Şilili bir futbolsever olan Felipe Agüero, gençliğinde Estadio Nacional’de birçok maç izlemiş. Ülkesinin en büyük eğlencelerinden bir tanesi olan futbolla buluşma fırsatı yakaladığı çimlerde daha sonraları başına geleceklerden ise tamamen habersizmiş…
Agüero’nun New York Times‘a anlattıklarından öğrendiğimiz üzere, gözleri kapalı bir şekilde getirildiği stadyumda kafası beton duvarlara vurulmuş, vücuduna yüksek miktarda elektrik verilmiş ve bedeni sigara yanıkları tarafından kuşatılmış. Ancak Agüero bu hususta yalnız değil. Darbe döneminin acımasız muamelesine maruz kalanlardan yalnızca biri…
2015 Copa America’ya ev sahipliği yapan Şili, turnuvanın açılış maçında Ekvador ile karşı karşıya gelirken; Estadio Nacional 47 bin kişi tarafından tıklım tıklım dolmuştu. Kuzey tarafındaki kalenin arkasındaki tahta kısım hariç. 42 sene önce bu stadyumda işkence gören binleri anma adına o kısım boş bırakılmıştı. Turnuvanın finalinin de oynanacağı stadın kanlı bir geçmişi vardı.
Şili’nin tarihine hatırı sayılır bir iz bırakan 11 Eylül 1973 askeri darbesinden sonra, Nacional Stadı esir kampı olarak kullanıldı. Sağa yakın duran General Augusto Pinochet ve askeri cunta, ülkenin futbol evini, 20 bin kişinin acı çektiği bir yere çevirdi.
Agüero gibi, o günlerde işkence görenlerden biri olan Rene Castro, stadyumun o zamanlarda Pinochet döneminin acımasızlığıyla eş anlamlı hâle geldiğinden bahsediyor. Resmi kayıtlara göre 41 kişinin öldürüldüğü stat, sekiz hafta boyunca orduya hizmet vermiş. 9 Kasım 1973’te bu sistem yok edilmiş ancak daha sonra yaraları sarmak hiç kolay olmamış.
Saha şimdilerde oy verme merkezi olarak kullanıldığından, ülkenin demokrasi sahnesinde rol almaya devam ediyor. Ancak geçen zamanla birlikte çoğu kişinin aklında milli takımın evi olarak yer etmiş durumda. ‘La Roja’, Copa America’da final görürse bir kez daha Nacional’de sahaya çıkacak. Ve yalnızca karşısındaki rakibi değil, onları takip eden geçmişi de yenmeye çalışacak.
