Yazın milli takımda sorumluluğun neredeyse her geçen maç katlanarak arttı. Efes’te yeni sezonda bunu bekliyor musun?
Tabii ki. Ben geçen seneden itibaren sorumluluk almaya başladım. Bütün sezon en iyi şekilde takıma yardımcı olmaya çalıştım. Koç Dusan Ivkovic de buna izin verdi ve özgüvenimi daha çok arttırdı. Hata yaptığımızda bize kızmaktansa daha çok moral verdi, daha çok destekledi ve bu bana büyük adımlar attırdı. Eurobasket’te bence takım adına kötü bir turnuva geçirmedik. Çok zor bir gruptan üç galibiyet ile çıktık ki Fransa ile eşleşmesek daha ileri de giderdik. Üç galibiyet ile dördüncü çıkışımız biraz şanssızlıktı.
Kendi açımdan konuşursam, turnuva güzel geçti. Kişisel beklentilerim karşılandı diyebilirim. Ergin Ataman da daha önce “Cedi’ye çok sorumluluk vereceğiz” şeklinde ifadeler kullanmıştı ve ben bunun bilincindeydim. Takıma katkı sağlamam gerekiyordu ve bunu en iyi şekilde yapmaya çabaladım. Umuyorum ki başarmışımdır. Anadolu Efes’te de elimden gelen en iyi şekilde, sorumluluk alacağım.
Koç Dusan Ivkovic’le, Avrupa Şampiyonası’ndaki performansına dair konuşmuş muydunuz? Konuştuysanız, sana ne demişti?
Çok fazla değil ama dönüşte Fransa maçını konuştuk biraz. Kişisel bir tavsiye vermedi ancak “Takım halinde biraz daha dirençli olmanızı beklerdim” dedi. Aslında haklıydı. Daha dirençli olabilirdik ama çok çabuk yorulduk.
Yeni sezonda Efes’in oyunu biraz daha ikili oyun ve Thomas Heurtel etrafında şekillendiriyor gibi. Bu sistemde kendini nerede görüyorsun?
Geçen sene de Thomas ilk geldiğinde aynı sistemde oynamıştık. O pick’n roll’leri oynayıp top dağıtıyordu. Bu sezon da aynısı olacak gibi geliyor bana şu anda. Takıma yeni katılan Jason Granger da aynı tip bir oyuncu. Umarım bu sene geçen seneden daha iyi oluruz çünkü daha iyi bir takımımız var.
Geçen sezon bir istatistik vardı; attığın basketlerin yüzde 25’ini transition üzerinden bulduğuna dair… Ama özellikle EuroBasket’te köşe üçlüğünü kullanmaktan, set hücumunda birebir oynamaktan hiç çekinmedin. Bu değişimin sebepleri ne?
Daha önceden iki numara olarak da oynadım, top getirip pick’n roll oynuyordum. Daha sonra kulüpte rol gereği üç numara oynamaya başladım ama Eurobasket’te Ergin Abi’nin yanında sürekli iki, üç, dörtte, bazen sürekli pick’n roll ve birebir oynuyordum. O bana hep çekinmeden oyna diyordu ve bunu özgüvenle bu turnuvada geliştirdim diyebilirim. Üçlük atışlarımı önceden zayıftı, şu an çok daha farklı. Daha iyi olduğunu düşünüyorum, onu da geliştirdim.
Şampuan reklamı sonrası soyunma odasında zor anlar yaşadın mı? Takım arkadaşlarının reaksiyonu nasıldı?
Çok dalga geçmediler. Biraz komik ama güzel bir reklam oldu diyebilirim. Beni tek rahatsız eden şey sol elle şut atmak oldu. O da çekimle alâkalı teknik bir şeydi sanırım. Ancak genel olarak çok eğlendiğimi söyleyebilirim. Markanın bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum.
Reklamlar ve sponsorluklar yavaş yavaş hayatının bir parçası olmaya başladı. Genç bir spor yıldızı olduğunu söylemek artık mümkün. Tanınıyor olmak, belki genç kadın hayranlar… Bu durumla aran nasıl?
Tabii ki tanınmak ve sevenlerinizin olması çok güzel. Gelip resim çektirenler, reklamlar, çekimler… Hepsi gayet güzel ama benim birinci önceliğim basketbol oynamak. Bunun için buradayım. Reklamlar da işimizin bir parçası ancak benim için önemli olan sporum. Diğerleri biraz ekstraya giriyor.
Peki draft edildiğin sıra? Sadece bir sıra daha üstte olup, ilk turdan seçilebilseydin iki yıllık kontrat garantisi olacaktı… Üzüldün mü?
Aslında hayır çünkü ikinci turu bekliyorduk biz. İkinci turun 30. sırasında olsam da çok fark etmezdi ki zaten 31 ve 60 aynı. Tabii Cleveland Cavaliers tarafından seçilmek beni çok gururlandırdı ve çok sevindim. İnşallah Lebron James ile oynama şansı elde ederim çünkü bunu çok istiyorum. Burada iki senem var ve onu en iyi şekilde değerlendirdikten sonra NBA’de başarılı olmak istiyorum.
NBA’le ilgili kurduğun hayaller neler?
Tabii playoff oynamak ve finale kadar çıkmak isterim. Daha önce Mehmet Okur şampiyonluk yüzüğü taktı ve ben de aynısını yapmak amacındayım. NBA’e gidip, 1-2 sene kalmak benim işime yaramaz. Kariyerimi orada bitirmek, olmazsa da en azından 10-15 sene kalmak istiyorum.
Peki oraya hazırlık anlamında ekstra bir şeyler yapıyor musun?
Oyunun her noktasında çok sıkı çalıştığımı söyleyebilirim. Zaten iki sene sonunda illa ki yaptığım çalışmaların sonuçlarını göreceğim.
Lebron James’ten bahsetmişken… Senin örnek aldığın bir basketbolcu var mı? Kimleri beğenirsin?
Kawhi Leonard’ı çok beğeniyorum çünkü o da sonradan gelişen bir oyuncu. Savunması zaten mükemmeldi ancak hücumu da gelişti, hatta finaller MVP’si olmayı bile başardı. O yüzden kendimi biraz ona benzetiyorum. Tabii ki onun kadar atletik değilim ama genel anlamda oyunlarımızda ortak noktalar var.
Koç Ivkovic’in takımda genç oyuncuların daha dirençli savunma yapıp, takıma enerji vermelerini istediğini biliyoruz. Bu konuda kendini nerede görüyorsun?
Koçun en önem verdiği şey savunma. Tabii ki hücum da önemli ama takıma enerji vermek açısından, biz gençlerin iyi savunma yapması oldukça kritik. Hücumda kaçırdığınız şutlara kızmaz ama savunmada yapılan basit hatalara kızar. Ancak iyi savunma yaptığınız, görevinizi eksiksiz yerine getirdiğiniz zaman üzerinizden şut bile yeseniz alkışı alırsınız.
İlk çıkış yaptığın dönemden beri ismin kaynaklı, Jedi ve Star Wars benzetmelerine çok aşinayız. Sen filmi izledin mi? Onun haricinde neler izlersin, neler okursun?
Star Wars’u Sinan Abi(Güler) ile biraz izlemeye çalıştım ama çok fazla beğendiğim söylenemez. Genel olarak ise film izlemeyi çok severim. Hafta içinde elimden geldiği kadar çok izlemeye çalışırım. Son olarak Everest’i izlemiştim. Gerçek bir hikayeydi ve oldukça etkilendim. Boş zamanlarımda kitap okumaya da çalışıyorum ama idmandan gelip uyuduğum için bu boş zamanı sık yaratamıyorum. Bu sebeple ancak iyi kitap olursa okuyorum.