*The Players Tribune‘da yayınlanan yazının orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.
Profesyonel kariyerimin en zor haftasıydı. Açık ara. Hem sporcu hem de bir adam olarak önümde duran yol ayrımının farkındaydım. Bu konum da istisnai zorlukta kararları beraberinde getiriyordu. Ancak gerçekten idrak edemediğim, bu süreç esnasında hissedebileceklerimin sınırıydı.
Bu kararı oyuncu olarak potansiyelimin erişebileceği noktayı göz önünde bulundurarak almam gerekiyordu. Şimdiye kadar böyle yaparak hep doğru yönde kalmıştım. Ama artık başka şeyleri de düşünmeliydim. Sadece oyuncu değil, bir adam olarak da olgunlaşmaya eşit önem vermeliydim. Bu yüzden konfor alanından çıktım ve yeni bir şehre, yeni insanların yanına gittim. Potansiyel anlamda, her iki açıdan da en büyük verimi alabileceğim Golden State Warriors’ı seçtim.
Ben aslında Washington, DC’denim. Ancak gerçekten büyüdüğüm yer Oklahoma City. Burada aile olmak konusunda çok şey öğrendim ve nasıl adam olunur, onu gördüm. Organizasyon ve buradaki insanlara dair gerçek hislerimi açıklamama kelimeler yetmez. Daima hayatımda yer alacaklar ve kalbimdeki yerleri çok özel. Bir oyunun ötesine geçen dostluklar ve hatıralar bunlar… Bahsettiğim kazanımların değerini ölçemezsiniz ve bu yüzden düşünme aşamasında kararımı verirken çok zorlandım.
Kararımın birçok insanı üzeceğini biliyorum ve bunu düşünmek acı veriyor. Ancak hayatımın ve profesyonel kariyerimin şu noktasındayken doğru şeyi yaptığımı düşünüyorum.
Oklahoma City’yi ve bu harikulade takımın kuruluşundaki rolümü özleyeceğim. Dostlarımı, birlikte ‘savaşa gittiğim’ takım arkadaşlarımı, taraftarları ve buradaki insanları unutmayacağım. Koşulsuz-şartsız beni desteklediler. Ailem ve bana ne ifade ettiklerini anlatırken daha minnettar olamam.
