Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Fransa Bisiklet Turu 2015YorumCAVENDISH’İN YARIŞI

Mark Cavendish, 2015 Fransa Bisiklet Turu'na sprintlerin bir numaralı favorisi olarak gidiyor. Britanyalı yıldız, Marcel Kittel'in yokluğunda neler yapacak?

Kanıtlanacak ne kaldı ki? Mark Cavendish’in kariyerine bakan birinin ağzından rahatlıkla bu cümleyi duyabilirsiniz. Fransa Bisiklet Turu’nda 25, İtalya Bisiklet Turu’nda 15 etap kazanan bir sprinterin CV’sinde ne eksik kalmış olabilir ki? Dünya Şampiyonluğu mu? 2011 Kopenhag’da gökkuşağı mayoyu da omuzlarına geçirmişti. Milan-San Remo mu? O da var, 2009’dan. Britanyalı bile kariyerinin başında koyduğu hedeflerin neredeyse tamamına ulaştığını söylüyor.

Kanıtlanacak bir şeyler her zaman vardır. Ne kadar kazanırsanız kazanın, kendi sporunuzda ne kadar yükseğe çıkarsanız çıkın, kanıtlanacak yeni bir şeyler her zaman vardır. Bilhassa her şeyin önünde kazanmayı tutuyorsanız yeni hedefler ve yeni engeller bulmakta zorlanmazsınız. Çoğu zaman kendi kendinize. Michael Jordan’a 52 yaşında “Teke tek maç yapsak yenebileceğim Charlotte Hornets oyuncuları var” açıklamasını yaptıran da, Bernard Hinault’ya yıllardır “Genç Fransızlar, Le Tour’u kazanacak hırsa ve kapasiteye sahip değil” laflarını ettiren de bu.

Mark Cavendish, 2006’dan beri pelotonun gündeminde. 2008’den beri ise muhtemelen dünyanın en çok konuşulan sprinteri. Yakın zamana kadar bu etiketlerin yanında bir de “dünyanın en iyi sprinteri” apoletini taşıyordu, fakat iki senedir bu ifade pek tartışma götürmeyecek biçimde Marcel Kittel için sarf ediliyor. Alman sprinter bu dönemde kafa kafaya yarıştıkları hemen her yerde Cavendish’i mağlup etti. Uzun ve güçlü fiziği ile klasik bir sprinter vücuduna sahip olan Kittel, fiziğinin dışında rakibini özellikle iki alanda mağlup ediyor. Birincisi, genç yaşına rağmen taktiksel zekası ile Britanyalı rakibi karşısında doğru boşlukları buluyor. İkincisi, ona o boşlukları gösteren ve bütün ince ayrıntılarda üstünlük sağlayan bir sprint trenine sahip. Bugünlerde Giant-Alpecin adıyla yarışan takım, Cavendish’in 2006-11 arası pelotonu süpüren HTC-Columbia treni seviyesinde çalışıyor. Arkadaşlık, stil, hız, sen yapılacak hamleyi işaret etmeden takım arkadaşının ne dediğini anlamasını sağlayan birliktelik. Hepsi bu takımın kimliğinin parçası.

Yine de yukarıdaki paragrafı okusa Mark Cavendish bütün bunların saçmalık olduğunu düşünür ve ağzından en sevdiği sözcükler dökülürdü. İstanbul’da 51. Cumhurbaşkanlık Türkiye Turu’nun finiş etabından sonra Caner Eler ile birlikte röportaj yapmak için karşısına oturduğumuz Britanyalı sprinter, bütün bunların birer abartıdan ibaret olduğunu düşünüyor. Zira rakipleri ile alâkalı sorularda Cav’in sinirinin ortaya çıktığını görüyorsunuz. Cevap vermeden evvel birkaç saniye duraklaması, onu sprintte yenenler sözkonusu olduğunda konuşmasına eklediği ufak müstehzi gülüş, herkesten daha iyi olduğunu defalarca farklı yerlerde ilân etmesi…

Britanyalı sprinterin söyledikleri arasında en ilginci kesinlikle Kittel’in 2015 sezonu ile ilgili olanıydı. Cav, “Kittel’in bu sezon yaşadıkları benim başıma gelse herkes kariyerimin sona erdiğini düşünürdü” ifadelerini kullanırken ikiliye bakıştaki farktan şikayet ediyordu. Bunu başka röportajlarda da dile getirdi. Kendisinin ilk günden beri büyük bir medya baskısı altında olduğundan, peşini gençliğinden beri bırakmayan kalemlerin ve kameraların Alman sprintere gelişmesi için süre tanıdığından bahsediyor, zaferleri kadar yenilgilerinin de hep büyütülerek sunulduğunu düşünüyordu. Marcel Kittel, sezon başından beri yaşadığı hastalıklar sonucunda yoldan uzak kalmış, bir türlü toparlanamamış, katıldığı yarışlarda da formsuzluğu ile dikkat çekmişti. Cav’e göre aynı performansı kendisi gösterse bütün eleştiri oklarının muhattabı olma ihtimali yüksekti.

Şimdi, bütün bunları unutma zamanı. Zira Marcel Kittel’in 2015 Fransa Bisiklet Turu’na katılmayacağı açıklandı. Mark Cavendish, 4 Temmuz’da Utrecht’ten başlayacak yarışa sprintlerin bir numaralı favorisi olarak gidiyor. Kittel’in yokluğu sonrasında daha farklı kalitede rakiplerle baş etmek zorunda olduğu bir gerçek. Mesela bu sezon kazandığı 15 yarışla bisiklet dünyasında zirveye çıkan, sprintlerde olduğu kadar klasiklerde de büyük işler başaran Alexander Kristoff, Britanyalı yıldızı zorlayacak isimlerden biri. Kristoff, tıpkı John Degenkolb gibi dayanıklılığı ile üstün fakat hız konusunda ikisi de Cav’in gerisinde. Peter Sagan’ın ise psikolojik olarak iki sene öncekiyle aynı seviyede olmadığı ortada. Yine etapların çoğunda ilk 10 kovalayacaktır, yine yeşil mayo savaşında en büyük favori olacaktır lâkin Oleg Tinkov’un ondan istediği zaferlere ne kadar yakın olacağı muamma.

Britanya Yol Bisikleti Şampiyonası, bütün bu hengâme içerisinde Mark Cavendish’in hedefleri arasında büyük yer kaplamıyordu. 2011’den beri Team Sky’ın yıldızları tarafından domine edilen yarış, 2013’te de Cav’e gitmişti. Bir kez daha almaması kariyerindeki en büyük boşluklardan biri sayılmazdı. Parkura bakıldığında ise Britanyalı sprintere uygun olup olmadığı ise soru işaretiydi. Lincoln’da sekiz kez geçilen ve kazananı belli edecek Michaelgate tırmanışı özellikle onu zorlayabilirdi. Team Sky mayosu ile yarışan Peter Kennaugh, Ian Stannard ve Luke Rowe karşısında şansı azdı. Fakat Mark Cavendish yılmadı. Tırmanışta, arnavut kaldırımları ile bezeli yolda sonuna kadar direndi, Kennaugh dışındaki rakiplerini yıkmayı başardı ve ikinci oldu.

Bu tip yarışlar genelde ertesi gün unutulur. Bu kez öyle olmadı. Muhtemelen bu seneki Le Tour da öyle olmayacak. Yolun sonuna hâlâ epey mesafe var ve arada Mark Cavendish’in kırması gereken bir rekor var. Eddy Merckx, Fransa Bisiklet Turu’nda 34 etap zaferi kazanmıştı. Bundan sonra 25’ten 34’e giden uzun bir yol Britanyalı sprinteri bekliyor. Bunu da yaptıktan sonra emekli olabilir ve hayatının geri kalanını kendisinden sonra gelen jenerasyonları eleştirerek geçirebilir.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sıfır

Sıfır

4 sene önce
Kardeşlik ve Birlik

Kardeşlik ve Birlik

7 sene önce