12 Dev Adam parkeye koyduğu mücadeleyle seyircisini yanına çekmeyi başardı. Tıpkı yaklaşık yedi yıl önce olduğu gibi.
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’ndaki kadrodan bugüne taşınan iki isimden biri olan Sinan Güler, o günleri şöyle anlatıyor: “İçinde olduğum için 2010 Dünya Şampiyonası, kamp döneminden sonuna kadar çok özel bir atmosferdi. Hazırlık sürecinde oynadığımız maçlarda asıl potansiyelimize ulaşmamıştık. Ama maçlar başlayıp Türk basketbol severlerin karşısına çıktığımızda hem oynayanlara hem izleyenlere sanki sihirli bir değnek değdi.”
O sihirli değnek yakıştırmasını takımın yenileri de deneyimlemeye başlıyor gibi. Gruptaki her maçtan sonra ısrarla seyirciye vurgu yapılması, onların sıradaki maça davet edilmesi de bu yüzden olsa gerek. Kaptan Güler, doğru basketbolun ev sahibi avantajıyla birleştiğinde ne sonuçlar yarattığını yine 2010’dan bir örnekle hatırlatıyor:
“Birliktelik ve enerji, orada olmayanlara anlatamayacağım ve orada bulunmayanların hissedemeyeceği bir şeymiş gibi geliyor dönüp baktığımda. Bunun en öne çıktığı an herhâlde Ankara’daki Yunanistan maçıydı.”
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nda C Grubu’ndaki ilk iki maçını kazanan Türkiye ve Yunanistan, 31 Ağustos’ta karşılaşmış, 76-65’lik skorla, gülen Türkiye olmuştu.
“Grubun en kritik maçlarından biriydi. Tüm taraftarların kırmızı giyip oraya gelmesi, taraftarla oyuncuların diyalogunun sahaya yansıması çok güzeldi” şeklinde anıyor o mücadeleyi Güler.
Türkiye’nin bileği finale dek bükülmemiş, Kevin Durant önderliğindeki ABD’nin ardında Milli Takım gümüş madalyayı boynuna takmıştı. Söz yeniden Güler’de: “Şampiyonada finale çıkıp gümüş madalya kazanmamız tarif edilemez duygular yaşattı. Bu noktada taraftarlarımız hem bizi yukarıya çeken bir etki yarattılar hem de Türk sporseverlerin milli takımlarına olan bağını net bir şekilde yansıttılar.”
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nın üzerinden yedi yıla yakın bir süre geçti. Peki kaptan tribünlerde bir değişim gözlemliyor mu?
“Gençlerin büyüyüp sporla haşır neşir olmasıyla yedi sene içerisinde yeni taraftarlar tribünlere katılmaya başladı. Önemli olan bizim basketbolumuzun taraftarlara nasıl yansıyacağı. İlişkiyi bu şekilde net olarak ortaya koyabileceğiz.”
İlk maçlar itibarıyla seyirciyle 12 Dev Adam arasındaki ilişki gayet kuvvetli görünüyor. Gruptaki son maç olan Letonya karşılaşması öncesinde bir üst tura çıkmayı garantileyen Milli Takım’ın ulaştığı oyun seviyesi de Kaptan’ı memnun etmiş görünüyor:
“Sonuçlar ne olursa olsun her gün daha iyi basketbol oynuyoruz. Enerjimizi de sahaya yansıtıyoruz. Kaybettiğimiz maçlarda eksiklerimizi görüyoruz. Letonya karşılaşması gruptan çıkmış olsak bile sıralama açısından önemli. Bu mücadeleyi kazanarak Sinan Erdem Spor Salonu’na gitmeyi hedefliyoruz. Umuyoruz ki Letonya maçında salonumuz tıklım tıklım olur ve bizi destekleyen basketbol severlerle birlikte keyifli ve mutlu bir şekilde Sinan Erdem’e geçeriz.”
Letonya maçındaki skor ne olursa olsun kesin olan bir şey var gibi: O da Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda başlayan desteğin Sinan Erdem’de de hız kesmeden süreceği…