NBA’de 2015 – 2016 sezonu Golden State Warriors dominasyonuyla geçiyor. Önüne geleni devirerek, 95-96 sezonunda Micheal Jordanlı Chicago Bulls’un belirlediği 72-10’luk normal sezon çıtasını tarihe gömme hedefine doğru adım adım ilerliyorlar. Steph Curry, basketbolseverlerin hafızalarını çaresiz bırakan şutlarına her maç bir yenisini ekliyor. O gün Golden State’in maçı yok mu? Üzülmeyin, muhtemelen Curry’nin idmanda yarı sahadan soktuğu şutların videosu çok geçmeden bilgisayar ekranınızda olacak.
15-16 model Warriors, önümüzdeki yıllarda da konuşulmaya devam edecek. Beklendiği gibi üst üste ikinci kez Larry O’Brien kupasını müzelerine götürürlerse tarihin en görkemli şampiyonlarından biri olacaklar. Mucizelere inanır mısınız? O halde Golden State’in şampiyonluğunu çantada keklik görmüyorsunuz. Yolda takılırlarsa -ki 73 maçta 7 yenilgi almış takımın 7 maçlık bir seride 4 kez mağlup olması anlamına geliyor bu- şampiyonluğa uzanamamış en iyi takım tacını giymenin ciddi bir adayı onlar. Yani muhtemel her senaryoda, gelecek yıllarda dönüp bu sezonu hatırlayan basketbolseverlerin zihinlerinde Golden State Warriors olacak.
Tüm bu büyünün içerisinde -biraz da rekabetin doğası gereği- diğer takımların başarıları hak ettikleri değeri görmekten uzak kalıyor. O takımlardan en öne çıkanı, şüphesiz San Antonio Spurs. İlk 70 maçta aldıkları 59 galibiyet’i NBA tarihinde geçebilen yalnızca üç takım var. 1995-97 arası üst üste iki sezon Jordanlı Bulls, üçüncüsünü zaten biliyorsunuz. Spurs, 19 Mart Cumartesi günü Golden State’i 87-79 ile geçerek bu sezon kendi evindeki namağlup unvanını korudu. Bu yıl rakiplerini 100 pozisyon başına 96 sayıda tutarak ligin savunma lideri olan Spurs, NBA’in bir numaralı hücum makinesi Warriors’a da AT&T Center’da yalnızca 79 sayı izni tanıdı. Ama Spurs tarihi adına içinde bulunduğumuz normal sezonun en önemli galibiyeti lig liderine karşı kazanılan maç değildi. Bu yazının kaleme alınma nedeni olan o galibiyete birazdan geleceğiz.
‘Uzun bir zaman periyodunda çok güçlü veya çok başarılı olan takım, aile vb.’. ‘Dynasty’ kelimesinin Merriam-Webster İngilizce sözlüğüne göre bir karşılığı da bu. Dilimize ‘hanedanlık’ olarak çevrilen kavramın NBA’de kesin bir cevabı yok. Bill Russelllı Boston Celtics’in 13 yıldaki 11 şampiyonluğu, Jordanlı Bulls’un 90’lardaki altı şampiyonluğu ve Magic Johnson ile Kareem Abdul Jabbar’ı buluşturan ‘Showtime’ Lakers ilk akla gelen örnekler. Daha kısa süreli dönemlere indirgediğinizde üst üste 3 yüzük kazanan Shaq ve Kobeli Lakers’ın yanına, 2011-14 yılları arasına dört NBA finali ve 2 şampiyonluk sıkıştırmış LeBron James, Dwayne Wade ve Chris Bosh merkezli Miami Heat’i ekleyebilirsiniz. Warriors bu haziranda üst üste ikinci kez ipi göğüslerse, takımın çekirdeğini oluşturan Curry, Thompson ve Green’in sırasıyla 28, 26 ve 26 yaşlarında olduğunu hesaba katarak yeni bir hanedanlığın tohumlarını ektiklerini varsayabilirsiniz. Ama 1976-77 sezonunu milat kabul edip uzun soluklu bir hanedanlık arayışına girecekseniz, bu konuda San Antonio Spurs’ün de söyleyecekleri var.
Yukarıda bahsettiğim o maça dönelim. San Antonio’nun, 17 Mart’ta Portland Trail Blazers’ı 118-110 ile geçtiği maçın anlamı, yeterince kabarık galibiyet hanesine bir yenisini eklemekten çok daha fazlasıydı. NBA.com’dan Brian Martin’in araştırmasına göre, bu sonuçla tarihte Portland’a karşı oynadığı 159. maçında 80. galibiyetini çıkaran Teksas ekibi, galibiyet – mağlubiyet sayıları karşılaştırıldığında ligdeki tüm rakiplerine üstünlük sağlamış durumda. Bu ne mi demek? Ligdeki hiçbir takım, Spurs ile oynadığı maçlarda %50’nin üzerinde bir galibiyet yüzdesi çıkaramadı. Hiçbiri! Önce Magic ve Kareem ile sonra da Shaq ve Kobe ile farklı dönemleri domine etmiş Lakers dahi. Rakamlar incelendiğinde, Portland dışında San Antonio’yu en zorlayabilen ekip olarak öne çıkan Lakers da Teksaslılar’ı 77 kere devirebilmişken parkeden 83 kez boynu bükük ayrılmışlar. Spurs’e tarihte en diş geçiremeyen takım da Lakers’la aynı şehirden. Geçtiğimiz yıl playoff ilk turunda 7 maç sonunda Popovich ve öğrencilerini saf dışı bırakan Los Angeles Clippers, toplam 159 maçta yalnızca 36 kez gülen taraf olabilmiş.
Hanedanlık denkleminde Spurs’e arka çıkan bir başka nokta da sahip oldukları köklü playoff kültürü. Tim Duncan’ın lige adım attığı -aynı zamanda Gregg Popovich’in de takımın başındaki ilk tam sezonuna tekabül eden- 1997-98 sezonundan beri bu yıl da dâhil olmak üzere 19. kez üst üste playoff yapan Spurs’ün bu alışkanlığı Duncan öncesi dönemde de net bir şekilde görülüyor. Bu yıl NBA’deki 40. yılını kutlayan Spurs, şu ana dek playoffun yalnızca 4 kez uzağında kaldı. Bu 4 sezonun ikisini takip eden NBA Draft’inde (1987 ve 1997) birinci sıra seçim hakkını elde ettiklerini ve kulüp tarihinin en önemli figürlerinden ikisi David Robinson ve Tim Duncan’ın bu iki draftte takıma katıldığını not düşelim.
Bu yıl 36. kez playofflarda izleyeceğimiz Spurs, 35 kez normal sezonun ötesini gören Lakers’ı geride bırakarak bu alanda da 1976-77 sezonundan bugüne süregelen sezonlarda zirveyi elinde tutuyor. Bu ikiliyi takip eden ekip ise Spurs’e tarihte en diş geçirebilen takım olan Portland Trail Blazers. Oregonlular hali hazırda Batı Konferansı’nda altıncı sırada ve 32. kez playoffa kalmanın hesaplarını yapıyorlar.
San Antonio’yu bu yarışta arkalara iten noktaların başında, şampiyonluk sayıları geliyor. Büyüteç tuttuğumuz son 40 yılda Los Angeles Lakers 10 kez mutlu sona ulaştı örneğin. Chicago Bulls’un da tamamı Micheal Jordan imzalı 6 şampiyonluğu, Spurs’ün 5 yüzüğünü alt etmiş durumda. Bir diğer antitez de Spurs’ün üst üste birden fazla yıl şampiyonluk göremeyişi. Ne de olsa yukarıda bahsi geçen örneklerin hepsi en az iki yıl üst üste ligin zirvesine ulaşmayı başardı. Spurs de pek tabi benzer bir kaderi paylaşabilirdi. Onun yerine NBA finalleri tarihinin en unutulmaz anlarından birinin kurbanı oldular:
1976-77 sezonuyla birlikte NBA’e katılan San Antonio Spurs’te George Gervin’in 1980’lerin ortalarına kadar taşıdığı bayrağı 1990’larda David Robinson devraldı. Spurs’ün 1999’daki ilk şampiyonluğunda Amiral’in pota altındaki partneri ve finallerin MVP’si olan Tim Duncan, koç Gregg Popovich önderliğinde Spurs’ü son 19 yıldır ligin en elit takımları arasında tutuyor. Bu yolda Duncan’ın en büyük destekçileri olan ve lig tarihinde birlikte en çok maç kazanan trioyu oluşturan Tony Parker ve Manu Ginobili de artık kariyerlerinin sonuna yaklaştı. ‘Spurs hanedanlığı’nın yakın gelecekteki akıbetini ise Kawhi Leonard & LaMarcus Aldridge çekirdeği ve Gregg Popovich’in ne zaman emekli olacağı belirleyecek. Gelecek ne gösterir bilinmez ama son 40 yılın verdiği mesaj net: Lakers, Celtics ve Bulls’a layık görülen hanedanlık payitahtında Spurs’e de yer açma vakti.