Hugo Lloris (Tottenham)
Premier Lig’in en az gol yiyen (14) takımı Tottenham. Hugo Lloris de bu istatistiğe en az önündeki savunma hattı kadar katkıda bulunuyor. Ligde şu ana kadar, düzenli forma giyen as kaleciler arasında bir maçta ikiden fazla gol yemeyen tek isim olduğunu da ekleyelim.
Hector Bellerin (Arsenal)
Premier Lig’de oyuncuları pozisyonlarına göre sıraladığımızda rakipsiz olabilecek tek isim var muhtemelen, o da Bellerin. Sağ koridoru hem savunmada hem de hücumda baştan sona kullanan İspanyol bek, Arsenal savunmasının Koscielny ile birlikte en önemli sigortası konumunda.
Virgil van Dijk (Southampton)
Kalesini yedi maçta gole kapatarak Chelsea ve Tottenham’dan sonra bu alanda üçüncü sırada yer alan Southampton’da aslan payı, savunma ortasındaki Virgil van Dijk-Jose Fonte ikilisinde. Ancak ikili arasında, van Dijk bir adım öne çıkıyor. Kazanılan hava topu mücadelesi istatistiğinde ligdeki savunma oyuncularının hepsini geride bırakan Hollandalı stoper, başarısının ödülünü ise adının Manchester takımları ile anıldığı transfer haberleriyle alıyor.
Gareth McAuley (WBA)
Premier Lig’e ilk adımını 32 yaşında atan Gareth McAuley, 37 yaşında bu listeye girmeyi bekliyor muydu? Sanmıyorum. Ancak ligin ilk bölümünü sekizinci sırada tamamlayan West Bromwich Albion’da forma giyen Kuzey İrlandalı, attığı 4 golle bu alanda savunma oyuncuları arasında zirvede. Deplasmanda ligin en az gol yiyen üçüncü takımı olan WBA’in başarısında, 20 maçta da 90 dakika sahada yer alan McAuley’nin rolü büyük.
Marcos Alonso (Chelsea)
Alonso, Chelsea formasını ilk kez Arsenal’a 3-0 yenildikleri maçın ikinci yarısında giydi. Ertesi hafta Hull City deplasmanında ilk 11’de sahaya çıktı ve Londra ekibi, o günden Tottenham deplasmanına kadar Alonso’nun 90 dakika forma giydiği 13 maçtan da galip ayrıldı. Bu maçların 10’unu gol yemeden kapatan Chelsea, Alonso’nun sol koridoru baştan sona kullanma becerisinden sadece savunma değil, hücum tarafında da faydalandı.
Idrissa Gueye (Everton)
Yaz transfer döneminde Aston Villa’dan Everton’a transfer olan Idrissa Gueye, takımına Leicester’daki N’Golo Kante etkisine benzer bir katkı sunuyor. Maç başına başarılı müdahale istatistiğinde geçen sezon Kante’nin (4.7) arkasında ikinci sırada (4.1) yer alan Gueye, bu sezon Everton formasıyla ulaştığı 4.9 ile uzak ara ligin zirvesinde yer alıyor.
Kevin de Bruyne (Manchester City)
Euro 2016’daki çıkışını sürdüren Eden Hazard, bu listeye elini kolunu sallaya sallaya girebilirdi belki ama Chelsea’lilerin bu denli başrol oynadığı bir 11’e en azından bir tane Manchester City’li koyabiliriz. O da olsa olsa Kevin de Bruyne olabilir. Premier Lig’de asist krallığının zirvesinde (9), maç başına kilit pas istatistiğinde ise Dimitri Payet’nin ardından ikinci sırada (4.1/3.1) yer alan Belçikalı, Josep Guardiola’nın sistemini oturtmakta zorlandığı Manchester City’de istikrarı ile dikkat çeken belki de tek isim.
Dele Alli (Tottenham)
Tottenham formasıyla son dört Premier Lig maçında 7 gol kaydeden Dele Alli, son üç maçı da ikişer golle kapattı. 20 maç sonunda ise geçen sezonun tamamındaki gol toplamına (10) ve 4 asiste ulaştı. Harry Kane ve Christian Eriksen ile birlikte takımının hücum yükünü çeken 20 yaşındaki futbolcu, Paul Gascoigne’den sonra İngiliz futbolunun yetiştirdiği en heyecan verici isim olarak gösteriliyor.
Sadio Mane (Liverpool)
Jürgen Klopp yönetiminde harika bir sezon geçiren Liverpool, ligde Chelsea’nin ardından ikinci sırada yer alıyor. Bu başarının aslan payı ise Kırmızılar’ın hücum hattına ait. Philippe Coutinho, Adam Lallana ve Roberto Firmino’nun üstün performansları ve hatırı sayılır katkılarını yadsımak mümkün değil ancak Sadio Mane’yi herkesin bir adım önüne koymak gerekiyor. Attığı 9 golün yanına 6 da asist ekleyen Senegalli, takımının en üretken ismi konumunda.
Alexis Sanchez (Arsenal)
Sezonun ilk bölümünde 13 gol atıp 8 de asist yapan Alexis Sanchez, gol-asist toplamında ligin zirvesinde yer alıyor. Arsenal’da Olivier Giroud’nun yedeğe çekilmesiyle birlikte sezona tek forvet rolüyle giren Şilili, pozisyon değişikliğinin hakkını sonuna kadar vermiş görünürken ‘Yılın Oyuncusu’ ödülü için de şimdiden iddialı konumda.
Diego Costa (Chelsea)
Zlatan Ibrahimovic’in 2016 yılı sonundaki istikrarlı grafiğini görmezden gelemeyiz. Ancak bir 11 seçilecekse ve bu 11’de santrfor görevini bir kişi üstlenecekse bu noktada Diego Costa’yı geride bırakabilecek kimse yok. 14 golle krallık yarışında ilk sırada yer alan İspanyol forvetin 5 de asisti bulunuyor. Forma giydiği 20 maçın 15’inde skora direkt katkıda bulunması ise kendini Antonio Conte’nin sisteminde vazgeçilmez kılıyor.
