2018 Dünya Kupası öncesi ‘favori ülkeler’ ile ilgili bir sohbet başladığında, İngiltere bu sohbetin bir parçası olmuyordu. Hiç kimse -bahis şirketleri dahil- İngilizlerin favori olduğundan bahsetmiyordu. Bunun elbette Rusya’ya çok genç bir takımla gitmeleri gibi pek çok sebebi olabilirdi. Gareth Southgate 23 kişilik kadroyu açıkladığında da İngilizleri memnun etmeyen pek çok unsur göze çarpıyordu. 24 yaşındaki kaleci Jordan Pickford’ta kesinlikle onları memnun etmeyen ya da akıllarda en fazla soru işareti bırakan ögelerin başında geliyordu. Zira A Milli takım deneyimi yok denecek kadar azdı. Dünya Kupası Elemeleri’nde İngiltere kalesi büyük ölçüde Joe Hart’a emanet edilmiş, son maçta da kaleyi Butland devralmıştı. Pickford ise sadece Dünya Kupası öncesi oynanan hazırlık maçlarından bir kaçında kaleyi korumuştu. 2017-2018 sezonunda Everton ile çıktığı 46 maçta yediği 70 gol düşünüldüğünde, İngilizlerin endişesini anlamak kolaylaşıyordu. Fakat hiçbir şey İngilizlerin ve spor medyasının düşündüğü gibi gitmedi. Jordan Pickford, Dünya Kupası’nın en başarılı kaleci performanslarından birini sergileyerek herkesi şaşırttı. Bazen maç sonunda olmayacak yerden kritik toplar çıkarttı, bazen herkesin ‘gol olur’ dediği penaltıyı kurtardı, bazen ise oyun içerisindeki hal ve hareketleriyle tüm dünyanın beğenisini topladı. İngilizler futbolu evlerine getirmeyi başaramıyor belki ama kesin olan bir şey vardı ki 2018 Dünya Kupası’ndan bir kaleci kazanmış olarak geri dönüyorlar.
Yarı finale çıkması bile beklenmeyen İngilizlerin, Hırvatistan’a yarı finalde kaybederek elendiği 2018 Dünya Kupası onlar için hoş bir Rusya serüveni olarak hatırlanacak, Jordan Pickford ise bu serüvenin başkahramanı… Öyle ki; kupa öncesi diken üzerinde olan, kimsenin tam güven duymadığı Pickford, kupa boyunca yaptığı kurtarışlarla ve karakterli oyunuyla bir anda halk kahramanına dönüştü. Belki A Milli Takımla çok az ilk 11 deneyimi yaşamıştı ama İngiltere Milli Takımı’nın tüm alt yaş gruplarında fazlaca deneyimi vardı. Onun kalecilik öyküsü ise alt lig takımlarından Darlington ile başlayıp Sunderland’ten kiralık olarak gittiği diğer alt lig kulüpleriyle devam etti. Şimdilerde ise Premier Lig’de Everton’ın kalesini koruyor.
”Onunla ilgili en ilginç şey yaptığı garip bir hatanın onu rahatsız etmesine izin vermemesiydi. Ayrıca takımdaki pek çok oyuncunun yaşı onun iki katıydı ve yanlış bir şey yaptıklarını gördüğü an hiç çekinmeden onlara bağırıyordu. Tabii ki savunma oyuncularıyla da sürekli konuşma halindeydi.” diyor ilk kalecilik deneyimlerini yaşadığı Darlington’ın yöneticilerinden Craig Liddle Pickford için ve ekliyor: ”Jordan gerçekten her zaman etkileyici bir çocuk oldu. Hep kendinden emin ama her şeyden önce sevgi dolu. En önemlisi bugün hala aynı, en ufak bir değişim yok.”
Eski İngiliz kaleci David Preese ise Pickord’un neden diğer kalecilerden farklı olduğunu şu sözlerle açıklıyor: Her iyi kalecinin kendine has özellikleri vardır ancak Pickford farklı. Tekniği zaman zaman düzensiz görünebilir, ayaklarını da belki her zaman en doğru şekilde kullanmıyor fakat zekasını sahaya yansıtma şekliyle kesinlikle kusursuz. Hiçbir düşüncenin onu etkilemesine izin vermiyor ve hep en iyi şekilde konsantre oluyor.
Jordan Pickford ve İngiltere belki 2018 Dünya Kupası’da finale kalamadı fakat şu bir gerçek ki İngilizler, artık bir çok insanın açıp maçlarını izleyeceği ya da en azından kurtarışlarını merakla takip edeceği bir kaleci kazandı.