*İlk olarak The Independent’ta yayımlanan bu yazının orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.
3000 kişilik heyecanlı kitle, geçtiğimiz pazar günü birleşik Kore Hokey Takımı’nın İsveç karşısında tarih yazışını izlemek için Seonhak Uluslararası Buz Pisti’ni doldurdu.
Buz hokeyi aslında Güney Korelilerin çok umrunda değil. Ulusal erkek takımı dünya sıralamasında 21. sıradayken, ulusal kadın takımı 22. sırada yer alıyor ve iki takım da şu ana kadar Kış Olimpiyatları’nda yarışmadı. Bu sporun popülaritesi futbol, beyzbol ve basketbolun çok gerisinde.
Ama bu 3000 heyecanlı izleyiciyi pazar öğleden sonra Seonhak Uluslararası Buz Pisti’nin tribünlerini, savaşla ayrılan Kuzey ve Güney Kore’yi birleştiren buz pisti takımı desteklemekten alıkoymadı. İsveç Kadın Takımı’na 3-1 yenildiler ama sonuç zaten önem taşımıyordu, zira tarih öncesinde yazılmıştı. İki Kore takımının birleştirilmesi, uzlaştırıcı bir nitelikte Kış Olimpiyatları öncesinde kararlaştırılmıştı. Güney Kore bunu Kuzey Kore’nin nükleer ile ilgiil diplomatik açıklamalarını yatıştırmak adına bir fırsat olarak görmüştü. Soyutlanma taraftarı olan taraf oyunlarda yer alıyordu ve bu katılım anlaşma sağlamak adına bir adım olarak görülüyordu.
Kuzey Kore yüzlerce vatandaşını oyunlara göndermeye karar vermişti, sporun birçoğundan atletler, çalışanlar ve 230 kişilik “Güzeller Ordusu” isimli dans grubu. Atletler müsabakaları podyumda bitirebilmek için savaşırken, hepsi 19-20 yaşlarında ülkenin bilindik ailelerinin kız çocukları olan kadınlar dünyanın en baskıcı ve şiddet içeren diktatörlüğünün yumuşak bir yanını sergilemeye çalışacaklar.
Ama medyada en çok yer alan ve tartışmaya yol açan konu birleşik hokey takımı oldu. Bu açıklama Güney Kore’de ateşli bir müzakereye yol açtı. Birçok muhafazakar yorumcu Güneylilerin, Kuzey Koreli takım arkadaşları tarafından dehşet içine düşürüldüklerini ve yeterince yetenekli olmadıklarını, tecrübesiz olduklarını iddia etti.
İlk olarak Güney Kore’nin Kanadalı baş antrenörü Sarah Murray’in uyardığı tarz çatışması da bu konuda onlara yardımcı olmadı. Sonunda Kuzey Korelilerin güçlü, sert savunmasının dördüncü çizgiye uygun olacağına karar verdi. Bir grup oyuncu öbekler halinde fiziksel bir oyun sergileyerek daha yetenekli, gol atabilen oyunculara ortam açabilecekti, ki bu durum komşular arasında çok da iyi bir durum yaratmadı.
Pazar gününün tribünlerdeki gürültüsü, hoş kapasitesi taktiksel nüansları geride bıraktı. Taraftarların salladığı birleşik Kore’yi temsil eden bayraklar, “Biz biriz” tezahüratları yükselirken Park Jong- ah ilk periyotta skoru 2-1 yaparak tarihe adını yazdırdı.
Maç boyunca tezahürat yapılacak çok fazla şey vardı – en azından görünüşte. Koreli oyuncular ünlü olmaya başlamış gibiydiler, arenaya birlikte girip birlikte ısınırken “Kore Takımı! Kore Takımı!” diye kendilerini motive ediyorlardı. Yan yana durduklarında ulusal marş söylenmesi beklenen zamanda geleneksel Kore ezgisi olan Arirang çaldığında bambaşka bir coşku ve alkış ile karşılaştılar.
“Sonuç umrumda bile değil, sadece onları desteklemek istiyorum. Birlikte çalıştıklarını, birbirlerine yardım ettiklerini görmek istiyorum.” diyor Kim Hye-ryeon maç öncesinde. Başka bir izleyici, Kim Won-jin karısı ve yeni doğan çocuğu ile seyahat ettiğini ve tarih yazılırken burada olmaktan gurur duyduğunu söyledi. “Eğer bir gün bu iki ülke tekrar birleşirse, Güney’in ve Kuzey’in bu genç oyuncuları geçmişe bakacak ve katkıda bulundukları bu iş için kendileri ile gurur duyacaklar” diye ekledi.
Kalabalık, teknik detaylar ile ilgilenmezken, Sarah Murray bunları kesinlikle dikkate alıyordu. Kanadalı, Kuzey Koreli koç Pak Chol Ho ile birlikte zor bir işi üstlenmişti. Olimpiyat Cuma günü başlıyor ve İsveç’le yaptıklarlar dostluk maçı, turnuvadaki gizli favorilerden İsviçre’ye karşı oynayacakları açılış maçı öncesi olası dizilimleri denemek için tek şanslarıydı.
Neyse ki, Murray tanık olduğu şeyden cesaretlenmişti.
“Bence Kuzey Koreli oyuncular iyi bir performans sergiledi, bu önlerinde oynadıkları en büyük seyirci kitlesiydi. 12 gün önce takıma eklendikleri ve çok antrenman yapmadıkları hesaba katıldığında, bizim sistemimize çok iyi adapte oldular, onlarla gurur duyuyorum” dedi.
“Kuzey Koreliler öğrenmeye ve daha iyiye ulaşmaya çok eğilimliler. Takım toplantılarında çok soru sordular. Toplantıların 15 dakika sürmesi gerekir ama saatler geçmesine rağmen biz hala video izliyor ve konuşup tartışıyorduk” diye ekledi Murray.
Ama buz pistinin dışında işler biraz daha farklı; çok fazla sayıda polis eşliğinde, Pyongyang karşıtı aktivistler birleşik takımı protesto ederken ellerindeki Güney Kore ve Amerika bayraklarını sallıyorlardı. Birleşik Kore bayrakları yırtıldı, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un fotoğraflarının üstüne basıldı. Çok dahice olmasa da bir hatırlatma; savaşla bölünmüş olan bu bölgenin sorunları buz pistinde çözülmeyecek.
Çeviri: İpek Sezer