Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

BasketbolBir İhtimal Daha Var

2018 Yükselen Yıldızlar maçının MVP’si Bogdan Bogdanovic, sezonun ikinci yarısının yıldızı olmaya hazır gözüküyor. Çünkü Sacramento’nun, bunu denemesine izin vermekten başka çaresi yok.

İlk olarak Jonathan Tjarks imzasıyla The Ringer’da yayımlanan bu yazının orijinaline şuradan ulaşabilirsiniz.


Kings ile alakalı herhangi biriyle Bogdan Bogdanovic hakkında konuşursanız, hepsi size aynı cevabı verecektir: O, sıradan bir çaylak değil. 25 yaşındaki Sırp, Sacramento’nun kayıp olarak geçirdiği bir başka sezonda takımın dikkat çeken tek ismi. All-Star hafta sonu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Yükselen Yıldızlar maçının MVP’si olan Bogdanovic, o maçta oynayan herkesten daha tecrübeliydi. Kendisinden genç meslektaşlarına göre oyuncu olarak kendini çok iyi bilen, bitmiş bir ürün. Üç sayılık atışlarda başarılı ve topu iyi hareket ettiriyor. Bunları yaparken ise nadiren hata yapıyor. Birçok takımın sahip olmaya can atacağı ideal rol oyuncusu profilinin vücut bulmuş hali. Fakat Kings, bu takımlardan biri değil. Onların en büyük problemi, rol oyuncusuna ihtiyaç duymamaları. Artık yıldız oyunculara ihtiyaçları var ve Bogdanovic’in aradıkları isim olup olmadığını çözmek zorundalar. Çoğu genç NBA oyuncusu, kendi kendilerine nasıl oynayacaklarını öğrenmeye ihtiyaç duyuyorlar. Sacramento’nun ihtiyacı olan şey ise Bogdan’ın biraz daha savruk oynamaya başlaması.

Bogdanovic hâlihazırda takımın en iyi oyuncusu olabilir. Sezona yedekler arasında başlamasına karşın önündeki Buddy Hield’ı çabucak bir şekilde geçip Sacramento’nun ilk beşine girdi. Son dört aya baktığımızda, sayı, dakika ve maç başına kullandığı şut ortalamaları sürekli artış halinde. İstatistikleri 36 dakika üzerinden değerlendirirsek, %46.4 şut yüzdesiyle 15.1 sayı ve 4.2 asist ortalamalarını tutturmuş durumda. Gerçek şut yüzdesi (%57.7) yönünden ise takımın en iyisi ve asist-top kaybı oranlarında (2:1) üçüncü sırada bulunuyor.

Bu ay içerisindeki Dallas maçından önce, soyunma odasındaki bir röportaj esnasında, bir diğer çaylak ve Bogdan’ın takım arkadaşı De’Aaron Fox şöyle konuşuyor: “Şu ana kadar çok iyiydi. Topu gerçekten iyi kullanabiliyor. Oyundayken, parkede sanki bir oyun kurucumuz daha var. Kesinlikle bir çaylak gibi oynamıyor. Sanki yıllardır buradaymışçasına oynuyor.”

2014 Draft’ında Suns tarafından 27. sıradan seçilen Bogdanovic, aslında bir “draft-and-stash” oyuncusuydu. Sonraki üç yılda ise, beklentileri haklı çıkardı ve Avrupa’nın en iyi oyuncularından birine doğru evrildi. Geçen sezonun EuroLeague şampiyonu Fenerbahçe’nin en skorer oyuncusuydu. Kings’in genel menajeri Vlade Divac, vatandaşının oyununu oldukça beğeniyordu. Bu yüzden 2016 Draft’ı için birinci turda 13. sıra yerine sekizinci sıradan seçim yapmak isteyen Suns’ı gözüne kestirdi ve Bogdanovic’i alma fırsatına adeta balıklama atladı. Takastan sonra ise Divac, onu “Avrupa’nın en iyi oyuncusu” olarak tanıtmıştı. Onun Sacramento’da olduğu zamanları düşünürsek, Bogdan’ı seçmek yaptığı birkaç iyi hareketten biriydi. Zira 13. sıradan seçtiği Yunan uzun Georgios Papagiannis, sadece 18 ay sonra NBA dışında kaldı.

Bogdanovic, NBA’e bir an önce gelmek istemişti. Fakat beklemenin ona birçok yararı dokundu. Oyunu ciddi derecede olgunlaştı ve çaylaklar için kontrat uygulanan kontrat sınırının dışına çıktı. Bu sayede Sacramento ile üç yıl için 27 milyon dolarlık bir kontrat imzaladı. Bu kontrat aynı zamanda NBA tarihinde bir çaylağa verilmiş en değerli kontrattı. Bu da doğal olarak kaşların kalkmasına ve dikkatlerin onun üzerine çekilmesine sebep oldu. Kimse Bogdanovic’in yeteneğinden kuşku duymuyordu. Onun için en büyük soru işareti ise atletik özellikleriyle alakalıydı. NBA’de oynayacak bir kanat oyuncusuna göre ortalama bir hız ve çabukluğa sahipti. Şutunu kullanabilmesi için kitaptaki her türlü numaraya başvurması gerekecekti.

Dallas maçı öncesi yapılan basın toplantısında Kings antrenörü Dave Joerger gazetecilere şunları söyledi: “Bogdan, ligde kendisinden daha atletik, kalıplı ve hızlı şutör guard’lara karşı oynamayı öğrenmek zorunda. Öte yandan, basketbol zekâsı ve pas yeteneği açısından, takımdaki diğer oyunculara göre daha fazla randıman aldığımız bir oyuncu. Ondan memnunum. Şu ana kadar çok iyiydi.”

Bogdanovic, her koçun seveceği çok yönlü bir oyuna sahip. Şutunu kullanması için ne kadar boşluğa ihtiyacı olduğunu iyi bilen elit bir şutör (maç başına kullandığı 4 üç sayılık atışta %40’lık bir yüzde tutturmuş durumda). Eğer savunma ona yakın olmayı tercih ederse, topu yere vurup dribbling üzerinden oyun kurabiliyor. Eğer yeterince alan yaratamazsa, topla harekete devam ediyor. Nadiren kötü şut kullanıyor. Parke üstündeki tüm noktalardan ligin ortalamasının üzerinde bir yüzdeyle şut kullanıyor. Draymond Green’in savunması üzerindeyken, Kings’i son çeyrekte öne geçiren ve galibiyete götüren basketi attığı şu oyun ise, onun kendisi için hücum opsiyonlarını nasıl yarattığına dair iyi bir örnek:

Warriors Kings GIF - Find & Share on GIPHY

Joerger, Bogdanovic’e işin hücum kısmında inisiyatif alması konusunda oldukça özgürlük tanımış durumda. Bir şutör guard için gerekli fiziksel ve “topu elden hızlı çıkarma” özelliklerine sahip. Bunun yanında, iyi koşular yapabiliyor, savunmayı okuyabiliyor ve hareket halindeyken ikincil opsiyonları rahatlıkla bulabiliyor. İkili oyunlardaki içgüdüsü de oldukça iyi:

13 Şubat’ta Dallas’a karşı 114-109 galip geldikleri ve kullandığı 17 şut ile kariyer rekoru kırdığı maç sonrasında Bogdanovic bana şunları söylemişti: “Herkesi oyuna dahil etmeye çalışıyorum. Topu iyi hareket ettirdiğimizde ve belli bir hızda potaya gittiğimizde, savunması zor bir takım oluyoruz. İyi bir takım böyle oynar. Bazı maçlarda, diğer arkadaşlarımız hücumda daha fazla sorumluluk alabiliyor. Bugün o sorumluluk bendeydi.”

Tüm koçlar, oyuncularının özverili ve bencil olmadan oynamasını ister. Fakat ekstra pasların gereksiz olduğu zamanlar da olabiliyor. Sacramento’da Bogdanovic’in pas verebileceği yetenekli oyuncu sayısı oldukça az. DeMarcus Cousins’ın takımdan ayrılmasıyla, kadroda yıldız oyuncu statüsüne yakın diyebileceğimiz birisi bulunmuyor. Bogdanovic, takım içerisindeki diğer oyuncularla karşılaştırıldığında top kullanma yüzdesinde yedinci sırada bulunuyor. Önündeki altı oyuncunun şut yüzdesinden ve lig ortalaması %55.7’den çok daha iyi bir ortalamaya sahip olmasına rağmen. Onun verimli oyun tarzı NBA’in en kötü hücum performansına sahip olan takım için çok değerli.

“Oyun hızı, burada biraz farklı. Oyuncular daha özgür oynayabiliyor. Geçiş hücumlarını daha fazla görebiliyorsunuz.” diyor Bogdanovic ve ekliyor, “Eğer boşsanız, ilk şutu kullanıyorsunuz. Avrupa’da daha iyi olabilecek ikinci bir fırsatı bulabiliyorsunuz. Burada ise ilk şut hücum için belki de en iyi opsiyon.”

Yükselen Yıldızlar maçında bu oyun tarzını benimsemiş bir Bogdanovic, sadece 22 dakika süre aldığı maçı 9/16 şut yüzdesiyle kaydettiği 26 sayıyla bitirdi. Üç sayı çizgisinin gerisinden ise 7/13 gibi bir isabet oranı yakaladı. Savunmanın neredeyse olmadığı, antrenman havasında geçen bir maçtan çıkarım yapmak tabii ki yanıltıcı olabilir. Fakat kaydettiği isabetlerin menzili, oldukça iştah kabartıcı. Oyuna girdiği andan itibaren şutu düşünen ve parkenin her yerinden şut kullanan bir oyuncu vardı:

Rising Stars GIF - Find & Share on GIPHY

Bu şutlardan normal sezon için bir sonuca varmak oldukça güç. Bogdanovic, onu en başta verimli kılan özelliklerinden vazgeçmeden, daha agresif oynayamayabilir. Kullanım oranıyla verim arasında her zaman bir ters orantı vardır. Buna karşı bulabileceği tek çözüm ise kullandığı şut tipini değiştirmesi. Bogdanovic’in şutlarının %42.8’i üç sayı çizgisinin gerisinden geliyor ve bu alanda NBA’de 89. sırada bulunuyor. Eğer son 15 maçı göz önüne alırsak bu yüzde 47.3’e çıkıyor. Önündeki çoğu oyuncu ise şut kullanma konusunda uzman isimler. Aynı zamanda James Harden (%51.7), Steph Curry (%58.2) ve Eric Gordon (%61.7) gibi büyük skorerler de önünde bulunuyor. Parkenin her yerinden üçlükleri savurmaya başlasa, Bogdanovic bunlardan kaç tanesinde isabeti bulabilir?

Bu tip şutlar üzerine oyununu kuran oyuncuların ne kadar iyi olabileceğini tahmin etmek oldukça zor. Başarılı olmak için elit derecede atletik özelliklere sahip olmaları gerekmiyor. Trae Young Oklahoma’da yaptıklarıyla bir süper yıldıza dönüştü. Fakat öncesinde, liselerden gelen potansiyelli oyuncular listesinde ilk yirmi isim içinde bile değildi. Başarısının büyük bir kısmını, maçlarda top eline geldiğinde kullandığı şutlara ve bu konuda ona verilen özgürlüğe borçlu. Belki Kentucky veya Duke’da da çok iyi iş çıkartabilirdi; fakat Curry ile karşılaştırılmasını sağlayacak kadar iyi performansları göremeyebilirdik. Sebebi, bu takımlarda topu diğer üst sınıf oyuncularla paylaşacak olması. Bu durum Bogdanovic için de geçerli olabilir.

Hücum yapısını dribbling üzerinden bulduğu şutları kullanan bir oyuncu etrafına kurmak zor. Hata payı ise oldukça az. Üst seviyede uzunluğa ve atletizme sahip iyi savunmacılara karşı hemen hemen imkânsız şutlarda neredeyse sürekli isabet bulması gerekiyor. Bunun için gereken yetenek özelliklerine sahip olmak belki de en kolay kısım. Kötü şutları kullanabilecek özgüven çok fazla oyuncuda yok. Kings’in sahibi Vivek Ranadive, son birkaç yılını kendi ‘Splash Brothers’ ikilisini yaratmak için harcadı. Lotaryada Nik Stauskas’ı seçmesi ve Hield için Cousins’ı takas etmesi de bu arayışın son parçaları. Bogdanovic savunma onun üzerine yoğunlaştığında kendi takım arkadaşları için pozisyon yaratabiliyor ve bu özelliği onu bahsettiğimiz oyunculardan ayırıyor.

“Bogdan, iyi bir oyun kurucu. İyi bir oyuncu. Bunlardan öte, çok da iyi bir insan. Çok çalışkan.” diyor takımdaki bir diğer çaylak oyuncu Frank Mason III ve ekliyor, “Beraber bu işin içindeyiz ve takım için sadece en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Oyunun akışına göre hareket ediyoruz. Eğer ikili oyunlarda iyi durumdaysa, topu ona emanet ediyoruz.”

Bogdanovic, daha öncesinde bulunduğu takımı taşıyan bir oyuncu olmak zorunda kalmadı. Etrafında birçok yetenekli ismin olduğu takımlarda forma giydi. Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe’nin en skorer oyuncusuydu; fakat geçmişte NBA’de forma giymiş dört isimle (Ekpe Udoh, Luigi Datome, Jan Vesely ve Pero Antic) beraberdi. Hepsinin de işin hücum kısmında katkısı çok büyüktü. Bogdan’ı kariyeri boyunca takip eden uluslararası scout’lardan biriyle konuştuğumda, onun zirve noktasının bir playoff takımının ilk 5’indeki son oyuncu veya kenardan gelen altıncı adam olacağını söyledi.

Problem ise şu: En iyi senaryoda bile Sacramento Kings, o noktaya ulaşmaktan yıllarca uzaklıkta. Play-off’ları üst üste 12 sezon kaçırmaya çok yakınlar. Eğer Minnesota şu an bulunduğu Play-off sıralamasını korursa, bu aynı zamanda en uzun seri olacak. Bu süre zarfında, Sacramento dokuz farklı antrenörle çalıştı. Ve hiçbirinin lotaryada gösterebileceği bir şey yoktu. Geçen sezondan sadece iki oyuncu (Willie Cauley-Stein ve Skal Labissiere) şu an kadroda bulunuyor. Fox, takımdaki en potansiyelli oyuncu gibi gözüküyor. Fakat şutlarıyla alakalı soru işaretleri bulunan yirmi yaşındaki oyun kurucunun NBA’in en zor pozisyonunda oynamayı öğrenmesi gerekiyor. Kendini geliştirmesi ise oldukça zaman alacak gibi gözüküyor. Kings’in bir diğer umudu ise 20. sıradan seçtikleri Harry Giles. Fakat o da şimdiden sezonu kapattı ki, lisedeki üçüncü yılından beri düzenli olarak oynayamıyor.

Bu sezonki ilk tur seçimi dışında Sacramento için tünelin ucunda bir ışık gözükmüyor. 2015 yılında cap’i açmak için yaptıkları ve korumasız birinci tur seçim hakkından vazgeçtikleri, Sixers ile yaptıkları felaket takas sayesinde sonraki sene böyle bir hakları da olmayacak. Aynı zamanda, buna benzer kötü yönetim örnekleri, free-agent’lar için Kings’in çekiciliğini tamamen ortadan kaldırıyor. Sezon öncesinde Kings ile üç sene için 57 milyon dolarlık bir kontrat imzalayan George Hill, Kings’in birkaç ay sonra play-off’larda yer alamayacağını anladığı an, bavulları hazırlamaya başlamıştı bile. İlgilerini çektikleri free-agent’lar ise kendini kanıtlayamamış ve gereğinden fazla para saçılan oyuncular veya Zach Randolph ve Vince Carter gibi adeta emeklilik tazminatı bekleyen yaşlı isimler oluyor.

Bu kadar kötü durumda olan bir takımda yer bulabilmek ise belki de Bogdanovic’in başına gelen en iyi şey. Eğer daha iyi bir takım için oynuyor olsaydı, kenardan gelecek oyuncu rolünden çok daha büyük bir rol alma şansını bulamayabilirdi. Öte yandan, Kings, draft’in üst sıralarından oyuncu seçebilmek için normal sezonu çok da ciddiye almıyor. Bogdanovic’in daha öne çıktığı rollerde neler yapabileceğini görme fırsatını da yakalayabilirler. Fırsat, basketbolda en önemli şey. Hiçbir oyuncu, yıldız dakikalarını vermediğiniz ve yıldız dokunuşlarını yapmadığınız sürece, yıldız istatistiklerini ortaya koyamaz. Önümüzdeki birkaç ay, Bogdanovic için kendisinin neler yapabileceğini herkese göstermesi açısından yakalayacağı en iyi fırsat olabilir.

Bogdanovic’in şu anki jenerasyonun şutörlerine doğru evrilme ihtimali oldukça az. 25 yaşındaki çaylak oyuncunun oyununda geliştirebileceği yerler, kendisinden genç oyuncular ile karşılaştırıldığında oldukça az gözüküyor. Fakat Kings o kadar kötü durumda ki bunu denememeleri için hiçbir sebep yok. Sezonun geri kalan bölümünde Bogdanovic’e en büyük yeşil ışığı yakmalılar. Sacramento, bu durumdan iki taraflı bir kazanç sağlayabilir. Eğer Bogdan ona yüklenen sorumluluğu kaldıramazsa, arabanın anahtarlarını ona teslim ettikleri maçlarda gelebilecek yenilgilerle draft sıralamalarını geliştirebilirler. Eğer kaldırırsa, yakın geleceklerinin en önemli parçasını bulmuş olacaklar. Şimdiden Bogdanovic, Kings hücumlarında istediği kadar şut kullanabiliyor. Fakat şu an Kings’in bu şutlara her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

Çeviri: Gökhan Önder Aksu

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Umut Işığı

Umut Işığı

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

3 sene önce