2016 yılında teniste sular durulmuyor. Sezonun ilk Grand Slam’i Avustralya Açık öncesi ortaya atılan şike iddialarından sonra şimdi de sıra dopingte. Hem de olayın merkezinde, oyunun en büyüklerinden Maria Sharapova var. Eski dünya 1 numarası, yaptığı basın toplantısında Avustralya Açık’ın ardından doping testinin pozitif çıktığını açıkladı. ITF, Sharapova’nın lisansını 12 Mart’tan itibaren geçici olarak iptal etti ancak nihai ceza henüz açıklanmış değil.
Tenis dünyasındaki bu büyük şaşkınlık devam ederken biz de konuyu uzmanlarına sorduk. İşte Emre Yazıcıol, Caner Eler ve Can Üner’in gözünden Sharapova krizindeki ilk izlenimler:
1- İlk olarak şunu soralım; Maria Sharapova’nın bilinçli şekide doping yaptığına inanıyor musunuz? Haberi ilk duyduğunuzda neler hissettiniz ve ‘Masha’nın bu olayla yüzleşme şeklini nasıl buldunuz?
Caner Eler: Açıklamanın ilk dakikalarında herkes gibi bende de, ‘Bir sorumluluk kabullenme ve detaylarıyla durumu anlatma’ etkisi yaratmıştı toplantıda söylenenler. Her şey bir hata gibi görünüyordu, değil mi? Öyleydi. Fakat sonra, daha evvel yaşadığımız doping açıklamalarını aklıma getirip Sharapova olayındaki detaylara baktıkça performans artırıcı ilacı bilerek aldığı düşüncesi arttı. Haberin ilan şekli, açıklamanın yapıldığı yer, Sharapova’nın giydiği kıyafet, açıklama anındaki hâli, halı esprisi gibi faktörler, bana hep daha fazla soru sordurttu. Bu olay ve açıklama bundan on yıl önce olsa sempatiyle ve Sharapova’ya inanmaya yakın bir şekilde değerlendirebilirdim mevzuyu.
Tabii, o dönem doping hikayelerine bu kadar hakim değildi dünya. Öncelikle Sharapova’nın çok profesyonel bir açıklama yaptığını söylemem lazım. ‘Masha’nın sözleri, Madison Keys gibi bazı tenisçileri, “Gerçek bir şampiyon gibi hatasını söyledi. Sorumluluğu aldı. Eminim bilerek yapmadı” dedirtecek kadar etkilemiş gibiydi. Lakin fazla profesyoneldi. Sharapova, 12 yaşından beri IMG gibi dünyanın en büyük menajerlik ve imaj şirketlerinden biriyle çalışıyor. IMG’nin önemli isimlerinden Max Eisenbud uzun zamandır onla birlikte ve Sugarpova şirketini kurmasını sağlayanlardan biri.
Toplantının bir yana, ardından gelen zaman dilimi akıllarda daha fazla soru işareti oluşturdu. Mesela maddenin WADA’nın yasaklı listesine girdiği haberinin, Sharapova’ya Eylül 2015’ten beri beş kez iletilmesi başlı başına bir sorun. Ayrıca bu kadar profesyonel geniş çevresi olan bir büyük yıldızın ekibinden birinin bile bu maddenin değişen statüsünden haberinin olmaması büyük olay. Her şey bir yana, meldonyum denen maddeyi on yıldır magnezyum eksikliği ve kalp ritmi sorunlarını gidermek amacıyla bir ilaç olarak aldım diyor ama ilacın ABD’de satışı yasak. Ve Sharapova 7 yaşından beri Amerika’da yaşıyor. Evet, tenis oyuncusu olarak dünyayı geziyor ancak yaşadığı sağlık sorunu için ilk akla gelen ilaç da meldonyum değil. Ayrıca ilacın üreticisi, Letonyalı şirket, kullanımın 4-6 hafta boyunca tedavi amaçlı olduğunu söylüyor. Yılda belki iki kez tekrarlanabilir diye ekliyor. Sharapova on yıldır ilacı kullanıyor. Üstelik daha önceki doping hikayelerinde çok sıkça duyduğumuz “aile hekimi” kavramını devreye sokarak. Her şey çok tiyatro gibi…
Buna benzer en az on büyük soru ve uyuşmazlık çıkarabiliriz. Ailesinde şeker hastalığı sorunu olan biri nasıl olur da Sugarpova isimli bir şeker şirketi kurar? Evet zor geçen çocukluğundan beri Sharapova çok hırslı, hedefe odaklanmış, en stresli anlarında dahi bir şekilde zor durumdan çıkmak için her şeyi yapan, duruşunu koruyan ve yenilgiyi kabullenmeyen bir karakter. Bilhassa 2008’deki sakatlığından bu yana bu özellikleriyle iş kadını tarafına da fazlaca eğildi. Her şeyi planlayan ve bunlarla kişisel olarak en ince detayına kadar ilgilenen biri. Bu kadar mükemmeliyetçi ve kazanma hırsı olan bir sporcu olarak meldonyum gibi bir maddenin doping olarak konuşulduğundan haberinin olmaması bana imkansız geliyor.
Emre Yazıcıol: Sharapova’nın bilinçli olarak yasaklı bir maddeyi kullanacağına inanmıyorum, belki de inanmak istemiyorum. Bunun için de geçerli sebeplere sahip olduğumu da düşünüyorum. Evvela Maria’nın karakterini ve yüksek iş ahlakını böyle bir şeyle bağdaştırmak çok güç. İkincisi, Sharapova şu an 28 yaşında ve kariyerinde olimpiyat şampiyonluğu dışında kazanmadığı büyük bir şey yok. Çok çok önce 30 yaşından sonra aktif sporculuğa devam etmeyi düşünmediğini söyledi, hem de defalarca. Açık ara dünyanın en çok kazanan kadın sporcusu. Marka değeri, imajı çok yüksek irtifada ve bu statünün nüvesinde de prestij, karizma ve elegans yatıyor. Yani, kariyerinin bu safhasında saha içi performansı biraz arttırmak için böyle bir kumar oynayıp tırnaklarıyla kazıyarak kurduğu bu imparatorluğu riske etmesi bana mantıklı gelmiyor. Üstelik Lance Armstrong ya da Ben Johnson’ın aksine, madde kullanarak Grand Slam kazanacağının da bir garantisi yok. Zira tenis; bisiklet ya da atletizm gibi saf performans sporu değil.
Can Üner: İlk duyduğumda çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Sporun içinde olan bir kişi olarak, tenisin temiz kalması en büyük temennimiz. Aslında en üst düzeydeki oyuncularla ilgili zaman zaman böyle şüphelerimiz oluyor ama bunların gerçek olmadığına inanmak istiyoruz. Zaten şimdiye kadar da bu büyüklükte bir olay ortaya çıkmamıştı. Yaptığı açıklamalar ve bu ilaçla ilgili aldığım bilgiler doğrultusunda, söylediği şeylerin çok tutarlı olmadığını düşünüyorum. Meldonyum bayağı bilinen ve kullanılan bir ilaçmış ki yakın zamanda Rusya, Ukrayna gibi ülkelerden 5-6 sporcu daha yakalanmış. Sharapova, oyuna olan sevgisi açısından beğendiğim ve takdir ettiğim bir sporcu. Fakat inancım maalesef doping yaptığı yönünde. Açıklamalarında hastalığından, ailesindeki diyabet geçmişinden bahsetmiş ancak bilemiyorum… Pek inandırıcı gelmedi. Biz Çağla Büyükakçay’la basit bir grip ilacı alırken bile, problem çıkmaması için bin dereden su getiriyoruz. Bu işin türlü türlü uzmanı var danışılabilecek. Hatta ilacın adını yazıp, temiz olup olmadığını öğrenebileceğiniz bir uygulama bile mevcut. Sharapova’nın bunlardan haberdar olmaması çok zor. On yıldır bir ilaç neden kullanılır ki? Bizim de dünden beri biraz moralimiz bozuldu. Olayla yüzleşme şeklini ise harika buldum. Turda da çok sık gördüğüm, çok farklı ve profesyonel bir duruşu var. Kendisine oluşturduğu o çizgiyi muhafaza etmeye çalıştı. Zaten şu konu içerisinde doğru bulduğum tek şey açıklamaları ve imajıydı.
2- Daha önce çok güçlü sporcuların doping sonrası kariyerlerinin tepetaklak gittiğini gördük. Maria Sharapova bu olaydan, kort içinde ve dışında ne kadar yara alır?
Caner Eler: Sharapova zaten hasar az olsun diye öne atlayıp bu açıklamayı yapıp avantajı eline geçirmek istedi. Olağanüstü bir PR hamlesi gibi geldi bana. Etrafında hukuk uzmanlarından, spor profesyonellerinden ve danışmanlardan oluşan müthiş bir ekip var. Daha önce Lance Armstrong, Marion Jones gibi çok hikaye gördüğümüz için belki de bu kadar şüpheciyim. Ya da çok sempatiyle bakamıyorum. Zira bu kadar para-kazanma endeksli profesyonel spor dünyası içinde ayakta kalmak ve bu makinayı hep çalışır kılmak için kimyasallara bir şekilde ucundan da olsa dokunmayanların sayısının azınlıkta kaldığını düşünüyor herkes. Bir şüphe çağındayız. Çok ağır hayal kırıklıkları yaşandı. O yüzden Sharapova yine daha önceden yarattığı hikaye ile bu sürecin sonunda bir yıldız olmayan bisikletçi kadar ağır bir dip yaşamayabilir. Öncelikle tam olarak dopingi bilerek mi yaptı onun belirlenme süreci olacak. Ona göre bir ceza gelecek. Bilerek yaptığına inanılırsa dört yıl, bilmeden olduğu düşünülürse iki yıl ceza alabilir. Bu basın toplantısı sonrası avukatının yaptığı açıklamalardan altı ay ila bir yıl tarzı bir cezayla bu işten çıkmayı planladıkları anlaşılıyor. Hatta Rio 2016 muhabbetleri bile yapılıyor. Ancak burada büyük bir yıldız olması itibarıyla devreye medya ve toplum tepkisi giriyor. Bu durumda ceza gerçekten iki-dört yıl olabilir. O zaman geri dönüş çok zor. Zaten 30 yaş sonrası oynamak istemiyorum diyordu Sharapova.
Algısı da eskisi gibi olmayacak, araştırmanın sonuçlarına göre belirlenecek. Lance Armstrong ile ilgili ilk bilgiler geldiğinde meslektaşları dahi inanmakta zorlanmıştı. Fakat tüm gerçekler ortaya çıktığında Lance’in geldiği vaziyet ortada. Sharapova’nın da para imparatorluğu çökebilir. Çünkü her ne kadar meldonyum müsabaka sırasında performans artırmıyor dense de iyi antrenman çıkarma ve dayanıklılık konularında önemli bir katkı sağladığı söyleniyor. Doping kavramı zaten zihinlere bir kere yerleştiğinde ikinci şanslar zor olabiliyor. Justin Gatlin mesela istediği kadar başarılı olsun, kafasının üzerinde hep bir kara bulutla dolaşıyor.
Emre Yazıcıol: Sharapova’nın en büyük sponsorlarından Nike, bağları askıya aldığını, Tag Heuer ise kontratını yenilemeyeceğini duyurdu. Sharapova’nın pazarlanabilirliği bir sacayak. Sırasıyla elegans, dişilik ve sportif başarı üzerinde duruyor. Yukarıda da belirttiğim gibi nüve, eleganstır. Her ne olursa olsun isminin böyle bir şeye karışması, onunla bu temel üzerinden iş birliği yapan aynı çizgideki büyük firmaların anında reaksiyon vermesini beraberinde getirdi ki bu sürpriz değil. Bugün mesela iki kez dopingden yakalanan atlet Justin Gatlin ile Nike’nin neden beraber çalışmaya devam ettiği sorgulanıyor ki bunun üzerinden de Maria ile ilgili bu pazarlama okumasını yapmak mümkün. Maria, Gatlin değil. Gatlin sadece atletik performansı temsil ediyor ve firma, ceza bittikten sonra o bağlamda bir tercih yapar. Bunu onaylamayabiliriz. Ama Maria çok daha başka bir figür ve tam da bu yüzden, daha cezası bile görüşülmeden yaptırımlar sert oldu. Büyüklüğünün aleyhine çalışması durumu söz konusu. Kısacası marka değeri epey yara alacakmış gibi görünüyor. Kort içinde ne olacak, bu cezanın süresine bağlı. Ama iki yıllık uzun bir ceza bile gelse benim bildiğim Maria Sharapova, o ceza sonrasında geri dönüp bir Slam kazanmayı saplantı haline getirir ve kazanıp kariyerini sonlandırmayı düşünür.
Can Üner: Bu biraz alacağı cezanın miktarıyla alakalı. Mesela iki sene ceza alırsa, yaşı zaten 30’a yaklaşmakta olan bir sporcu olarak dönüşü hiç kolay olmaz. İki sene teniste çok uzun bir süre. Hatta altı ay bile öyle… Yine de ne durumda olursa olsun, dönebilir diye düşünüyorum çünkü tenisi çok seven bir oyuncu. Başardığı bunca şeyden, kazandıklarından sonra hâlâ devam edişi de zaten bundan. Gerçi özellikle son dönemde çok az turnuva oynadı, sakatlık problemleri yaşadı. Maria Sharapova gibi bir ismin tenisten kopmasını istemeyiz fakat herkes bu kadar emek verirken haksız bir kazancı olduysa, en ağır cezayı almasını isterim.
3- Sharapova’nın kullandığı yasaklı madde meldonyum ve bunu on yıldır doktor tavsiyesiyle alıyormuş. Artık geçmiş dönem başarıları üzerinde de bir gölge olduğunu söyleyebilir miyiz?
Caner Eler: Bir kere resmi olarak önceki başarılarına dokunulmayacak. Resmi olarak ilerde doping yaptığı açıklansa bile bu böyle, çünkü meldonyum 2016 öncesinde yasaklı listesinde değildi. Kimyasallar var olduğundan beri doping maddeleri hep testlerin önünde oldu. Profesyonel sporcu olmayan insanların hayatlarını düzeltmek için bu kadar kimyasala boğduğu hayatları, sporcuların hayatlarına da izler taşıyor. Üstelik onlardan bu kadar performans beklenirken ve çoğu şey kazanmaya indirgenmişken. Tedavi amaçlı üretilen birçok ilaç aynı zamanda sağlıklı insana uygulandığından performans artırıcıya dönüşebiliyor. En büyük örneği EPO; kanser tedavisinde kullanılıyor. Ancak 80’lerin sonundan bu yana elde edilen birçok sportif başarıda, bilhassa bisiklette, bu maddenin kullanıldığı resmi olmasa da biliniyor. Yine 70 ve 80’ler boyunca elde edilen birçok sportif başarının aslında doping maddeleriyle elde edildiği söylenir. Bu dönemler karanlık çağlar olarak adlandırılır. Hep bir gölge vardır o yıllar üzerinde. Sharapova, belki de tüm o başarılarını sadece meldonyum sayesinde kazanmadı. Zaten ilacı bulan Letonyalı bilim insanı da performans artırıcıdan çok plasebo etkisinden bahsediyor. Ancak çok farklı spor dallarında ve daha çok da Rusya kökenli sporcularda meldonyum kullanımının uzun zamandır yaygın olduğu söyleniyor. Son yıllarda iyice artınca zaten WADA izleme modundan yasaklı moduna alıyor maddeyi.
Sharapova cephesinden bakarsak, doping kelimesi bir kere zikredildiği için üzerinde o karanlık yıllar dediğimiz tarzda bir gölge oluşacağını inkar etmek zor. Teniste becerikli ve yetenekli olmak gerekir. Sadece dayanıklılık sağlayan bir ilaçla başarı gelmeyebilir. Ancak eşit sayıda şansa sahip olan iki sporculardan birinin diğerine haksız üstünlük sağlamasıyla ilgili bir durum. Marion Jones da yeteneksiz ya da kötü bir sporcu değildi. Doping yapmazsa kazanamayacağını düşünüyordu. Teniste de sadece Sharapova üzerinde kalmamak gerek bence. Tenis gibi aşırı profesyonel bir spor dalında testlerin, bisiklet, atletizm ve yüzme kadar yoğun olması lazım. Cezaların da aynı seviyeye çekilmesi önemli.
Emre Yazıcıol: Bu konu hassas bir konu. Vücut üzerinde olumlu etkileri olan, atletik performansı ve direnci yukarıya çeken legal her maddeyi ve tekniği sporcular keşfetmeye ve kullanmaya çalışıyor günümüzde. Hele hele tenis gibi pastanın çok büyük olduğu bir sporda, imkanları sınırsız Sharapova gibi sporcular… Pembe himalaya tuzundan, hiperbarik basınç odalarına kadar envai çeşit şeyden bahsetmek mümkün. Kafein de sporcu performansına katkı sağlıyor ve belki on yıl sonra üç bardak kahveye eşit miktarda kafein de doping kapsamına girecek, bunu bilemeyiz. Meldonyumun yaratıcısı bunun bir doping maddesi olmadığını söylüyor ama Rus sporcular uzun süredir bu maddeyi performans arttırıcı olarak kullanıyormuş, bunu da öğreniyoruz. Masha şayet on yıldır bu maddeyi performans arttırmak için kullandıysa bunu etik bulmak mümkün değil. Ama yasaklı olmadığı için ve on yıldır kullanımı resmi evrakta WTA’ya deklare ettiği için bir hukuki ya da cezai yaptırım uygulanması da söz konusu olmaz. Ama zihinilerde sporseverler, Mashaseverler nasıl bir hüküm verecek o kişisel bir olay.
Can Üner: Olmasını hiç istemiyorum ama maalesef var çünkü on senedir kullanıyormuş bu ilacı. Yine tekrarlıyorum ama değil grip ilacı, vitamin alırken bile sporcumuza leke sürülmemesi için uğraşıyoruz. Tenisin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından birinin de çok daha dikkatli olması lazım bu konularda. Agassi’nin kitabında da kendisinin de yasaklı maddeden yakalandığını fakat ceza almadığını okumuştuk. Geçen senelerde Nadal’ın uzun sakatlığı için de duyurulmayan bir doping cezası olduğu iddiaları vardı. Hatta cezanın güçlü sponsorlar sebebiyle açıklanmadığı söylenmişti. Tabii bu uluslararası camiada oyunculardan ve antrenörlerden duyduğum bir dedikodu… Genel olarak bu tip şeyler beni çok üzüyor.