Şu günlerde, turnuvanın düzenlendiği Niş kentindeki en renkli topluluk Sloven taraftarlar olabilir. Şehre hayli kalabalık gelmiş olan taraftarlar hem pür dikkat takımlarının maçını takip ediyor, hem de tribündeki neşeli tavırlarından asla ödün vermiyorlar. Şehre kattıkları renk de cabası.
Sloven taraftarların konsantrasyonunun parkedeki takımlarına da olumlu hava getirdiği çok açıktı. Mavi-Beyazlılar, ilk dakikadan itibaren topa baskı yaparak, mümkün olduğunca garanti şutları aradılar. Milli takımımız ise kaçırdığı üçlüklerden sonra ve top kayıplarından sonra açık sahada yediğimiz basketlere bir türlü engel olamadı.
İlk dört dakikadaki skorun 4-4 olduğunu düşündüğümüzde, maçın hayli düşük tempoyla başladığını söyleyebiliriz. Karşılaşmayı bir süre Slovenlerin önde götürmesinin ardından milli takımımız yayın gerisinden isabet bulamayınca pota altına indirilen toplardan gelen sayılarla öne geçmeyi başardı. İlk çeyreğin bitimine üç dakika kala rakibi top kayıplarına zorladık. Kazandığımız toplarla da hızlı hücuma çıkarak sayılar bulduk. Ancak turnikelerdeki şanssızlığımız dünkü İtalya maçının ardından bugün de milli takımın peşini bırakmadı. Kaçan turnikelerden sonra ilk çeyrek 14-14 eşitlikle sona erdi.
Pota altına son topları indirme konusundaki başarısızlığımız farkın bir türlü bizim lehimize açılamamasının temel sebebiydi. İkinci çeyrekte tüm bunların üzerine bir de Slovenlerin yayın gerisinden elde ettiği sayılar eklenince, geri düştük. Ancak bu dakikalarda Olcay ve Stokes’dan gelen sayılar imdadımıza yetişti. Top kayıplarında Slovenlerden kötü durumdayken ve sadece bir tane üç sayılık isabet bulmuşken soyunma odasına bir sayı farkla gitmek kötünün iyisiydi.
”Panik yapmak yok.”
Soyunma odasından dönüşte, koç Ceyhun Yıldızoğlu, parkeye doğru yürüyen takımın arkasından bağırarak bunları söylemişti. Hem bu cümle hem de soyunma odasında konuşulanlar işe yaramış olacak ki milli takım ikinci yarıda oldukça hırslı ve istekli görünüyordu. Stokes ile pota altından sayı üretmeye devam ettik. Buna bir de Cansu’nun üçlük isabetleri eklenince farkı yediye kadar çıkardık. Ancak hücumda çeşitliliğimizin olmaması ve top kayıpları başımızı ağrıtmaya devam etti. Son çeyreğe sadece bir sayı önde girdik.
Son çeyrekte hücumda üretkenlikten tamamen uzakken bir de savunmada yeterince konsantre olamayınca, skor tabelasında maç öncesinde pek de akıllara getirmediğimiz bir sonuçla karşı karşıya kaldık. Son çeyrek skoru 16-8, maç sonucu ise 62-55 idi.
Maç biter bitmez diğer basın çalışanlarıyla birlikte soluğu basın toplantısında aldık. İlk önce Ceyhun Yıldızoğlu ve Cansu Köksal, gelen soruları yanıtladılar. Cansu, yenilen üçlükleri ve bunlara cevap verememeyi mağlubiyetin en büyük nedeni olarak anlatırken koç Ceyhun Yıldızoğlu ise beşe beşte çok zorluk yaşadıklarından ve yayın gerisinden isabet bulamadıklarında büyük problemlerle karşı karşıya kaldıklarından bahsetti. Koç, son olarak bugün kısıtlı rotasyonla oynadıklarını, bu yüzden maç sonunda enerjisiz kaldıklarını da ekledi.
”Odaklanmak, odaklanmak ve odaklanmak…”
Slovenya Milli Takımı antrenörü Damir Grgic, kendisine bu maçta galibiyetin ana unsuru sorulduğunda, böyle yanıt verdi ve ekledi: ”Ribaundlarda sıkıntı yaşadık fakat takımım bugün inanılmaz bir iş çıkardı. Baştan sonra konsantreydik.”
