Nikos Zisis, Fenerbahçe Ülker kadrosunda birden fazla Final Four oynamış tek isim. Ettore Messina’nın CSKA’sıyla 2008 ve 2009 yıllarında, Montepaschi Siena’yla ise 2011’de dörtlü final tecrübesi yaşayan Yunan oyun kurucu, Madrid yolculuğu öncesinde Socrates‘e konuştu.
Final Four’daki rakiplere bakıldığında, Fenerbahçe’nin muhtemel başarısı ‘sürpriz’ olarak nitelendirilebilir mi?
Eğer koçunuz Zeljko Obradovic ise bunu söylemeniz mümkün değil. O olmadan Final Four yapsaydık belki bunu diyebilirdiniz. Şu anda takımın başında Obradovic gibi her şeyi kazanmış bir antrenör olduğu için “Fenerbahçe favori” diyenler bile çıkabilir.
Büyük resme baktığımda tabii ki tecrübesiziz. Real Madrid ve CSKA uzun yıllardır buraları oynuyor. Olimpiakos’un diğer tüm takımlardan daha çok kendini kanıtladığını düşünüyorum. Son üç yılın ikisinde kupayı aldılar. Biz, bu oyuncu grubuyla beraber ilk kez Final Four’da yer alacağız. Ve bu aşamada bildiğim tek bir şey var: Önce yarı finali düşünmeliyiz. Kesinlikle bir sonraki aşama aklımızın ucundan dahi geçmemeli.
Real Madrid nasıl alt edilir?
Dış adam savunması çok önemli. Rudy, Llull ve Rodriguez, gerek bireysel gerek diğer oyuncular üzerinden takımın hücumunu sürüklüyor. Koşma özgürlükleri var. Kendi evlerinde oynayacaklar ve bu iyi bir haber değil.
Bir diğer kilit nokta hücum ribaundları olacak. Real uzunları hücum ribaundları için adeta deliriyor. Mümkün olduğunca onları kontrol altında tutmamız gerek.
Pablo Laso’nun takımıyla alakalı en büyük illüzyon savunmaları. Real Madrid’in iyi bir savunma takımı olmadığı düşünülüyor. Bu yanlış. Yaptıkları baskılı savunma ve agresif tutum pas kanallarına yansıyor. Savunmaları, hücumda yaptıkları baskıyla başlıyor. Onlara karşı iyi savunma yaparsanız, koşma şansınız olur. Ama kötü hücum ederseniz, onlar koşacaktır. Bunu da hiçbirimiz istemeyiz.