Kışın kendini iyice göstermesiyle birlikte koşu adına ölü sezondayız. Peki yılın bu zamanında ne olur? Antrenmanlar ve istek azalır, motivasyon düşer ve tüm bunların sonunda yemek yeme fikri daha cazip hâle gelir. Havalar soğukken insanların daha çok yemek arzuladığı kanıtlanmış bir gerçek (2005’te yapılan bir araştırmaya göre insanların kalori alımı sezonlara göre değişiyor ve kış aylarında diğerlerine göre 86 kalori/gün daha fazla). Bunun sebebiyse birçok şey olarak gösterilebilir. Temelde kış ayları daha depresif geçer, buna karşılık psikologların tavsiyesi, hayatınızla ilgili kritik kararların kış aylarında verilmemesi gerektiği yönündedir. Hâl böyleyken, yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerin de normal insanlar için duygusal bir motivasyon kaynağı olduğu gerçeğini düşünürsek, ölü sezonda kilo almak çok daha kolaydır.
Ciddi koşu yarışları ve dereceler hedefliyorsanız mevsim farkı gözetmeksizin rutin antrenmanlara devam etmekten başka çareniz yok. Ama ölü sezonu gerçekten ölü gibi geçirecekseniz sıkıntı var. Mayo ve bikini zamanları şu karlı günlerde çok uzak gelebilir ama özellikle nisan ayı ve sonrasında sezonun hızla gelip sizi gafil avlamasını istemiyorsanız önceden önlem almaya başlamakta fayda var.
Benim tavsiyem haftada üç antrenmandan aşağı düşmemek. Tabii haftanın üç antrenmanı üst üste günlerde olmamalı. Kış aylarında hem genel fitness seviyesini koruyabilmek hem de sezona hızlı girebilmek için farklı ve sizi mental olarak zorlamayacak sporları da antrenman rutininize ekleyebilirsiniz. Örneğin iki koşu antrenmanının yanında, kürek ve cross-training, bisiklet veya yüzme alternatif oluşturabilir.
“Haftanın hangi üç günü antrenman yapacağız?” diye soracak olursanız önce ajandanıza bakmanızı öneririm. Ama Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bildiğiniz gibi Amerika’da profesyonel spor ligleri insanların dikkatlerini dağıtmak ve onları gündelik yaşamın kaygılarından uzaklaştırmak üzere zekice programlanmıştır. Karl Marx’ın “Din, toplumların afyonudur” önermesine paralel olarak spor da aynı görevi görür. Orta ve alt gelir düzeyindeki tabaka daha mükemmel bir hayatın olduğuna inanır ve kendini özdeşleştirir.
Konudan çok sapmadan antrenman günlerimizi nasıl belirleyeceğimize dönelim. Amerikan Futbol Ligi’nde (NFL) maç günleri pazartesi, perşembe ve pazardır. Pazartesi günü akşam iş çıkışına denk gelen maç, pazartesi sendromunu atlatmalık. Perşembe akşamı oynanan maç ise haftayı bitirmenin verdiği haklı sevinçle açılmış bir bira gibi. Pazar ve pazartesi günü üstü üste antrenman verimli olmayacağından gelin hafta sonu hakkımızı NFL’den yana değil de gençlerden yana kullanalım. Cumartesi oynanan NCAA maçlarını izleyecekmiş gibi antrenmanı cumartesi gününe alalım.
2016 kış sezonu takvimimiz bu şekilde ortaya çıktı: Pazartesi, perşembe ve cumartesi. Eğer pazar günü de antrenman yapabilecekseniz sayıyı haftada dörde çıkarabilir ve pazartesi günkü antrenmanı salıya kaydırabilirsiniz. Özellikle bu rutini bozmadan size keyif verecek farklı sporlarla fitness seviyenizi koruyabilirseniz, kış aylarında gündelik hayatın stresinden bir nebze uzaklaşmış olursunuz.
Gelecek hafta aynı konuya beslenme açısından bakacağım. Spor anlamında en üst seviyenize çıkacağınız, sağlıklı ve mutlu bir 2016 geçirmeniz dileğiyle…
*38. Vodafone İstanbul Maratonu yaklaşırken, detaylı bilgi için buradan.
Can Demirel, Güney Amerika’nın Kuzey karakterli soğuk insanı. Plaza, tarla ve oteller üçgeninde göçebe spor hayatı deniyor. Kısıtlı zamanda yapılan egzersizlerden maksimum verim almak üzerine deneysel çalışmalarda bulunuyor, kobay olarak kendini kullanıyor. 1993 yılında başladığı spor hayatında yüzme, yelken, Amerikan futbolu ve triatlonla gerçekten uğraşmış olup şimdilerde mevsimine göre spor seçiyor. Strava profili için tıklayabilirsin.