Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

BasketbolBeyazlar Da Oynar

White Men Can't Jump, 25 yıl önce bugün vizyona girdi.
Root7 sene önce

Sokak basketbolu, saha sınırları içinde kendi yazılı olmayan kurallarını barındıran ve bu kuralların çok da aşılamadığı bir evrendir. Siyahların hükmettiği bu evrende kabul görmek için -ten rengin ne olursa olsun- sadece yetenekli olmak yetmez. Hırçın, hırslı ve kavga etmeye hazır ama kavga çıkarmayacak biri olmalısın. Oyunun raconunu bilmiyorsan sahada barınman mümkün değildir. Beyaz bir basketbolcunun ise bu sahaya girmesi neredeyse imkansız gibidir; hem sahadaki herkesten daha yetenekli hem de rakiplerinin çeneleri hiç durmadan yapacağı ‘trash talk’ girişimlerine karşı dayanıklı olman gerekir.

Billy (Woody Harrelson), sahaya her adım attığında rakiplerine kolay lokma gibi gözüküp onları kandırma yoluyla geçimini sağlayan bir karakter. ‘Sıçrayamayan’ beyaz adam o… Sidney (Wesley Snipes) ise hem hiç durmayan çenesi hem de estetik oyunu ile sahaya hükmeden oyunculardan biri, ‘sıçrayan’ siyah tenli atlet… İkilinin film boyunca süren gelgitli ilişkisi, hem filmi hem de sokak basketbolunu en iyi şekilde anlatan mesele aslında.

Önce Billy, Sidney’i kandırarak parasını alır. Sonra sıra Sidney’e gelir. Billy ile işbirliği yapar gibi gözükür ama onu dolandırır. Normalde kavga dövüş olması, birbirlerine girmeleri gerekirken ikisinin de saha dışında bulundukları konum ve ihtiyaçları, yollarını tekrar kesiştirir. Kazanma fikrine odaklanmaları gerektiğini anımsatır.

Aslına bakarsanız filmin kendisi, momentumun o taraftan bu tarafa kaydığı, hatalarla doğruların birbirini takip ettiği bir basketbol maçı gibidir. Bazen bir bakıyorsunuz, her şey yolunda gidiyor; Billy kazandığı parayı borcu olan kişilere götürmek üzere oluyor. Ancak beş dakika sonra, maçta smaç basamadığı için eli boş bir şekilde eve dönüyor ve aynı dakikalarda sevgilisi ondan ayrılıyor. Diğer tarafta, gerçek işi yolunda giden, güzel bir ailesi olan Sidney ise taşınmak ve yaşadığı mahalleden kurtulmak isterken evinin soyulmasıyla birlikte sıfırdan başlamak zorunda kalıyor.

Bir basketbol maçı dedim ya, takım oyunu da gerekiyor haliyle. Bireysel beceri yeterli olmuyor, mevzu sokak basketbolu olsa da. Güçlerini birleştirmeleri gerektiği anlarda sanki yıllardır beraber oynamış, aynı sokaklarda büyümüş iki çocuk gibi birbirlerini tamamlayan, durdurulamayacak bir bütün haline geliyorlar. Sahada akıyorlar. Verdikleri pasları, attıkları şutları, yaptıkları savunmayı gördükçe, birbirleriyle yeni tanışmış olmalarına imkan yok dersiniz. O bağı kuruyorlar, hem de en dibi gördükten sonra.

Beyazların sahaya bile giremediği ortamda, onların smaç basamayacaklarını düşünmek çok şaşırtıcı olmaz herhalde. Ancak katıldıkları turnuvayı kazandıran topu, Sidney’in pasını havada yakalayarak smaçla tamamlayan Billy’nin sevinci, hem hayatı kurtulacağı hem de sokak basketbolunda önemli bir yer kazandığını bildiği için bambaşka oluyor.

Spor filmleri, bilindik numaralarla izleyiciyi etkilemeye çalışırlar. Takım olgusunu ırk problemi üzerinden anlatan Remember the Titans, doğru işi yapmanın ve işini doğru yapmanın paradan daha önemli olabileceğine parmak basan Jerry Maguire ya da kazanmak için temel bilgileri iyi tekrar etmiş ve her zaman her şeye hazır olmanın önemini vurgulayan Hoosiers… Üç filmde de ortaya konan ana fikir, hem her spor dalında mevcut olan hem de gerçek hayatın içinden de örneklendirilebilecek unsurlar barındırır.

White Men Can’t Jump, biraz bunların arasından sıyrılan, geleneksel spor filmlerinin dışında bir yapım gibi gözüküyor. Ama aynı zamanda, farklı yelpazedeki insan ilişkileri, derin karakter patlamaları ve bu hayatı idame ettirmek için sürdürülen çabanın anlatısıyla, gerçek bir basketbol maçının başlangıcından sonuna tüm sürecini anlatıyor gibi… Ve bu yüzden, benim için daima farklı bir yere sahip olacak. Üstelik, istedikten ve çalıştıktan sonra herkesin bir noktada sıçrayabileceğinin altını çizmesi de cabası…

*Bu yazı ilk olarak Socrates’in Nisan 2016 sayısında yayımlanmıştır. Eski sayılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Umut Işığı

Umut Işığı

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

3 sene önce