Türkiye, EuroBasket 2017 D Grubu’nda son maçına 7 Eylül Perşembe akşamı saat 20:45’te Letonya’ya karşı çıkacak. Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda oynanacak mücadele basit bir grup maçından çok daha fazlası anlamına geliyor. Zira Türkiye-Letonya maçını kaybeden takım grubu dördüncü sırada tamamlayacak ve C grubu lideri, şampiyonanın açık ara favorisi İspanya ile bir üst turda karşılaşacak. İspanya’nın çeyrek final görmeden elenmesi turnuvanın en büyük sürprizi olacağına göre, Perşembe günkü mücadele Letonya ve Türkiye’nin üst turlardaki kaderini de çizecek. Bu kritik eşleşme öncesinde gelin Letonya’yı mercek altına alalım.
İlgi Odağı: Kristaps Porzingis
Kristaps Porzingis sadece Letonya’nın değil aynı zamanda EuroBasket 2017’nin de birçoklarına göre en heyecan verici ismi. Özellikle Giannis Antetokounmpo’nun da son kulvarda turnuvadan çekilmesinin ardından NBA’in gelecek 10 yılına damga vurması beklenen Porzingis, spot ışıklarını tek başına üzerinde topladı. Avrupalı basketbol severler İspanya’nın NBA kökenli çekirdeğine alışık olsa da Porzee’nin A takım seviyesinde ilk kez bir resmi turnuvada Letonya formasını giyişi, merakı da bir doz daha arttırdı.
D Grubu’ndaki ilk dört maçında 21 sayı ve 5.3 ribaunt ortalamaları yakalayan Porzingis 2.21’lik boyuna rağmen sahip olduğu üç sayı tehdidiyle de rakiplerine ciddi eşleşme problemleri yarattı. Koç Ainars Bagatskis, Porzingis’in %37.5 isabet oranı bulduğu yayın gerisinden şutların yanında, genç yıldızına sık sık postta sırtı dönük de top kullandırdı. Bu noktada da genelde potadan uzak atışları seçen 22 yaşındaki uzun, gelen baskıya rağmen takım arkadaşlarını bulmayı pek tercih etmedi. İlk dört maçta 0.5 asist ortalama tutturması da bu durumun istatistik kağıdında sirayet ettiği kutucuk.
Porzee, maç başına koyduğu 1.8 blokla Marc Gasol’ün ardından bu alanda ikinci sırada yer alsa da faul problemine girip takımını zor soktuğu maçlar da oldu. Özellikle hedef maçları olan Sırbistan ve Rusya maçlarında bu durum açıkça su yüzüne çıktı. Grubun ilk maçında Sırbistan’a karşı üçüncü çeyrekte yaklaşık bir buçuk dakika içinde üç faul yapıp toplamda dört faulle kenara geldikten sonra Sırbistan tamamen dümene geçti. Rusya maçında ise Porzingis henüz ikinci çeyrekte dört faulü bulsa da Rusya’nın ikinci yarıda dağılmasıyla ve kenardan gelen Martins Meiers’in iyi oyunuyla Letonya ihtiyacı olan galibiyete ulaşabildi. Elbette bu noktada en önemli yıldızı üç faule ulaştıktan sonra onu kenara almayan Bagatskis’in tercihleri de ciddi soru işareti oluşturuyor.
Bagatskis ve Soru İşaretleri
Bagatskis’ten söz açılmışken, onun kadronun her parçasını çok iyi kullandığını öne sürmek güç. Sezona David Blatt’ın yardımcısı olarak Darüşşafaka’da başlayan ve sezon ortasında gittiği Maccabi’deki problemlere deva olamayan Bagatskis’in elinde, parça parça bakıldığında çok değerli bir kadro var. Porzingis’in yanında Brose’yle harika bir sezon geçiren, Olympiakos’a transfer olan Janis Strelnieks ve Darüşşafaka’nın ardından önümüzdeki sezon için Milano’nun yolunu tutan Dairis Bertans, bu şampiyonanın en tehlikeli guard ikililerinden birini oluşturuyor. Zenit’ten Baskonia’ya transfer olan ve Adam Hanga’nın gidişinin ardından onun yerini doldurması beklenen Janis Timma, gerek savunmada gerekse hücumda ciddi katkı veren bir isim. 4 numarada tamamlayıcı rolünde, geçen sezon sırasıyla yüzde 40 ve 48’le üç sayı isabeti bulan Davis Bertans ve Rolands Smits, ana rotasyonda kullanılan iki oyuncu.
Bagatskis’in Letonya’sı ise, gruptaki ilk dört maçı itibarıyla tüm bu parçaların toplamından daha düşük bir seviyede basketbol oynadı. Meiers hariç ana rotasyondaki her oyuncununn bu sezon gayet iyi üç sayı yüzdeleri tutturmalarına rağmen şampiyonada maç başına yayın gerisinden en fazla top deneyen sekizinci takım olmaları, bu alanda potansiyellerini yeterince kullanmadıklarına işaret olarak değerlendirilebilir.
Janis Strelnieks’in Sırbistan ve Rusya maçlarında sırasıyla 4 sayı-4 asist ve 9 sayı-4 asistlik performansı beklentilerin altında kaldı. Top kullanmayı seven 4-5 oyuncunun bir arada oynadığı beşlerde paylaşımı sağlamakta zorlanan Letonya’da Strelnieks-Dairis Bertans ikilisinden birinin kenardan gelmesi ya da biri dinlenirken diğerinin bench oyuncularıyla parkede kalıp rahatça top kullanacak şekilde rotasyonlara yerleşmesi, verimi artırıcı hamleler olabilir.
Şutörler ve Timma Faktörü
Türkiye için, Porzingis’in bireysel yeteneklerini bir kenara koyarsak tehlike yaratabilecek iki temel unsur var. Bunlardan ilki, tam saha baskının getirdiği arka alandaki boş şut imkânları. Çoğu dakikalarda parkede en az dört şutörle yer alan Letonya’nın, Ufuk Sarıca’nın yer yer ikili sıkıştırmalara başvurduğu tam saha baskısında erken ceza şutları bulabilmesi olası görünüyor. Porzingis’in yanındaki ideal dörtlü olan Strelnieks, Timma ve Bertanslar’ın geçen sezonu %40 ve üzerinde üç sayı yüzdesiyle tamamlamış olmaları, baskılı savunmamızın bırakacağı boş şutlarda Letonya’nın ciddi tehdit oluşturacağının göstergesi olabilir.
Öte yandan sık sık Cedi’nin dört numaraya geçtiği kısa beşlerde Janis Timma’nın ipleri eline almasını bekleyebiliriz. Rusya’ya karşı Letonya çift haneli farktan dönüp maçı rahat kazanırken Timma’nın performansı öne çıkmıştı. Yer yer Kenan Sipahi’yi üç numarada kullandığımız beşlerde Timma’nın alçak postta sırtı dönük kuracağı hücumlar erken faul problemine girmemize ve 25 yaşındaki forvetin skor yükünü sırtlamasına yol açabilir.
Çıkış Yolu
Yukarıdaki iki noktaya dikkat edip, Strelnieks-Dairis Bertans ikilisini baskıyla yaydan çıkarmayı başarabilirsek, favori olarak görülen Letonya’ya karşı bir şansımız olacaktır. Kısa beşlerin alametifarikası olan ribaunt sorunu, 24 takım arasında Türkiye’yi maç başına en az ribaunt çeken takım yapmış durumda. Ortalama bir ribaunt takımı görüntüsü çizen Letonya’ya karşı Milli Takım, bu noktada ekstra bir gayrete ihtiyaç duyacak. Tüm bu konularda geçer not alabilecek bir performans parkeye yansırsa, seyirci desteğiyle beraber Türkiye’nin üçüncülük şansına sahip olduğunu söylemek, pembe bir tablo çizmekten ziyade gerçekçi bir beklenti olacak.