Günün Olayı: Caro’nun Dönüşü
Caroline Wozniacki ilk Grand Slam şampiyonluğunu ne zaman kazanabilecek? Aslında bu soru 2010’ların başında, Danimarkalı yıldız dünya 1 numarasıyken sorulmaya başlanmış ama yıllar içerisinde ‘Grand Slam kazanabilecek mi?’ye doğru evrilmişti. 2017, Wozniacki’nin yeniden kendini bulduğu ve şimdiye kadarki en büyük kupası olan WTA Finalleri’ni kazandığı yıl oldu. Üstelk dünya sıralamasının ikinci basamağına da tırmandı ve 2018 tenis sezonuna çok iyi durumda girdi. Dolayısıyla, Serena Williams’ın olmadığı Avustralya Açık’ın fazla sayıdaki favorileri arasında Wozniacki’yi de zikretmek mümkündü ama iki numaralı seri başı, turnuvanın ikinci turunda ciddi bir şokun eşiğinden döndü. Zira dünya 103 numarası Hırvat Jana Fett karşısında, final setinde bir ara 5-1 gerideydi. Ancak Caroline Wozniacki, maçta kalma baskısıyla tam dört oyun alıp, mücadeleyi de 7-5’lik son setle kazandı. Bakalım üçüncü günün olayı olan bu geri dönüş, uzun süredir hasretle beklenen Grand Slam şampiyonluğu yolunda atılmış bir adım olabilecek mi?
Günün Oyuncusu: Hingis’in İzinde
Marta Kostyuk, kariyerinde Grand Slam yarı finali olan Shaui Peng’i set vermeden saf dışı bırakarak Avustralya Açık’ta ikinci tura yükselmişti. Bu, 2002 yılında doğan bir tenisçinin, bir Grand Slam ana tablosunda kazandığı ilk maçtı. Avustralya Açık’ı geçen sene gençlerde kazanan 15 yaşındaki Kostyuk’un peri masalı, turnuvanın ikinci turunda da devam edecekti. Dürüst olmak gerekirse Avustralyalı rakibi Olivia Rogowska da pek tecrübeli bir slam oyuncusu değildi ve bunu iyi bir kura olarak değerlendirebilirdik. Kostyuk da talihli kurasının hakkını verdi ve Rogowska’yı iki sette mağlup etmeyi başardı. 1996 yılında Martina Hingis, 15 yıl dört aylıkken Melbourne’de çeyrek finale kadar yürümüştü. Genç Ukraynalının hikayesinin de nereye kadar gideceğini merakla bekliyoruz. Üstelik üçüncü turdaki rakibi de yurttaşı ve dört numaralı seri başı Elina Svitolina olacak…
Günün maçı: İkinci Raunt
18 yaşındaki Denis Shapovalov, geleceğin en heyecan verici oyuncularından birisi olacağının sinyallerini geçtiğimiz yaz sonunda vermişti. Dile kolay, Montreal Masters’ta Juan Martin Del Potro ve Rafael Nadal’ı mağlup etmiş, Amerika Açık’ta da elemeler dahil altı maç kazanarak dördüncü tura çıkmıştı. Genç Kanadalı, Flushing Meadows’da oynadığı en yüksek profilli maçta ise Jo-Wilfried Tsonga karşısında 3-0’lık rahat bir galibiyet almıştı. Zira Tsonga da, dinamik rakibine hiçbir cevap üretememiş ve bir nevi korttan silinmişti. İkilinin yolları dün Avustralya Açık ikinci turunda bir kez daha kesişti. Deneyimli Fransız bu kez çok daha temkinli ve neyle karşılaşacağının gayet farkındaydı. Maç öncesinde mikrofonlara genç rakibini öven ama “Bu kez benim sıram” demeyi de ihmal etmeyen Tsonga, yine de mücadeleye istediği gibi giremedi. Etkili servisleri ve vuruş gücüyle tanınan 2008 Avustralya Açık finalisti, hemen her istatistikte Shapovalov’un çok gerisindeydi. Hatta bir ara setlerde de 2-1 geriye düştü. Fakat Tsonga bu noktadan sonra büyük maç tecrübesini kullanacak ve günün en eğlenceli maçını beşinci setteki 7-5’lik skorla galip tamamlayacaktı.
Günün Sürprizi: McDonald Gibisi Yok!
İlk turun en büyük sürprizlerinden birisini yaratarak Venus Williams’ı mağlup eden formda Belinda Bencic’in, elemelerden gelen Taylandlı Luksika Kumkhum’a mağlup oluşu normal şartlarda üçüncü günün sürprizi olurdu. Ancak ilerleyen saatlerde oynanan bir başka maçta sergilenen şahane performans, muhtemelen günün sürprizi payesini biraz daha fazla hak ediyor. O performansın sahibi; kariyerinin ikinci Grand Slam ana tablosunu oynarken, dünya üç numarası Grigor Dimitrov’a ecel telleri döktüren Mackenzie McDonald’dan başkası değil. 22 yaşındaki oyuncu, Dimitrov önünde ilk seti kazandıktan sonra 2-1 geriye düşmüş ama ardından 6-0’lık spektaküler bir dördüncü setle maçı karar noktasına taşımıştı. McDonald her ne kadar son setteki 8-6’lık skorla, hem maçın hem de turnuvanın favorilerinden olan Dimitrov’a boyun eğse de tenis severlerin radarına çoktan girdi. Avustralya Açık’ta üçüncü günün sürprizi, asla pes etmeyen Mackenzie McDonald ve onun Rod Laver Arena’daki 3,5 saatlik nefis performansı…