Cleveland Cavaliers, 2014 yazında LeBron James’in dönüşüyle kökten bir değişim içine girdi. Sadece parkede değil, organizasyon boyutunda da bu dönüşümün etkileri hissedildi. Meslektaşlarından ve ekip arkadaşlarından bolca övgü alan genel menajer David Griffin, başta JR Smith ve Iman Shumpert’ı içeren takas olmak üzere Cavs’in çehresini değiştiren hamleler yaptı. Ancak, Griffin’in bazı takım içi kararları verirken LeBron’un etkisi altında kalmadığını düşünmek naiflik olur. Tristan Thompson’ın yeni kontratıyla ilgili görüşmelerde bu durum iyice açığa çıkmış, uzayan pazarlıklar yüzünden takıma katılamayan Thompson için James bu fotoğrafı paylaşmıştı:
‘GM LeBron’un bu yönde verdiği ilk sinyallerden biri, Cavs’e dönüş mektubunda Dion Waiters’dan Tristan Thompson’a birçok isme değinirken bir numaralı draft seçimi Andrew Wiggins’ten söz etmemesiydi. Bu durum Kevin Love-Wiggins takasıyla ilgili dedikoduları iyice harlamış, birkaç hafta sonra da bu takas gerçeğe dönüşmüştü.
O dönem için gayet mantıklı görünen bu takas, bugün belki de Griffin döneminin en büyük keşkelerinden biri. Her ne kadar Kevin Love iyi bir sezonu geride bırakmış olsa da asıl rakip Golden State Warriors’ın kısa beşlerine karşı bir yük oluşturuyor. Irving-JR-Wiggins-LeBron-Tristan beşi, bugünün NBA basketboluna çok daha uygun görünüyor. Wiggins yer yer savunmada eleştiriler alsa da Kanadalı’nın Love’a göre Cavs’in elini daha rahatlatacağı aşikâr. Timberwolves’da göz alıcı bir savunma profili çizmese de kolejdeki savunmasını hatırlayınca yanında LeBron James varken işi daha sıkı tutabileceğini öngörebilirdik. JR Smith’in Knicks ve Cavs’deki savunma gayreti arasındaki fark, LeBron’un etrafındakileri ne kadar etkileyebileceğinin kanıtı. Wiggins’in ilk yıllarında büyük bir sorun gibi görünen üç sayılık isabet oranı da bu sezon yüzde 35’in üzerine tırmanmış durumda.
Kurgusal bir Wiggins-Love değişiminin bu dört sezonluk süreçte Cavs’e getireceği en büyük avantaj ise Kanadalı’nın halen çaylak kontratıyla oynayacak olmasıydı. Minnesota’da 2018 sonuna dek dört yıl 25 milyon dolar civarı bir kontrata sahip olan Wiggins’e karşılık Love’ın 2015’te Cleveland Cavaliers ile imzaladığı kontrat 5 yıl için 110 milyon dolarlık bir maaş yükü anlamına geliyordu. Kyrie-LeBron-Wiggins’in yanına eklenebilecek bir diğer süper yıldız ihtimali, Warriors’ın dört atlısına karşı Cleveland’a çok daha geniş bir cephane sunabilirdi.
Cleveland için Hamle Zamanı
Hayali ihtimalleri bir kenara bırakmak gerekirse bugün Wiggins, Timberwolves’un umut veren genç çekirdeğinin yıldızlarından biri ve LeBron James bir kez daha kaybeden kürsüsünde. NBA Finalleri’nde triple-double ortalamaları yakalayan ilk oyuncu olmak bu duruma engel değil. Golden State Warriors’ın 4-1’lik final serisi sonrası Oakland’daki kutlamalar süredursun, LeBron saçını kazıtıp spor salonunda ağırlık çalışmaya başladı bile.
https://www.instagram.com/p/BVXfmnthljC/
LeBron ve Cavaliers’ın önünde çalışmaları için bolca konu var. Ligin en yaşlı kadrolarından birine sahip Cavs’in önümüzdeki sezon için hamleleri oldukça sınırlı. 2017 Draft’ındaki seçim haklarını Portland ve Boston’a teslim etmiş olan Cleveland, maaş sınırı sayesinde serbest oyuncu piyasasından da bir yıldız koparamayacak. Bu denklemde tüm gözler Kevin Love’ın takımdan ayrılma ihtimaline çevrilmiş durumda.
Cavs için Love’ı takas etmek dışında bir kaçış yolu görünmüyor. Geçtiğimiz takas döneminde Jimmy Butler’la birlikte Boston başta olmak üzere başka takımlarla ismi geçen Paul George, Cleveland için de öncelikli hedeflerden biri. 3-4 numarada LeBron-PG13 ikilisine sahip olmak, savunma tarafında Warriors’a karşı verilebilecek en iyi cevaplardan biri gibi görünüyor.
Hücumda ise top paylaşımı konusunda George’un LeBron ve Kyrie’yle yan yana oynamak isteyip istemeyeceği soru işareti. Pacers’taki son sezonlarında eline bakılan yegâne isim olan George, Warriors örneğinde olduğu gibi kendinden ödün vermek ister mi sorusunun cevabını bugünden kestirmek zor. Son açıklamalarında “Önümüzdeki sezon da Pacers’ta olmayı bekliyorum” minvalinde sözler eden George’un satır aralarına baktığımızda çok ikna edici olmadığını düşünebiliriz. Özellikle “Cleveland’a yakın olduğumuzu hissediyorum” sözleri, playoff’larda süpürüldüklerini ve bir maçta son topu CJ Miles’ın kullandığını hatırlayınca pek akla yatkın değil.
“Aynı takıma ya da aynı isme karşı kaybetmeye devam etmek gerçekten sinir bozucu(…) Yine de eninde sonunda karşılaşmak zorunda olduğum kişi aynı.” George, 2017 Playoff’ları ilk turunda Cavs’e kaybettikleri dördüncü maçın ardından bu sözleri sarf etmişti örneğin. 27 yaşındaki yıldız için başka bir yol daha olabilir. Aynı kişiyle karşı karşıya gelmemek için en iyi yollardan biri onunla aynı safa geçmek. İnanmıyorsanız Kevin Durant’e sorun.
Kaliforniya Hayali
2018 yazında kontratı sona erecek olan George’un yuvası Kaliforniya’ya döneceği sıkça yazılıp çiziliyor. O güne dek Indiana’da bir sezon daha kaybetmektense ciddi bir şansı olacağı fırsatı denemek mantıklı görünüyor. Ayrıca George’un Cleveland’a geçmesinin geleceğe dönük bir artısı da olabilir. Birkaç haftadır LeBron’un 2018’de Los Angeles’ın iki takımından birine gideceği haberleri harlanmakta. Bu ihtimal gerçeğe dönüşecekse, iki süper yıldızın birbirlerine alışmak için bir sezon daha yan yana geçirmeleri ikisi için de bulunmaz bir fırsat.
Paul George’un bu yıl All-NBA kadrolarına seçilmemiş olması, takım değiştirdiğinde masada bırakacağı parayı da dramatik ölçüde farklılaştırmış durumda. Yeni toplu sözleşmeye göre George, sezonun en iyi üç takımından birine seçilse Pacers’la ‘designated’ oyuncu kontratı imzalayıp 2022-2023 sezonunun sonuna dek 70 milyon dolar daha fazla kazanabilirdi. Yaklaşık 100 medya mensubunun verdiği oylar, George’un elinden 70 milyon doları alıp götürmüş durumda. Hâl böyle olunca George’u Pacers’ta tutmaya yardımcı olacak unsurlardan bir diğeri de ortadan kalkmış durumda.
NBA’de Yeni Düzen: Daha Fazla Süper Takım?
Bugün kulağa fazla kurgusal gelebilir ama NBA’in yeni düzeninde Warriors’a boyun eğmek yerine yeni süper takımların oluşmasını öngörmek çok da mantıksız değil. LeBron’un, yanında Kyrie ve Love varken dahi ne kadar çaresiz kalabildiğini gören diğer yıldızlar, Warriors’ın dağılması için üç dört yıl beklemektense oyunu kurallarına göre oynamayı kabul edebilirler. Ne de olsa tek bir sakatlığın tüm yüzük hayallerinizi sonlandırabildiği bir dünyada üç yıllık süre zarfı, beklemek için çok çok uzun bir zaman dilimi. Damian Lillard, Gordon Hayward, Anthony Davis gibi isimlerin, gelecek yıllarda kendi takımlarıyla denemek yerine daha gerçekçi hedefler için daha süslü kadrolara göç ettiklerini görebiliriz. Kevin Durant’in 73 galibiyet almış bir takıma katılışı, gelecekte benzer tercihlerde bulunacak oyuncuların alacakları sadakatsizlik eleştirilerine bir zırh olabilecek güçte.
Pacers, George gibi kulüple özdeşleşmiş bir oyuncuya veda etmeyi elbette hiç istemiyor ama önlerinde bazı gerçekler var. Eğer PG13 kalibresinde bir ismi ellerine hiçbir şey geçmeden kaybedeceklerse, ciddi bir doğu finali hedefine yakın olmadıkları bu sezon öncesinde karşılığında bir şeyler almayı tercih edebilirler. Kevin Love, bu noktada Pacers’ı ne kadar tatmin eden bir geri dönüş olur, orası belirsiz. Böylesi bir senaryoda öncelikli tercih elbette yeniden yapılanma gayesiyle birinci tur draft hakları olur ve bu -yukarıda bahsi geçtiği üzere- Cavs’in çok güçlü olduğu bir alan değil. Yine de bir sezon sonra kontratı bitecek George’tan uzun vadeli bir kontrat temini almadan draft haklarını cömertçe Pacers’a teslim edecek çok fazla takım çıkmayabilir.
Tüm bu Paul George-Cleveland yakıştırmaları, içinde bolca bilinmez barındırıyor ve olası görülmekten halen oldukça uzak. Yine de LeBron’un veda ihtimali söz konusuyken Cavs için hamle yapma ihtiyacı hiç bu kadar acil olmamıştı. Üç sezon önce dahi kısa vadeli takaslar yapmaktan geri durmayan Cleveland’ın, böylesine hayati bir sezona girerken söylemek isteyeceği son bir sözü olacaktır. Ve Paul George hariç hiçbir söz, yüzük için daha büyük heyecan yaratmayacaktır.
