Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

GündemCOPA AMERICA DERBİSİ

Arjantin ve Uruguay, Copa America derbisinde bir kez daha sahne aldı. Volkan Ağır, maçı yerinden takip etti.
Volkan Ağır9 sene önce

Uruguay Futbol Federasyonu Başkanı Hector Rivadavia Gomez, bugünkü CONMEBOL yani Güney Amerika Futbol Konfederasyonu’nu kurup ilk Copa America’yı düzenleme fikrini ortaya koyduğunda yıl 1916’ydı. Arjantin’in Mayıs Devrimi’nin 100. yılını kutlamak niyetiyle 1910’da Uruguay ve Şili’nin davetli olduğu küçük turnuvadan esinlenen Gomez’in, ilk Copa America’yı da Arjantin’in bağımsızlığının 100. yılında, 9 Temmuz’un da içinde yer aldığı tarihlere denk getirerek Buenos Aires’te organize edilmesi önerisi kabul görmüştü. Brezilya ve Şili’nin de katıldığı dört takımlı ilk turnuvanın ev sahibi Buenos Aires’ti. Fikstüre göre son maç Uruguay ve Arjantin arasındaydı. Beraberlikle şampiyonluğunu ilan edecek olan ‘Gök Mavililer’, Tangocular’dan gol yememeyi başarıp kupayı kaldırma hakkını elde etti. Hector Rivadavia Gomez, belki de farkında olmayarak kıtasındaki en büyük derbiyi böyle yaratmıştı. Tarih son Copa America’da bir kez daha Uruguay’dan yana olmuştu. Arjantin’i, Arjantin’de eleyerek, Paraguay ile oynadığı final maçında son kupayı da Buenos Aires’te havaya kaldırmıştı. Bu şampiyonlukla Uruguay 15. zaferine imza atarken; Arjantin, Uruguay’ın bir sayı gerisine düşüyor, Tangocular 14 şampiyonlukta kalıyordu. İki takım arasında oynanan toplam 30 Copa America maçında ise eşitlik vardı. İki takım da 13’er kez kazanırken 4 maç beraberlikle bitmişti.

Tangocular gergin, Gök Mavililer yaratıcılıktan uzak
Tarihi yönü böylesine kuvvetli olan bir rekabetti iki takım arasındaki. B Grubu’nda Uruguay ilk maçını kazanmış, Arjantin’in ise Paraguay’a son dakikada puan vermişti. Bir sonraki tur hesapları da karışmıştı. Bu da maçın önemini başkalaştırıyordu. Paraguay maçından sonra Gerardo Martino’ya şüpheyle yaklaşılması da çalıştırıcıyı sıkıntılı duruma sokmuştu. Uruguay ise rakibine nazaran daha sakindi ama Luis Suarez de yoktu, takım gençlerle doluydu. İlk maçta da Jamaika’ya gol pozisyonları bile vermişti takım. Yaratıcı bir oyun ortaya koyamamıştı.

20150616_164900

“Stadyuma para var, eğitime para yok!”
Maçın oynanacağı La Serena’ya gitmek için sabah 7’e yola koyuldum Santiago’dan. İstanbul’a uyumayan şehir diyoruz ama Santiago’nun da hakkını vermek lazım. 8’de kalkan otobüse 15 dakika kala yetişerek, zannımca da doğru yöne gitse de binmem gerekenden başka bir otobüse binerek 7 saatlik yolculuk sonunda küçük bir kasabayı andıran 200 bin kişilik sahil kentine geldim. Otobüsten de olsa deniz görmek iç rahatlatıcıydı. Otogar ile La Portada Stadı’nın arasının yürüyerek 4 dakika olması ise paha biçilemezdi. Maça daha 5 saat olduğundan şehirdeki Copa America heyecanını ölçmek için kısa bir tur attım. Ancak şehirde futbol heyecanı diye bir şey yok. Belki havanın soğukluğu belki de stadyumun hemen yakınındaki üniversite binasına asılı “stadyuma para var eğitime para yok” pankartları bunda etkendi. La Serena’nın birinci ligde oynayan bir takımı da yoktu zaten. Ancak ve ancak serbest girişimci birkaç kişinin açtığı tezgahlar orada bir futbol maçının olduğunu simgeliyordu. Bir de stadyum etrafında alınmış olunan güvenlik önlemleri.

Paraguay’ın, Jamaika kalecisinin armağanıyla 3 puan almasının ardından Arjantin için Uruguay maçının önemi biraz daha artmıştı. Tribündeki yerimi aldığımda iki takım da yarı sahalarında ısınmaya yeni başlamıştı. Uruguay taraftarları doğum günü olan Fernando Muslera’yı unutmamıştı. Martino’nun ısınma biter bitmez sahanın ortasında oyuncularıyla yaptığı konuşmayla hazırlandı Arjantin maça. Tangocular istekliydi.

Arjantin hükmetti, Uruguay seyretti
İlk maçlara göre Arjantin iki, Uruguay tek değişiklikle başladı. Arjantin’de, Paraguay karşısında gözlerin aradığı Pablo Zabaleta sağ kanattaki yerine dönerken Ever Banega’nın yerinde de Lucas Biglia vardı. Uruguay’da ise Carlos Sanchez’in yerine Alvaro Gonzalez başladı oyuna. İlk düdükle birlikte çok daha fazla topla oynayacağı belliydi Arjantin’in. Zaten Uruguay ilk maçta da topla oynamamayı tercih etmişti. İlk yarıda Sergio Agüero, Angel Di Maria, Javier Pastore ve Lionel Messi rakip kaleyi yokladı. Ancak Fernando Muslera, Claudio Taffarel’le çalıştığı günden bu yana kaydettiği gelişmeyle bu tehlikelere karşı kalesine duvarı örmüştü. Kurtarışları o kadar kolay yapıyordu ki Arjantin’de şutu atanları tanımayan biri suçu forvetlerde bulabilirdi. Top hep Muslera’nın olduğu yere gidiyordu. Ama işin aslı Muslera rakibinin nerede olduğunu çok iyi görüp topun nereye gideceğini çok iyi biliyordu. Pozisyon alması en üst düzeydeydi yine.

Copa America tarihinde 3. Tangocu Tata
İlk devrede son çeyreğe girilirken orta sahada gerçekleşen pozisyonda Arjantin Teknik Direktörü Martino’nun maç öncesi gerginliği sahaya yansıyınca Brezilyalı hakem Sandro Ricci çalıştırıcıyı taraftarların arasına gönderdi. Hakemin Brezilyalı olması, “Arjantin’in önünü kesmeye çalışıyorlar” tartışması yaratmadı değil hani. 29.07.2001’de oynanan Copa America finalinde tribüne gönderilen Meksikalı Javier Aguirre’den sonra Martino maçı saha dışında tamamlayan ilk hoca oldu. Arjantin’i çalıştıran ve Copa America’da saha dışına gönderilen hoca oldu böylece Martino.17.07.1995’teki Brezilya maçında Daniel Passarella ve 04.07.1999’da da Marcelo Bielsa, Martin Palermo’nun 3 penaltı kaçırdığı tarihi maçta karşılaşmayı tribünden tamamlamıştı. İlk yarıda bu gelişmenin dışında Diego Godin ve Diego Rolan’ın rakip kaleyi kafa vuruşları ile yoklamalarının dışında kayda değer bir şey olmadı.

Argentina's Aguero scores a goal past Uruguay's goalie Muslera during their first round Copa America 2015 soccer match at Estadio La Portada in La Serena

Uruguay’a Muslera yetmedi
İkinci yarı Arjantin’in atak yapacağı kaleye yakın tarafta olmam, maçın ilk yarıdaki gidişatından yola çıkılarak yaptığım tahayyüle göre bir çok olayın önümde cereyan edecek olması manasına geliyordu. Ağırlıklı olarak sağ kanatta gezinen Lionel Messi’nin de yapacaklarını daha iyi görmemi de sağlayacaktı. Yanıltmadılar beni… Arjantinliler de, Uruguaylılar da.

Messi maçta topla fazla oynamamaya kararlı gibiydi. Kendini hep çizgiye attı. Barcelona’da oynadığı gibi sürekli orta sahaya top almaya gitmedi. Ancak ilk yarıda sağdan Agüero’ya yaptığı orta gibi tehlikler yaratıyordu. O anlardan birinde Pastore’ye pası verdi. PSG’li oyuncu 2 kişiyi eksilterek korner çizgisine inen Zabaleta’yla topu buluşturdu. Sağ kanadın ilk maçta aranan kanı kulüpdaşı ‘Kun’ Agüero ile topu buluşturdu. Muslera’nın çaresiz kaldığı tek anda Manchester City yapımı golle öne geçti Arjantin. Bu golden sonra Arjantin’in etkinliğini biraz daha arttırmasını beklerken, Oscar Tabarez’in uzun boyunun avantajını kullanmak üzere yaptığı Abel Hernandez hamlesi gereğini yerine getirdi. Uruguay uzun toplarla çıkıyor, tehlike yaratıyordu. Bir yandan da oyunu sertleştirip biraz da çirkinleştiriyordu. Oyunun en gerildiği anlardan birinde Muslera’nın iki Arjantinli’nin arasına girip kendine degaj yapmak için yer açma rolü ile Ezequiel Garay ile tartışması bu girişimlerden biriydi. Kavgayı tetikleyen hamle Muslera’ya yakışmadı. Maçı sakinleştirmek isteyen kişi, 2 rakibinin arasına bilerek girmez.

Karşılaşma boyunca özellikle dikkat ettiğim, Suarez’in görevini üstleneceği iddia ediken Diego Rolan ilk maça nazaran daha iyi oynasa da 75. dakikada kariyerini değiştirebilecek derecede önemli bir gol kaçırdı. Uruguay adına en önemli gol girişimi buydu maç boyunca. Ancak genel olarak kötü bir görünüm çizmişti Uruguay, puan alması Arjantin için üzücü olurdu. Karşılaşma sonlandığında ilk maçların ardından 1. durumda olan Uruguay 3.’lüğe gerileyip tur şansını zora soktu. Maça grupta 3. başlayan Arjantin ise 1.’liğe yükselip turu garantiledi. Son düdükle birlikte sahaya giren bir seyirci Messi’ye sarılmak istese de görevliler orta sahaya kadar gelen kişiyi durdurdu. Sahaya giren kişi Copa America’da sahaya giren 3. kişi olarak kayıtlara geçti.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

3 sene önce
Sıfır

Sıfır

3 sene önce