenin aksine kırılmış dökülmüş bir ruh vardı. Coleman ile beraber yazdıkları kitapta West uzun zamandır depresyon ile mücadele ettiğini anlatıyordu. West Virginia’da büyürken babasından ağır fiziksel şiddet görmüştü. Abisi David’i ise Kore’deki savaşta kaybetmişti. Hatta o dönemde intiharı bile düşünmüştü. Hem kitapta hem de daha sonra Sports Illustrated’dan Gary Smith’e verdiği röportajda şöyle diyordu: “Eğer sevgi dolu bir evde büyüseydim, içimde sahaya yansıtabileceğim böyle bir ateş körüklenebilir miydi emin değilim. Normalde sakin ve yumuşak bir kişiliğim vardır. Ama yaşadıklarım, içimde hiç sönmeyen bu ateşi yarattı.” Yaşadığı karanlık zamanlar, kılavuzu olmuştu. Özellikle 1960’larda Boston Celtics’e kaybettiği 6 NBA finalinin açtığı yaraların da psikolojisini etkilediğini söylüyordu. Zaman zaman depresyonu o kadar ağırlaşırmış ki evde ailesiyle bile günlerce tek bir kelime konuşmazmış.

West’in öyküsü ve basketbola olan etkisinin ayrıntılı şekilde anlatıldığı Jack McCallum imzalı Golden Days kitabında West, danışmanlığını yaptığı Golden State Warriors’ın yer aldığı 2017 NBA final serisini izlerken McCallum’a o günleri şöyle anlatır: “Kaybetmenin acısı her zaman kazanmanın neşesinden daha büyük olmuştur.”

West, Warriors’taki görevinden de ayrılıp en son bugünlerde Los Angeles Clippers’ta takımın sahibi Steve Ballmer’ın danışmanlığını üstlenmiş durumda. İstenmek, önemsenmek istiyor hâlâ. İnşanın tamamlandığı ve kendisini işe yarar hissetmediği yerde durmuyor. O kadar basketbola odaklı bir karakterden bahsediyoruz ki kutlamalarda bile oyuncuların önüne geçmekten korktuğu için törene gitmeyen bir yönetici o. Aradığı başka bir şey var. Lakers, Grizzlies, Warriors… Sonu hep aynı oldu. Çocukluğunda yoksun kaldığı, sonradan logo olarak uzun yıllar gördüğü sembolik sevgiden ziyade hâlâ eksikliğini hissettiği bir şeyi arıyor belki de.

Bu sayı, görünenin, görmesine izin verilenin değil gerçeğin peşinden gidenler için…

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Hep Beraber

Hep Beraber

3 sene önce
Çağ

Çağ

3 sene önce
Bir Numara

Bir Numara

4 sene önce