Bisiklet dünyası sıkıntılı günler geçiriyor ve iki tekerin merkezi sayılabilecek ülkelerden Belçika, zorlu sürecin ortasında. İlk olarak 22 Mart’ta Brüksel’de yaşanan terör saldırıları karşımıza çıktı, ertesi gün düzenlenmesi planlanan Dwars door Vlaanderen yarışının iptali gündeme geldi. Yarış iptal olmadı belki ama hem pelotondaki hem de seyirciler arasındaki gergin ve kasvetli havayı hissetmek çok zor değildi.
Geçen Pazar düzenlenen Gent-Wevelgem ise Dwars door Vlaanderen’e göre daha normal bir atmosferde geçse bile, yarış akşamı dünya şampiyonluğu mayosuyla ilk zaferini elde eden Peter Sagan’dan çok gün içerisinde kaza yapan Antoine Demoitie’nin sağlık durumu konuşuldu. Gece geç saatlerdeyse korkulan oldu ve henüz 25 yaşındaki bisikletçinin hayatını kaybettiği haberi geldi.
Bir gün önce Criterium International’in ilk etabında kalp krizi geçiren Daan Myngheer de Demoitie ile aynı anlarda yaşam mücadelesi veriyordu. Aradan daha 24 saat bile geçmemişken Myngheer’in de ölüm haberini takımı “Büyük bir şampiyon gibi mücadele ettiği son yarışını kaybetti” diyerek verdi.
Bisikletin en prestijli yarışlarından Ronde Van Vlaanderen’i işte böyle bir atmosferde bekliyoruz. 100. kez düzenlenecek yarışın tarihi yazmakla bitmez ama biz şimdilik önümüze bakıyoruz…
Parkur
Ronde bu sene de Brugge’un merkezindeki Markt Meydanı’ndan başlayacak ve 255 kilometre sonra, son beş senedir olduğu gibi, Oudenaarde kentinde bitecek. Bu 255 kilometre boyunca Ronde’yle özdeşleşen dar yollar, kaldırım taşları ve yokuşlar bisikletçileri bekliyor.
Koppenberg yarışın en zorlayıcı anlarından olacaktır. Maksimum eğimi yüzde 22’ye kadar çıkan bu dar bölüme önde girmek çok önemli. Finişe 46 kilometre kala geçilecek Koppenberg, Paris-Roubaix’deki Arenberg Ormanı için söylenen ‘kazananın değil ama kaybedenin belirlendiği yer’ klişesinin Ronde’deki karşılığı.
Bisikletçilerin üç kez geçeceği Oude Kwaremont’un ortalama eğimi sadece yüzde 4 olsa da iki kilometreden daha uzun tırmanış özellikle finişe 16.7 kilometre kala son kez çıkıldığında belirleyici olabilir. Finişe 13.2 kilometre kala geçilecek olan Paterberg de ortalama yüzde 13 eğimiyle özellikle yarışı son düzlükteki ataklarıyla kazanmayı amaçlayan sprinterler için hayal kırıklığı yaratabilir. Alexander Kristoff’un 2015’te ona yarışı kazandıran atağı yaptığı Kruisberg ise finişe 27 kilometre kala geçilecek.
Kim alır?
Yarışın son kazananı Alexander Kristoff geçirdiği soğuk algınlığı nedeniyle Bahar Klasikleri sezonuna istediği gibi başlayamadı ama hafta içi düzenlenen Driedaagse De Panne’deki formu Ronde’ye daha hazır geldiğinin göstergesi.
2015 sezonun başından bu yana şanssızlıklar yaşayan ve gökkuşağı mayonun klasik lanetine maruz kalan Peter Sagan, yarışın en önemli favorilerden. Geçen hafta Gent-Wevelgem’i kazanan Sagan’ın formundan yana pek kuşkumuz yok ama nasıl bir taktik izleyeceği ve son anlardaki şansı (ya da yine şanssızlığı) belirleyici olacak.
Sagan gibi kariyerinin önemli bölümünde çok yaklaşsa da podyumun zirvesine çıkamayan Greg Van Avarmaet bunu aşmış gözüküyor ve son zamanlardaki formu onu katıldığı hemen her yarışın favorilerinden biri yapıyor.
Bu yarışı üç kez kazanan Fabian Cancellara’nın son Ronde’si. ‘Spartacus’ü biraz tanıyorsanız onun sessiz sakin bir veda yapmaya niyeti olmadığını tahmin edebilirsiniz. Toplu sprint finişinde pek şansı olmadığını bilen Cancellara’dan bir atak geleceği kesin gibi. Yarışı kazanamayabilir belki ama eski günlerin hatırına o atağı yapacaktır.
Cancellara gibi emekli olacağını açıklamadı ama Tom Boonen da artık kariyerinin sonlarına geliyor ve Belçika’da bir bisiklet efsanesi olmasını sağlayan yarışa son kez katılıyor olabilir. Boonen’ın son dönem performansı Ronde için pek umut vadetmiyor; yine de yarışın en tecrübeli isimlerinden biri ve Bahar Klasikleri’nde bunun ne kadar önemli bir katkı olduğunu biliyoruz.
Boonen form anlamında kötü olabilir ama en önemli şansı takımı. Etixx-Quick Step’in son zamanlarda basit taktiksel hatalarla kaybettiği yarışları düşünürsek bunu şanssızlık olarak da görebiliriz. Yine de Etixx’in pelotondaki en iyi klasik kadrosuna sahip takım olduğu gerçeği de göz ardı edilemez. Boonen’ın yanı sıra Niki Terpstra, Zdenek Stybar gibi klasikçiler ve Stjin Vandenbergh, Iljo Keisse gibi önemli domestikler de Etixx’in Ronde ekibinde yer alacak. Takımın klasik kadrosuna yeni eklenen bir isim de Tony Martin. Kaldırım taşlı yokuşlar onun uzmanlık alanı sayılmaz ama doğru anda yapacağı bir atakla yarışı zaman karşı etabına çevirebilecek potansiyele sahip olduğunu biliyoruz.
Kim yok?
Sezon başındaki antrenmanları sırasında Giant-Alpecin takımına araba çarpması sonucu sakatlanan John Degenkolb en önemli eksik. Gent-Wevelgem’de geçirdiği kaza sonrası sakatlanan Jens Debusschere de yarışın sürpriz adaylarından sayılabilirdi ama Bahar Klasikleri onun için bu sezonluk bitmiş görünüyor.
Kim sürpriz yapar?
Klasiklerde bir türlü aradığını bulamayan Sep Vanmarcke yine şansını zorlayacaktır. Jurgen Roelandts da sezonun formda isimlerinden ve ona da dikkat etmek gerekiyor. Milan-San Remo’yu kazanan Arnaud Demare son grupla finişe gelebilirse sprintte kazanma ihtimali en yüksek bisikletçilerden. Arden Klasikleri ona biraz daha uygun olsa da Michal Kwiatkowski’nin Ronde’yi kazanması fazla kişiyi şaşırtmaz. Edvald Boasson Hagen kariyerinin en iyi günlerini Team Sky’da domestik olarak harcamış olarak gözükse de henüz 28 yaşında ve yeni takımı Dimension Data’nın lideri olarak gittiği Ronde’de ondan bir şeyler bekleyebiliriz. 22 yaşındaki Belçikalı Tiesj Benoot geçen sene Ronde’de beşinci olmuştu. Bu sezona da fena başlamayan genç yetenek yarışın sürpriz adaylarından biri olarak gösterilebilir…