NBA son zamanlarda kıtasının dışına çıkma yolunda adımlar atıyor. NBA Global Games kapsamında İstanbul’un da içerisinde olduğu şehirlere yapılan ziyaretleri, sezon içerisinde Avrupa’da yapılan resmi maçlar izliyor. Ancak artık yeni limanlara yelken açma zamanı. Afrika’da oynanacak ilk maç için NBA oyuncuları Güney Afrika’ya varmış durumda.
Afrika ile Dünya karmaları, cumartesi günü Ellis Park Arena’da karşı karşıya gelecek. Luol Deng, Bismack Biyombo, Boris Diaw bir tarafta; Chris Paul, Kenneth Faried, Gasol Kardeşler diğer tarafta olacak. NBA tarihi açısından önemli bir ‘ilk’in parçaları arasında yer alacak Pau Gasol, maç öncesinde basının karşısında…
NBA, Afrika’da önemli işler yapıyor. Bu kıtaya şahsen kaç kere gittin ve Afrika’da oynanacak maçta yer almak sana nasıl hissettiriyor?
Kıtaya altıncı gidişim ve bu maç için gerçekten heyecanlıyım. NBA, koçlar, herkes, buradaki çocuklara daha iyi bir fırsat vermek için gerçekten çok emek sarf ediyor. Bu çocuklar eğitim almak, spora ve fiziksel aktivitelere erişimleri olması, sağlıklı alışkanlıklar geliştirmeleri ve sağlıklı, daha doğrusu daha sağlıklı bir hayat sürmeleri için çalışıyorlar. Yani bunun parçası olmaktan dolayı gerçekten heyecan duyuyorum. NBA için tarihi bir maç olacak. Hem maçın kendisi hem de Afrika kıtası için.
Afrika’ya daha önce yaptığın seyahatleri de göz önüne alarak, Avrupa’daki kariyerin boyunca basketbolun gelişimi ve ilerlemesi bağlamında gördüklerinle oradakileri karşılaştırabilir misin?
Bence basketbol uluslararası çapta büyümeye kesinlikle devam ediyor. Avrupa’da oldukça büyüdü. Birçok oyuncu yetişmeye devam ediyor ve en iyi ligde en iyi oyuncularla oynamaya devam ediyorlar. Şimdi de Afrika devasa bir potansiyele sahip bir kıta. Birçok konuda mücadele veriyorlar ancak bu ülkeye ve bu takıma bir fırsat vermek, yatırılan zamana, emeğe ve enerjiye değer. Bence çok sayıda oyuncu yetişiyor hatta yetişti bile. Ancak çok sayıda daha genç oyuncunun yetişmesi, hazır olması ve muhteşem basketbol oyuncuları olmaları ve kendileri ve aileleri açısından muhteşem hayatlara sahip olmaları için fırsat potansiyeli var.
Eylül ayında EuroBasket’te oynayacaksın. Bu seni yeni sezon içerisinde nasıl etkileyecek? Elbette oynamak önemli ama sezon başlangıcına bu kadar yakınken durumun nasıl olacağını düşünüyorsun?
Evet, uluslararası karşılaşmalara katılmanın her zaman iyi ve kötü yanları vardır. Genellikle kampa girersin ve sezon öncesine daha iyi bir şekille, çok daha iyi bir basketbol ritmiyle ve daha iyi bir kondisyonla başlarsın. Bu maçlara nasıl yaklaştığın ve neler hissettiğinle ilgili. Eğer milli takımda oynamak konusunda heyecanlıysan ve enerjik hissediyorsan ve NBA takımında oynarken de aynı şekilde heyecanlı ve enerjiksen bu olumlu bir şeydir. Senin nasıl gördüğüne bağlı. Mirotic de ben de yazın oynayacağız. Bence bu saha içinde ve dışındaki ilişkimizi güçlendirecek ve Chicago’daki takımımıza taşıyacağımız ve aktaracağımız başka bir artı olacak.
Tony Parker EuroBasket ile ilgili olarak, artık Fransa’nın en iyi Avrupa takımı olarak yerini almasının zamanı geldiğini söyledi. Sence gerçekten favoriler mi?
Bence öyleler. Son şampiyonayı kazandılar. Şampiyonanın final kısmını da evlerinde oynuyorlar, yani bence favori takım olarak görülmeliler.
Chicago’nun yeni koçu Fred Hoiberg ile tanıştınız mı? Joakim Noah ile birlikte oynamanız hakkında herhangi bir değişiklik olacağına dair bir işaret aldın mı?
Telefonda konuşup, mesajlaştık. Koçla takıma katıldığından beri irtibat halindeyiz. İleride de konuşmaya ve iletişim kurmaya devam etmek istiyoruz. Böylece hazırlık kampı başladığında ortak bir noktada buluşacağız. Takımın yeni felsefeye ve sistemine daha hızlı alışmasına nasıl katkıda bulunacağımız konusunda çalışacağız. Eğer bir değişiklik olacaksa da benim pozisyonum ne kadar değişecek tam olarak bilmiyorum. Bazı düzenlemeler ve değişiklikler olacağından eminim ama bunlar beni bireysel olarak ne ölçüde etkiler onu bilmiyorum.
Biraz da geçen sezona dönecek olursak, aradan zaman geçip de geriye dönüp baktığında sence takımın en büyük problemi neydi? Siz harika görünüyordunuz ama bazen işler umulduğu gibi gitmedi. Sanki bir şey eksikti. Sence sezon neden erken bitti?
Nokta atışı yaparak spesifik sebepler bulmak zor. Yıl boyunca kesinlikle bir tutarsızlık vardı. Konferansı üçüncü sırada bitirmemize rağmen ‘bir aşağı bir yukarı’ bir takım olduk. Bence henüz oynamaya hazır olmadığımız çok sayıda maç vardı. Çok fazla maçı aslında yenmemiz gereken ve toplamda kendilerinden daha iyi bir takım olduğumuz takımlara verdik. Günün sonunda da bunun bedelini ödedik. Sanırım öncelik hissinin eksikliği ve sezon sırasındaki o anlara önem vermemek başarısızlığın sebebi. Çünkü netice itibarıyla sezon sonrasındaki maçlarda gerçekten yüksek bir seviyede oynadığımızı düşünüyorum. Son kısımda yetersiz kaldık. Bence takımlar birbirine bu kadar yakınken evde oynama avantajı önemli. Ancak zor bir mesele ve eminim tutarsız olmamızın çok sayıda etkeni var. Umarım bundan ders alacağız ve sezon boyunca mükemmel olmanın ne kadar önemli olduğunu, her maçta ne anlama geldiğini ve yılsonunda nasıl farklar yarattığını anlayacağız.
Chicago olarak LeBron James’in Cleveland Cavailers’ını yenmek için neye ihtiyaç duyuyorsunuz?
Bizim hedefimiz en iyi takım olmaya çalışmak, sadece bir takımı yenmek değil. Onlar tabii ki Doğu Konferansı’nda şampiyon oldular ancak bizim amacımız olabildiğimiz kadar güçlü olmaya çalışmak. Böylelikle bu yılın sonunda unvanı almayı umuyoruz. Yeni koçumuzla birlikte onun uygulamak isteyebileceği yeni felsefeye hızlı bir geçiş yapmalıyız. Böylece tüm bunlar gelecek sezonda nasıl olacağımız noktasında elimizi güçlendirecek.
Peki ya yeni sezon? İlk 5’te çıkacak ve sahada kalacak mısın?
Yani ben tabii ki kendimi ilk 5’te görüyor değilim. Çalışıp bunu hak edeceğim. Ne kadar iyi oynarsam oynayayım veya ne kadar büyük bir oyuncu olduğumu düşünürsen düşüneyim hiçbir şeyi çantada keklik görmüyorum. Kendini eylem bazında ispatlamalısın. Dakikalarını hak etmelisin. Hiçbir şeyi çantada keklik göremezsin. Ancak aynı zamanda geçen yıl yaptığım gibi, takımdaki en çok sahada kalan oyuncu olmayı beklemiyorum. Zaten sahada en çok kalan ben değildim, sanırım Jimmy Butler’dı. Ancak kariyerimde her zaman olduğu gibi, önümüzdeki sene de kritik bir rolüm olmasını ve takımın kilit bir parçası olmayı bekliyorum.
