Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Saha DışıTenisCoşku ve Hayranlık

Roger Federer'i izlemek neden önce insanoğlunda coşku, heyecan ve hayranlık uyandırıyor? J. M. Coetzee ve Paul Auster'in kaleminden...

Roger Federer, 2017 Avustralya Açık erkekler finalinde beş set sonunda Rafael Nadal’ı mağlup ederek kariyerindeki 18. Grand Slam zaferini kazandı. Ekselansları, onu tarihin en iyi oyuncusu yapan kariyerinde, sadece meslektaşlarını ve spor seyircilerini değil, edebiyatçıları da kendisine hayran bırakmıştı. David Foster Wallace’ın uğruna geniş bir hayranlık denemesi yazdığı İsviçreli tenisçinin aşıkları arasında J. M. Coetzee ve Paul Auster da var. İkili, Can Yayınları tarafından dilimize çevrilen mektuplarında, Federer’i izlemenin kendilerine verdiği coşkudan da söz etmişti. İşte o satırlar:

“Sevgili Paul,

Küçük oğlan çocuğunun spor kahramanlarına olan tutkusunu anlatıyorsun, sonra da bunu spor karşılaşmalarını seyrederken işin estetiğini arayan yetişkin kişinin tavrından ayrıştırıyorsun.

Senin gibi ben de televizyonda maç izlemenin zamanı boşa harcamak olduğunu düşünürüm. Ama Roger Federer’in parlak günlerinde sık sık olduğu gibi, zamanın boşa harcanmadığı zamanlar da vardır. Senin anlattıklarının ışığında öyle anları irdeliyorum, belleğimde öyle oyunları -örneğin Federer’in çapraz backhand volelerini- yeniden canlandırıyorum. O anları belleğimde bu kadar canlı tutan şey, sahiden ve sadece estetik mi, diye soruyorum kendime.

Maç seyrederken aklımda iki şey birbirini kovalıyormuş gibi geliyor. (1) Yeniyetmeliğimde elimi başka bir şey için kullanmak yerine backhand çalışarak geçirseydim, ben de öyle atışlar yapabilir ve şaşkınlıktan bütün dünyanın nefesini kesebilirdim. Sonra: (2) Yeniyetmeliğimi backhand çalışarak geçirseydim bile maçın stresi içinde istesem de o atışı gerçekleştiremeyebilirdim. Bu yüzden: (3) Şu anda hem insani hem insanüstü bir şey izledim; insan idealinin somutlaşmış bir örneğini seyrettim.

Bu tepkiler grubunda, gıptanın, özenmenin önce başını doğrulttuğuna ve sonra yok olup gittiğine dikkat çekmek isterim. İnsan önce Federer’e özeniyor, sonra ona hayran oluyor, sonunda da gıpta ya da hayranlığın yerini insanoğlunun -tıpkı kendisi gibi- bir insanın neler yapabileceğini görmekten kaynaklanan coşku alıyor.

Bu, nasıl ortaya çıktıkları konusunda bilgi edinecek kadar (düşünerek, inceleyerek, analiz ederek) zaman harcadığım sanat başyapıtlarına verdiğim tepkiye çok benziyor; o başyapıtın nasıl yapıldığını ama kendimin onu hiçbir zaman yapamayacağımı, bunun beni aştığını biliyorum, ama bu benim gibi bir erkek (bazen de bir kadın) tarafından yapıldığı için, o erkeğin (ara sıra da o kadının) türünden olmanın ne kadar onur verici bir şey olduğunu biliyorum.

İşte o noktada artık etik olanla estetik olan arasında ayrım yapamıyorum.

En iyi dileklerle,
John

Auster Coetzee
Bu çizim, The New Yorker dergisinden alınmıştır.

Sevgili John,

(…) İstersen spor bahsini kapatabiliriz, gerçi ben spor konusunun ikinci bölümünü (başkalarını seyretmek yerine spor karşılaşmalarına bizzat katılmak konusunu) uzun uzadıya ele almayı planlıyordum: rekabetten alınan zevk; dikkatinin zaman zaman kendi bilincinin sınırlarını aşacak biçimdeki o müthiş yoğunlaşması, bir takıma ait olma kavramı, başarısızlığın üstesinden gelme zorunluluğu ve daha pek çok tema. Belki bir başka zaman, tamamen başka konu hakkında yazışıyor olsak bile, oturup o mektubu yazmaya çalışırım. Bu beni hâlâ çok ilgilendiren bir konu.

Parlak günlerinde Federer’i seyrederken duyduğun coşkuya gelince; tamamen seninle aynı görüşteyim. Bizim gibi bir insanoğlunun böyle şeyler yapabilmesinin, bizim (bir canlı türü olarak) sık sık göründüğümüz gibi sadece birer solucan olmayıp –teniste, müzikte, şiirde, bilimde- mucizevi işler başarabilmemizin uyandırdığı huşu duygusu ve o gıpta ile hayranlığın büyük bir coşkuya dönüşmesi. Evet, tamamen seninle aynı fikirdeyim. İşte o coşku, estetikle etiğin birleşip bütünleştiği nokta. Hiçbir şeye karşı iddiam yok, çünkü ben de sık sık aynı duyguyu hissederim.

En iyi dilekler ve dostlukla,
Paul”

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Chrissie

Chrissie

3 sene önce
İmparatoriçe

İmparatoriçe

4 sene önce