*Peter Macia’nın kaleme aldığı bu yazının tamamı, Victory Journal’da yayımlanmıştır.
2013 Kasım’ın sonlarına doğru, Shakhtar’ın oyuncuları milli görevlerinden dönüyorlardı. Brezilya’da düzenlenecek 2014 Dünya Kupası’na 7 ay kalmıştı ve bazıları orada olabilmek için hâlâ savaşıyordu. Bernard, takım içerisindeki yoğun Brezilyalı nüfustandı ve yeni giymeye başladığı milli formayla, bir dostluk maçında da olsa Honduras’a golünü atmıştı. Shakhtar’ın takım kaptanı Darijo Srna da ülkesi Hırvatistan’ın İzlanda karşısındaki golünü kaydederek Dünya Kupası biletinin alınmasına yardımcı oluyordu. Takımın beş Ukraynalısı ise onlara katılamayacaktı. Ukrayna, playoff mücadelesinde Fransa karşısında ilk maçı kendi evinde 2-0 kazanmış ancak Paris’te rakibine 3-0 mağlup olmuştu. Bu, ülkenin sadece ikinci kez Dünya Kupası’na katılmak için elde ettiği en iyi şanstı ve elden kaçıvermişti.
Alınan iyi ve kötü sonuçlar vardı ancak yoğun milli takım katılımı, Shakhtar kadrosunun kalitesini gösteriyordu. Sadece Ukrayna Premier Lig’de değil, dünya genelindeki tüm elit müsabakalarda üst düzey işler yapmaya muktedir bir kadroydu bu. Yeni yüzyılın başından beri Shakhtar, düzenli olarak böyle güçlü kadrolar kurdu ve bu sayede 8 lig şampiyonluğu ve 12 yerel kupa kazandı. Doğu Avrupa futbolunun son yıllardaki en dominant gücü, milli takım arasından dönüşte de üst üste beşinci şampiyonluğunun peşine düşmüştü. Bu yoldaki ilk maç içeride FC Sevastopol karşısındaydı.
Uzun uçuşlar sonrası, yorgun takım arkadaşları Donetsk’te buluştuğunda takvim yaprakları 21 Kasım’ı gösteriyordu. Tam da bu tarihte, Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukovych hiç beklenmeyen bir şekilde, neredeyse sonlanmakta olan ticari bir anlaşmayı iptal etmişti. Avrupa Birliği ve Ukrayna arasındaki pazarlıklar aylardır sürüyordu ve anlaşma sağlanırsa ülkenin geçtiği büyük ekonomik darboğazı bir nebze hafifletecekti. Hatta bu sürecin büyük bir kalkınma hareketine ve olası Avrupa Birliği adaylığına dönüşebileceği tahminleri yapılıyordu. Anlaşma sonlanmaya yakın durumdayken, özellikle ülkenin batısında yaşayan ve çalışan kesim, Vladimir Putin tarafından baskı altına alınmıştı. Bu kesimde ortak fikir, Avrupa yerine Rusya ile uzun süreli ekonomik ilişkinin sürmesi ve hatta genişletilmesiydi. Donetsk’i de içeren batı bölgelerinin sakinleri, ticaret anlaşmanın iptalini olası bir çatışmanın yaşanmaması için gerekli olarak görüyorlardı. Küçük gruplar, o gece iptal kararını protesto etmek için Kiev sokaklarına çıkmıştı. Henüz çok şiddetli hâle gelmeyen tepkilerin en büyüğü ise Özgürlük Meydanı çevresinde verilmişti.
23 Kasım günü Shakhtar, Sevastopol’u 4-0’la paramparça ederken gollerin tümü ilk yarıda gelmişti. Donetsk Donbass Arena’yı o gün yaklaşık 40 bin kişi doldurmuştu. Bu ışıltılı stadyum ve eğlence merkezi, Rinat Akhmetov tarafından 2009 yılında inşa edilmişti ve maliyeti neredeyse 400 milyon dolardı. Adını ülkenin en doğusundaki Donbass bölgesinden alan stat, takımın adeta kalesiydi ve o sezon henüz burada mağlubiyet alınmamıştı. Takımın zaman zaman saman alevi gibi parlayabilen hocası Mircea Lucescu bile sonuçlardan memnun sayılırdı. Rumen çalıştırıcı o gün, “Herkes ilk yarıdaki oyundan gayet memnun, oyuncular bu konuda alkışı hak etti ancak ikinci yarıda dört gol daha atmalıydık” demişti.
Bu galibiyetle birlikte Shakhtar ligin ilk yarısını lider bitiriyordu. Ukrayna Ligi tüm Avrupa’nın en uzun araya sahipti ve takımlar önlerindeki tam 86 gün boyunca lig maçı oynayamayacaktı.
O günler, ülkenin yakın tarihinin de en kritik zamanlarına denk geliyordu. Yanukovych, Avrupa Birliği ile iptal ettiği anlaşmanın ardından, Putin’den gelecek 15 milyar dolarlık bir yardım paketi açıklamıştı. Küçük boyutlu Kiev protestolarıysa, bu noktadan sonra adeta bir patlamaya dönüşmüştü. Artan mutsuz kalabalığa gelen cevap ise şiddet oldu. Yanukovych yükselen sesleri bastırmak için kaba kuvvete başvurmuştu. Protestonun her türlüsü, yüklü miktarda para cezası, hatta hapis ile cezalandırılıyordu. Buna internet üzerinden yapılan karalamalar da dahildi. Ceza sürecini, Yanukovych rejiminin gizli polis gücü Berkut ve paralı fedailerden oluşan küçük titushki ordusu yönetiyordu. (Bir yıl önce Vadym Titushko’nun hükümet protestoları esnasında gazetecileri dövdüğü kulaktan kulağa yayılmış ve soyadı, Yanukovych’in paralı askerleri için bir örgüt adına evrilmişti)
Özgürlük Meydanı, yani protestoların toplumsal olarak başladığı yer direniş hareketinin genel adı hâline geldi. Şimdilerde protestocuların sayıları tahminlerin çok ötesinde bir genişleme göstermiş durumda. Çevredeki yol ve parkları içine alan meydan ile 500 metre doğudaki eski Valeriy Lobanovskyi Stadyumu arasında çok sayıda destekçi mevcut. Toplantılar, konuşmalar ve lastik ve çöplerden oluşan barikatlar artık bu bölge için sıradan.
Büyük bölümü zararsız olan kalabalıkları, Berkut ve titushki’ye karşı korumaya yönelik savunma kuvvetleri, ‘Meydan’ içerisindeki en organize grup olan Dinamo Kiev taraftarları tarafından oluşturulmuştu. Dinamo’nun bu Ultras grubu ilk desteği sosyal medya platform VKontakte üzerinden topladı. Grubun resmi sayfasında yayınlanan bir açıklama, “Kiev’i, bu satın alınmış sürüngenlerden korumak için herkesi savunmaya çağırıyoruz” mesajını içeriyordu. “Avrupa’ya katılmak için dışarı çıkmıyoruz. Rusya ve Ruslara karşı da değiliz. Dışarıya KİEV’İN İNSANLARI, ŞEHRİMİZ, ÜLKEMİZ VE ONURUMUZ için çıkıyoruz” satırları ise mesajın tamamlayıcısı oluyordu. Hükümet karşıtı protestocuları korumak adına yapılan bu çağrı kısa zamanda tüm Ukrayna takımlarının Ultras grupları arasında yankı uyandırdı. Bu ilgiyi, güney ve doğudaki grupların, üyelerine titushki’ye katılmamaları yönünde yaptığı telkinler izledi.
Ultras’ın içerisinde olduğu fikir birliği, Meydan’a destekten çok tarihten gelen otoriteye ve iktidarın kötüye kullanımına karşı çıkma fikrinden doğmuştu. On yıllardır dünya üzerindeki bu tarz gruplar karakterlerini sözde devrimci ‘A.C.A.B’ anlayışına bağlıyor ve üyelerini doğası gereği her şeye karşı olan gençler arasından buluyor. (Ukrayna’daki Ultras, dünya üzerindekiler arasında en şiddetli grup olarak gösteriliyor. Güvenlik kaynaklı sebepler dolayısıyla az daha Ukrayna, EURO 2012’yi düzenleme şansını kaybedecekti)
Yanukovych rejimi, otoritesinin sınırlarını aştığında, Ultras’a daha önceleri gelişmesi için uygun ortam bulunamayan bir dayanışmanın başlangıcı için fırsat verdi. Meydan destekçileri bu beklenmedik ittifakı yaydı ancak hükümet karşı hamle olarak Ultras’ın ırkçılık, faşizm ve holiganizmle ilişkili geçmişini herkese hatırlattı.
İşler daha da karmaşık hale gelecekti. Milliyetçi sağ gruplar Meydan’ı polise ve hükümet binalarına saldırıları da içeren daha agresif bir anti-hükümet hamlesi için bir eşik olarak kullanmaya çalıştı. Yanukovych, 20 Ocak’ta yaptığı basın açıklamasına, “Grubunuzu, büyük katılımları olan toplantılar olarak gördüm ve buna anlayışla yaklaştım” diyerek başlıyor ve “Ancak barışçıl eylemler yerini isyanlara bırakırsa bu yalnızca Kiev’in değil tüm Ukrayna’daki güvenliği tehdit eder” şeklinde devam ediyordu.
Bir tarafta Berkut ve titushki, diğer tarafta ise sağcıları içeren yapı, Meydan’ın çoğunluğunu zayıf kılıyordu. Siviller hakkında çıkan kayıp ve ölüm raporları artıyor ve sosyal medya ile haber kanallarında göz önüne çıkmaya başlıyordu. Ortaya çıkan bu olayların ilkinde, Lobanovsky Stadyumu’nun hemen dışında, polise ait olmayan silahla vurulan 20 yaşındaki Dnipropetrovsk’lu bir genç yer alıyordu.
O günün üzerinden henüz bir ay geçmişken ise 13’ü polis, çoğu genç erkeklerden oluşan 100’den fazla insan hayatını kaybetti. Bu ölümlerin çoğu, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Ukrayna için en ölümcül zamanda, 48 saatlik çarpışma sırasında gerçekleşti.
Bugün Meydan hem bir mabet olarak görülüyor hem de bir manzara oluşturuyor. Ölenler anısına yapılan ilan levhaları ana kısmı kaplıyor ve keskin nişancılar tarafından öldürülenlerin yerlerinin işaretlendiği yoldan, parlamento binasına kadar uzanıyor. Söz konusu levhalarda, olaylar sırasında hayatını kaybedenlerin resimleri ve sevdikleri tarafından onlara yazılan son notlar var. Meydan’daki metro istasyonunun satıcıları, pro-Ukrayna ve anti-Putin ürünler satıyor. Ve insanlar metrodan çıkınca, cephede görevli olan askerler için bağış toplayan üniformalı kadın ve erkekler tarafından karşılanıyor.
Seyrek görülen bu “üniformalı” manzaralar haricinde, ülkenin geri kalanı hayata dönmüş gibi gözüküyor. Artık camlardan daha fazla Ukrayna bayrağı sallanıyor ve duvarlarda daha çok Putin karşıtı graffiti var. Ancak yeni hükümete karşı oluşan bir güven henüz söz konusu değil. Savaş ise başka yerlerde devam ediyor.
*Shakhtar Donetsk, olayların Donetsk’e de sıçradığı 2013-14 sezonunu şampiyon olarak tamamladı ve ligde üst üste beşinci şampiyonluğunu kazandı.
Çeviri: Aras Yetiş – Emre Gürkaynak