Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

GündemFİNALDE TEK BAŞINA

Dimitris Itoudis yuvadan uçalı dört sene oldu. Sırada Zeljko Obradovic'e karşı Euroleague finali oynamak var. Yunan koç, dev final öncesi Socrates'e konuştu.

Dimitris Itoudis 23 yaşında KK Zagreb’le bir hazırlık turnuvasındayken dönemin Joventut Badalona koçu Zeljko Obradovic’le tanıştı. Beş-altı yıl kadar bağı koparmadılar, kısa süreli de olsa görüşmeye devam ettiler.

1999 yılında Itoudis’in telefonu bir kez daha çaldı. Hattın karşı tarafında, “Panathinaikos’ta yardımcım olur musun?” sorusuyla Zeljko Obradovic vardı. Kabul etti. Sürekli kavga ettikleri, barıştıkları ve sonra tekrar kavga ettikleri ilişki 13 yıl sürecekti.

2004-06 yılları arasında Panathinaikos’ta forma giyen Patrick Femerling o ilişkiyi, “Hayatımda öyle güçlü iletişime sahip iki insan görmedim. Dimitris hiçbir zaman Zeljko’nun yardımcısı olmadı. O daha çok, takımın ikinci antrenörüydü” diye tarif ediyor. Obradovic’le birlikte PAO’da beş Avrupa şampiyonluğu kazanan Dimitris Itoudis bir süredir tek başına.

Berlin’de kariyerinin ilk Euroleague finaline çıkacak olan Yunan koç, CSKA’nın akşam antrenmanından sonra Socrates‘in sorularını yanıtladı.

Obradovic & Itoudis (2001)
Obradovic & Itoudis (2001)

Zeljko Obradovic’le konuştuğumda, “Moskova’ya her indiğimde yaptığım ilk iş Dimitris’i aramak” demişti. Berlin’de aynı ritüel devam etti mi? Bildiğim kadarıyla sizin uçak çok daha erkendi…

Berlin’e indim. Sonra takım otele yerleşti. Ben de ailem ve teknik ekiple birlikte dışarı çıktım, yürüyoruz. Bir restauranta gittik. Berlin’de arkadaşlarımın önerdiği bir yer.

Masaya oturduk. 10-15 dakika geçti, Zeljko karşıma çıktı. Meğer o da teknik ekibiyle birlikte yemeğe çıkmak için orayı seçmiş. Berlin’e indiğimiz ilk günde bile kazara karşılaşmış olduk yani. Yoksa, “Ben geldim. Sen neredesin?” diye haberleşiyorduk. O yemekten sonra da biri basın toplantısında olmak üzere, iki kez bire bir görüştük. Kaldığımız otel de aynı, arkadaşlar ortak. Görüşmemek gibi bir şansım mı var? Sırf finalde rakibiz diye birlikte vakit geçirmememiz saçma olur.

Real Madrid’e karşı kısa beşle sonuç alan Fenerbahçe’nin dünkü Laboral Kutxa maçının son bölümünde de benzer denemelerde bulunduğunu gördük. Finalde ne bekliyorsunuz?

Fenerbahçe farklı beşlerle oynayabilen bir takım. Kısa beş, uzun beş… Aşağı yukarı her tercihleri sonuç veriyor. Obradovic’in ne kadar çok yönlü bir takım kurduğundan bahsetmeme gerek dahi yok. Maç öncesi bu konuları tahmin etmek çok zor. Her iki ihtimale karşı da takımımı hazırlıyorum. Joel Freeland kadroda olsaydı Fenerbahçe’nin uzun beşine karşı cevap vermenin yolu daha da kolaylaşacaktı. Ama problem değil.

Basın toplantısında da anlatmaya çalıştım. Finalde sahada yaşanacaklar, o 40 dakika, hayatın ta kendisi. Bir planınız olabilir. Cevabı o yolla bulabileceğinizden emin olabilirsiniz. Ama 10 saniye sonra bir şey değişir, o plan çöpe gider. Cevabı farklı yolla bulmak durumunda kalırsınız. Zeljko Obradovic bunu en iyi bilen adamlardan biri. Tahmin etmek çok güç.

Obradovic basın toplantısında, “CSKA’nın olayı savunma. Her şey savunmada başlıyor, sonra geçiş hücumlarında problem yaratıyorlar” dedi. Yani, bu aslında ‘Fenerbahçe’nin de olayı’ değil mi?

Kesinlikle. Zeljko benim nasıl bir oyun oynatacağımı daha CSKA’nın hatta Banvit’in başına geçmeden bile biliyordu. Yıllar boyunca beraber çalıştık, aksini bekleyemem. Basın toplantısında da benim sistemime dair bir şeyler anlattı. Tabii ki oyunu savunmadan başlatıp, geçiş hücumları sonucu eşleşme problemi yaratmaya çalışacağız. Fenerbahçe ve Zeljko da aynı yolun yolcusu.

Peki geçen yılla bu yılın farkı ne? Madrid’de Fenerbahçe favori değildi, bu sezon ise ilk günden itibaren CSKA-FB finali hep konuşuldu…

Fenerbahçe bu yıl yabancılara daha bağımlı. Geçen yıl Türkiye pasaportlu oyuncular biraz daha fazla rol üstleniyordu. 2016 takımı rotasyondaki yabancı oyuncuların insiyatifinde. Bizde de Sasha Kaun, Sonny Weems takımdan ayrılıp NBA’e gitti. Andrei Kirilenko da artık burada değil. Burada hem kendi takımımın hem de Zeljko’nun takımının basketbol oynamaya ve kazanmaya olan açlığı üzerinde durmak istiyorum. Finalde başarıya doymamış iki takım karşı karşıya gelecek.

Zeljko Obradovic’e karşı oynadığınız beş maçın dördünü kazanmış olmak bir şey ifade ediyor mu?

Benim için istatistiklerin pek bir anlamı yok. 4-1 üstün müyüm? Tamam. Banvit’in başındayken Fenerbahçe’ye karşı kazanmak güzel. Ama takımım kazandı, ben değil. Tenisten bahsetmiyoruz. Zeljko’ya karşı galibiyetlerimin çetelesini tutmuyorum. İstatistikler geçmişte yaşayan adamlar içindir. Ben anı yaşıyorum. Bugünde yaşıyorum.

itoudisItoudis: Obradovic’le bir gün banyodaydık…
Dimitris Itoudis öğlen düzenlenen basın toplantısında da Zeljko Obradovic’le yaşadığı bir anıyı paylaştı. Noktasına, virgülüne dokunmuyoruz.

“2002’de Bologna’daki finalde Kinder’i yenip şampiyon olduktan sonra Zeljko’yla banyoda yaşadıklarımızı unutamıyorum. 10-15 dakika, Zeljko’yla ben, soyunma odasının banyosundaydık. Yanlış anlamayın, banyodaydık. Çıplak da değildik, takım elbiselerimiz üzerimizdeydi. Sizinle şimdi Zeljko’nun orada söylediklerini paylaşmayacağım ama çok duygusaldı. Her şey, yaşadığımız her şey çok duygusaldı… Beraber oluşumuza ne kadar değer verdiğini anlatmıştı. O an, aramızda kurulan güven ilişkisinin bir sonraki seviyeye geçtiğini anlamıştım. Hâlâ unutamıyorum.”

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

3 sene önce
Sıfır

Sıfır

3 sene önce