Real Madrid yönetiminin dün yaptığı acil toplantıdan çıkan sonuç Rafael Benitez’in görevine son vermek oldu. Hemen arkasından Zinedine Zidane’ın kulübün yeni teknik direktörü olduğu açıklandı ve İspanya’da başka bir serüven başladı. Zidane’la birlikte Real Madrid son 13 yıldaki 14. teknik adamına kavuşmuş oldu. Bu kuşkusuz çok büyük bir idari başarı değil. 2003’te Vicente Del Bosque’nin kovulmasıyla başlayan yanlışlar zinciri yerini birçok hatalı teknik adam kararına bıraktı. Benitez’in oynattığı futbol ve içine düştüğü durum itibarıyla görevden alınışını eleştirmek çok mümkün olmayabilir lakin Zidane tercihi ve özellikle yaz döneminde Benitez’in gelişine neden olan olaylar silsilesi yönünden Real Madrid’de muhakeme edilmesi gereken çok fazla şey var ve bunlar tamamıyla başka bir yazının konusu.
Derede boğuldu
Benitez’in Real Madrid macerasının temelinde yatan üç ana faktör vardı: Transfer, oyuncu yönetimi ve taktiksel başarı. İlk ikisinde kariyeri boyunca problem yaşayan ve bu yüzden var olan teknik melekelerine oranla hak ettiğinin çok daha azını kazanan Benitez’in Real Madrid’de taktik sıkıntılar yaşamasını beklemezdik. Bu anlamda maç odaklı çok ciddi yanlışlar yaptığını söylemek de kolay değil. Fakat takımın başına gelir gelmez yaptığı savunma vurgusu ve takımın temposunu düşürerek oyun akıcılığına zarar vermesi yeni yılla birlikte kovulmasında en büyük faktör olabilir.
Benzer hatalar
Bazı takımların genetik kodları vardır ve bunların tersine gitmemek gerekir. 90’lı yıllarla beraber Hollanda ekolüne girince var olan genetik yapısını yeniden şekillendiren Barcelona’ya gelip pas odaklı bir futbol dışında bir şey oynatmanız pek mümkün değildir. Takımından sürekli hücüm bekleyen bir taraftara sahip olan Real Madrid’de de durum çok farklı değil.
Fabio Capello’nun 2007’de takımı şampiyon yaptıktan sonra oynattığı ışıltısız futbol nedeniyle görevden alındığı camiada bu genetik kodlar son dönemde takımın başına gelen hocaları da ziyadesiyle etkiledi. Kariyeri boyunca savunma futbolu nedeniyle eleştirilen Jose Mourinho dahi bu kodları değiştirmeye çalışmadı ve kendisini var olan yapıya adapte etti. 2010/2011 sezonunda belki de tarihin en büyük takım performansını ortaya koyan Barcelona’yı gol sayısında geçen, bir sonraki sezon 121’le ülke rekoru kıran Madrid’de Mourinho’nun oynattığı akıcı oyun hala hakkı verilmeyen futbol hadiselerinden biri. Keza sonrasında görevi devralan ve 10. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu getiren Carlo Ancelotti de büyük futbol pragmatistlerinden biri olsa da muhtemelen kariyerinin en etkileyici hücum performansına burada imza attı. Böyle bir ortamda bu takımın daha az gol yemesi gerekiyor tespiti çok sıkıntılı görünmese de temponun düşmesi ve özellikle büyük maçlarda ortaya konan savunma odaklı silik futbol Barcelona’dan iç sahada yenen 4 golle birleşince büyük eleştirileri de beraberinde getirdi.
Üstelik yerleşmiş yapıyla oynamak Benitez’in ilk olarak Real Madrid’de yaptığı bir hata da değildi. Mourinho’nun üç kupayla bıraktığı Inter’de göreve gelen Benitez, savunma çizgisi oldukça derinde olan takımı bir anda “high-line” oynamaya çalışan bir ekip hâline getirmeye çalışmış ve sonucunda devre arasını dahi görememişti. Serie A’daki ilk başarısızlığından ders almaması da onun Real kariyerinde bir artı olarak yer almayacak.
Gençler kurtaramadı
Sezon başında yaşanan çok sayıda sakatlık sırasında Casemiro, Lucas Vasquez ve Jese Rodriguez gibi genç oyunculara rotasyonla birlikte fazlasıyla yer veren Benitez’in bu hamleleri de pek iyi tepki bulmadı. Özellikle Casemiro’nun orta sahada aşırı defansif rol üstlenmesi yine İspanyol’un eleştiri aldığı konulardan biriydi. Özellikle onunla oynamaya başlayan Kroos ve Modric’in Benitez’in eleştiriler sonrasında genç oyuncuyu bir anda keserek çıktığı El Clasico’da şaşkın tavuğa dönmeleri de deneyimli hocanın kendisine ihaneti olarak okunabilir. Bireysel yönetim İspanyol için hep büyük problemlerden biriydi ve Cristiano Ronaldo’yla takımın futbol mantalitesi nedeniyle arasının bozulduğuna dair çıkan haberler de camia içinde ağırlık elde edememesinde fazlasıyla etkili oldu.
Kademe düşecek
Tecrübeli teknik adamın Napoli’de iki sezonda elde ettiği üçüncülük ve beşincilik pek başarı gibi görünmüyor ama Serie A’nın yapısı ve Juventus’un hakimiyeti itibarıyla bu döneme başarısız damgası vurmak da pek kolay değil. Ne var ki yerine gelen Maurizio Sarri’yle Napoli’nin geçirdiği başkalaşım ve Real Madrid’de sezon sonunu görememesi bu kanının ilerleyen dönemde farklılaşmasına neden olabilir. Ne olursa olsun 2010’dan sonraki hocalık döneminde büyük başarılar elde edemeyen Benitez’in kariyeri bir kısır döngüye girmiş olabilir. Real Madrid onun yönettiği ilk zirve kulüptü ve bu sınavdan başarılı çıkamadı. Bundan sonra yeniden B sınıfına dönmek zorunda kalan İspanyol’u kolay günler beklemiyor.
Peki kulübün B takımı Castilla’da oynattığı futbol nedeniyle eleştirilen Zinedine Zidane’ı göreve getiren Real Madrid’in önü açık mı? Emin olmak zor.